• Sonuç bulunamadı

2.5. Okulöncesi Dönemde Uygulanan Farklı Eğitim Modelleri

2.5.9. Montessori Eğitim Modeli

2.5.9.6. Montessori Metodunun Ġlkeleri

2.5.9.6.3. Hazırlayıcı Çevre

Hazırlayıcı çevre belirli temel prensiplere dayalı olarak hazırlanmıĢ kendine özgü bir düzeni olan bir mekândır (Wilbrandt, 2007).

Bu mekândaki tüm materyaller çocuğun bunlarla yapacağı alıĢtırmalarda daima basitten zora, somuttan soyuta yani; çocuğun baĢardıkça daha zorunu istemesine imkân verecek Ģekilde düzenlenir.

Çocuklar gün akıĢına uygun olarak hazırlanmıĢ içinde yaĢayacakları bu mekândaki düzeni bilirler ve birilerinin onlara bir Ģeyler teklif etmesini beklemeden kendi seçimlerini yapabileceklerinden emindirler (Wilbrandt, 2007).

Bu mekânda her materyalin değiĢmez bir yeri vardır ve bu yer ancak çocukla birlikte değiĢtirilir. Bir alıĢtırmada kullanılacak tüm parçaların bir tepsi ya da bir sepet içinde bulunması bilhassa küçük çocukların o alıĢtırmayı bir defada çalıĢma alanına taĢımalarına fırsat verir. Böylece çocuğun motivasyonunu kaçıracak gereksiz arama zahmetinden kurtulmuĢ olunur (Wilbrandt, 2007).

Tüm materyaller temiz, tamam, ve estetik bir görünüme sahiptir. Bu durum çocukların da aynı Ģekilde dikkatli, özenli çalıĢmalarını ve çalıĢmayı problemsiz bir Ģekilde tamamlamalarını sağlar.

Kullanılacak malzemenin güzel, zarif ve çekici renklerde olması onları alıĢtırmayı yapmaya teĢvik eder. Bilhassa bir sette kullanılan parçalardaki renk uygunluğu ve aynılığı çocukların o çalıĢmaya ait tüm parçalan kolayca bulmalarını sağlar. Örneğin; kırmızı tas, kırmızı kova, kırmızı sabunluk ve fırça el yıkama setinde kırmızı havluların da kullanılacağını iĢaret eder. Bu durum aynı zamanda çocuğun çalıĢmayı bağımsız olarak yapıp bitirmesine yerine kaldırırken kullanılan malzeme yerine temizini yine kimseye sormaya gerek kalmaksızın koymasını sağlarken yaptığı iĢin doğruluğundan da emin olmasını sağlar (Wilbrandt, 2007).

Materyallerin göz önünde ve ulaĢılır uzaklıkta olması çocukları o alıĢtırmayı deneme isteğini teĢvik eder. Tüm malzemeler çocukların görebileceği ve ulaĢabileceği açık dolaplarda veya raflarda bulunur. Göz önünde bulunan Ģeyler çocuklarda yapma arzusunu destekler böylece materyal kendi reklamını da yapmıĢ olur. Atasözünde de "gözden ırak olanın gönülden de ırak olduğunun vurgulanması" gibi. Bu durum aynı zamanda çocuk için yararlı bir çalıĢmayı dolaylı olarak teklif etmeyi sağlar. Göz önünde bulunmayan ve ulaĢılması güç bir yerdeki materyalin

çekiciliği de olmaz. Eğer çocuk daha zor bir alıĢtırmaya baĢlamadan daima en basit olanı tercih ediyorsa bu düzen terapistin ve eğitimcinin iĢini kolaylaĢtırmıĢ olur.

Bilhassa küçük ve fiziksel engelli çocuklar için böylesi bir düzenleme idealdir (Wilbrandt, 2007).

Engelli olmayan çocuklar için değerli bir eĢyaya ulaĢmanın çeĢitli yöntemleri vardır ve onlar bunu bulmakta fazla güçlük çekmezler. Ancak fiziksel engelli çocukların hareket kabiliyetlerinin ne kadar kısıtlı olduğu düĢünüldüğünde böylesi bir düzenin her iki gurup çocuğun birlikte yaĢamasına olanak sağladığı ortadadır. Sadece bu açıdan ele alınsa dahi baĢka "düzen" modelleri ile karĢılaĢtırıldığında bunun çok daha anlamlı olduğu kendiliğinden anlaĢılmaktadır (Wilbrandt, 2007).

Materyallerin sınırlı olması pek çok sosyal iliĢkiye neden olur. Hemen hemen tüm alıĢtırmaların sadece bir adet olması çocuklar arasında birbirleriyle konuĢma anlaĢma, problemlere çözüm yolları üretme gibi çok önemli durumlara neden olur. Yani çocuklar arasında iletiĢime fırsat tanır. Bütün çocuklar daima kendilerinden önce baĢka birisinin aldığı çalıĢmaya sahip olmak ister. Bu durumda seyretmek, beklemek, uygun bir çözüm yolu üretmek, isteğini ertesi güne ertelemek, vazgeçmek gibi çok önemli sosyal geliĢmeleri desteklediği gibi aynı zamanda seyrederek öğrenmek gibi dolaylı öğrenmeyi de sağlar. Gözlem yapmak hem de baĢkalarının yaptığı iĢe saygı duymayı ve değer vermeyi de öğretir. Beklemek, sabırlı olmanın antrenmanıdır. Çocuk aynı zamanda seyrettiği bu süre içerisinde moral bir izlenim kazanır. BaĢkasını acele ederek bir an evvel çalıĢmayı bitirmesini beklerken aynı zamanda gerçekte o çalıĢmayı isteyip istemediğini de anlamıĢ olur.

Problemi çözmek için ortak bir yol bulmak karĢılıklı konuĢmayı ve ikna etmeyi gerektirir ki, bu da ileriki yaĢantılarında çok önemli bir olguyu "demokrasi" yi öğrenmesi için bir ön hazırlıktır (Wilbrandt, 2007).

Bir isteğini ertesi güne ertelemek irade gücü gerektirir. Ara sıra ilgisi baĢka Ģeylere yönlenirse de aynı konuda istek duymaya devam etmesi kararlı olmayı ve ne istediğini bilmeyi gerektirir.

Vazgeçmenin farklı nedenleri olabilir. Ġstediği Ģeye sahip olana karĢı hassasiyet, küçümsemek, feragat etmek gibi. Burada gerekli olan vazgeçmenin nedenini keĢfetmektir. Belki de bu konuda çocuğun yardıma ve desteğe ihtiyacı vardır. Böylece çocuk hayatı boyunca yaĢayacağı her istediğinin o anda yerine getirilemeyeceği konusunda ilk deneyimlerini yapacak ve öğrenmiĢ olacaktır.

Hata kontrolü çocuğun yetiĢkine olan bağımlılığını azaltır. Montessori Materyallerindeki hata kontrolü çok önemli bir prensiptir. Bu prensip gerek satın alınan materyallerde, gerekse prensipler doğrultusunda hazırlanarak geliĢtirilmiĢ materyallerde olsun daima çocuğa çalıĢması sırasında "burada doğru olmayan bir Ģeyler var" düĢüncesini gösterir. Bu durumu kendiliğinden keĢfeden bilhassa kendisine karĢı aĢırı güvensiz ve yetiĢkinden daima sözle ya da bakıĢla tastik bekleyen çocuklara kısa zamanda kendi baĢlarına deneme-yanılma yoluyla öğrenme fırsatı verecektir (Wilbrandt, 2007).

Hazırlayıcı çevre çocuğun ve yetiĢkinin davranıĢlarını Ģekillendirir. Ġyi bir çalıĢma mekânı hazırlamak eğitimci için büyük, ciddi ve zaman alıcı bir iĢtir. O, bununla çalıĢma ve sosyal davranıĢları etkileyecek aynı zamanda estetiği ve harmoniyi sağlayacaktır.

Bu çevre, aynı zamanda eğitimciye, tüm çocukların bağımsız olarak çalıĢma yapması istifadesinden yararlanarak ihtiyacı olan çocukla bireysel çalıĢma fırsatı kazandıracak ve onu çekiĢtirerek, aynı anda yüzlerce talebi yerine getirmekten kurtarıp, sakin ve huzurlu bir çalıĢma imkanı da sağlayacaktır (Wilbrandt, 2007).

Benzer Belgeler