• Sonuç bulunamadı

“Önce zarar verme ilkesini temel alan ve sağlık hizmeti sunulan tüm kuruluşlarda her tür uygulamanın hastanın mevcut durumunu olumsuz etkileyecek faktörlerden korunması anlamına gelen” hasta güvenliği, kültürel kodlarla desteklenirse özümsenecek ve sağlık kurumlarında köklü bir şekilde yerleşecektir. Bu sebeple, hasta güvenliği kültürü kavramının da açığa çıkarılması gereklidir.

1.5.1. Hasta Güvenliği Kültürü Kavramı

Hasta güvenliğinin örgütlerde oluşturulması hasta güvenliği kültürünün oluşmasına bağlıdır. Sağlık kurumlarında etkin bir güvenlik kültürünün sağlanması ve geliştirilmesi yönündeki çalışmalar giderek önem kazanmıştır. Sağlık organizasyonlarında hasta güvenliğinin sağlanması, beraberinde bir davranış ve tutum değişimi gerektirdiğinden belli bir sürece gereksinim duymaktadır (Yardımcı vd., 2014:174).

Hasta güvenliği kültürü; tüm sağlık hizmetleri sunan personelin, hasta ve yakını ile doğrudan iletişim kuran hekimlerin, hizmetin devamlılığını sağlayan hemşirelerin ve hastane personelinin hasta haklarına saygılı ve her daim hasta haklarının korunmasında kurum personelinin tümü tarafından sergilenen özen olarak belirtilmiştir (Yalçın, 2010: 14).

Hasta güvenliği kültürü sağlık çalışanlarının hastaların haklarının korunması ve uygulanması için tüm paydaşların gayretleri sonucunda ortaya çıkan hastanın tedavi, bakım, rehabilitasyon, kendine ve gizlilik ilkesine saygı anlamına gelmektedir. Hastaların tedavi süresince her türlü hatalara karşı korunması, yanlış müdahalenin yanı sıra, hastane enfeksiyonları ve hatalı ilaç tedavisi gibi hastalar için risk oluşturan konularda önlemlerin alınması kural ve prosedürlerin uygulanma sürecini kapsar (Özkan,2012: 52).

Hasta güvenliği ve tıbbi uygulama hataları bugün sağlık sistemlerinin en önemli sorunlarının başında gelmektedir. Risk faktörünün yüksek olması nedeniyle, hasta güvenliği kültürünün yerleştirilmesi ve geliştirilmesi sağlık hizmeti veren kurumların başarısında önemli bir yer tutmaktadır (Sayek,2011: 23).

Sağlık organizasyonlarında hasta güvenliğinin sağlanması, beraberinde bir davranış ve tutum değişimi gerektirdiğinden belli bir süreci gerekli kılmaktadır. Hasta güvenliği kültürünün geçiş aşamalarını, Fleming ve Wentzell (2008:11) patolojik, reaktif, analitik, pro-aktif, üretken olmak üzere beş seviyeden oluşan bir model kullanarak açıklamıştır. Patolojik seviyede kurumlar güvenliği bir problem olarak görmekte, ancak bilgiler gizlendiği için güvenliğin sağlanmasında bireylerin sorumluluğu üzerine odaklanılmaktadır. Reaktif seviyede, güvenlik önemli olmakla beraber, zarar ortaya çıktıktan sonra sorumluluk söz konusudur. Analitik seviyede ise kurumlar, kurallara ve pozisyonlara oldukça bağlıdırlar. Başarısızlıkların açıklanmasında derinlemesine bir inceleme olmadan karar verme yoluna gidilir. Pro- aktif seviyede, zararlar ortaya çıkmadan önce tüm çalışanlarca hasta güvenliğiyle ilgili geniş çaplı bir katılım söz konusudur. Son aşama olan üretken aşamada ise, kurumlar güvenli ve güvensiz davranışlar hakkında bilgi sağlamak için aktif bir araştırma sürecinde yer almaktadır.

Sağlık kuruluşlarının olması gerektiği gibi güvenli olmaması, hata ve ihmalleri kabullenmeyen sağlık hizmetleri alanında önemli bir sorun teşkil etmektedir. Bu duruma çözüm aramak için sağlık hizmeti veren kuruluşlar, hastaya zarar verme riski olan sonuçları ve riskleri kontrol etmek, engellemek ve yapılacakları belirlemek amacıyla hasta güvenliği kültürünü benimsemek zorunda kalmışlardır (WHO, 2006). Hastalara daha güvenli hizmet verebilmek için pek çok ülkede yapılan çalışmalar olmasına karşın bu alanda henüz beklenen başarı düzeyine ulaşılamamıştır. Hasta güvenliği konusunda uygulamaların başarılı olabilmesi, ilk olarak problemin boyutunun

büyüklüğü ile ilgili algıları artırmak, daha sonra ise hatalardan öğrenmeyi sağlayacak, suçlayıcı ve cezalandırıcı olmayan bir kültür oluşturmakla mümkündür (Erkul vd., 2015: 332)

Hasta güvenliği kültürü, kurumun sağlık ve güvenlik yönetimindeki yaklaşımı ile görev/sorumluluklarını yerine getirmeyi sağlayan, aynı zamanda bu alandaki yetkilerini belirleyen, kişiye veya gruba ait değerler, tutumlar, algılamalar, yetenekler ve davranış şekilleri olarak belirtilmektedir. Hasta güvenliği kültürünün olması daha kaliteli hizmet sunmak için iyileştirme fırsatlarının ortaya çıkarılmasını sağlayacaktır. Güvenlik kültürünün kapsamında, yöneticilerin güvenliğe yönelik taahhütleri, iletişim tarzı ve hataları rapor etmeye ilişkin açık kurallar, çalışanların motivasyonu, morali, hataları algılama biçimleri ve hataları etkileyen faktörlere karşı tutumları (yorgunluk, risk alma, süreçlerin ihlali gibi) vb. unsurlar yer almaktadır (Özdemir, 2014: 43-55).

1.5.2. Hasta Güvenliği Kültürünün Boyutları

Sağlık Hizmetlerinde Araştırma ve Kalite Ajansı (AHRQ) Amerika Birleşik Devletleri sağlık sisteminde hasta güvenliği ve kalite geliştirme kültürünün belirlenmesi amacıyla hastaneler için hasta güvenliği kültürünü ölçmeye yarayan anket geliştirmiştir. Geniş bir kitleden elde edilen veriler ışığında anketin güvenirlik ve geçerlik analizleri yapılmış ve hasta güvenliği kültürünün 14 boyutta ölçülebileceği öngörülmüştür (Çelen, 2011: 64). Boyutlar kısaca aşağıdaki gibi ifade edilmektedir (Karayurt vd. ,2017: 18):

Olayların Raporlanma Sıklığı: Hataların hastayı etkilemeden önce belirlendiği

ve önlendiği, hastaya zarar verecek potansiyel hata olmadığını ifade etmektedir.

Genel Hasta Güvenliği Algısı: Sistem ve prosedürler hataların önlenmesinde iyi

olduğunu ve hasta güvenliği problemlerin olmadığını ifade etmektedir.

Hasta Güvenliği Derecesi: Kurumda hasta güvenliğinin ne derece aktif

olduğunu belirtmektedir.

Rapor Edilen Olay Sayısı: Bu sayı ile kurumda ne derece etkin raporlama

sisteminin kullanıldığı göstermektedir.

Yöneticilerin Beklentileri ve Güvenliği Teşvik Eden Eylemler: Hasta

güvenliği için yöneticilerin çalışanlardan öneriler aldığını, çalışanları ödüllendirdiğini ve hasta güvenliğini göz ardı etmediğini ifade etmektedir.

Örgütsel Öğrenme ve Sürekli Geliştirme: Hataların olumlu değişikliklere

Hastane Birimlerindeki Ekip Çalışması: Birimler içinde ekip çalışması

Çalışanların birbirini desteklemesini ve ekip olarak birbirleri ile etkili çalışabilmesini ifade etmektedir.

Açık İletişim: İletişimin açık tutulması hasta güvenliği açısından riskli bir şey

gördüğünde açıkça ifade edebilmesini ve sorumlu kişileri özgürce sorgulamadan çekinmemeyi ifade etmektedir.

Hata Hakkında İletişim ve Geribildirim: Çalışanların gerçekleşen hatalar

hakkında bilgilendirildiğini, uygulanan değişiklikler hakkında geribildirim verilmesini ifade etmektedir.

Hataya Cezalandırıcı Olmayan Yaklaşım: Çalışanların hata yapmalarına karşı

bireysel cezalandırılmamasına ve kişisel dosyalarında saklanmamasına ifade etmektedir.

İstihdam: Personel sağlama ile hastalara en iyi bakımı verebilmek için çalışma

saatlerinin uygun olması ve yeterli sayıda çalışanın olmasını ifade etmektedir.

Hastane Yönetiminin Hasta Güvenliğine Desteği: Hastane yönetiminin hasta

güvenliğinin öncelikli olduğunu gösteren bir çalışma ortamı sağladığını ifade etmektedir.

Hastane Birimleri Arasındaki Ekip Çalışması: Hastaların en iyi bakımı

alabilmesi için üniteler arasında etkili iş birliğinin olduğunu ifade etmektedir

Hastane İçi Geçişler: Hastaların hasta güvenliği açısından bilgilerinin şift

değişimi ve üniteler arasındaki transferlerinde aktarıldığını ifade etmektedir.

Singer ve arkadaşlarının yaptığı bir araştırmada ise hasta güvenliği kültürünü dokuz boyutta incelenmiştir (Singer, 2007:1999-2021);

Üst Yönetimin Sorumluluğu: Üst yönetim hasta güvenliği konusunda net bir

tutum sergilemelidir. Üst yönetim, kurumun hasta güvenliği konusunda en üst düzeyde sorumluluğa sahiptir ve kurumun hasta güvenliği planını geliştirmesini ifade etmektedir.

Güvenlik İçin Örgütsel Kaynaklar: Hasta güvenliği için örgütlerin yeterli

kaynak ayırmasını ifade etmektedir.

Genel Olarak Güvenlik Algısı: Tüm çalışanların hasta güvenliği konusunda

bakış açılarının geliştirilmesi gerekmektedir.

Birim Güvenlik Normları: Her birim adına güvenlik normlarının

uygulanmasını ifade etmektedir.

Güvenlik Çabaları İçin Birimin Kabul ve Desteği: Birimlerin hasta

Utanma Korkusu: Hatalar karşısında olayların tartışılmayıp kişilerin

tartışıldığını ifade etmektedir.

Sağlık Hizmetlerinin Sunumu: Sağlık hizmetinde sunumun çeşitliliği ve

zorluğunu ifade etmektedir.

Öğrenme: Hatalardan ders alma ve oluşabilecek hataları önleme adına

çalışanların sürekli öğrenmesi ve eğitimler almasını belirtmektedir.

Suçlama Korkusu: Hatalar sonucu bireylerin suçlanma korkularını ifade

etmektedir.

1.5.3. Hasta Güvenliği Kültürünün Öncülleri (Sebepleri)

Hasta güvenliği sağlık kurumlarında doktorundan hemşiresine, sekreterinden güvenlik görevlisine varana kadar hasta güvenliği algısını geliştirmek, bu alanda kaliteyi geliştirmek için strateji ve planlar uygulamaya koymakla sağlanabilir. Hastanın ve hizmet sunucuların güvenliğini tehlikeye sokan olayları izlemek, raporlamak, analiz etmek ve iyileştirmek, hastaya zarar vermeden tanı, tedavi, bakım ve diğer hizmetleri sağlamak sadece doktor ve hemşirelerin değil tüm personelin temel görevleri arasındadır (Dursun vd., 2010:4).

Hasta güvenliği kültürünü çalışanların sahiplenmesi için personel ve hastalar arasında açık iletişimin sağlanması, personele hasta güvenliğini tehlikeye sokan uygulamaları belirleme ve azaltma konusunda sorumluluk verilmesi, hasta güvenliği için kaynak ayrılması gerekmektedir. Etkili bir devamlılık sağlamak için bu uygulamalar belirli aralıklarla değerlendirilmelidir (Çırpı vd. ,2009: 33).

Hastalar açısından tehlikeli olan ve zarar verme olasılığı taşıyan yüksek riskli ilaçlar uygulanırken, sağlık çalışanları ilaçlardan kaynaklanabilecek olumsuzlukları tahmin ederek, gerekli özeni göstermelidir. Hantallık, tembellik ve tükenmişlik hallerinden uzaklaşmaya çalışmalıdırlar (Kaya ve Yağcı, 2015:560).

Hasta güvenliği kültürü geliştirmek için en fazla öneme sahip olan verimli bir raporlama sisteminin olması ve hataların açıkça belirtilmesidir. Hataların belirtilmesi, kabul edilip raporlanması, gerekli kişilere raporlanması güvenliğin ne derece iyi uygulandığının kanıtıdır. Çalışanlar tıbbi hataları raporlamaları konusunda teşvik edilmeli, raporlamaların güvenli olmasının yanında olayları rapor eden kişiler de rapor edilmemelidir. Çalışanların gayretleri göz önünde tutulmalı ve hasta güvenliğine katkı sağlayan çalışanların ödüllendirilmesi sağlanmalıdır. Raporlamanın daha verimli

olması, hasta ve yakınlarının hasta güvenliği konusunda bilinçlenmesinin sağlanması için eğitilmeleri ve iş birliği sağlama yöntemlerinin geliştirilmesi bu kültürün kuruma yerleşmesini sağlayacaktır (Aydın,2010: 28).

1.5.4. Hasta Güvenliği Kültürünün Ardılları (Sonuçları)

Hasta güvenliği kültürü oluşmuş kurumlarda hataların, süreçlerin ve sistemle alakalı problemlerin açıkça ve cezalandırılma korkusu yaşamadan tartışılabildiği bir ortam sağlanacak, hasta güvenliği konusunda yapılan faaliyetler bu kültürün başarılı ve sürekli olmasını sağlayacak böylece tanı ve tedavi süreçleri ile sunulan hizmet üzerinde büyük oranda iyileşme sağlanacaktır (Dursun vd., 2010:5).

Bu kültürün yerleşmediği kurumlarda hataların cezalandırıldığı ve sağlık personelinin hataları raporlamalarına engel olan bir ortam oluşacak ve bunun sonucunda istenilmeyen durumlarla karşı karşıya kalınacaktır. Böyle bir ortam çalışanların yaptığı hatayı gizlemesine, aleyhine kullanılabileceği duygusuna kapılmasına ve bu hataların daha büyük hata ve zararlara neden olmasına yol açmaktadır (Özdemir ve Şahin, 2015:143).

Kurum tarafından benimsenmeyen hasta güvenliği kültürü maddi manevi kayıplara neden olmaktadır. Hizmet alıcısı tarafından; ölümlerin yaşanması, sakatlık veya psikolojik zararlara neden olmanın yanı sıra ekonomik kayıplara yol açmaktadır. Sağlık kurumu açısından ise imaj kaybı, ek maliyet, tercih edilebilirliğini azaldığı ortamların gelişmesi, rekabet etme gücünü zayıflamasına neden olmaktadır. Hasta güvenliği kültürü maddi kazançlardan ziyade bireylerin yaşamının uzamasını ve daha da önemlisi insan kayıplarının önüne geçilmesini sağlayacaktır (Tütüncü vd., 2007: 519- 533).