• Sonuç bulunamadı

Harizm’de Gördüğü Rüyalar

3. HURÛFÎLĐK TASAVVURU VE TARĐHSEL SÜRECĐ

1.3. FAZLULLAH’IN TASAVVUFA YÖNELMESĐ VE HURÛFÎ TEZAHÜRLER

1.3.1. Harizm’de Gördüğü Rüyalar

Fazlullah, Harizm’de kendi varlığının anlam ve önemini fark edeceği bir biri ardına üç rüya gördü. Bu rüyalar Fazlullah’ın yüklendiği misyonu adeta bir süreç halinde açıklıyordu.

Teheccüd namazından sonra gördüğü birinci rüyada Fazlullah kendini bir hamam da gördü. Hamamın kapısını açan Hz. Đsa, ona der ki: “Đslam şeyhlerinden hangisi doğru yolda gitti ve Allah’tan başka bir şey aramadı ve hangisi bunun aksini yaptı biliyor musun?” Fazlullah hayır cevabını verince Hz. Đsa, şeyhlerin isimlerini birer birer vererek ona muhlis ve murâîyi tanıtır. Đbrahim b. Edhem (ö. 161/778), Bâyezid-i Bistamî (ö. 234/848 [?]), Sehl b. Abdullah et-Tusterî (ö. 283/896–897) ve Behlül (ö. 183/799 [?])’ü muhlisler arasında zikreder. Fazlullah uyanınca ancak bu dört ismi hatırlar.46 Bu rüya sayesinde Fazlullah, Tasavvuf yoluna gidenlerden kimlerin doğru yolda olduğunu bilerek bu yolda önemli bir seviyede olduğu kanaatine ulaşmıştır.

Fazlullah, sülûk ettiği tasavvuf yolundan umudunu kesip, derd-i maişete dönmeyi düşündüğü bir gecede ikinci rüyasını gördü. Rüyasında kendisi Esterâbâd’daki bahçesindedir. Mevlana Nizameddin Harizmî gelip onu bahçesinden zorla çıkarır ve ona bu bahçenin onun olmadığını, burada duramayacağını söyler. Bu arada Fazlullah yüksek bir yer görür ve orasının makam-ı sıdk47 olduğunu bilir. Hz. Süleyman bu yerde oturmuştur, onun yakınında bir yer daha varmış ve orası da makam-ı âraf48 imiş. Hz. Süleyman, Fazlullah’ı görünce Hüdhüd nerde diye sorar. Derken Hüdhüd gelir. Hz. Süleyman Hüdhüd’e git bunun müddeisini (Mevlana Nizameddin Harizmî) getir ki bunların arasındaki anlaşmazlığı çözeyim der. Hüdhüd bir karakarga getirir. Hz. Süleyman'ın emriyle, Hüdhüd onun tüylerini yolup bahçe duvarından dışarıya atar. Hz. Süleyman, bahçenin Fazlullah’a teslim edilmesini emreder. Fazlullah uyanınca, Hz. Süleyman’ın Allah; Hüdhüd’ün ruh; karakarganın nefs-i emmâre-i bi’s-su’ (kötülüğü emreden nefis); bahçenin de ten olduğu hükmüne

46

Nâfecî, Hâbnâme, vr. 12b.

47

Kur'an’da “mak’ad-ı sıdk” olarak geçer bk. 54;55

48

varır ve sevinir.49 Böylece Fazlullah başlamış olduğu manevi yolculuğun semeresini almış ve doğru yolda olduğu kanısına varmıştır.

Fazlullah, ikinci rüyadan bir gece ve bir gündüz sonra (760/1359 yılında50) üçüncü bir rüya daha gördü. Bu rüya, kendinin manevi âlemdeki yeri ve önemini göstermesi bakımından çok önemlidir. Bu rüyada, Fazlullah kendini Esterâbâd’da bir çınar ağacının dibinde görür. Orada bir pîr kişi’nin oturmuş, gelecekten haber vererek rüya ve olayları te’vil etmektedir. Bu sırada Hz. Muhammed (s.a.v.) belirerek o kişiye : “ey pîr yapmaya çalıştığın rüya te’vili zor bir iştir. Bunun tahkiki de müşkildir. Mesela bir kişi kendini rüyada lezzette veya elemde görse bunun te’vili başka birisi içindir. Veyahut yaşayan birini ahirette zorluk içinde görürsen, bunun te’vili kabir ehli veya ahiret ehlidir” der.51 Daha sonra da Fazlullah’a dönerek: “rüya

te’vili bir yıldızdır ki otuz bin yılda bir kez ortaya çıkar ve o yıldız on sekiz bin âleme muhittir. Şimdi onun tek başına tulu’ vaktidir. Belki tulu’ etmiştir. Eğer istersen o yıldızı görebilirsin. Benim bahçeme gir. Orada bir narenciye ağacı var. Onun dibinde bekle. Semâda yedi yıldız göreceksin onlardan birisi en büyük ve en parlaktır. Rüya te’vili onun katındadır” der. Fazlullah bunları duyunca o bahçeye gider ve narenciye ağacının yanına varır ve semâya bakar. Semâda yıldızlar arasında bir yıldız ortaya çıkar ve parlamaya başlar. Bu yıldızdan gelen ışık hüzmesi onun sağ gözüne girer.52 Bu ışık, bütün yıldızlar onun etrafında toplanana kadar gözüne girmeye devam eder. Fazlullah uyanınca fark eder ki, Hz. Süleyman gibi, kuşların dilini anlayabilmektedir ve rüya te’vil ilmine sahiptir.53 Bu rüyadan sonra Fazlullah, gayb âleminin kapılarının kendisine açıldığı kanısına varmıştır. Böylece daha sonra takipçileri tarafından sıkça kullanılacak olan sahib-i te’vil ünvanıyla anılmaya başlanmıştır.

Đlk iki rüya, Fazlullah’ın takip ettiği manevi yolculuğunu doğrulayarak, ona çok özel bilgiler vermekte; üçüncü rüya ise çıktığı bu yolculukta üstleneceği görevlerin ve taraftarları nezdinde alacağı makamların ilkini ona sunmaktadır. Üçüncü rüya ile

49

Ferişteoğlu Abdülmecid b. Đzzeddin et-Tirevî, Terceme-i Hâbnâme (yazma), Đstanbul Büyükşehir Belediyesi Atatürk Kitaplığı/ Osman Ergin Türkçe Yazmaları, No:1821/2, vr. 38b-39a.

50

Ferişteoğlu, Terceme-i Hâbnâme, vr. 40a.

51

Ferişteoğlu, Terceme-i Hâbnâme, vr. 39a.

52

Ferişteoğlu, Terceme-i Hâbnâme, vr. vr. 39b.

53

Bashir, “Deciphering the Cosmos from Creation to Apocalypse: The Hurufiyya Movement and Medieval Islamic Esotericism”, s. 172.

yüklendiği misyon sebebiyle artık Fazlullah, etrafındaki sembolleri yorumlayarak onların arkasındaki gerçekleri ortaya çıkarma çabası içine girmiştir.

* * *

Üçüncü rüya sonunda elde ettiği rüya te’vili yeteneği, ona Harizm’de birçok taraftar kazandırdı. Buradan Tebriz’e giden Fazlullah daha sonra gittiği Yezd ve Tokçi (Đsfahan’ın kenar mahallesi)’de de taraftar kazanmaya devam etti. Çok sayıda soylu kişi ve kumandan artık onun meclisinin müdavimi olmuştu.54 Fakat Fazlullah gelenlerden hiçbir zaman yararlanma gibi bir girişimde bulunmadı. Hatta onlardan hediye bile kabul etmiyordu.55 Đsfahan ve civarında şöhrete kavuştuktan sonra tekrar

Tebriz’e gitmeye karar verdi. Burada yaptığı rüya yorumlarıyla Celayir saltanatı nezdinde de kısa sürede üne kavuştu. Çünkü Celayir sultanı Şah Üveys (ö. 1374), ve onun veziri Emir Zekeriya, Fazlullah’ın Vali Dûlek zaviyesindeki meclisinin müdavimi idi.56

Fazlullah’ın takipçilerinin yaşam tarzı, onun Tebriz’in soylu bir ailesinden bir kızla evlenmesinin anlatıldığı hikâyede açıkça ortaya çıkmaktadır. Hâce Bâyezid, Sultan Üveys’in veziri ve Fazlullah’ın da mürididir. Vezirin karısı Fazlullah’ın zühd hayatı yaşadığını bile bile Kemaleddin Hâşimî aracılığıyla, cinsiyetini belirtmeden bir çocuğu olduğunu ve onu Fazlullah’a mürid olarak vermek istediğini iletir. Hâşimî zühd hayatının zorluklarından bahsedip onu vazgeçirmeye çalışır. Kadın ısrar edince Hâşimî, Fazlullah’a bu özel isteği iletir. Fazlullah da çocuğun yerine getireceği şartları sıralar: dervişlik hayatı boyunca ulaşamayacağı elbise ve yiyecekleri istemeyi terk etmeli; zaviyeye girdikten sonra dışarıya tek bir adım dahi atmamalı; çuvaldan yapılmış bir yatağa, keçeden bir yastığa ve pamuktan elbiselere alışmalı; dervişlerin münzevi hayatına saygı göstermeli; belirli zamanlarda evrad okumaya adapte olmalıdır. Anne 14 yaşındaki kızına bu şartları bildirir ve onun kabul etmesinden büyük mutluluk duyar. Fazlullah’a dervişler arasına bir kadının katılmak istediği söylenince, Fazlullah ona önce bu kısıtlamaları denemesini tavsiye eder. Kız dört ay boyunca bu şartlarda başka bir yerde yaşadıktan sonra Fazlullah

54

Ferişteoğlu, Terceme-i Hâbnâme, vr. 40a.

55

Bashir, “Deciphering the Cosmos from Creation to Apocalypse: The Hurufiyya Movement and Medieval Islamic Esotericism”, s. 173.

56

onunla evlenmeye karar verir. Kız zaviyeye girmesinden sonra dervişlerin giydiği elbiselerin yeşilini giyer ve onlar gibi takke dikmeyi öğrenir.57