• Sonuç bulunamadı

Hamrın İstihalesi (Sirkeleşmesi, Sirkeleştirilmesi ve Reçel Yapılması)

4- Aklî Deliller Açısından:

3.2.2.5. Hamrın İstifadesi

3.2.2.5.1. Hamrın İstihalesi (Sirkeleşmesi, Sirkeleştirilmesi ve Reçel Yapılması)

Başlıkta geçen istihâle kelimesi hal değiştirmek anlamındadır. Tahmin edileceği üzere burada hamrın hal değişimine ve özellikle de kimyasal değişimi ile ilgili hükümlerine yer verilecektir. Hamrın haramlığıyla birlikte gündeme gelen konulardan biri hamrın sirkeleştirilmesi olmuştur. Zira bu hamrın kullanım alanlarından birini oluşturmaktaydı. Bazı âlimler hamrın kendiliğinden sirkeleşmesi ile dışarıdan bir müdahale ile sirkeleştirilmesi arasında ayrım yapmışlardır. Mervezî ve Tahâvî bu konudaki ihtilafları zikretmezken, Cessas tartışmaları delilleriyle birlikte ayrıntılı bir şekilde işlemiştir.

131 Mervezî, a.g.e., vr. 15/b .

132 Mervezî, a.g.e., vr. 15/b.

133 Tahâvî, Muhtasaru’t-Tahâvî, s.280; Mervezî, a.g.e., vr. 15/b.

134 en-Nahl 16/66.

45

Mervezî, İbrahim en-Nehâî’den: “Müslümanın elinde bulunan hamrı sirke yapmasında bir beis yoktur.”; Ümmü Haddâş’tan: “Ali b. Ebî Tâlib’in bir sepetten ekmek çıkardığını ve onu hamr sirkesine batırarak yediğini gördüm”136 şeklinde ardarda iki rivayet aktarmıştır. Sonrasında Hz. Ömer’in tılâ ile ilgili bir rivayetine yer vermiştir. Rivayetin sonunda konu ile ilgili olan: “Hamr olduktan sonra sen onu sirke yapıp yemiyor musun?” cümlesi ile delil getirmiştir.137 Ayrıca elde bulunan hamrı dökmek yerine sirke yapılmasını tavsiye etmiştir.138

Mervezî, hamamda bir adamın hamrın tortusuyla ovalanmasını mekruh görürken, bunun sirkeyle yapılabileceğini söylemiştir.139 Bu ifadeden de dolaylı olarak hamrdan sirke yapılmasında bir sakınca görmediği anlaşılmaktadır.

Hamrın reçel haline dönüştürülmesi de yine sirkeleştirilmesi ile birlikte verilmiştir. Hamrın içine balık ve tuz atılarak reçel yapılması sorusuna Mervezî hamr durumundan çıkıp, sirke veya reçel haline gelmesi halinde bir beis bulunmadığını ifade etmiştir.140 Tahâvî, hamrdan hiçbir şekilde faydalanamayacağını söyledikten sonra sirkeleşmesini istisna etmiştir. Hamrın sirkeleşmesi halinde alınıp satılabileceğini ya da farklı şekilde istifade edilebileceğini belirtmiştir. Akabinde bu sirke olma halinin kendiliğinden gerçekleşmesi ile dışarıdan bir müdahaleyle sirkeleştirilmesi arasında bir fark bulunmadığını da eklemiştir.

Tahâvî hamrı bulunan kimsenin içine balık veya tuz atarak reçel haline getirmesinde Ebû Hanîfe’ye göre bir sakınca olmadığını, İmam Muhammed’den de Ebû Hanîfe’nin görüşüne muhalif bir rivayet gelmediğini belirtmiştir.141

136 Mervezî, a.g.e., vr. 12/b.

137 Mervezî, a.g.e., vr. 12/b.

138 Mervezî, a.g.e., vr. 15/b.

139 Mervezî, a.g.e., vr. 15/a.

140 Mervezî, a.g.e., vr. 15/a. İhtimal ki hamrın içine tuz veya balık atmakla reçel haline gelmesi farâzî bir anlatım şeklidir. Burada anlatılmak istenen istihale (kimyasal değişim) sonucu yani başka bir madde haline dönüşmesi halinde hamrdan elde edilenin mübah olduğudur.

46

Cessas, “Hamrın sirkeleştirilmesi” başlığı altında Tahâvî’nin sirkeleşmiş hamr ile sirkeleştirilmiş hamrın aynı mesabede olduğunu ifade eden cümlesine yer verdikten sonra kendiliğinden sirkeye dönüşen hamrın içilmesi ve intifası hususunda selef arasında bir ihtilaf olmadığını zikretmiştir. Fakat hamrın sirkeleştirilmesi konusunda görüş ayrılığı bulunduğunu, bunu âlimlerden bir kısmının mekruh bir kısmının ise helal kabul ettiğini söyleyerek helal kabul edenlerin delillerini sıralamıştır:142

• "f ًw›• f ً„زرو ا ً_yt ªw… نو†œg‰ بfw•eاو –rœw}ا تا_n« v…و"143 ayetindeki "f ًw›• f ً„زر" (güzel rızık) kısmını seleften bazısı sirke olarak tefsir etmiştir. Eğer ayetin zımnındaki muradın sirke olduğu doğruysa bu -tahsisini sağlayacak bir delil ikame edilmedikçe- bütün sirkeler için umum ifade eder.

• Benzer şekilde Hz. Peygamber (s.a.v.): “Sirke ne güzel katıktır.”144 buyurmuştur. Hamrdan ve hamr dışındakilerden elde edilen şeklinde ayırım yapılmamıştır. Bu da hepsi için umum ifade eder.

• Hamrın tahrimi için gerekli mana bize göre (hamr) isminin bulunmasıdır. Şayet sirkeleşirse haram olmasını sağlayan mana ve buna bağlı olarak da haramlık izâle olmuş olur. Bu durumda hamrdan istihale olmuş olan sirke, insanın müdahalesi dışında oluşan sirke konumundadır.145

Cessas, bu delillerden sonra gelebilecek/gelen itirazları soru-cevap şeklinde anlatmıştır. ‒ Hamrın dışarıdan bir müdahale ile sirkeleştirmesini doğru bulmayanlar, “Enes’in yanında yetim malı vardı ve bununla hamr satın aldı. Hamr haram olunca Hz. Peygamber’e (s.a.v) gelip: “Ya Rasûlallah onu sirke yapsın mı” diye sordu. Hz. Peygamber de (s.a.v): “Hayır onu döksün” buyurdu” hadisini delil getirecek olurlarsa?

142 Cessas, Şerhu Muhtasari’t-Tahâvî, II, 637-638.

143 en-Nahl 16/67.

144 İbn Mâce, “Et‘ime”, 33; Tirmizî, “Et‘ime”, 35.

47

‒ Onlara denir ki: Burada sizin, hamrı sirkeleştirmenin nehyedildiğine, yenilmesinin mübah olmadığına ve intifasından men edildiğine dair iddianıza bir delil bulunmaz. Hamrı alıp da sirke yapmazsınız. Şayet yaparsanız artık ondan yararlanabilirsiniz. Bu aynı, koyunun gasbedilmiş bıçakla kesilmemesi gerektiği halde böyle bir durumun gerçeklemesi halinde onu yemenin caiz olması gibidir. Görmez misin başka bir şeyle hamrın sirke yapılması yasaklanmıştır ancak yapılmışsa bu sirke mübahtır.146

‒ Hangi açıdan sirkeleştirme yasaklanmıştır?

‒ Hamrın haramlığını ağırlaştırma/caydırma cihetinden ve onların hamrdan yararlanma alışkanlıklarını kırmak için yasaklanmıştır. Hz. Peygamber’in şu kavlinde olduğu gibi: “Ebû Talha ve ensar rivayetin ağırlığıyla beraberlerindeki kapları kırmışlardır. Rivayetin ağır olmadığı zamanda kapları kırmamışlardır. Bu durum ancak haramlık hükmünün ağırlaştırılmasından dolayı meydana gelmiştir.147

‒ Eğer hamrın intifası men edildiyse hamrı sirkeleştirmenin de ondan intifanın bir çeşidi olarak yasaklanması gerekmez mi?

‒ Sirkeleştirmek hamrdan faydalanma yollarından biri değildir. Sirkeleştirme olduktan sonra artık o sirkeden intifa olur. Ve sirke hamr değildir. Görmez misin ölü derisi tabaklandıktan sonra intifası caizdir. Bu tabaklandıktan sonra ölüden intifa değildir. Tabaklanma onu meyte halinden çıkarır. Aynı şekilde hamrı sirkeleştirmek de onu hamr halinden çıkarır. Meytenin tabaklanarak intifasının mübah hale gelmesi hamrın sirkeleşerek intifasının mübah hale gelmesine asıl teşkil eder. Çünkü meyte tabaklanma ile temizlenir ve meyte hükmünden çıkar. Aynı şekilde hamr da sirkeleştirilerek hamr hükmünden çıkar. Bu sirkeleştirme ile de cevazına ulaşılır.148 Cessas, hamrın içine balık ve tuz atılması haline de ayrı bir başlık açmış Tahavî’nin konu ile ilgili cümlelerini serdettikten sonra hamrın bu şekli ile sirke olduğunu ve hal

146 Cessas, a.g.e., II, 638.

147 Cessas, a.g.e., II, 639.

48

değiştirmesiyle birlikte helal olduğunu ifade etmiştir. Ebû Yusuf’tan, hamrın (balık ve tuza) galip olması durumunda bunun sirkeleştirme cihetinden kabul ettiğine dair rivayet aktarılmıştır. Ebû Hanîfe de aynı şekilde tuz veya balığın hamra galip gelmesi durumunda onda bir hayır olmayacağını söylemiştir. Ebû Yusuf burada iki farklı durum tespit etmiş ve hükümleri de bu farklılığa göre vermiştir. Durumlardan ilki hamrın (tuz ya da balığa) galip gelmesi halidir. Bu şekliyle hamr hal değiştirmiş ve sirkeleştirilmesiyle birlikte caiz hale gelmiştir. Diğeri tuz ya da balığın hamra galip gelmesi durumudur. Bu ise hamrdan suya yahut hamura veya buna benzer bir şeye damlayıp karışması sonucunda o şeyi pis ve fâsit hale getirmesi mesabesindedir.149