• Sonuç bulunamadı

Halkevlerinin Kapatılmasının Etkileri

Belgede Siirt halkevi ve faaliyetleri (sayfa 57-61)

2.1.3. Halkevlerinin Dönüşüm Süreci

2.1.3.2. Halkevlerinin Kapatılmasının Etkileri

Hiç şüphesiz Halkevlerinin kapatılmasını destekleyen, buna ön ayak olanlar olduğu gibi, bu kurumların ortadan kaldırılmasını önlemek, bunların varlığını devam ettirmesi için mücadele edenler de olmuştur. Bununla birlikte CHP’lilerin deyimi ile kültür yuvaları olan Halkevlerinin kapatılmış olmasının hem ülke içinde hem de ülke dışında yaratmış olduğu etkiler söz konusudur. Bu kurumların kapatılması daha çok faaliyetlerine iştirak eden ve bu kurumların bünyesinde gönüllü olarak çalışanları üzmüştür.

Kapatılma olayından sonra Halkevlerinde büyük bir özveriyle çalışmış olan pek çok eğitimci ve aydın adeta etkisiz hale getirilerek başıboş bırakılmıştır. Bu kurumlar aracılığıyla kendini yetiştiren, geliştiren ve toplum için faydalı olma gayesinde olan gençlik amaçsız ve hedefsiz bırakılmıştır. Öğretmen kitlesi eğitimden ve eğitsel faaliyetlerden uzaklaşarak kahvelerin ve oyun masalarının kucağına

mahkum edilmiştir. Bu duruma direnenler ise çeşitli bahaneler ve haksızlıklarla sindirilmeye çalışılmıştır İnan’a göre(akt: Toksoy, 2007: 131).

Cevdet Emiroğlu döneme ait anılarını kısaca şöyle anlatmaktadır: İnan’a göre (akt:Toksoy, 2007: 131);

“Okul dışında bütün saatlerimizi halkın yararına adamış, mesleğin değerini yukarı katlara çıkarmış ve tanıtmıştık. Öyle ki, bütün bayramlarda, müsamereler, konferanslar, temsiller, konserlerimizle halk ile içli dışlı olmuştuk. Hapishanelerde ve gece dershanelerinde parasız dersler düzenlemiş, faydalı olmaya çalışmıştık. Altı ay ders verdiğim hapishanedeki katil ve hırsızlardan bile saygı görmüştük. Şimdi ise ne yazık ki, öğretmenlik önemsiz, bayağı bir meslek haline geldi. O hamleleri şimdi artık göremediğimizden çok üzgünüm. Bütün varlığımızı onlara adamıştık. Her yerde sevgi ve saygı gördük. Yetersiz aylıkla yetinirdik de gece derslerinden veya yan ödemelerden bir şey almak aklımızın kenarından geçmezdi. Bütün bunları gösterişsiz aşkla ile şevk ile yapardık.”

Aynı şekilde Şevket Beysanoğlu da o günlere ait hatıralarını şu şekilde ifade etmektedir: Beysanoğlu’na göre (akt: Toksoy, 2007: 132);

“Halkevlerinin kapatılmasına çok üzülmüştüm… Halkevlerinin kapatılması kötü olmuştur. Belki politika dışında bırakmak, Milli Eğitim Bakanlığı’na, Kültür Bakanlığı’na bağlamak iyi olurdu… Fakat Halkevleri çok yararlıydı. Kimse gelip oyunuzu halk partisine verin demezdi. Zaten oya da ihtiyaç yoktu. Zaten bizim bölgede halk partisi de yoktu. Halk Partisi, 1946’da açıldı. Halkevleri kapandıktan sonra kültür dernekleri kuruldu. Birkaç sene sonra o da kapandı. Halkevinin kapatılmasından kütüphane büyük zarar gördü. Halkevinin kapısına kilit vuruldu. Ne olacağı belli değildi. Hırsızlar camları kırıp kitapları çaldılar.” diyerek duygularını dile getirmiştir.

Buna göre yukarıda Halkevlerinin kapatılmış olmasının yurtiçinde neden olduğu tepkiler ortaya konulmaya çalışılmıştır. Bu tepkilerden hareketle Halkevlerinin kapatılmış olmasının hem o kurumların bünyesinde çalışan insanların hem de o kurumlar vasıtasıyla eğitilmeye çalışılan bireylerin bu durumu benimsemedikleri görülmektedir. Yine söz konusu tepkilerden de anlaşılacağı üzere Halkevleri her ne kadar olumsuz olarak değerlendirilebilecek bir takım tutum ve davranışlar sergilemiş olsalar da Türk toplumunun değişim ve dönüşümüne katkıda bulundukları için tasfiye edilmiş olmaları bazı aydınlar tarafından tepkiyle karşılanmıştır. Bununla birlikte söz konusu kültür kurumlarını ortadan kaldıran DP ve temsilcileri ise bu yapıların tamamıyla Cumhuriyet Halk Partisi taraftarlığı ve Kemalist ideolojiyi yerleştirme faaliyetlerini yürüttükleri gerekçesiyle kaldırılmış olmalarının haklılığını savunmuşlardır.

Halkevlerinin kapatılmış olması ülke içerisinde tepkilere yol açtığı gibi ülke dışından da önemli tepkilere neden olmuştur. Öyle ki Halkevleriyle odalarının gerçekleştirdikleri olağanüstü ve çok yönlü çalışmalarını gören yabancılar, böylesine büyük bir atılım içerisine girilmiş olmasını beğeniyle karşılamış ve hatta bu duruma imrenmiş ve kurumlarda karşılıksız görev alan kişilerin çalıştığını duyunca şaşırmışlardır(Toksoy, 2007: 141).

Halkevleri kendi içinde oluşturmuş olduğu faaliyet kolları aracılığıyla gerçekleştirmiş olduğu çalışmalarla sadece yurt için de değil, yabancılar tarafından da büyük bir ilgi görmüştür. Nitekim Dünya savaşı sırasında Avrupa’yı ziyaret eden İngiltere Dışişleri Bakanı Eden, İnönü ile birlikte Ankara Halkevi’nin bir folklor gösterisine gelmiş ve Halkevinin çalışmalarıyla yakından ilgilenmiş ve böyle bir halk kültür ocağının İngiliz halkına örnek olması açısından Londra’da da açılmasını istemiştir Şapolyo’ya göre (akt: Toksoy,2007: 141).

Halkevleri, Avrupa’nın çeşitli ülkelerinde faaliyet gösteren basın yayın organlarının da dikkatini çekmiştir. Ülkemizde faaliyet gösteren Halkevleri ve yürütmüş oldukları faaliyetler ile ilgili olarak Batı basınında çeşitli makaleler yazılmıştır. Bu konudaki en önemli örneklerden biri Fransa’da yayınlanan Figaro Gazetesi’dir. Paris’te çıkan ve Fransa’nın en tanınmış gazetelerinden biri olan Figaro Gazetesi, 30 Temmuz 1939 tarihli nüshasında on sayfalık bir Türkiye ilavesi yayınlamış, Türk inkılabının çeşitli cephelerine dair birçok önemli yazıları içeren bu ilavede Halkevlerine de geniş yer ayırmıştır. Halkevlerinin sayısından faaliyetlerinden, kurulma ve çalışma şartlarından bahsetmiş ve Halkevleri aracılığıyla başarılan işin büyüklüğünü, zorluğunu ve kutsallığını da ortaya koymuştur (Toksoy, 2000: 142).

Halkevleri konusunda Fransa’nın önemli gazetelerinden biri olan Figaro’da övgü dolu bir yazının yazılmış olması hem ülkemiz hem de söz konusu kurumlar açısından oldukça etkileyici olmuştur. Söz konusu gazetenin bu yazısına istinaden Halkevlerine dış dünyada olan ilgi daha da artmıştır. Bu konuda yaşanmış olan gelişmelerden biri de bazı yabancı uzmanların Halkevlerini ve çalışmalarını incelemek üzere Türkiye’ye gelmiş olmalarıdır(Azcan, 2003: 76).

Görülüyor ki ülkemizin belli bir dönemine damgasını vurmuş sosyo-kültürel kurumlardan biri olan Halkevlerine ilişkin yurtiçinde olduğu kadar yurt dışında oldukça olumlu tepkiler söz konusudur. Tepkinin yanı sıra Halk eğitimi konusunda yapmış oldukları faaliyetler açısından hem Batıdaki hem de Doğudaki ülkelere örnek oldukları anlaşılmaktadır. Bu kurumların yapmış oldukları çalışmalar pek çok ülke ve kişinin ilgisini çekmiş ve kurumlar aracılığıyla gerçekleştirilen faaliyetleri yerinden görmek amacıyla yurt dışından birçok araştırmacı, devlet adamı ülkemizi ziyaret etmiştir. Bunlar tabii söz konusu kurumlar açısından gurur duyulabilecek gelişmeler olmakla birlikte, bu kurumlar eliyle yapılan olumsuz çalışmaların göz ardı edilmesini de gerektirmez. Ancak genel olarak Türk halkının ve Türkiye Cumhuriyeti’nin gelişimi için yapmış oldukları çalışmalar ağır basmaktadır. Ayrıca bu kurumların kapatılmasına karşı ortaya çıkan tepkilerden de hareketle kurumların toptancı bir anlayışla tasfiye edilmesinden ziyade, bir takım düzenlemelerle ve yeni döneme uydurularak toplumsal eğitimde veya ülkenin gelişimine katkı sağlayacak şekilde varlıklarını devam ettirmelerine olanak sağlanabilirdi.

BÖLÜM 3 3.1. SİİRT HALKEVİ VE FAALİYETLERİ

Belgede Siirt halkevi ve faaliyetleri (sayfa 57-61)