• Sonuç bulunamadı

Halil Çakallı Görüşme

Halil Çakallı: Urfa’da emlak adına çok sağlam işler yapılmıyor. Ne yapmamız lazım derseniz birtakım büyük kentler var (İstanbul, Ankara, Bursa..). Genelde Urfa Büyükşehir Belediyesinden gördüğüm kadarıyla Kayseri ve buna benzer kentleri taklit ettiği ve birtakım çalışmalar yaptığını görebiliyoruz. Urfa’nın hedefi marka şehir olmaksa eğer ortada somut bir eylem ya da proje yok. Bunlar da hep paraya, kaynaklara bağlı. Urfa’nın dinamiklerine baktığımız zaman turizm ve kültür zaten biz ajans olarak ta destekliyoruz. Fakat emlak noktasında ciddi bir planlamanın yapılması lazım. Urfa’nın önüne bir model konulması lazım. Özellikle Karaköprü noktasında ciddi bir talep var. İnşaat sektörü o tarafa doğru büyüyor. Şehir o tarafa doğru gelişiyor ama çok düzenli bir gelişme değil. Beş kat verdim müteahhite göre verdim arsaya göre fiyat biçtim vs vs.. Belediyenin harfiyen uyabileceği bir planlama yok. Kaos ya resmen burası kaos.

Nihan Kahya: Size göre şuan Urfa hangi yönden dönüşüyor? (Emlak, turizm, kültür)

H.Ç: Turizm yönünde bir dönüşüm var onu gözlemleyebiliyoruz. Ajansımız bu noktada kurulduğundan bu yana cazibe merkezleri adında bir program yürütüyor birde ajansımızın turizme mali destek programları oluyor. Özellikle Mahmutoğlu projesinden diğerlerine kadar onların altında belediyenin ve ajansımızın maddi kaynağı var. Biz pek gözükmeyiz ama onlar biz yaptık biz ettik derler. Bizim kaynağımız olmadan hiçbirine bir çivi bile çakmamıştır, çakamazlar. Biz kaynağı kestik mi hiçbirşey yapılmıyor. Niye? Çünkü proje de üretilmiyor. Cazibe merkezleri projesinde yaklaşık 48- 50 trilyon para aktardık. Kale eteğindeki 270 tane evi yıktık. Orayı turizme kazandırıyoruz. Belediye de karşı tarafı yıktı (Kızılkoyun). Bundan sonra da bunlara fonksiyon verme olayı var. Bunlar herşey olabilir. Müze olabilir, yüzme havuzu olarak kullanabilirsin. Yeter ki bunu girişimciniz görsün. Karaköprü’ye inşaat yapmasınlar desinler ki ben bu projeyi çalıştıracağım. Buraları da turizme kazandırmak lazım.

N.K: Sizin gibi Urfa’nın gelişimine katkıda bulunan kurumlar/kişiler var mı?

H.Ç: Tarımsal alanda kalkınma ve destekleme kurumu destekliyor. KOSGEB ve GAP idaresinin destekleri var. Turizm noktasında bizim desteklerimiz daha fazla. Biz biraz daha kültürel turizme önem veriyoruz. Bu noktada belediye ile birlikte yürüttüğümüz yaklaşık 9.5 milyon avroluk bir proje var. Orda da Eski Urfa sokaklarını sağlıklaştırma çalışması yaptık İl Özel İdaresi ile birlikte. Finansmanını cazibe merkezi projesinden karşılıyoruz. Bu kapsamda yaklaşık 5 km sokağın cephe çalışmasını yapıyoruz . 200 yataklı bir butik otel yapıyoruz. Amaç turistleri buraya çekip kalış sürelerini arttırmak. Urfa’nın tarihi dokusunu öne çıkarıp burayı turizme kazandırmak. Bunun da bir domino etkisi yapmasını istiyoruz. Oralar bittikten sonra şunu bekliyoruz oradaki vatandaş evini butik otel yapsın cafe yapsın. Oradaki Reji Kilisesine Harran Üniversitesi’nin Görsel Sanatlar Fakültesini tahsis edip orada da bu tür çalışmaların yapılmasını (özellikle müzik, sinema…). Bu evlerde dizi sahneleri çekilsin buralar gün ışığına çıksın Urfa kültürü daha iyi tanıtılsın. AB’den aldığımız 9.5 milyon avroyu BUROK (Belgesel Operasyonu Rekabet) yaklaşık bir 3.5 milyon avrosu da Göbeklitepe’de çatı denilen üst örtüsü yapılacak. Onun finansmanında kullanacağız ve asma yürüme köprüsü yapılacak üstten gezilebilecek. Böyle bir projemiz var alman arkeoloji enstitüsü ile beraber. UNESCO listesine girme yönünde çalışma var Göbeklitepe’nin. Göbeklitepe ile ilgili tanıtım materyalleri hazırlıyoruz (broşür,magnet,kitap,takvim vb.). Bunları yurtiçi ve yurtdışı fuarlarında veriyoruz. Alan yönetimi adı verilen bir yönetim getirmeye çalışıyoruz. Tarihi yapıların koordinasyonu, işleyişi, bunlardan elde edilen gelirleri toplanıp bundan sonraki süreçte tarihi yapıların restorasyonunda kullanma ile ilgili bir süreç yaşıyoruz. Sadece bu amaçla kullanılacak bir yönetim oluşturmaya çalışıyoruz.

N.K: Sizin ajans olarak ağırlık verdiğiniz proje tipleri genellikle ne tür?

H.Ç: Otellerin restorasyonları ve desteklenmesi ile ilgili çok ciddi kaynaklar verdik. En son İpek Palas Oteline destek verdik. Otelin restorasyonu ve düzenlenmesi ile ilgili %75 ajansımızın verdiği desteklerle yapılmıştır. Bu katkılar devam edecek. Bir diğer desteğimiz ise yurtiçi-yurtdışı fuarlarına katılıyoruz. Oralarda maddi katkı sağlıyoruz ve İlin tanıtımını yapıyoruz. Turizm noktasında belli bir noktaya geldik onun farkını görebiliyoruz. Urfa kültür ve turizm noktasında yavaş yavaş kabuğunu

176

kırıyor. Bunun artması ve vatandaşın buna sahip çıkması gerekiyor. Kültür tanıtım merkezleri oluşturuyoruz (Mesela Balıklıgölde). Urfa zaten üç eksende büyüyor bizim gördüğümüz kadarıyla turizm , sanayi ve tarım. Bu eksenlerden birinde iyi yoldayız tabi yeterli mi değil. 2 milyon tl Cazibe Merkezlerinin sadece kültür ve tanıtım işleri için İl Özel İdaresine aktardık. Turizm işletmelerin, tur operatörlerinin yani aktörlerin daha aktif rol oynaması lazım.

N.K: Urfa’nın sizin alanınızla ilgili en büyük sorunu ne? Bu sorunun çözümü için adım atılıyor mu?

H.Ç: Sorunların çözümüne yönelik olarak doğrudan faaliyet ve teknik destek diye ajansımızın 2 tane argümanları var. Bu destekler o işin yapılması için motive ediyor. Hadi şunu yapalım demektense kaynağımız da var sorunları tespit edelim buna çözüm bulalım diye buna yönelik raporlar, fizibilite çalışmaları yaptırıyoruz. Bunları tespit ediyoruz. Şuan bir 2. OSB Bölgesinde lojistik merkezi çalışmamız var. Organize Sanayi Merkezinde bir lojistik merkezi oluşturulup ihraç edilecek ürünlerin oradaki gümrük işlemlerin yapılıp demiryolu ağıyla birlikte entegre olmuş bir lojistik merkez kurguladık. 2015 gibi bu çalışmamız hayat bulacak. Demiryolumuz da gelecek. Bu demiryolu Urfa’yı Diyarbakır’a bağlayacak. Teknoloji geliştirme ve eğitim merkezi hakkında çalışmalarımız var. Buna yönelik yeşil bina sertifikası almaya aday bir bina planlıyoruz. Projemiz bitti. Kaynak noktasında ise Cazibe Merkezleri projesi kapsamında destekleyeceğiz. Amacımız sanayicinin ihtiyaç duyduğu nitelikteki ara eleman ihtiyacını uygulamalı olarak karşılayacağız.

Urfa’nın en büyük sorununu göç ve nüfusla gelen şehrin intibakı ve kentsel planlama. Gecekondu bölgeleri oluşuyor buna da belediyeler çanak tutuyor. TOKİ aracılığı ile yapılan konutlarla bunlar çözüme kavuşabilirdi. Maalesef vatandaşın keyfine bıraktığınız zaman şehir çarpık büyüyor çarpık bir kentleşme ortaya çıkıyor. Buda şehrin marka değerini düşürüyor.

N.K: Sizin kentsel dönüşüm projelerinde rol alma gibi bir projeniz var mı?

Bizim aslında rol alacağımız alan bunun planlama kısmıdır. Uygulama bizim işimiz değil uygulama belediyenin, çevre ve şehircilik bakanlığının, diğer kurum ve kuruluşların işi. Biz bir üst ölçekli bakarsak burada çok ciddi bir planlama hatalarının yapıldığını görüyoruz. Planlama konusunda daha iyi işler yapılabilir, yurtdışından uzman getirtebiliriz. Mesela Birecik’te Almanya’daki bir firma ile birlikte Birecik’in katı atık sorunlarının fizibilitelerini yapıyoruz. Bize bu işi yönetebilecek (vakıf,dernek..) biz bu süreci başlatalım. Bence en büyük sorunumuz planlama ve projelendirme ayrıca kaynak bulma sorunu. GAP Vadisi diye bir alanımız var 380 hektar. Oranın altyapısı için planlama yapıyoruz. Üstyapısı için de İstanbul’a gittiğimde Vialand teki satış temsilcisi Urfa’ya yatırım yapmak istediklerini ver alan aradıklarını söylediler onun gibi yerlere vermeyi düşünüyoruz. Amacımız bölgeye yabancı yatırımcı çekmek. Yurtdışından da CNC diye bir firmayı Şanlıurfa’ya getirdik. Çağrı merkezi yatırımı yaptılar. Yatırım yeri 1. OSB’ den yer bulduk. Son teşvik yasasıyla birlikte yabancı yatırımcıların bölgeye bakış açısı değişti. Urfa’ya çok ciddi bir talep oldu. Bunlar 1500 istihdam hedefiyle Şanlıurfa’ya geldiler. Eleman bulma noktasında da kendilerine yardımcı olduk. 750-800 kişi işe başladı şuan. 2015-2016 da bu 1500 kişiyi bulacak. Tempo çağrı merkezi de ajansımızın desteğiyle buraya geldi. Teşvik yasasında çalıştırılan işçinin ücretini devlet karşılıyor. Şanlıurfa’ya gelen Pınar ve Eti Holding ile görüştük. Onların her türlü problemi için ajans olarak çözüm bulmaya çalışıyoruz. HOSAD diye bir projemiz var. Tekstil adası projemiz var. Altyapısını biz üstyapısını onlar yapmak koşuluyla yaklaşık 5000 istihdam planlıyoruz. Bu şekilde bir kümelenme olacak.

N.K: Genelde hangi sektörler yatırım yapmak istiyor?

Tarıma dayalı sanayi, tekstil, gıda, metal işleri, sulama ekipmanları, inşaat malzemeleri çünkü Urfa Ortadoğu’ya açılan kapı konumunda olduğu için bu ülkelere ihraç etme konumu var. Savaştan sonra bir canlanma bekliyoruz. Savaş sonrası oraya ihracat yapacak şekilde yaklaşıyorlar. Hatta bence şuan üretim konut sektörüne göre daha cazip. Konutta bir durma var şuan fakat yeni teşvik ile birlikte bir üretim sürecine girildi. Gelen yatırımcının %50’si Urfa dışından. Ajans olarak biz bu süreçlerin koordinasyonunu da sağlıyoruz, takibini de sağlıyoruz.

177

N.K: GAP vadisinden bahsettiniz onunla ilgilenen bir kurum var mı?

Gap Vadisiyle ilgili ajansımız Şanlıurfa Valiliği ile birlikte çalışıyor. Orada cazibe Merkezleri kapsamında yapalım diye bir görüş belirledik yaklaşık 60 milyon tl’lik bütçesi olan bir proje oluşturduk bakanlığa verdik fakat altyapı diye bakanlık bunu uygun görmedi. Biz de sadece altyapısını hazır hale getirelim yatırımcılara sunalım dedik. Onun proje alışmaları devam ediyor. Tabi bunlar kolay işler değil. Cazibe Merkezi projesi bile 3-4 yıldır uğraştığımız işler.

Şuan uygulanan yada tasarı halindeki projeler Urfa’yı çok geliştirdi/geliştirecek yada ileri götürdü/götürecek diyebilirsiniz?

Tekstil adası projesi Urfa’nın çehresini değiştirir çünkü tekstil adasındaki kümelenme Urfa’nın önünü açar. Orda kümelenme olduğu zaman büyük firmalar da otomatikman buraya gelecek Urfa tekstil ile ilgili önemli bir aktör haline gelecek. Organik gıda ve enerji sektörleri yönünden Urfa birtakım çalışmalar yapıyor. Fakat organik gıda, yenilenebilir enerji, tekstil ve gıda sektörüyle birlikte 4 eksende Urfa çok farklı bir konuma gelecek. Göbeklitepe ile Urfa özdeşleşecek. Belki ismini değiştirecek diyecek ki benim ismim Göbeklitepe. Urfa’yı Göbeklitepe diğer illerden farklı bir konuma getirecek. Urfa marka konumunda bir yere gelmek istiyorsa Göbeklitepe konusunda gelişecek. Burası Urfa’nın çevresini değiştirecek. Buranın tarihin 0 noktası olduğunu iddia ediyoruz bunun tanıtımını çok iyi bir şekilde yapmamız gerekir. Göbeklitepe Urfa’yı uluslararası konumda bir marka şehir haline getirir. Belki İstanbul’dan sonra görülmesi gereken ikinci yer Göbeklitepe diyeceğiz. Yatırımlar artacak ama bunların katma değerine dönüşmesi bir süreç. Mesela buğdayı yetiştiriyorsunuz onu makarnaya dönüştürmek te bir süreç. Mesela Urfa’ya has bir makarna firması yok. Ürün burada çıkıp başka illerde makarnaya dönüşüyor. Biz bunları markalaştıramadık. İşletmelere 500 bin tl ye kadar bunun için destek veriyoruz. Organik tarımın ciddi yapılması bölgeyi diğerler illerden daha anlamlı kılar. Enerji noktasından çok ciddi potansiyellerimiz var. Mesela güneş enerjisi.. Ama bu potansiyeli harekete geçiremiyoruz.

Peki siz bu bölgede kaç yıldır varsınız/aktifsiniz? Şuan 4. Yılımızdayız.

Yaptığınız projelerin sizlere en büyük sonuçları neler oldu?

Ekonomik anlamda sosyal anlamda şirketlere vermiş olduğumuz destekler var. KOBİ’lere verdiğimiz mali desteklerle istihdamı arttırdık. Bir proje kültürü oluştu. Mesela ben bu projeyi yaparsam bana verilecek destek var diye bir kültür oluştu. Yatırımcılara yön veriyoruz danışmanlık hizmeti veriyoruz. Böyle bir kurumun olması bölge için en büyük kazanımdır diye düşünüyorum. Biz Kalkınma Bakanlığına bağlıyız. Teşvik konusunda tek yetkili kurum biziz. Bunlar olmasaydı bu büyük şirketlerin birçoğu burada yatırım kararı almazdı. Onlarla biz görüştük, toplantılar yaptık teşvik ettik.. En son getirdiğimiz kaynak ise 6.5 milyon avro AB fonu. O kaynak bize aktarılacak. Ajans üstünden kadınların mesleki eğitimine kullandırtacağız.

178

Benzer Belgeler