• Sonuç bulunamadı

Güneydoğu'da kentsel dönüşüm: Şanlıurfa

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Güneydoğu'da kentsel dönüşüm: Şanlıurfa"

Copied!
217
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

T.C İSTANBUL KÜLTÜR ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ

GÜNEYDOĞU’DA KENTSEL DÖNÜŞÜM: ŞANLIURFA

YÜKSEK LİSANS TEZİ Fatma Nihan Kahya

Anabilim Dalı: Mimarlık Programı: Şehircilik

Tez Danışmanı: Doç. Dr. Evrim Töre

(2)

i

T.C İSTANBUL KÜLTÜR ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ

GÜNEYDOĞU’DA KENTSEL DÖNÜŞÜM: ŞANLIURFA

YÜKSEK LİSANS TEZİ Fatma Nihan Kahya

1209341002

Tezin Enstitüye Verildiği Tarih: 17 Aralık 2014 Tezin Savunulduğu Tarih: 5 Ocak 2015

Tez Danışmanı: Doç. Dr. Evrim Töre Jüri Üyeleri: Prof Dr. Neslihan Dostoğlu

Prof. Dr Murat Cemal Yalçıntan

(3)

i ÖNSÖZ

Yüksek lisans tez çalışmamda bana destek olan, üretim sürecinde bilgi akışıyla ilerlememe yardım eden tez danışmanım Doç. Dr. Evrim Töre’ye;

Tez süreci boyunca gerekli olan bilgileri elde etmemde yardımcı olup bana zaman ayıran Sait Rızvanoğlu, Halil Çakallı, Selçuk Ağanoğlu, Yrd. Doç.Dr Cihat Kürkçüoğlu, Şehir Plancısı Ömer Yetkin, Yusuf Sabri Dişli ve Yüksek Mimar Nilüfer Alık’a;

Çalışmam sırasında bana destek olup her türlü yardımı sağlayan amcam Yusuf Kahya’ya ve arkadaşı Mehmet Barut’a;

Eğitim hayatım boyunca desteğini esirgemeyen değerli aileme teşekkürlerimi sunuyorum.

Fatma Nihan Kahya Ocak 2015

(4)

ii İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ ... İ KISALTMALAR LİSTESİ ... Vİ TABLO LİSTESİ ... Vİİ ŞEKİL LİSTESİ ... İX ÖZET... Xİİ ABSTRACT ... Xİİİ 1.GİRİŞ ... 1 1.1 Çalışmanın Amacı ... 4 1.2 Çalışmanın Kapsamı ... 5 1.3 Çalışmanın Yöntemi ... 6

2.KAVRAMSAL VE KURAMSAL ÇALIŞMALARDA KENTSEL DÖNÜŞÜM ... 8

2.1 Kentsel Dönüşüm Kavramı Ve Yaklaşımları ... 8

2.2 Kentsel Dönüşüm’ün Ortaya Çıkışı ... 10

2.3 Aktör ve Finansman Yapısı ... 13

2.4 Kentsel Dönüşüm Türleri ... 15 2.4.1 Emlak-Eksenli Kentsel Dönüşüm ... 15 2.4.2 Turizm-Eksenli Kentsel Dönüşüm ... 18 2.4.3 Kültür-Eksenli Kentsel Dönüşüm ... 21 2.4.3.1 Öncü Projeler ... 24 2.4.3.2 Etkinlikler ... 26 2.4.3.3 Kültür Mahalleleri... 30 2.5 Bölüm Sonucu ... 34

(5)

iii

3.TÜRKİYE’DE KENTSEL DÖNÜŞÜM OLGUSU ... 36

3.1 1950 Sonrası Kentsel Dönüşümü Tetikleyen Faktörler ... 37

3.2 Mevzuat ve Aktörler ... 43

3.5 Bölüm Sonucu ... 49

4.ŞANLIURFA’DA KENTSEL DÖNÜŞÜM ... 51

4.1 Kentle İlgili Temel Bilgiler ... 52

4.1.1 Fiziki Yapı ... 52

4.1.2 Nüfus Ve Eğitim Durumu. ... 55

4.1.3 Temel Ekonomik Veriler ... 59

4.2 Kentin Gelişim Süreci ... 65

4.2.1 Neolitik Dönem Sonundan Osmanlı Devleti Dönemine Kadar Kentin Tarihsel Gelişimi ... 65

4.2.2 Osmanlı Devleti Dönemi ... 70

4.2.3 Cumhuriyet Dönemi ... 74

4.2.3.1 1923-1974 Döneminde Şehrin Gelişimi ... 74

4.2.3.2 1975-1988 Döneminde Şehrin Gelişimi ... 79

4.2.3.3 1988 Sonrasında Şehrin Gelişimi ... 80

4.3 Şanlıurfa’da Kentsel Dönüşümü Hazırlayan Koşullar ... 84

4.4 Kentin Dönüşümünde Emlak Sektörü ... 85

4.4.1 Temel Göstergeler ... 86

4.4.2 Projeler ... 88

4.4.2.1 Tamamlanmış Olan Projeler ... 89

4.4.2.2 Yürütülmekte Olan Projeler ... 90

4.4.2.3 Tasarı Halinde Olan Projeler ... 93

4.5 Kentin Dönüşümünde Kültür ve Turizm Sektörleri ... 96

4.5.1 Temel Göstergeler ... 105

4.5.2 Projeler ... 110

4.3.2.1 Tamamlanmış Olan Projeler ... 112

4.3.2.2 Yürütülmekte Olan Projeler ... 116

4.5.3 Aktörler ... 127

4.5.3.1 Kültür Kurumları ... 127

4.5.3.2 Geleneksel El Sanatları Üreticileri ... 131

(6)

iv

5.SONUÇLAR ... 145

KAYNAKLAR ... 149

EKLER ... 162

Ek 1 Necati Akçal Görüşme ... 162

Ek 2 Yrd Doç Dr. Cihat Kürkçüoğlu Görüşme ... 163

Ek 3 Cevher İlhan Görüşme... 164

Ek 4 Emin İzol Görüşme ... 165

Ek 5 Ömer Yetkin Görüşme... 166

Ek 6 Tablo A.1 Çözüm Önerileri ve Faaliyetlerin Belirlenmesi ... 168

Ek 7 EDAM Rekabet Endeksi Değişkenleri ... 172

Ek 8 Sabri Ertekin Görüşme ... 173

Ek 9 URAK Rekabet Endeksi Değişkenleri ... 174

Ek 10 Halil Çakallı Görüşme ... 175

Ek 11 Selçuk Ağanoğlu Görüşme ... 178

Ek 12 Ramazan Baylan Görüşme ... 180

Ek 13 Yüksek Mimar Nilüfer Alık Görüşme ... 181

Ek 14 Sait Rızvanoğlu Görüşme ... 182

Ek 15 Şanlıurfa’daki Geleneksel El Sanatları ... 185

Ek 16 Mehmet Emin Güngör Görüşme ... 187

Ek 17 Ali Gülmezgöz Görüşme ... 188

Ek 18 Mehmet Gül Görüşme ... 189

Ek 19 Mustafa Kuş Görüşme ... 190

(7)

v

Ek 21 Halil Akkuş Görüşme ... 192

Ek 22 Ömer Bakır Görüşme ... 194

Ek 23 Filiz Çapar Görüşme ... 196

Ek 24 Osman Ağan Görüşme ... 197

Ek 25 Mehmet Karader Görüşme ... 198

Ek 26 Medine Albayrak Görüşme ... 199

Ek 27 Gökhan Gökmen Görüşme ... 200

(8)

vi KISALTMALAR LİSTESİ

AKP: Adalet ve Kalkınma Partisi

CMDP: Cazibe Merkezlerini Destekleme Projesi

ÇEKÜL: Çevre ve Kültür Değerlerini Koruma ve Tanıtma Vakfı DPT: Devlet Planlama Teşkilatı

EDAM: Ekonomi ve Dış Politikalar Araştırma Merkezi GAP: Güneydoğu Anadolu Projesi

GESEM: Geleneksel El Sanatları Araştırma ve Geliştirme Eğitim Merkezi İMO: İnşaat Mühendisleri Odası

KİPTAŞ: İstanbul Konut İmar Plan Sanayi ve Ticaret A.Ş ŞİÇOM: Şanlıurfa İl Çevre ve Orman Müdürlüğü

ŞKTVKK: Şanlıurfa Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu ŞTİM: Şanlıurfa Tarım İl Müdürlüğü

ŞURKAV: Şanlıurfa İli Kültür Eğitim Sanat ve Araştırma Vakfı TDK: Türk Dil Kurumu

TMMOB: Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği TOKİ: Toplu Konut İdaresi

TÜİK: Türkiye İstatistik Kurumu

(9)

vii TABLO LİSTESİ

Tablo 2.1 Kentsel Dönüşüm Tanımları ... 9

Tablo 2.2 Kentsel Dönüşümün Gelişimi ... 11

Tablo 2.3 Kültür Mahallelerinin Mekan Karakterleri ... 33

Tablo 4.1 Şanlıurfa Kentsel Arazi Kullanımı ve Kırsal Yerleşim Alanları, 2014 ... 55

Tablo 4.2 Türkiye ve Şanlıurfa’da 1965-2013 Yılları Arasında Nüfusun Değişimi.. 56

Tablo 4.3 Şanlıurfa İlçe Nüfusları, 2014 ... 58

Tablo 4.4 2011 Eğitim Durumu 6+ Yaş, 2014 ... 58

Tablo 4.5 Gayrisafi Yurtiçi Hasıla, 2013 ... 59

Tablo 4.6 İhracat 2005-2012, 2013 ... 59

Tablo 4.7 İhracatçı Firma Sayısı 2002-2013, 2014 ... 60

Tablo 4.8 İhracatçı Firmaların Türkiye ve Şanlıurfa’da Değişimi ... 60

Tablo 4.9 İthalat 2005-2012, 2013 ... 61

Tablo 4.10 İthalatçı Firma Sayısı 2002-2013, 2014 ... 61

Tablo 4.11 İthalatçı Firmaların Türkiye ve Şanlıurfa’da Değişimi... 61

Tablo 4.12 İş Kayıtlarına Göre Girişim Sayıları 2012 ... 62

Tablo 4.13 Sanayi İşletmelerinin Sektörel Dağılımı 2012 ... 62

Tablo 4.14 Şanlıurfa İline Ait Uluslararası Doğrudan Yatırım, 2010 ... 63

Tablo 4.15 İşsizlik Oranı (15+ Yaş) ... 64

Tablo 4.16 Kamu Yatırımlarının Sektörel Dağılımı, 2013 ... 87

Tablo 4.17 Şanlıurfa’da İstihdamın Ana Faaliyet Kolları İçindeki Dağılımı, 2011 .. 87

Tablo 4.18 Kültür Turizm ve Tanıtım Sorunlar Listesi ... 100

Tablo 4.19 Konaklama Verileri, 2012 ... 105

Tablo 4.20 Turizm İşletme ve Belediye İşletme Belgeli Tesisler, 2012 ... 106

Tablo 4.21 Yıllara Göre Turist Sayıları ... 106

Tablo 4.22 Havayolu İstatistikleri, 2011-2012 ... 107

Tablo 4.23 Rekabet Endeksi, 2009 ... 107

Tablo 4.24 İller arası Rekabetçilik Endeksi, 2009- 2010 ... 108

(10)

viii

Tablo 4.26 Tescil Gruplarına Göre Şanlıurfa Kültür Varlıkları ... 109 Tablo 4.27 Şanlıurfa İli İlçelere Göre Tescilli Taşınmaz Kültür Varlıkları ... 110 Tablo 4.28 Cazibe Merkezlerini Destekleme Programı Şanlıurfa Projeleri ... 117

(11)

ix ŞEKİL LİSTESİ

Şekil 2.1 Guggenheim Müzesi, Bilbao, İspanya ... 24

Şekil 2.2 Tate Modern, Londra, İngiltere ... 25

Şekil 2.3 Venedik Sanat Bienali, İtalya ... 27

Şekil 2.4 Lizbon EXPO 98, Portekiz ... 28

Şekil 2.5 Atina Yeni Olimpik Stadyum Kompleksi, Yunanistan... 28

Şekil 2.6 Nottingham Lace Square, Nottingham, İngiltere ... 31

Şekil 2.7 Temple Bar, Dublin, İrlanda ... 32

Şekil 4.1 Şanlıurfa İli’nin Haritası ... 52

Şekil 4.2 Şanlıurfa İli Deprem Haritası ... 54

Şekil 4.3 Şanlıurfa Arazi Kullanım Oranları 2012... 55

Şekil 4.4 Nüfus Değişimi 1965-2012 ... 56

Şekil 4.5 Şanlıurfa Nüfus Piramidi 2012, 2013 ... 57

Şekil 4.6 Türkiye Nüfus Piramidi 2012, 2013 ... 57

Şekil 4.7 Göbeklitepe Kazı Alanı... 65

Şekil 4.8 Osmanlı Döneminde (1517-1920 yılları arası) Yerleşim Alanı ... 72

Şekil 4.9 Birinci Dünya Savaşı öncesi şehir planı ... 73

Şekil 4.10 Şanlıurfa Şehri’nin 1940 Yılındaki Yerleşme Lekesi ... 75

Şekil 4.11 Şanlıurfa Şehri’nin 1962 Yılındaki Yerleşme Lekesi ... 76

Şekil 4.12 Urfa Şehir Planı ... 78

Şekil 4.13 Şanlıurfa Şehri’nin 1983 Yılındaki Yerleşme Lekesi ... 79

Şekil 4.14 Şanlıurfa Şehri’nin 1990 Yılındaki Yerleşme Lekesi ... 81

Şekil 4.15 Şanlıurfa Şehri’nin 2000 Yılındaki Yerleşme Lekesi ... 82

Şekil 4.16 Şanlıurfa Şehri’nin 2010 Yılındaki Yerleşme Lekesi ... 82

Şekil 4.17 Şehrin Gelişimi ile Arazi Kullanımı Arasındaki İlişki ... 83

Şekil 4.18 Şanlıurfa’daki Emlak Eksenli Projeler ... 88

Şekil 4.19 Yenişehir Evleri ... 89

Şekil 4.20 TOKİ Konutları ... 90

(12)

x

Şekil 4.22 Dağ Eteği Konutları ... 91

Şekil 4.23 Eski Sanayi Bölgesi Kentsel Dönüşüm Alanı ... 92

Şekil 4.24 Eski Sanayi Bölgesi Kentsel Dönüşüm Alanın Mevcut Durumu ... 92

Şekil 4.25 Eski Sanayi Alanı Kentsel Dönüşüm Projesi ... 93

Şekil 4.26 Yeşildirek Kentsel Dönüşüm Alanı ... 94

Şekil 4.27 Yeşildirek Mahallesi’nin Mevcut Görünümü ... 94

Şekil 4.28 Yeşildirek Mahallesi’ne Yapılması Planlanan Proje ... 95

Şekil 4.29. Turizm Çekim Noktaları ve Gelişme Eksenleri ... 102

Şekil 4.30 Alt Bölgesel Gelişme Stratejileri ... 104

Şekil 4.31 Şanlıurfa’daki Kültür Eksenli Projeler ... 111

Şekil 4.32 Hacıbanlar Mutfak Müzesi ... 112

Şekil 4.33 İbrahim Tatlıses Müzik Müzesi ... 113

Şekil 4.34 Kent Müzesi ... 114

Şekil 4.35 Kunduracılar Çarşısı Dönüşümü ... 115

Şekil 4.36 Hacı Kamil Hanı’nın Dönüşümü ... 115

Şekil 4.37 Proje Uygulama Alanı... 118

Şekil 4.38 İyileştirilen Sokaklar ... 119

Şekil 4.39 Proje Alanının Haritası ... 120

Şekil 4.40 Yıkımlardan Sonra Alanın Görünümü ... 120

Şekil 4.41 GAP Sukay Projesi ... 121

Şekil 4.42 Alanın Yıkılmadan Önceki Hali ... 122

Şekil 4.43 Alanın Yıkıldıktan Sonraki Hali ... 122

Şekil 4.44 Samsat Meydanı Projesi ... 123

Şekil 4.45 Samsat Meydanı Uygulama Aşaması ... 123

Şekil 4.46 Arkeopark Uygulama Aşaması ... 124

Şekil 4.47 Tasavvuf Müzesi Restorasyon Öncesi ve Sonrası ... 125

Şekil 4.48 Şanlıurfa Kültür Merkezi Projesi ... 126

Şekil 4.49.Göbeklitepe Sosyal Tesis Projesi ... 126

Şekil 4.50 19 yy. Kazzaz çarşısı... 131

(13)

xi

Şekil 4.52 Şanlıurfa'daki Son Tarakçı Ustası 1980 ... 133

Şekil 4.53 Şanlıurfa'daki Son Kazzaz Ustası 1980 ... 133

Şekil 4.54 Kazzaz Ustası ... 133

Şekil 4.55 Taş ustası ... 134

Şekil 4.56 Ağaç oyma ustası ... 134

Şekil 4.57 Ağaç oyma ustası ... 135

Şekil 4.58 Kürk ustası ... 135

Şekil 4.59 Keçe Ustası ... 136

Şekil 4.60 Bakır Ustası ... 137

Şekil 4.61 Gümüş Kırma Ustası ... 138

Şekil 4.62 Debbağ Ustası ... 139

Şekil 4.63 Cülha Ustası ... 140

Şekil 4.64 Kilim Ustası ... 141

Şekil 4.65 Şanlıurfa Şehri’nin Alansal Gelişimi ... 142

(14)

xii Enstitü : Fen Bilimler Anabilim

Dalı : Mimarlık

Programı : Şehircilik (Tezli)

Tez Danışmanı : Doç. Dr. Evrim Töre

Tez Türü ve Tarihi : Yüksek Lisans-Şubat 2015

ÖZET

Türkiye’de süregelen kentsel dönüşüm tartışmalarının akademik yazında daha çok İstanbul, İzmir ve Ankara odaklı ele alınmakta olduğu izlenmektedir. Şüphesiz bu örnekler, dönüşümün boyutları ve olası sonuçları hakkında önemli ipuçları sağlamaktadır. Bu ipuçlarından biri, dönüşümün eksenine emlak sektörünü koymanın ve tüm kentlerde ve kent içindeki bölgelerde özdeş emlak-eksenli dönüşüm modelini tekrarlamanın orta ve uzun vadede yaratacağı sıkıntıların farkına varmak gerekliliğidir. Bu noktada, yabancı literatürden destek alarak, kentlerin ve kent içerisindeki bölgelerin özgün nitelikleri ve üretici sektörler olan kültür ve turizmin kentsel dönüşümdeki rolü hatırlanmalıdır. Gerek bu özgün değerlerin ortaya konulması, gerekse tartışmalara çeperden bir katkı sağlamak amacıyla, çalışma alanı olarak bir Güneydoğu Anadolu kenti olan Şanlıurfa seçilmiştir. Araştırmada, Şanlıurfa’nın dönüşümüne yön verebilecek başat sektörler olarak kültür ve turizm sektörünün bileşenlerinin, güçlü ve zayıf noktalarının tanımlanması, eğilim ve beklentilerin ortaya konulması amaçlanmıştır. Çalışmaya, birincil kaynakların yanısıra Şanlıurfa’da kültür sektörü içerisinde doğrudan ve dolaylı olarak var olan aktörlerle yapılan derinlemesine mülakatların bulguları yön vermiştir.

(15)

xiii Institute : Institute of Science and Technology Department : Architecture

Program : Urban Planning (With Thesis)

Supervisor : Associate Professor Doctor Evrim Töre Thesis Type and Date : Master of Science – February 2015

ABSTRACT

The debates on regeneration in Turkey are ongoing mostly on Istanbul, Izmir and Ankara cases. No doubt these cases bring up the dimensions and the probable results of regeneration. One of the hints revealed by these cases is the necessity to realize the medium and long term problems that may occur by the overuse of property sector in regeneration and replicating the identical property-led regeneration model in every city and urban areas. Considering the urban regeneration literature, rises the unique and vernacular characteristics of the cities and urban areas and the roles of productive sectors like culture and tourism. The case study of this paper is Şanlıurfa, a city that locates at the periphery, South-East Anatolian Region of Turkey, in order to discuss these characteristics and to make a contribution to regeneration cases in Turkey. This research aims to define the components, strong and weak points, tendencies and expectations of culture and tourism as a dominant sectors that have a potantial to lead regeneration. In this study, in addition to mainstream referances, extensive research is conducted with both direct and indirect culture sector employees and employers by the help of in-depth interviews.

Keywords: Urban regeneration, Şanlıurfa, Culture, Tourism, TOKI (Housing Development Administration of Turkey).

(16)

1 1.GİRİŞ

Kentsel dönüşüm, Kuzey Amerika ve Batı Avrupa’da 1970’lerde yaşanan sanayisizleşmeyi izleyen süreçte ortaya çıkmıştır. 1970’ler, sanayinin terkettiği kentlerin işsizliğin etkisiyle ekonomik olarak çökmeye başlaması, kentin fiziksel yapısının da bu çöküşten olumsuz yönde etkilenmesi açısından önemli bir kırılma noktasıdır. Kentin imajını iyileştirmek amacıyla emlak sektörünü harekete geçirmek, kentsel dönüşüm stratejilerinin ilk ayağıdır.

Emlak sektörünün harekete geçmesi, 1980’lerde gündeme gelen neo-liberalleşme politikaları doğrultusunda, inşaat sektörünün kentsel gelişme süreçlerine doğrudan dahil edilmesi ile söz konusu olabilmiştir. Pek çok sektörü tetikleyen inşaat sektörü, kent merkezlerine yatırım yaparak ilk etapta kent ekonomisinin yeniden canlanmasında, ikinci etapta ise kent imajının iyileşmesinde önemli rol oynamıştır. Sanayinin terkettiği alanlarda ortaya çıkan konut yapıları, alış-veriş merkezleri, ofis yapıları büyük yatırım ve risk içerdiklerinden, kamu-özel sektör ortaklıklarıyla hayata geçirilmiştir (Smyth, 1994). Bu projelerin bazıları, deniz üzerinde küçük dalgalar yaratarak büyük dalgaları harekete geçiren “amiral gemisi (flagship)” benzetmesinde olduğu üzere, yerel düzeyde dönüşümü harekete geçirmekte ve bu nedenle “öncü projeler” olarak bilinmektedir. Öncü projelerin diğer bir türü ise, büyük ölçekli ve etkileri uluslararası düzeyde ola(bile)n, gerek yatırımcı profili gerekse yerel dışından gelecek ziyaretçilerin etkisiyle yereli dönüştürme potansiyeli taşıyan, çoğu kez önemli mimarların gösterişli tasarımlarından oluşan “prestij projeleri”dir (Loftman ve Nevin, 1994). Emlak patlamasıyla yaygınlaşan bu projeler, kentin fiziksel altyapısını iyileştirerek, üretim ve tüketime ilişkin yeni talep ve kalıpların oluşmasını sağlayabilirler (Tavşanoğlu ve Healey, 1992). Emlak değerleri kent imajını iyileştirerek yeni yatırımlar çekme amaçlı kullanıldığında, eski sanayi fonksiyonunun yerini yeni, çeşitlenmiş ekonomik aktivitelerin alacağı beklenmektedir (Turok, 1992; Loftman ve Nevin, 1995).

Bununla birlikte, emlak-eksenli dönüşüme ilişkin önemli eleştiriler olduğu görülmektedir. Emlak projeleri, ulusal ve uluslararası emlak piyasalarının

(17)

2

hareketlerine ve ulusal politikalara son derece duyarlı olmaları dolayısıyla, yerelin ekonomik yapısını stabil ve sürdürülebilir biçimde yeniden canlandırabileceklerine ilişkin güvenilir dayanaklar sunmamaktadır (Brownill, 1990; Turok, 1992). Bu durum, kent ekonomisini ve dönüşüm stratejilerini bu sektör üzerine kuran, önemli düzeyde özel sektör yatırımının ve kamu kaynaklarını emlak projeleri üretmek amacıyla kullanan kentler için önemli bir risk unsurudur. Başarılı projelerin bağlamdan uzak bir anlayışla, farklı kentlerde ya da aynı kentin farklı bölgelerinde taklit edilmesi ise, taklit eden kentteki başarının geçici olmasına neden olan (Harvey, 1989; Bianchini ve diğ. 1992) diğer bir risktir. Önemli eleştirilerden bir diğeri, emlak eksenli projelerde sıklıkla benimsenen eğlence, ticaret, konut gibi faaliyetlerin üretimi değil tüketimi desteklediğidir. Dönüşümün üretim faaliyetlerinden uzak bir şekilde, tüketici faaliyetlere dayanması (Turok, 1992), gerek projenin gerekse kent ekonomisinin sürdürülebilirliği açısından son derece tartışmalıdır.

Yukarıda kısaca yer verilen tüm bu eleştiriler, bir tarafta kentlerin dönüşümünde emlak-eksenli yaklaşımı son derece tartışmalı hale getirirken, diğer tarafta emlağın tamamen terk edilmediği dönüşüm süreçlerine “kültür”ün dahil olmaya başlaması ile, sürecin yeni bir yöne doğru evrilmesine neden olmuştur. Kültürün kentsel dönüşümün eksenine yerleşmesi küreselleşme tartışmaları içerisinde; rekabetçilik/yarışmacılık, yaratıcılık gibi kavramların öne çıkmasıyla söz konusu olmuştur. Kimi kentlerde, olimpiyatlar, festivaller, AKB gibi “etkinlikler” ya da Guggenheim Müzesi gibi “öncü projeler” yoluyla, turizm-eksenli dönüşüm stratejileri içerisine dahil olan kültür, kimi kentlerde hizmetler ve üretim sektörlerinin bileşkesinde, “kültür mahalleleri” yoluyla kentsel dönüşümün eksenine oturmuştur. Kültür mahalleleri, sanayileşme öncesinde kentlerde var olan gömülü kültürel değerlerin, sanayisizleşme sonrasında, dönüşüm politikaları ile desteklenen yeni ekonomik ve organizasyonel yapılanmalar içerisinde yeniden açığa çıkması olarak görülebilir. Dönüşüm literatüründe kültür mahalleleri; sadece üretimin değil, aynı zamanda sergilemenin, tüketimin ve konaklamanın da yer alabildiği, bu bağlamda turizm sektörüyle doğrudan ilişkili oluşumlar olarak tanımlanmaktadır. Mahalle ölçeğinde olmakla birlikte, etkileri tüm kente yayılan bu mekanları; çoğunlukla kente gömülü olan geleneksel üretim biçimlerinin kümelendiği ortamlar olarak tanımlamak

(18)

3

da mümkündür. Yerele; istihdam, imaj ve kimlik, fiziksel altyapı gibi çeşitli alanlarda doğrudan ve dolaylı olarak önemli fırsatlar taşıyan, odağında rekabet ve yaratıcılık olan bu endüstrilerin kentsel politikalarla desteklendiği görülmektedir. Türkiye’de ise kentsel dönüşüm tartışmalarını başlatan önemli kırılma Batı kentlerinde olduğu üzere sanayisizleşme değil, 1999 Marmara depremidir. Deprem riski, kentlerin deprem güvenliksiz yapılardan oluşmuş olan mevcut yapı stoğunun yenilenmesi gereğini gündeme taşımıştır. İroniktir ki söz konusu deprem güvenliksiz yapı stoğu, devletin sanayileşme politikalarıyla eşdeğer konut politikaları ve yatırımları oluşturamamış olduğu 1950 dönemi itibariyle ortaya çıkmıştır. Sanayide çalışmak üzere kentlere göçeden işçi kesimin konut çözümü olarak doğan ve türeyen gecekondular, zaman içinde gecekondu mahallelerini oluşturmuştur. Kentleri sarmaya başlayan kaçak yapıları legalleştiren af yasaları, benzer nitelikli yapıların, apartmanların inşasını meşrulaştırılmıştır.

Dönüşüm uygulamalarının harekete geçmesi 2002 yılında radikal biçimde değişen kentsel politikalar ışığında hızla oluşturulan yasal kurumsal zeminle birlikte mümkün olabilmiştir. Bugün Türkiye’nin gündemindeki kentsel dönüşümün öznesi, 1950’lerden bugüne oluşmuş bu yapı stoğudur ve benimsenen yaklaşım açıkça; söz konusu yapıların ortadan kaldırılarak yerlerine yenilerinin inşa edilmesiyle tanımlı emlak-eksenli dönüşüm modelidir. Uygulamalar, başta İstanbul olmak üzere, ülke ekonomisi içinde majör paya sahip olan ve önemli oranda nüfusun yaşadığı Ankara, İzmir gibi büyük kentlere odaklandığından, kentsel dönüşüm üzerine yapılan çalışmalar da ağırlıkla sayılan kentlere odaklanmakta, emlak-eksenli kentsel dönüşüm eğilimlerine ilişkin önemli bulgular içermektedirler. Temelde, inşaat sektörü üzerinden ekonomiyi canlandırmaya ve değişen kentsel mekansal yapı yoluyla kente yatırımcı çekmeye odaklanan bu yaklaşım bugün, ilk örneklerin ortaya çıktığı Kuzey Amerika ve Batı Avrupa coğrafyalarının yanı sıra, Türkiye’de de oldukça tartışmalı bir noktadadır.

Diğer bir açıdan bakıldığında, Türkiye’de süregelen dönüşüm projeleriyle ilgili gündemde olan tüm bu tartışmalar ve yanısıra Batı’daki kentsel dönüşüm deneyimleri, kentsel dönüşüm süreçlerine henüz radikal biçimde dahil olamamış olan

(19)

4

kentler için önemli bir fırsat ve yol gösterici olabilir. Kentlerin ve kent içerisindeki bölgelerin özgün niteliklerini gözeten ve üretici sektörler olan kültür ve turizmi eksenine alan dönüşüm yaklaşımları, dönüşümün sürdürülebilirliği açısından da önemli referanslardır. Bu çalışmada, gerek bu özgün değerlerin ortaya konulması, gerekse tartışmalara çeperden bir katkı sağlamak amacıyla, bir Güneydoğu Anadolu kenti olan Şanlıurfa’nın dönüşüm eğilimleri ele alınmaktadır.

Yeraldığı coğrafyanın özgün dinamikleri ve 1950 sonrası Türkiye kentleşmesinde geri planda kalması nedeniyle, sanayileşmenin biçimlendirdiği kentlerde başgösteren sosyo-kültürel ve mekansal yapılardan ayrışan özellikleri, bugün Şanlıurfa’nın hangi eksende dönüşeceğine ilişkin önemli bir tartışma zemini yaratmaktadır. Bununla birlikte, ilk bakışta Şanlıurfa’daki baskın dönüşüm eğilimin İstanbul, Ankara gibi örneklerde sıklıkla görüldüğü üzere emlak-eksenli olduğu izlenmektedir. Bu eğilim, batı kentlerinde deneyimlendiği üzere, kentin ilerleyen dönemlerde karşı karşıya kalacağı problemlere ilişkin önemli ipuçları vermektedir. Yapılan arkeolojik kazılarda, tüm insanlık ve dinler tarihi için çok önemli bir dönüm noktası olarak değerlendirilen Göbeklitepe’nin ortaya çıkması, kentte mevcut olan alternatif turizm türleri, kültürel ve tarihsel öğeler ve bu öğelerin değerlendirilmesine ilişkin yapılmaya başlanan projeler ise, kentin imajını iyileştiren, cazibesini arttıran son dönem gelişmeler arasında sayılabilir. Kentin kültür ve tarih alanlarındaki potansiyelleri, kültür-turizm eksenli dönüşüm potansiyeline ilişkin tartışmaları beraberinde getirmektedir.

1.1 Çalışmanın Amacı

Çalışmanın amacı, Şanlıurfa’nın emlak-eksenli dönüşüm eğilimlerini gözeterek, kültür-turizm alanlarında son dönem gerçekleşen projeler ve etkin aktörlerle yapılan derinlemesine mülakatlar ışığında elde edilen bulguları, kültür-eksenli dönüşüm bağlamında tartışmaya açmaktır. Çalışmanın yanıtlamayı hedeflediği önemli araştırma soruları aşağıdaki gibidir:

(20)

5

 Kentin kültür ve turizm potansiyelleri nelerdir? Söz konusu potansiyellerin harekete geçirilebilmesine imkân veren bir aktör yapısı (kişi, kurum ve kuruluşlar) mevcut mudur?

 Şanlıurfa’da mevcut olan (tamamlamış, yürütülmekte olan ve tasarı halinde olan) projeler nelerdir? Bu projeler, kentin potansiyellerine yanıt verebilir nitelikte midir?

 Geleneksel el sanatlarının günümüz Şanlıurfa’sındaki rolü nedir? Bu sanatların icrası (üretim, satış, pazarlama gibi) temel potansiyel ve problemler nedir?

 Özellikle geleneksel el sanatları, kültür mahalleleri çerçevesinde kentin kültür-eksenli dönüşümünde bir strateji olabilir mi?

 Yukarıda verilen sorular ışığında, Şanlıurfa’nın dönüşümünde kültür ve turizm sektörlerinin yeri nedir?

1.2 Çalışmanın Kapsamı

Çalışmanın omurgasını, girişi takip eden üç ana bölüm oluşturmaktadır. Amaç, kapsam ve yöntemi takip eden ilk bölümde (Bölüm 2) dünyada “Kentsel Dönüşüm” kavramının ortaya çıkışı, süreç ve bu kapsamda sırasıyla emlak, kültür ve turizm eksenli kentsel dönüşüm kavramları irdelenmiştir. Kavramsal çalışmalar ve süreç, kentsel dönüşüm tartışmalarının ve uygulamalarının çıkış noktaları olan Kuzey Amerika ve Batı Avrupa örnekleri üzerinden ele alınmıştır. İlk olarak emlak sektörünün, sonrasında turizm ve kültür sektörlerinin ele alındığı sıralama ise, sözü edilen dönüşüm türlerinin, deneyimler sonucu, zaman içerisinde ve ilişkili olarak gelişmesi bağlamında önem taşımaktadır. Üçüncü alt başlık olan kültür-eksenli kentsel dönüşüm ise; öncü projeler, etkinlikler ve kültür mahalleleri olmak üzere, alt başlıklar halinde ayrıntılı olarak incelenmiştir.

Türkiye’de kentsel dönüşüm olgusuna kısaca değinilen ikinci bölümde (Bölüm 3), ilk olarak Türkiye’de 1950 sonrası için kentleşme dinamikleri incelenmiştir. 1950’ler, Türkiye’nin dönüşüm tarihçesi açısından, bugün emlak-eksenli dönüşümün temel unsurları haline gelmiş olan gecekonduların ve sonrasında kaçak yapıların ortaya çıkması bağlamında önemli bir kırılma noktasıdır. Yine bu tarihsel okumada, bugün kentsel dönüşümün çok temel bir aktörü haline gelmiş olan TOKİ’nin değişen rolleri

(21)

6

de okunabilmektedir. İkinci alt bölümde mevzuat ve aktörlere yer verilmektedir. Bugün Şanlıurfa da dahil olmak üzere Türkiye’nin her yerinde yapılabilecek kentsel dönüşüm uygulamaları için yasal dayanaklar ve temel aktörler, bu alt bölümde ele alınan temel kanunlar bağlamında özetlemektedir.

Şanlıurfa örneğinin ele alındığı üçüncü bölüm (Bölüm 4), beş alt başlıktan oluşmaktadır. Kentle ilgili temel bilgileri ve kentin tarihsel gelişim sürecini takip eden üçüncü alt başlıkta, Şanlıurfa’da kentsel dönüşümü hazırlayan koşullar, kentte özellikle 20.yy sonrası ortaya çıkan kırılmalar paralelinde ele alınmaktadır. Bu bölümde, Şanlıurfa’da başlamış ve sürmekte olan kentsel dönüşüm projelerini tetikleyen siyasal, coğrafi, sosyal ve kültürel dinamiklere, bu dinamiklerin Türkiye’nin batı kentleriyle paralel olan ya da ayrışan noktalarına vurgu yapılmaktadır. Dördüncü ve beşinci alt bölümler ise sırasıyla Şanlıurfa’daki emlak ve kültür-turizm sektörleri üzerinedir. Bu bölümlerde sözü edilen sektörlere ilişkin temel göstergelere yer verilmiş, devamında, tamamlanmış, yürütülmekte olan ve tasarı halinde olan projeler ve hakim aktörler hakkında bilgi verilmiştir. Kültür ve turizm sektörleri başlığı altında yer verilen aktörler, kurumlar ile geleneksel el sanatları üreticilerini kapsamaktadır.

Elde edilen bulgular, çalışmanın sonuç bölümünde tartışılmıştır.

1.3 Çalışmanın Yöntemi

Çalışma, teorik bir okumayı ve alan çalışmasını bir arada içerdiğinden, nicel ve nitel araştırma yöntemleri bir arada kullanılmıştır. Dünyada kentsel dönüşüm, Türkiye’de kentsel dönüşüm gibi kavramlar literatür ve arşiv araştırması yöntemiyle analiz edilmiş, kavramların tarihsel süreçte gelişimi incelenmiştir. Kentsel dönüşüm örneklerinin ve süreçlerinin incelenmesinde elektronik ve basılı kaynaklardan faydalanılmıştır.

Şanlıurfa’nın ayrıntılı olarak ele alındığı bölümde ise, ilk iki alt başlık için nicel yöntemler kullanılarak kentin fiziki, sosyal ve ekonomik özellikleri ile gelişim süreci incelenmiştir. Bu bölümlerde Türkiye İstatistik Kurumu, Ekonomi Bakanlığı, Hazine Müsteşarlığı verileri gibi anaakım kaynakların yanı sıra, Karacadağ Kalkınma

(22)

7

Ajansı, Şanlıurfa Belediyesi web sitesi gibi çeşitli yerel kaynaklardan da faydalanılmıştır. Şanlıurfa’da kentsel dönüşümü hazırlayan koşullar üçüncü alt başlık olarak verilmiştir. Bu bölüm, bir önceki bölümde yer alan tarihsel okumadan destek alınarak hazırlanmıştır.

Bölümün son iki alt başlığını Şanlıurfa’nın dönüşümünde emlak sektörü ile kültür ve turizm sektörlerinin rolleri oluşturmaktadır. Bu başlıklar için nicel ve nitel yöntemler bir arada kullanılmıştır. Emlak sektörü için temel göstergeler TOBB, Kalkınma Bakanlığı, Sosyal Güvenlik Kurumu gibi anaakım kaynaklardan elde edilmiştir. Turizm sektörü için temel göstergelerin edinilmesinde Kültür ve Turizm Bakanlığı, Devlet Hava Meydanları İşletmesi Genel Müdürlüğü ve Şanlıurfa İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü verileri gibi anaakım kaynaklar kullanılmıştır. Kültür sektörüne ilişkin temel göstergeler Türkiye İstatistik Kurumu ve Şanlıurfa Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu verilerinden derlenmiştir. Tamamlanmış, yürütülmekte olan ve tasarı halinde olan projelerse yine, merkezi ve yerel aktörlerin anaakım kaynaklarından elde edilmiştir. Emlak aktörleri, projelerde mevcut olan rolleri paralelinde aktarılmıştır. Kültür ve Turizm aktörleri ise kurumlar ve geleneksel el sanatları üreticileri olmak üzere iki alt başlıkta ele alınmıştır. Bu kapsamda, kurum temsilcilerini ve geleneksel el sanatları üreticilerini içeren toplam 19 yarı-yapılandırılmış derinlemesine mülakat gerçekleştirilmiştir. Bu mülakatlar çerçevesinde kurumsal aktörlere temel olarak Şanlıurfa’nın tanıtım kapasitesi, bu yönde yapılan teşvikler, kentin kültür-turizm eksenli dönüşebilme potansiyelleri ve süreçteki olası engelleri içeren sorular yöneltilmiştir. Geleneksel el sanatları üreticilerine ise mesleğin bugün ne derece aktif olduğu, mesleğin icrasıyla ilgili temel sorunlar, ürüne olan ilgi düzeyi ve talep ve endüstriyel üretimden etkilenip etkilenmediği yönünde sorular yöneltilmiştir. Aktörlerin yanıtları ilgili alt bölümlerde ortak ve farklı bakış açıları bağlamında yorumlanmış, ekte ayrıntılı mülakat dökümlerine yer verilmiştir.

Çalışmada, raporlar, gazete haberleri gibi ikincil kaynaklara da yer verilmiş, çalışma fotoğraflarla desteklenmiştir. Araştırmanın sonuç kısmında Şanlıurfa’daki kentsel gelişim süreci; kentin emlak, kültür-turizm eksenli dönüşümüne dair bulgular yorumlanarak kısaca aktarılmıştır.

(23)

8

2.KAVRAMSAL VE KURAMSAL ÇALIŞMALARDA KENTSEL DÖNÜŞÜM 2.1 Kentsel Dönüşüm Kavramı Ve Yaklaşımları

“Dönüşüm” sözcüğü TDK’ya göre “olduğundan başka bir biçime girme, başka bir durum alma, şekil değiştirme” olarak tanımlanmaktadır. Dönüşüm kavramına ilişkin literatüre bakıldığında ingilizcede “transformation” ve “regeneration” sözcükleri karşımıza çıkmaktadır. Kelimelerin anlamlarına bakıldığında “transformation” kavramının şekil değişme, dönüşüm olarak, “regeneration” kavramının ise yeniden teşekkül, yeniden doğma anlamları ile yer aldığı görülmektedir. Dönüşüm kavramının ağırlıkla 1980 sonrasında kentsel çalışmalarda yerini aldığı söylenebilir. Lichfield (1992) kentsel dönüşümü, kentsel bozulma süreçlerini daha iyi anlama ihtiyacından doğan ve gerçekleştirilecek dönüşümde elde edilecek sonuçların üzerinde bir uzlaşma olarak tanımlarken, Donnison’a (1993) göre kentsel dönüşüm, kentsel çöküntü alanlarında yoğunlaşan sorunları eşgüdümlü bir biçimde çözümlemek için ortaya konulan yeni yol ve yöntemlerdir (Bkz. Tablo 2.1).

(24)

9

Tablo 2.1 Kentsel Dönüşüm Tanımları (İlgili kaynaklardan yazar tarafından derlenmişir.)

Kaynak Kentsel Dönüşüm Tanımları

Lichfield (1992) “Kentsel bozulma süreçlerini daha iyi

anlama ihtiyacından doğan ve gerçekleştirilecek dönüşümde elde edilecek sonuçların üzerinde bir uzlaşma.”

Donnison (1993) “Kentsel çöküntü alanlarında yoğunlaşan

sorunları eşgüdümlü bir biçimde çözümlemek için ortaya konulan yeni yol ve yöntemler.”

Roberts (2000) “Alanın ekonomik, fiziksel, sosyal ve

çevresel koşullarının iyileşmesine ve kentsel problemlerin çözümüne yönelik kapsayıcı ve entegre bir vizyon ve eylem.”

Keleş (2004) “Kent plancıları arasında kentsel dönüşüm,

kentlere yeni yerleşim alanlarının eklenmesinden farklı olarak, kentin öteden beri varolan kesimlerinin iç yapısında ve başka yerleşim birimleriyle ilişkilerinde yer alan değişmeleri anlatmak üzere kullanılıyor.”

Turok (2005) “Yerin doğasını değiştirme eğilimi, zaman

içerisinde toplulukların ve diğer aktörlerin dahil olmasıyla gelişen işbirlikleri, merkezi hükümetin temel sorumluluklarını aşan çoklu amaç ve eylemler.”

IFACCA (2006) “Köhneme ya da dejenerasyonun ortadan

kalması durumu.”

Hague (2010) “1970'lerin sonlarında Amerika'da ortaya

çıkmış, 1980'lerde İngiltere tarafından kopya edilerek diğer ülkelere ihraç edilmiş bir kavram. Kentsel dönüşümün amacı kentsel arsa ve emlak piyasalarını yeniden canlandırmayı başarabilmektir.”

Tekeli (2011) “Kentin parçalarının nitelik değiştirmesi ya da biriken dönüşümlerle kentin evrimsel bir oluşum geçirmesi.”

Roberts’a (2000) göre kentsel dönüşüm alanın ekonomik, fiziksel, sosyal ve çevresel koşullarının iyileşmesine ve kentsel problemlerin çözümüne yönelik kapsayıcı ve entegre bir vizyon ve eylemdir. Turok (2005) kentsel dönüşümü yerin doğasını değiştirme eğilimi, zaman içerisinde toplulukların ve diğer aktörlerin dahil olmasıyla

(25)

10

gelişen işbirlikleri, merkezi hükümetin temel sorumluluklarını aşan çoklu amaç ve eylemler olarak tanımlarken, IFACCA’nın çalışmasında (2006) kentsel dönüşüm köhneme ya da dejenerasyonun ortadan kalması durumu olarak yer almaktadır. Keleş (2004) ve Tekeli’nin (2011) çalışmalarında kentsel dönüşüm, paralel biçimde değerlendirilmiş, kent parçalarındaki değişmeler olarak tanımlanmıştır. İncelenen çalışmalar arasında Hague’ın (2010) kentsel dönüşüm tanımı, arsa ve emlak piyasalarına dikkat çekmekte, bu yönüyle diğer tanımlardan ayrılmaktadır.

Bu çalışmada sayılan tanımlar arasından Roberts’ın tanımı benimsenmiş, kentsel dönüşüme kapsayıcı ve entegre bir vizyon ve eylem olarak bakılmıştır.

2.2 Kentsel Dönüşüm’ün Ortaya Çıkışı

1970'lerin ortalarından başlayarak ekonominin yeniden yapılanması sonucunda üretim biçimlerindeki değişim ve sanayisizleşme Avrupa ve Amerika kentlerinde sosyal ve mekânsal açıdan önemli değişimlere neden olmuştur. Bu değişim ile birlikte öncelikle; zamansal ve sektörel açıdan üretim sektöründe geniş kitleleri kapsayan işsizlik sorunu ortaya çıkmıştır. Mekânsal olarak ele alındığında, sanayinin ağırlıklı olarak yer seçtiği Kuzey İngiltere, Avrupa ve Amerika bu değişimden en çok etkilenen yerler olmuşlardır. Bu sanayisizleşme sürecinin en belirgin özelliği, fabrikaların iflas ederek kapanmaları veya ülke içinde ya da dünya ölçeğinde ulaşım teknolojilerinden ve ucuz işgücünden yaralanabilmek için yer seçim kararları olmuştur. Bu değişimlerden en fazla etkilenen sanayi sektöründe eskiden istihdam edilen ileri ve orta yaş grubu, gençler ve etnik azınlıklardır. Finans ve hizmet sektörüne artan talepten dolayı dağıtım, finans, bankacılık, üreticilik gibi servislerin kent içinde ağırlıkları artmıştır (Hall, 2006: 38). 1980 sonrası yükselişe geçen bu sektörler yer seçimleri konusunda eski sanayi bölgelerini değil mekân taleplerine uygun olacak yeni kentleri tercih etmişlerdir. Fakat bu eğilim, ekonomik krize giren kentlerdeki işsizlik sorunlarını çözememiştir (Tallon, 2010: 9-19). Böylelikle kent merkezinde terkedilmiş sanayi alanları artmıştır.

Yeni sektörlerde istihdam edilen işgücü genellikle iki uç noktada toplanmıştır. İlk grupta az sayıda eğitim ve beceri gerektiren ve yüksek ücret sunulan beyaz yakalılar, ikinci grupta ise kalifiye olmayan düşük ücretli ve yarı zamanlı mavi yakalılar yer

(26)

11

almaktadır. Orta- derecede beceri gerektiren, tam zamanlı, yüksek ücretli işlere olan talep azaldığından, genellikle işsizleri bu grup oluşturmuştur (Gordon ve Sassen, 1992). 1980’lerden sonra yeniden yapılanan ekonominin ortaya çıkardığı Tokyo, New York, Londra gibi kentler önemini korurken Paris, Osaka, Seul, Münih gibi kentler yükselişe geçmişlerdir (Short ve diğ., 2009: 697-717).

Kentsel dönüşüm batı deneyimi üzerinden basitçe onar yıllık zaman dilimleri halinde incelendiğinde, 1950’lerde savaş sonrası yıkımların onarılması için yeniden inşanın hakim olduğu (reconstruction), 1960’lerde ise 1950’lere paralel olarak yeniden oluşturma (revitalization) anlayışının çıktığı görülmektedir. 1970’lerde yenileme (renewal) ön plandayken, 1980’lerde yerini yeniden geliş(tir)meye (redevelopment) bırakmış, 1990’larda yeniden canlandırma (regeneration) politikaları tartışılmaya başlanmıştır (Tablo 2.2).

Tablo 2.2 Kentsel Dönüşümün Gelişimi (Roberts ve Sykes, 2000’dan derlenmiştir)

Dönem1 Süreç

1950’ler Yeniden İnşa Etme

(Reconstruction)

Çöküntü alanlarının yeniden inşası. Banliyölerin büyümesi. Merkezi ve yerel hükümetin ayrıca özel sektörlerin ve girişimcilerin desteği ile konut ve yaşam standartlarının

geliştirilmesi ve yeşil alanların inşa edilmesi gündeme gelmesi.

1960’lar Yeniden Oluşturma

(Revitalization)

1950’lerin anlayışının devam etmesi. Özel sektör ve kamu sektörü arasındaki denge. Sosyal koşulların ve refahın

geliştirilmesi. 1970’ler

Yenileme (Renewal)

Yenileme projelerinde yoğunlaşma, banliyölerde gelişmenin sağlanması. Özel sektörün payının artıp yerel hükümetin etkisinin azaltılması. Şehirlerdeki köhnemiş alanların daha kapsamlı olarak yenilenmesi. Çevresel gelişimin sağlanması. 1980’ler

Yeniden Geliş(tir)me

(Redevelopment)

Gelişme ve yeniden gelişim projelerinin yapılması, donanma ve şehir dışı projeleri. Özel sektör ve uzman birimlere önem verilmesi, ortaklıkların geliştirilmesi. Daha geniş kapsamlı

çevresel yaklaşımlar. 1990’lar

Yeniden Canlan(dır)ma/ Dönüşüm

(Regeneration)

Daha kapsamlı politika ve uygulamanın olduğu daha hassas planlar. Kamu, özel sektör ve gönüllü fonlar arasında giderek

artan denge. Çevresel sürdürülebilirlik açısından daha geniş kapsamlı bir bakış açısı.

1 Dönemlere karşılık gelen ingilizce ifadeler yazar tarafından, yaygın kullanımlar dikkate alınarak türkçeleştirilmiştir.

(27)

12

1940-1950 döneminde gecekondu alanlarının temizlenmesi ve yüksek katlı binaların inşa edilmesi konusu hükümetin ve özel sektörün de destek verdiği bir tasarıda ele alınmıştır. 1960 ortalarında önceden yapılan kentsel çözümlemeler birtakım değişiklikler geçirmiştir. Gecekondu alanlarının temizlenmesinde oluşan memnuniyetsizlikten dolayı hükümet desantralizasyon yaklaşımı ile birtakım hukuki düzenlemeler getirmiştir. Burada yeniden oluşturmanın üstünde durulmuştur. 1970’lerde yenileme kavramı üzerinde durulurken, 1980’lerde yeniden geliştirme yaklaşımı öne çıkmıştır. Özel sektörün payı bu dönemde artmıştır.1990’larda ortaya çıkan yeniden canlandırma süreciyle birlikte sürdürülebilir çevre de ortaya atılmıştır. 2000’li yıllarda kentsel dönüşümler hız kazanırken bu tür çalışmalar “Kentsel Rönesans” olarak tanımlanmaktadır (Roberts, 2000: 10-14).

Roberts’a (2000) göre kentsel dönüşüm 5 amaca göre gerçekleştirilmelidir. Birinci amaç; kentin fiziksel koşulları ile alandaki sosyal sorunlar arasında bir ilişki kurulmasını sağlamaktır. Kentlerin zamanla gelişmesi sonunda cazibesini yitiren eski konut alanlarından yeni gelişen alanlara doğru bir nüfus kayması yaşanmaktadır. Eski konut alanları ise cazibesini kaybederek köhnemiş alanlara dönüşmektedir. Çöküntü haline gelen bu alanlarda işsizlik, eğitimsizlik, sosyal ayrışma, yüksek suç oranları gibi sorunlar ortaya çıkmaktadır. İkinci temel amaç olan konut ve sağlık ilişkisinde ise, alanda yaşayan halkın yaşam koşullarını iyileştirmesine yönelik çalışmalar öne çıkmaktadır. Hızlı kentsel gelişim ile birlikte kentsel çöküntü alanlarının yaşam koşullarını iyileştirici çalışmalar başlatılmıştır. Hastalıklar ile mücadele, yeterli konut temini, temiz suyun verilmesi ve birtakım açık alanların yaratılması öncelikli amaçlar olarak sayılabilir. Sosyal gelişme ve ekonomik ilerleme, üçüncü amaç olarak kentsel dönüşüm surecini etkileyen faktörlerden biridir. Fiziksel yenileme her zaman mevcut olan problemlerin çözümüne cevap verememiştir. Ekonomik refahın arttırılması ve kentsel alanların sağlık koşullarının iyileştirilmesi gereklidir. Kentsel dönüşümü etkileyen, dördüncü etmen kontrollü kentsel büyümedir. Kontrollü büyüme kentsel alanların büyümesinin durdurulmasını ve alanın en verimli şekilde kullanılmasını kapsar. Kentsel alanların yenilenmesi ve büyüme denge arayışı ile yakından ilişkilidir. Değişen kentsel politika Robert’ın (2000) ifade ettiği son etmendir. Değişen kentsel politika, kentlerin gelişimi ve yönetiminde sorumlulukların ve yetkinin değişimi yansıtmaktadır.

(28)

13 2.3 Aktör ve Finansman Yapısı

1980 sonrası, Batı Avrupa’da merkezi-yerel yönetimlerin farklı bir boyuta geçtikleri, yerel yönetimin daha bağımsız bir yapıya büründüğü ve buna karşın merkezi hükümetten gelen destekleri yitirdikleri bir dönem olmuştur. Bu süreçte sosyal devlet politikasının yerini ekonomik büyüme odaklı politikalara bıraktığı görülmektedir. Kuzey Amerika ve İngiltere’de özel sektörün etkin olduğu, tüketim-odaklı politikaların ele alındığı bir süreç başlamıştır. Özellikle Thatcher yönetiminin yükselen servis sektörünü kendine çekme telaşı içinde “girişimciliğin” egemen olduğu kentsel dönüşüm politikalarını örnek alması bu noktada yeni bir süreci başlatmıştır (Keating, 1993: 373-396). Bu süreç, yerel yönetimlerin özel sektör ile ortaklık yapılmasını gerektirmiştir. Bu süreç örneklerine sadece İngiltere’de değil tüm Batı Avrupa coğrafyasında rastlamak mümkündür. Örneğin Hollanda’da 1985-1998 yılları arasında merkezi hükümetin yerel yönetime verdiği ödenek sayısı 485’ten 114’e düşmüştür. Konut stoğunun %40’ını sosyal konutların oluşturduğu Hollanda’da, 2001 yılında bu oranın %20’lere kadar gerilediği görülmektedir (Korthals, 2002: 1439-1452).

Yerel yönetimlerin merkezi hükümetten gelen yardımların azalması ile karşı karşıya kaldıkları sorunlar, 1970’lerden itibaren giderek akut hale gelen ekonomik problemlerle birleşince, bir önceki dönemin sosyal politikaları yerini ekonominin yeniden canlandırılmasına yönelik politikalara ve bu yönde uygulanan projelere bırakmıştır. Bu bağlamda başta İngiltere olmak üzere, 1980 sonrasında birçok Batı Avrupa ülkesinde Kuzey Amerika’daki örneklerden esinlenerek büyük iş ve alışveriş merkezleri, kongre merkezleri, spor tesisleri gibi emlak piyasalarını etkileyecek ve yatırımcıları ve turistleri çekmeyi hedefleyen mega projeler uygulanmaya başlanmıştır (Judd, 1999: 36). Uygulanan bu projelerin birçoğu kamu-özel sektör ortaklığında, sanayinin terkettiği alanlarda, kent ekonomisini canlandırmak için yapılan projelerdir. Bu tip projeler “öncü projeler” (flagship projects) olarak adlandırılmaktadır. Post modern mimari örnekleri yansıtan, büyük ölçekli bu gösterişli yapılara Birmingham ve Glasgow’daki kongre ve sergi sarayları, sanayi parkları ve müzeler örnek gösterilebilir (Hall, 2006).

(29)

14

1997’de İngiltere’de göreve gelen İşçi Partisi, sosyal içerme, mahalle yenileme ve İngiltere’nin kentlerini yenileme kararı almıştır. “Kentsel Rönesans” olarak tanımlanan bu politika sosyo-mekansal ayrışmayı en aza indirmek, kırsal alan üzerindeki yapılaşmayı azaltmak, insanları kent ve kasabasına dönmesi için teşvik etmek, kentsel alanlarda yaşam kalitesini iyileştirmek ve yerel ekonomiyi güçlendirmek olarak tanımlanmıştır (Lupton ve Fuller, 2009: 1014-1028).

Kamu- özel sektör ortaklıkları yeni bir olgu olmayıp, yerel yönetimlerin artan sorumlulukları ve azalan mali destekleri ile ortaya çıkan bu ortaklıklar tarihsel süreçte farklılıklar göstermektedir. 1980 sonrasında sermayeyi biçimlendiren ekonomik ve politik şartlar, yerel yönetimler için avantaj olduğu kadar, sermayeyi yerinde tutabilmenin güçleşmesi nedeniyle dezavantaj oluşturmaktadır. Bu durum devlet ve sermaye arasındaki dengeyi etkilemiş, sermayenin gücünün artmasıyla büyük ölçekli projelere olan yatırımlar çoğalmış ve böylelikle özel sektör daha etkin bir hale gelmiştir (Keating, 1993). Böylelikle büyük ölçekli sosyal amaçlı projeler yerine daha küçük ölçekli yeni emlak piyasalarını tetikleyecek projeler üretilmeye başlanmıştır. Bundan dolayı sadece belli kentsel noktaların iyileştirildiği projelerin uygulanmasıyla, kentsel mekânda farklılaşma ve parçalanma konusu gündeme gelmiştir (Newman ve Verpraet, 1999: 487-491).

İngiltere’deki yeniden canlandırma projelerinde oluşturulan kamu-özel sektör ortaklıklarını incelediği çalışmasında Carley (2000), başarı ve başarısızlığı belirleyen birtakım faktörler saptamıştır. Bu faktörler; politikacı ve idarecilerin liderlik kapasitesi, yeniden canlandırma yönünde vizyon ve uzlaşma kültürü oluşturabilmesi, oluşturulan vizyonun pratikte hayata geçirilebilir olması ve süreç içinde belirlenen amaçların sürekli olarak gözlemlenmesi, yerel ölçekte tüm tarafların temsilinin sağlanması, sunulan hizmetlerin kalitesi, yerel halkın güçlendirilmesi, ortaklık sürecinde rol olan insan kaynaklarının niteliği ve bir ortaklığı yaşatacak/başarılı kılacak “organizasyon” kültürünün geliştirilmesi olarak sıralanmıştır (Carley, 2000: 273-297).

(30)

15 2.4 Kentsel Dönüşüm Türleri

Kentsel dönüşümün gelişim sürecinde ilk olarak emlak-eksenli projelerinin ortaya çıktığı, daha sonra sırasıyla turizm ve kültür-eksenli projelerin yaygın olarak kullanıldığı görülmektedir. Aşağıda bu üç sektöre, kentsel dönüşüm türleri olarak yer verilmektedir.

2.4.1 Emlak-Eksenli Kentsel Dönüşüm

1970 sonrası üretimin özellikle emeğin yoğun olduğu aşamasının iş gücünün ucuz ülkelere kaymasıyla, Batı’daki sanayi kentlerinin birçoğunun sanayisizleşerek “üretim mekânları” olmaktan “tüketim mekanları” olma yoluna girdiği, yeni üretilen kent politikalarıyla yeniden yapılandırılarak mevcut sermayeye yatırım ve birikim olanakları sağladığı (Fainstein, 1996) görülmektedir. Kentsel mekânın insanlar için “toplumsal tüketim” ve “üretim” alanı olmasıyla kent mekânının “birikim” aracı olması arasında ciddi bir gerilim söz konusudur. Bu gerilim kapitalist kentin oluşumundan itibaren her dönemde mevcut olmakla birlikte neoliberal kent politikalarının hâkimiyetinin arttığı ve kent mekanının büyük ölçüde “değişim değeri” üzerinden yeniden yapılanmasının belirleyicisi olmuştur. Kentleri ve bölgeleri “girişimcilik” ve “rekabetçilik” üzerinden tanımlayan yaklaşım ve politikalar, kamu, özel ve farklı sivil aktörlerin bir arada çalışmasını öngören “büyüme koalisyonlarının” yerel gelişmeyi hızlandıracağı varsayımına dayanmakta ve mekânsal dönüşüme çok önemli bir rol atfedilmektedir (Türkün, 2012: 279-285). Eski kent merkezinde sanayileşmenin tetiklediği hızlı göçlerle birlikte buradaki üst gelir gruplarının alanı terk etmesiyle boşalan yerler göçmenlere kiralanmış ve sonuç olarak söz konusu alanların köhneleşmesine yol açmıştır. Bu dönemde geliştirilen düşük kaliteli konut alanları çöküntü alanlarına dönüşmüşlerdir. Bundan sonra boşalan eski sanayi ve ofis alanları konut kullanımına yönelik yapılan dönüşümlerden etkilenmiş ve eski yapıların kullanımı tekrar gündeme gelmiştir. Bu noktada emlak eksenli canlandırmanın 2 türünden söz edilebilir;

 Atıl kalmış konut dışı yapıların (depolar, fabrikalar gibi) konut fonksiyonuyla tekrar işlevlendirilmesi.

(31)

16

 Çöküntü haline gelmiş kent merkezlerinin ve buradaki konut stokunun üst gelir gruplarına sunularak soylulaştırma2

sürecinin yeniden canlandırmanın bir aracı olarak kullanılması.

Bu bağlamda 1980’lerden itibaren düşük gelirli kesime yönelik konut politikalarını birbiriyle ilişkili olan ve çoğu zaman birkaç tanesi bir arada olabilen beş ana başlıkta tanımlamak mümkündür. Birincisi düşük gelirli kesime kamu destekli konut kredisi vererek “sosyal konut” üretmek; ikincisi mülkiyeti yasallaştırarak çöküntü ya da gecekondu alanlarının piyasa malzemesiyle dönüşümünü sağlamak ve aynı zamanda ekonomik gelişmeyi yakalayarak yoksulluğu önlemek; üçüncüsü rantı yüksek alanlarda küresel kent politikaları ile uyumlu kamu-özel ortaklıkları yoluyla kentsel dönüşüm projeleri geliştirmek; dördüncüsü UN-Habitat’ın “en iyi uygulama” olarak önerdiği katılım ve yapabilir kılma yaklaşımlarının esas alındığı gecekondu ya da çöküntü alanlarının iyileştirilmesi projeleri geliştirmek ve beşincisi mikro kredi uygulamalarını yaygınlaştırmaktır (De Soto; 1989; 2000).

1980 sonrası gelişen öncü projeler küresel ölçekte artan rekabet ve özel sektörün daha etkin bir hale gelmesiyle Amerika ve Avrupa’da yaygınlaşmaya başlamıştır. Emlak eksenli projeler çoğunlukla sanayinin terk ettiği alanlarda, eski liman ve dok alanlarında yapılmaya başlanmıştır (Loftman ve Nevin, 1995: 399-312).

Prestij projelerine getirilen eleştiriler, projelerin pozitif etkilerinden daha fazladır. Genellikle bu tip projelerde kaç metrekare ofis olacağı üstünde durulmakta, istihdam edilen kesim çoğunlukla o alanda ikamet etmeyenlerden oluşmakta, yüksek beceri gerektiren kesimin istihdam edilen kişileri karşılamadığı görülmektedir (Loftman ve Nevin, 1995: 299-312). Sadece belirli bir kent parçası projeye dahil edilip, kentin çevresi ve diğer sorunlu bölgeler proje alanına girmediği için bütüncül değil, parçacıl yaklaşım benimsenmektedir. Ayrıca bu süreçte kent merkezindeki yoksullar ihmal edilmektedir (Newman ve Verpraet, 1999: 487-491).

“Kentlerin merkezleri çoğu zaman alışveriş, ofis ve rezidans komplekslerinden oluşan gökdelenlerin inşa edildiği uluslararası iş merkezlerine dönüşmekte, kentlerin

2

Bu bakış açısını destekler bir tanım olarak soylulaştırmanın, temelde orta ve üst gelir gruplarındaki ailelerin, dar gelirlilerin yaşadığı şehir içindeki mahallelere yerleşmesini ve buradaki mevcut konut stoğunu (mekansal olarak) iyileştirmelerini ifade ettiği söylenebilir (Griffith, 1995). Bununla birlikte kavram, uygulanma biçimleri ve sosyo-ekonomik sonuçları açısından oldukça tartışmalıdır. Tartışmalar için bkz. Zukin (1987).

(32)

17

havaalanları, iletişim ve ulaşım sistemleri, yenilenmeye çalışılmaktadır. Kapalı siteler biçiminde gelişen konut alanları yaygınlaşırken bir yandan da kentin tarihi bölgeleri hem konut hem ticari işlevleri bakımından bir soylulaştırma yaşamaktadır. Dünya markalarının hızla girdiği alışveriş merkezleri, ofis blokları ve turizm bölgeleri toplumun özellikle üst gelirli kesimlerine hizmet eden özelleşmiş kamusal alanlara dönüşmektedir” (Ünsal ve Türkün, 2014a: 24-25).

Artan rekabetle birlikte özgün projeler üretilmek istenmektedir fakat yapılan başarılı proje taklit edilmekte ve böylelikle birbirine benzer projeler ortaya çıkmakta ve diğerlerini gündem dışı bırakmaktadır. Bu sayede birbirine benzer kent alanları yaratılmaktadır (Hall, 2006).

İngiltere’de Thatcher döneminde her ne kadar emlak eksenli yeniden canlandırma projelerinde parçalanmış mülkiyet yapısından bütüncül bir mülkiyet yapısına geçilmeye çalışılsa da bu süreçte yerel yönetimlerin yetkilerinin kısıtlanmış ve kapsamlı stratejik planlamaya geçilememiştir. Turok (1992) emlak eksenli canlandırma projelerinin tüketime yönelik olduğunu, bu tip projelerin ancak ekonominin diğer sektörlerinde çok dengeli ve pozitif bir gelişme yakalandığı takdirde sürdürülebilir olacağının altını çizmektedir. Ayrıca yapılan projeler kapsamında o alanda yaşayanların eğitim ve becerilerine yönelik programlar geliştirilmediği takdirde, sosyo-ekonomik problemlerin çözümü mümkün olmamaktadır (Turok, 1992: 371-375). Büyük ölçekli yeniden canlandırma projeleri başarısızlığa uğramaları halinde büyük maddi kayıplara yol açmaktadır. Projeler başarısız olmasa dahi özel sektörün yatırımını çekmek için verilen kamu desteği sosyal konut ve diğer yüksek getirisi olmayan projelerden mali olarak geri çekilmektedir (Keating, 1993: 373-396).

1980 sonrasının yeniden biçimlenen ekonomik yapısı içinde kent ekonomilerinin gücünü arttırmak ve sermayeyi çekmek için uygulanan emlak eksenli projelerin çoğu eleştirilmeye başlanmıştır. Eleştiriler dönüşüme karşı çıkmak konusunda değil, kamu kaynaklarının kullanılışı ve uygulama yöntemlerinde yoğunlaşmaktadır. Nüfus kaybeden, ekonomik verimliliğini yitirmiş, kamu kullanımına kapalı kalmış kıyı alanlarında ve tarihi kent merkezlerinde, stratejik planlama ve kamu yararı ilkesine uyarak yapılacak yeniden canlandırma stratejilerine her zaman ihtiyaç vardır (Erden, 2003). 1980’lerin ikinci yarısından 1989’a kadar olan dönemde altın çağını yaşayan

(33)

18

emlak-eksenli kentsel dönüşüm projeleri 1989 yılında dünyada emlak piyasalarının çökmesi ile birlikte, bu tür projelere ve özel sektöre güvenin sarsılması açısından bir kırılma noktası ile karşı karşıya kalmıştır (Loftman ve Nevin, 1995: 305-306). Aşağıda emlak eksenli kentsel dönüşüm tartışmalarını takiben gündeme gelen turizm-eksenli kentsel dönüşüm süreçlerine ve tartışmalarına yer verilmektedir. 2.4.2 Turizm-Eksenli Kentsel Dönüşüm

Dünya turizm endüstrisi, yirminci yüzyılın ikinci yarısından itibaren hızlı bir gelişme göstermiştir. Bu gelişme 1980’lere kadar kitle turizmi şeklinde gerçekleşmiş, deniz-güneş-kum ağırlıklı turizm3

öne çıkmıştır. Kitle turizminin yol açtığı sorunlar ve tüketicilerin farklı ürünler talep etmesi sonucu alternatif turizm türlerine yönelinmiş ve bu kültür özellikle 1990’lı yıllardan itibaren hızla gelişme göstermiştir (Gülbahar, 2009: 151).

Geleneksel tatil anlayışının yerine alternatif tatil çeşitlerinin yaygınlaşması ve turizm yönündeki pazarlama çalışmaları, dünya üzerinde birçok kentin festivallerden spor müsabakalarına, olimpiyat oyunlarından, din turizmine kadar çok çeşitli konularda kendisini turistler ve yatırımcılar için pazarlama çalışmalarına sahne olmuştur. Pazarlama stratejilerini güçlendiren bir diğer faktör ise her yıl yenisi seçilen “Avrupa Kültür Kenti”, olimpiyatlar, dünya öğrenci turnuvaları, dünya futbol şampiyonası, müzik festivalleri, sanat gösterileri gibi geniş turist kitlelerini çekecek etkinliklerdir (Özdemir, 2003: 391).

1980’lerden bu yana birbirleriyle rekabet ederek turizmden pay alma yarışına girmenin birkaç nedeni vardır. Bunlardan birincisi, üretim süreçlerinde boş zaman kavramının pekiştiği esnekleşme ile birlikte turizme ayrılan zamanın çoğalmasıdır. İkinci olarak, iş konularının da uzmanlık gerektirmesi bu konularla ilgili yapılan kongreleri cazip hale getirmiş ve dolayısıyla kongre turizmini geliştirmiştir. Kent merkezlerini canlandırmak amacıyla kongre turizmini genellikle kent merkezlerinde gerçekleştirilmesi büyük bir önem taşımaktadır. Üçüncüsü, eski sanayi kentlerindeki çöküntü alanları ile işlevsiz alanların turizmde önemli bir potansiyel olarak görülmesidir. Diğer önemli faktörler ise, rekreasyon ya da tatile ayrılabilecek gelirin

3

(34)

19

artması, eğitim düzeyindeki artış, nüfus, sosyal durum, iletişim teknolojilerinin ilerlemesi (TV, basın, medya, yayın, radyo, internet vb.), paket turlarla sağlanan ucuz turlar ve rekreasyon hizmetlerinin dünya pazarına sunulması olarak sıralanabilir (Hall, 2006). Özdemir (2003: 392), iş amaçlı gezilerin ve kongre turizminin, diğer etkinliklerle (tarih, kültür, din turizmi vb.) birlikte birbirlerini desteklediklerinde kentlerin, turistleri ve yatırımcıları çekmekte başarılı olabildiğinden söz etmekte, bu sürecin stratejik ve uzun erimli bir planlamayı gerektirdiğine dikkat çekmektedir. Kentte turizm amaçlı kullanılan mekânlar 2 ayrı grupta toplanabilir. Bunlardan ilki doğal güzellikler, tarihi ve kültürel değerler, ziyaretçilere yönelik aktiviteler (müzeler, sanat galerileri, konser salonları, spor karşılaşmaları, eğlence vb.) olarak tanımlanan turistlerin katılımına yönelik birincil turizm ürünleridir. İkinci olarak, birincil turizmi destekleyen turizm olanakları sayılabilir. Turistlerin bir bölgeyi ziyaret ettiklerinde ihtiyaçlarını karşılayabilecek yeme-içme, konaklama, ulaşım, altyapı olanakları gibi oluşumlar bu grup içerisinde sayılabilir (Law, 1992: 599-618). Hem birincil hem de ikincil turizm ürünleri için kentsel dönüşüm projelerine ihtiyaç vardır.

Yavuz (2003), 1980’lerdeki kentsel turizm politikalarının temel amacını arazi geliştirilmesi yoluyla özel sektörü kullanarak yatırımın gerçekleştirilmesi olarak açıklar. Piyasa tarafından yeniden canlandırılan çevrenin, turizm gibi ekonominin yeni gelişen sektörlerine uygun alan ve ortam yaratmak yoluyla ekonomik ve sosyal yenilenmeye katkıda bulunulacağı savunulmuştur. Bu yolla yenilenen çevre, kent için yeni bir imaj yaratacaktır. Kültürel politikalar, imaj yaratılmasında ve ekonomik gelişmenin sağlanmasında önemli bir rol üstlenmeye başlamıştır. 1990’lara gelindiğinde ise kentsel yeniden canlandırma ekonomik, mekânsal, sosyal, kültürel ve politik boyutları olan karmaşık bir kavram haline gelmiştir. Kültürel politikaların, tam anlamıyla yenileyici ve verimli olabilmeleri için diğer tüm oluşumları olumlu etkilemeleri gerekmektedir. Bu oluşuma göre kentlilerin kültürel, sosyal ve politik yaşamlarını yenileme çabası, fiziksel ve ekonomik yeniden canlandırma stratejilerini de tanımlamak ve gerçekleştirmek zorundadır (Bianchini ve Parkinson, 1993: 212).

(35)

20

Turizm stratejilerine kültür 1980 sonrasında entegre olmuştur. (Bianchini, 1993a: 12-15). Kentin kültürel, eğlence, rekreasyon gibi kaynakların birçoğunun turizm kaynakları gibi algılanmasıyla birlikte kent bir “meta” haline dönüşmüştür. Bu noktada “kenti pazarlama” ve “kenti satmak” gibi kavramlar ortaya çıkmıştır. Dolayısıyla birçok kent kendini pazarlamak için birtakım stratejiler geliştirmiş, bu noktada kentler uluslararası rekabete girişmişlerdir.

Yerel ve merkezi yönetimler kentlerin dönüşümü için finansman sağlamaktadır. Kentler çevreleriyle birlikte yeniden tasarlanmakta, hatta yerel halkın bile davranışı değiştirilerek çekici bir ürün oluşturulmak istenmektedir (Holcomb, 1999: 56). Kentleri pazarlamak için kullanılan stratejilerin biri de simgesel (landmark) yapılardır. Birçok kentte yapılan (Eyfel Kulesi vb.) yapılar sembolik özellikte bir yapı yaratılmasında başarı getirmiştir. Fakat simgesel yapılar her zaman olumlu bir imaj yaratamamaktadır. Öte yandan kültürel ve etnik festivaller, olimpiyatlar gibi aktiviteler hem geçici hem halkın ilgisini çekecek yatırımlardır. Çoğu pazarlama stratejisinde olduğu gibi pazarlamaya da geniş bir bütçe ayrılmaktadır. Kentler görsel ve basılı ortamlarda reklam yapmaktadır. Bu tür reklamlarda genellikle mutlu ve güzel insan tablolarına rastlanmakta fakat kötüleşen çevreler, etnik azınlıklar kirlenen kentsel alanlar gösterilmemektedir. Böylelikle kentin yapay görüntüsünün altında asıl kimliği gizlenmiştir (Holcomb, 1999: 56-62).

Turizmin kente sağladığı faydalar kent ekonomisine sağladığı girdiler fiziksel altyapıya ve çevreye yaptığı katkılar ve kent imajının gelişimidir. Bu bağlamda turizmin ekonomik getirilerinden birisi istihdamdır. Hall (2006), turizmin yüksek oranda istihdam ihtiyacı gerektirdiğinden fakat buna bağlı olarak sağlanan iş olanaklarının yarı vasıflı ya da vasıfsız olduğundan söz eder. Ayrıca çoğunlukla mevsimlik ya da yarı zamanlı iş olanakları sunmakta bu da kentte ekonomik olarak ikili yapının oluşmasına neden olmaktadır. Diğer bir yandan turizm gittiği yerde çoğaltıcı etki yapmakta yani kendisini destekleyen yan sektörlerin de gelişimine etki etmektedir. Turizm-eksenli canlandırma projeleri çöküntü alanlarının iyileştirilmesini sağlamaktadır. Kentin sahip olduğu kültürel mirasın korunmasını ve bakımını sağlamaktadır. “Yapılan bu turizm yatırımları yerel halk ve kentin kendisi için de

(36)

21

faydalıdır. Çünkü fiziksel çevrenin ve altyapının geliştirilmesi turistlerden önce o kentte yaşayanların kalitesini arttıracaktır” (Yavuz, 2003: 324-328). Turizmin kente olumsuz etkileri de mevcut olabilmektedir. Bunların en önemlileri arasında bazı kamu kurumlarının ve düşük gelirli insanların yerlerinden edilmesi, yerel halkın süreçte yer almasının göz ardı edilmesi, benzer özellikteki kentlerin birbirine benzemesi, yapılan birçok inşaattan sonra alanların işlevlendirilemeyerek atıl kalması sayılabilir (Yavuz, 2003: 324-328). Kenti pazarlamak için inşa edilmiş başarılı örnekler emlak eksenli projelerde olduğu gibi kopyalanarak başka yerlerde de uygulanmaya çalışılmıştır. Fakat bu uygulanan yöntemin başarılı olacağına dair hiçbir güvence yoktur. Örneğin Amerika’daki Disneyland’ın açılışından sonra birçok yerde konulu parklar açılmış fakat bunların bir kısmı beklenilen ilgiyi görmeyip kapanmıştır (Kotler ve diğ., 1993: 210).

2.4.3 Kültür-Eksenli Kentsel Dönüşüm

Yeniden canlandırma stratejilerine “kültür” kavramı 1990’larda katılmaya başlanmıştır. Avrupa'da 1970'lerin sonlarına kadar kültür politikaları yerel yönetimlerin önem verdikleri bir konu olmasına rağmen, bu konunun yeniden canlandırma projelerinde bir tema olarak kullanılması 1980 sonrasının yeniden yapılanan kent ekonomileri içinde gerçekleşmiştir. Başlarda yerel yönetim özel sektörün kültür projelerine sadece sponsor olmasını sağlarken, ilerleyen zamanlarda kültürün kentin ekonomisine katkıları fark edilince kültür-eksenli yeniden canlandırma stratejilerinin önemi artmıştır. Bunun sonucunda ise, kentlerdeki ekonomik faaliyetleri çeşitlendirme, kent imajının ve kentsel yaşam kalitesinin arttırılması ve bu yolla kentler arası rekabette uluslararası sermayeyi çekebilmenin bir aracı olarak kültür ile ilgili yatırım ve politikalar bir araç olarak kullanılmaya başlanmıştır (Bianchini, 1993a: 12-15). Ballenghien’e (2002) göre kültür-eksenli kentsel dönüşüm yeni yatırımları çekmek için “kültür” öğesini kullanarak diğer kentler üzerinde rekabete dayalı bir üstünlük yaratılmasına imkân tanımaktadır. Bianchini ve Parkinson’un (1993) işaret ettiği gibi, kentsel yaşam kalitesinin esas öğesi olan kültür, kentler arasındaki artan rekabet bağlamında stratejik hedeflerin merkezine oturur.

Şekil

Şekil 2.1 Guggenheim Müzesi, Bilbao, İspanya (URL-1)
Şekil 2.6 Nottingham Lace Square, Nottingham, İngiltere (URL-10)
Tablo 4.1 Şanlıurfa Kentsel Arazi Kullanımı ve Kırsal Yerleşim Alanları, 2014 (ŞİÇOM, 2008; URL-16)
Tablo 4.2 Türkiye ve Şanlıurfa’da 1965-2013 Yılları Arasında Nüfusun Değişimi, 2014 (TÜİK, 2013)
+7

Referanslar

Benzer Belgeler

Kültü r Bakanlığı Kültür Bakanlığı’nın altında yer alan Antikalar ve Kültürel Miras Genel Müdürlüğü Arkeoloji Servisi Çevre Bakanlığı Kültür

durum (Makarnalık Buğday) = çıplak taneli kültür formudur... Sarı Başak Sert Buğday

闊別二十餘載 廿一屆同學會相見歡 (編輯部整理) 北醫廿一屆校友同學會於 101

“Bir teknik öğretmen gözünden bilim ve teknoloji”. Merhaba, Bilim ve Teknik ailesi derginizi her ay me-

Gün geçtikçe küçülen fakat işlevleri artan bilgisayarlara, ünlü teknoloji firması Quadro tarafından bir yenisi daha eklendi: Quadro Stick PC.. Mobil kullanım için rahat

Belge'nin özenli çevirisiyle Te- pedelenli Ali Paşa'yı anlatan Yanya Sultanı'nı mı derken Şi­ rin Devrim'in yazdığı "Şakir Paşa Ailesi - Harika

Spor yerine güzel bir kahvaltı edin, çünkü sindirim organları bu saatte iyi çalışır: Karbonhidratlar bizim için yararlı olacak enerjiye çevrilir,geceleri ise yağa.. 08.00:

In addition, the detailed sample preparation procedure and the crystalline phases of synthesised nanostructured hydroxyapatite bioceramic were determined by X-ray