• Sonuç bulunamadı

Halife Müstaîn (H.248-252/M.862-866)

I. ABBÂSİLERİN İKİNCİ DÖNEMİNDE TÜRKLERİN ASKERİ VE SİYA.Sİ

I. 1. Halifelerin İktidara Taşınması ve Azlinde Türkler

I.1.3. Halife Müstaîn (H.248-252/M.862-866)

Muntasır’ın vefatından bir gün sonra onun yerine yeni halife seçimi için komutanlar el-Hâruniye’de bir araya geldiler.365 Yeni Halifeyi seçenlerin aralarında Türk Komutanlardan Büyük Boğa, Küçük Boğa, Otamış ve diğer ileri gelenler bulunuyordu.366 O zaman askerî gücü elinde tutan Türk komutanlar, diğer askerî birliklerden el-Mağaribe367 ve el-Üşrûsene Büyük Boğa, Küçük Boğa ve Otamış’ın razı olacağı birisini hilâfet makamına getireceklerine dair hep birlikte anlaştılar. Türk Komutanlar, Abbâsî hanedanından güvendikleri birini iktidara getirmek istediler. Mütevekkil’in evlatlarından birini hilâfet makamına getirmeyi pek uygun görmediler. Çünkü bunlardan emin değillerdi. Hilâfetin Mu’tasım’ın çocuklarından başkalarına geçmesini istemiyorlardı. Bundan dolayı Ahmed b. Muhammed b. Mu’tasım’ı halife seçmeyi kararlaştırdılar. Nihayet Ahmed b. Muhammed b. el-Mu’tasım’a 248/ M.864 yılında Müstaîn unvanıyla beyat edildi.368 Türk komutanların bu atamada diğer askerî grupların gönlünü almaya çalıştıklarını, o grupların liderliğine soyunduklarını ve herhangi bir tepkiyle karşılaşmamaları için önceden tedbir aldıklarını görmekteyiz. Gordon da bu durumu gözünden kaçırmayarak, Türk komutanların bu seçimde Müstaîn’in seçildiğini duyurmadan önce büyük birliklerin bağlılıklarını garantiye almak için çalıştıklarını bildirmektedir.369

Türkler sayesinde iktidara gelen Müstaîn, kendinden önceki komutanlar gibi Türklerden rahatsızlığını dile getiriyor ve Türk Komutanlarını da bertaraf etmek istiyordu. Düşüncelerini hayata geçirme safhasında onun da azledildiğini görmekteyiz.

Halife Müstaîn’in azledilme sebeplerinin yer aldığı şu olay, Taberî ve İbnü’l- Esir’den özetlenmiştir. Bir gün Müstaîn, Vasîf’e İnak hangi görevlerde bulunuyordu

363 Hasan İbrahim, Hasan, Tarihu’l-İslâm, Kahire, III, 7. 364 Gordon, a.g.e., s. 80.

365 Taberî, IX, 256, İbnü’l-Esîr, VII, 116; Diyarbekrî, Târîhu’l-Hamîs, II, 340 366 Taberî, IX, 256, İbnü’l-Esîr, VII, 116.

367 Kuzey Afrika yerlilerinden kurulmuş olan askeri bir birliktir.

368 İbn Kuteybe, el-Maârif, s. 200; Ya’kûbî, Tarih, II, 494; Taberî, IX, 256, Mes’ûdî, Murûcü’z-Zeheb, IV, 144; İbnü’l-Cevzi, XII, 7; İbnü’l-Esîr, VII, 117.

diye sorar. Vasîf de İnak’ın ifa ettiği görevleri anlatınca Müstaîn bütün bu görevleri Bâğir’e devretmeni istiyorum demiş, olayı duyan Boğa es-Sağîr’in adamı Delil işitince, hemen kalkıp Boğa es-Sağîr’e gitmiş ve ona şöyle demişti: «Sen evinde otur da onlar seni azletmeye çalışsınlar, şunu iyi bil ki şayet azledilecek olursan öldürülürsün. Bunun üzerine Küçük Boğa hemen o gün kalkıp Daru’l-hilafe’ye gitmiş ve Vasîf’e sormuştu: «Beni azletmek mi istedin?» Ancak Vasîf ona halifenin ne yapmak istediği konusunda hiç bir bilgisinin olmadığına dair yemin edince her ikisi Bâğir’i saraydan çıkarmak ve öldürmek üzere anlaştılar. Bâğir’in görev başına getirilerek kendilerinin yerine görevlendirilmesinden endişe etmişlerdi. Vasîf ve Boğa’nın tepkisi üzerine halife, Bâğir’den desteğini çekmiştir. Bu olay Bâğir ve arkadaşları arasında derin kaygılara varan bir endişe yaratmış ve onları bir çıkış yolu bulmaya sevk etmiştir. Neticede daha önce Mütevekkil’in öldürülmesinde kendisine yardımcı olanlarla bir toplantı yapmış, Müstaîn, Boğa ve Vasîf’i öldürmeyi ve Mu’tasım’ın veya Vâsık’ın oğullarından birine beyat etmeyi, böylece bu iki adamın yerine devlet işlerine kendilerinin hakim olmasını teklif etmiş370 bu sözlerini adamları da uygun bulmuştu.

Ancak bunu haber alan Müstaîn, Boğa ve Vasîf’e adam gönderip onları çağırtmış ve «Beni hilâfete sizler getirdiniz, şimdi de öldürmek mi istiyorsunuz?» diyerek onların gönlünü almış ve Bâğir’in yapmak istediklerini anlatmış ve hep birlikte Bâğir ve adamlarını yakalayıp hapsetmek üzere anlaşmışlardı. Sonra Bâğir’i çağırdılar, yanında bulunan bazı adamlarıyla birlikte saraya gelince de onu yalnız başına bırakıp bir hamama hapsettiler. Bâğir’in hapsedildiğini işiten adamları ve diğer Türkler halifenin atlarının bulunduğu ahıra hücum etseler de Bâğir’in öldürülmesine engel olamamışlardır.371

Müstaîn ve Türk komutanlarının Bâğir et-Türkî’yi büyük bir tedbirsizlik sonucu öldürme haberi Bâğir’in adamlarına ve Türklere ulaşınca hemen sarayı sarmışlar, ancak Müstaîn, Boğa, Vasîf , Şahek el-Hadim, Ahmed b. Salih b. Şirzade ve Delil gibi yakın adamlarıyla birlikte Bağdat’a kaçmışlardır. H.251/M.865 günü Bağdat’a varıp Muhammed b. Abdullah b.Tahir’in evinde konaklamıştı. Bu arada katipler, görevliler, Haşimoğullarıyla birlikte Boğa ve Vasîf’in adamlarından bazıları hep birlikte Sâmerrâ’dan Bağdat’a gelmişlerdi.372

Halifenin iki Türk komutanı Vasîf ve Boğa ile birlikte Bağdat’a gitmesi üzerine bazı komutanlar, devlet memurları ve Abbâsî ailesi mensupları Sâmerrâ’yı terk etmeye

370 Taberî, IX, 278; İbnü’l-Esîr, VII, 135.

371 Taberî, IX, 279; İbnü’l-Esîr, VII, 137; İbn Haldûn, İber, III, 284. 372 Taberî, IX, 280; İbnü’l-Esîr, VII, 139.

başladılar. Adetâ merkez tekrar Bağdat’a nakledilmiş oluyordu. Vaziyetin aleyhlerine geliştiğini gören Sâmerrâ’daki askerî birlikler, Bağdat’a bir elçi heyeti göndererek Müstaîn’in Sâmerrâ’ya dönmesini istediler.373 Bu heyette bulunan ve adı Bâbî Bek (ﻚﺑ ﻲﺑﺎﺑ) olan birisi Halifeye “Eğer bizden hoşnut isen o halde kalk bizimle birlikte Sâmerrâ’ya gel, Türkler orada seni beklemektedirler” demiş Müstaîn de “Sizler Sâmerrâ’ya dönünüz, sizin her türlü ihtiyaçlarınızı karşılayacağım. Benim oraya gelmem meselesine gelince, bunu da düşüneceğim” deyince heyet son derece ümitsizce kalkıp geri döndüler. Ancak Muhammed b. Abdullah b. Tahir’in Bâbî Bek’e karşı olan davranışı onları kızdırmıştı. Buna şahit olanlar, olayları adamlarına onları kışkırtmak gayesiyle biraz da saptırarak anlatmış ve onları Müstaîn’i görevinden azletmeleri için teşvik etmişlerdi.374 Halife’nin Sâmerrâ’ya dönme teklifini reddettiği de rivayet edilmektedir.375

Kendileri için kurulmuş olan Sâmerrâ’nın terk edilişi, elbette Türkler’in siyasî ve iktisadî güçlerinin zayıflamasına sebep olacaktı. Bu sebeple, Sâmerrâ’daki Türkler, Müstaîn’e karsı başka birini halife yapmaya karar verdiler ve hapiste bulunan Mu’tezz’i çıkararak ona bi’at ettiler ve tüm vilâyetlere Müstaîn’in hal’ edildiğini bildirdiler.376

Abbâsî Hilâfetinde biri Bağdat’ta diğeri Sâmerrâ’da iki halifenin ortaya çıkışı ve her iki tarafın da uzlaşmaya yanaşmaması iç savaşın başlaması demekti. Her iki taraf da hazırlıklara başladılar. Vasîf ve Boğa gibi komutanlar Müstaîn’in, askerler ve ikinci sınıf komutanlar Mu’tezz’in safında yer almışlardı.377 Alınan tedbirler neticesinde kuvvet dengesi Mu’tez lehine kaymaya başlamıştı. Bilhassa, Hıms’da bulunan ünlü Türk Komutan Musa b. Boğa el-Kebîr’in Mu’tez tarafına geçmesi Müstaîn için büyük bir kayıp oldu.378

Türklerin’in askerî gücü ve baskıları neticesinde Bağdat valisi Muhammed b. Abdullah, Mu’tezz’in kardeşi orduyu komuta eden Ebû Ahmed ile müzakerelere girişmek zorunda kaldı. Ebû Ahmed’in karargâhında başlayan müzakereler sonunda, Mu’tezz’e biat edilmesine, Müstaîn’in hilâfetten çekilmesine karar verildi. H.252/ M.866 yılında, Müstaîn, zahiren kendi isteği ile hilâfetten çekildi ve Mu’tez tek başına iktidarda kalmış oldu.379 Bir yıl gibi uzun süre devam eden bu savaş, Türk askerlerin özellikle

373 Taberî, IX, 283; İbnü’l-Esîr, VII, 142. 374 Taberî, IX, 283; İbnü’l-Esîr, VII, 141. 375 Mes’ûdî, Murûcü’z-Zeheb, IV, 162. 376 Taberî, IX, 337; İbnü’l-Esîr, VII, 141. 377 Taberî, IX, 350; İbnü’l-Esîr, VII, 142. 378 Taberî, IX, 348; İbnü’l-Esîr, VII, 142. 379 Ya’kûbî, Tarih, II, 501.

Musa b. Boğa el-Kebîr’in başarısıyla Müstaîn’in görevden azledilmesiyle neticelenmiştir.

Azledilmiş olan halife Müstaîn , Vâsıt şehrine götürüldü. Türk komutanlar onun muhafazası için Ahmed b. Tolun’u görevlendirmişlerdi. Ahmet, Müstaîn’e iyi davrandı, gezip avlanma sertbestliği bile tanıdı. Türkler onun hayatta kalmasının başlarına bir kötülük getirebiceğini düşünüyorlardı. Onun öldürülmesi için gerekli hazırlıklar yapıldı. Ahmed’e öldürülmesi için gerekli emir gitmiş olsa da, o, biat etmiş olduğu bir halifeyi öldüremeyeceği gerekçesiyle emri uygulamadı. Bunun üzerine Vâsıt’a küçük bir müfreze gönderildi ve Müstaîn 35 yaşında iken öldürüldü.380