• Sonuç bulunamadı

A. HAYATI

3. Âyet ve Hadisler

3.1. 1. “ةدوﺪﻌﻣ ﻢهارد ﺲﺨﺑ ﻦﻤﺜﺑ ﻩوﺮﺷ و” “Ve şerevhü bi’ẟemenin baḫsin derāhime ma‛dūdeh”

“Onu düşük bir fiyatla birkaç dirheme sattılar.” (Yûsuf ,12/20) Bu ‛ömrüñ Yūsufın derk itmedüñ sen

Hevā cübbine ṣalduñ bilmedüñ sen Ṣoñı ṣatduñ anı eẟmān-ı baḫse

Ne ḥāṣıl devlet olmayınca naḥse (3676, 3677)

3.1. 2. “ﺮﺋاﺮﺴﻟا ﯽﻠﺒﺗ مﻮﻳ” “Yevme tüble’s-serā’ir”

Olur her kimsenüñ ma‛būdı ẓāhir

Şu gün kim olısar “ﺮﺋاﺮﺴﻟا ﯽﻠﺒﺗ” (1970)

3.1. 3. “ﷲا ﯽﻟا اوﺮﻔﻓ” “Fe-firrū ila’llāh”

“O halde Allah’a koşun. ” (Zāriyāt, 51/50) “ اوﺮﻔﻓ”dan ḫaber ṭuy olma ġāfil

“ﷲا ﯽﻟا”ı medār it olma ẕāhil (1625)

3.1. 4. “نﻮﺒهرﺎﻓ ﯼﺎﻳا و” “Ve iyyāye fe’rhebūn” “Ve yalnız benden korkun.” (Bakara, 2/40)

Gel imdi “اﻮﺒهرﺎﻓ”dan ol ḫaberdār

“ﯼﺎﻳاو” nidāsın eyle tekrār (1628)

3.1. 5. “ﺔﻴﺿﺮﻣ ﺔﻴﺿار ﻚﺑر ﯽﻟا ﯽﻌﺟرا” “İrci‛ī ilā-rabbiki rāżıyeten marżıyyeh” “Sen O’ndan hoşnut ve O senden hoşnut olarak Rabbine dön” (Fecr, 89/28)

Çü pāk olur Ḫudāsı merci‛idür

Anuñ dā’im nidāsı “ﯽﻌﺟرا”dür (1714)

Saña geh “ﯽﻌﺟرا”den itdi remzi

Gehī geh “ﻮﺒهرﺎﻓ”dan virdi ġamzi (3748)

3.1. 6. “ﷲا ﻪﺟو ﻢﺜﻓ اﻮﻟﻮﺗ ﺎﻤﻨﻳﺎﻓ بﺮﻐﻤﻟاو قﺮﺸﻤﻟا ﷲو” “Ve li’llāhi’l-maşrıḳu ve’l-maġribu fe- eynemā tüvellū fe-ẟemme vechu’llāh”

“Doğu da batı da Allah’ındır. Nereye dönerseniz Allah’ın yüzü (zatı) oradadır.” (Bakara, 2/ 115)

Ḳatında bir ola hem zīr ü zīver

İderken “ﷲا ﻪﺟو ﻢﺛ”ı tekrār

‛Acebdür gitmedi göñülden inkār (1584)

3.1. 7. “باوا ﻪﻧا ﺪﺒﻌﻟا ﻢﻌﻧ” “Ni‛me’l-‛abdü innehü evvāb”

“O, ne güzel kuldur! Çünkü o, sürekli olarak (Allah’a) yönelirdi” (Sād, 38/44) Belā çekdürmeyinc’Eyyūba Tevvāb

Dimedi aña “باوا ﺪﺒﻌﻟا ﻢﻌﻧ” (2354)

3.1. 8. “ﻢﻬﺟوﺮﻓ اﻮﻈﻔﺤﻳو ﻢهرﺎﺼﺑا ﻦﻣ اﻮﻀﻐﻳ ﻦﻴﻨﻣﻮﻤﻠﻟ ﻞﻗ” “Ḳul li’l-mü’mīnīne yaġużżū min- ebṣārihim ve-yaḥfeẓū fürūcehüm”

“Mümin erkeklere söyle: Gözlerini (harama bakmaktan) sakınsınlar, ırzlarınnı korusunlar. (Nûr, 24/30)”

Bürimiş gözlerin şehvet yolı görmekde a‛mālar

اﻮﻀﻐﻳ āyetin inkār ider bu zümre-i küfrān (397)

3.1. 9. “ﺎﻬﻴﺳد ﻦﻣ بﺎﺧ ﺪﻗو” “Ve ḳad ḫābe men dessāhā”

“Onu (nefsini) kirletip gömen de elbette ziyana uğramıştır. (Şems, 91/10)” Metnimizde 2461. beyitten sonra bir ara başlık gibi geçmektedir:

ﺎﻬﻴﺳد ﻦﻣ بﺎﺧ ﺪﻗو ﯽﻟﺎﻌﺗ ﷲا لﺎﻗ ”

3.1. 10. “ﯽﻠﻋﻻا ﻢﻜﺑر ﺎﻧا لﺎﻘﻓ” “Fe-ḳāle ene rabbükümü’l-a‛lā”

“(Firavun) Dedi ki: Ben sizin en büyük rabbinizim! (Nâzi’ât, 79/24)” Vü illā pes nedür ḥayvān-ı aḥḳar

3.1. 11. “ﻢﻳﻮﻘﺗ ﻦﺴﺣا ﯽﻓ نﺎﺴﻧﻻا ﺎﻨﻘﻠﺧ ﺪﻘﻟ” “Le-ḳad ḥalaḳne’l-insāne fī-aḥsen-i taḳvīm” “Hiç kuşkusuz biz insanı en güzel yapıda yaratmışızdır. (Tîn, 95/4)”

Düşüpdi “ﻢﻳﻮﻘﺗ ﻦﺴﺣا”e maẓhar

Ḳamu bānūlar içre ḫūb u mefḫar (496)

Cemāli muṣḥafını her kim açsa

Oḳurdı “ﻢﻳﻮﻘﺗ ﻦﺴﺣا”i anda (969)

3.1. 12. “ﻪﻨﻣ ﺮﻴﺧ ﺎﻧا لﺎﻗ” “Ḳāle ene ḫayrun minhü”

“(İblis) Dedi ki: Ben ondan daha üstünüm. (Sâd, 38/76)” “ﺮﻴﺧ ﺎﻧا” diyesin daḫı lā-ġayr

Ḥaḳīḳat ehli saña diye lā-ḫayr (2957)

3.1. 13. “ﻦﻴﺛراﻮﻟا ﻦﺤﻧ ﺎﻨ ” “Ve künnā naḥnü’l-vāriẟīn” آ و

“Onlara biz vâris olmuşuzdur. (Kasas, 28/58)” Benümdür cümle ‛ālem ki hemīnem

Benümdür cümle “ﻦﻴﺛراﻮﻟا ﻦﺤﻧ”em (3028)

3.1. 14. “قاﻮﺳﻻا ﯽﻓ ﯽﺸﻤﻳو مﺎﻌﻄﻟا ﻞآﺄﻳ لﻮﺳﺮﻟااﺬه لﺎﻣ اﻮﻟﺎﻗو” “Ve ḳālū mā-li-hāẕe’r-Resūli

ye’külü’ṭ-ṭa‛āme ve yemşī fi’l-esvāḳ”

“Onlar (bir de) şöyle dedidler: Bu ne biçim peygamber; (bizler gibi) yemek yiyor, çarşılarda dolaşıyor” (Furkân, 25/7)

Anuñçündür didiler اﺬﻬﻟ ﺎﻣ

ﯼرﺎﺤﺼﻟاو ﯽﺸﻤﻳ قاﻮﺳﻻا ﯽﻔﻓ (132)

3.1. 15. “شﻮﻔﻨﻤﻟا ﻦﻬﻌﻟﺎآ لﺎﺒﺠﻟا نﻮﻜﺗ و” “Ve tekūnü’l-cibālü ke’l-‛ıhni’l-menfūş” “Ve dağların atılmış yüne döndüğü (gündür)” (Kâri’a, 101/5)

Fenā yili esicek eylegil hūş

Olısar kūh-ı āhen ‛ıhn-i menfūş (4149)

3.1. 16. “ﻢﻬﻨﻴﺑ بﺎﺴﻧا ﻼﻓ رﻮﺼﻟا ﯽﻓ ﺦﻔﻧ اذﺎﻓ” “Fe-iẕā nüfiḫa fi’ṣ-ṣūri felā-ensābe beynehüm”

“Sûra üflendiği zaman artık aralarında akrabalık bağları kalmamıştır.” (Mü’minûn, 23/101)

Didi Behlūl aña ey merd-i güm-rāh

“بﺎﺴﻧا ﻼﻓ” didi Ḥażretu’llāh (4436)

3.1. 17. “ﯽﻧدا وا ﻦﻴﺳﻮﻗ بﺎﻗ نﺎ ” “Fe-kāne ḳābe ḳāvseyni ev ednā” ﻜﻓ

“O kadar ki (birleştirilmiş) iki yay arası kadar hatta daha da yakın oldu.” (Necm, 53/9)

Anuñ sidre degülken müntehāsı

Olurken “ﻦﻴﺳﻮﻗ بﺎﻗ” mübteġāsı (3866)

3.1. 18. “ﻦﻴﻃ ﻦﻣ ﻪﺘﻘﻠﺧو رﺎﻧ ﻦﻣ ﯽﻨﺘﻘﻠﺧ ﻪﻨﻣ ﺮﻴﺧ ﺎﻧا لﺎﻗ” “Ḳāle ene ḫayrun minhü ḫalaḳtenī min- nārin ve ḫalaḳtehū min-ṭīnin)

“(İblis) Ben ondan hayırlıyım! Beni ateşten yarattın, onu çamurdan yarattın, dedi.” (A’râf, 7/12; Sâd, 38/76)

Ki dā’im serkeşī şeyṭān işidür

“ﺮﻴﺧ ﺎﻧا” Ene ḫayrun didi kim āteşīdür (3907)

3.1. 19. “ﻢﻬﺴﻔﻧا ﯽﻠﻋ اﻮﻓﺮﺳا ﻦﻳﺬﻟا ﯼدﺎﺒﻋ ﺎﻳ ﻞﻗ” “Ḳul yā ‛ibādiye’lleẕīne esrefū ‛alā - enfüsihim”

“(Benim tarafımdan kavmine) De ki: Ey kendileri aleyhine israf eden kullarım!” (Zümer, 39/53)

İşitmedüñ meger “دﺎﺒﻋ ﺎﻳ ”ı ﻞﻗ

3.1. 20. “ءﺎﺸﻳ ﻦﻣ ﯼﺪﻬﻳو” Ve yehdī men-yeşā’i”

“Allah,dilediğini hidâyete erdirir.” (Yûnus, 10/25; İbrâhîm 14/4; Nahl, 16/93; Fâtır, 35/8; )

Bulurduñ şūr içinde şīr ü şehdi

O dem rūşen olur sırr-ı ve-yehdī “ﯼﺪﻬﻳ و” (3538)

3.1. 21. “ﻢﻴﻈﻌﻟا ناﺮﻘﻟاو ﯽﻧﺎﺜﻤﻟا ﻦﻣ ﺎﻌﺒﺳ كﺎﻨﻴﺗا ﺪﻘﻟو” “Ve le-ḳad āteynāke seb‛an mine’l-meẟānī ve’l-Ḳur’āni’l-‛aẓīm”

“And olsun ki, biz sana tekrarlanan yedi âyeti ve yüce Kur'an'ı verdik.” (Hicr, 15/87)

O ḳaṣr içinde ġılmān-ı ma‛ānī

Oḳurlar cümlesi seb‛ā’l-meẟānī (4864)

3.1. 22. “ﯽﺣوا ﺎﻣ ﻩﺪﺒﻋ ﯽﻟا ﯽﺣوﺎﻓ” “Fe-evḥā ilā-‛abdihī mā-evḥā”

“Ve Allah kuluna vahyedeceğini etti.” (Necm, 53/10) Elā ey şems-i Yeẟrib māh-ı Baṭḥā

Vücūduñ nāḳid-i naḳd-i “ﯽﺣوﺎﻓ” (104)

3.1. 23. “رﺬﻧﺎﻓ ﻢﻗ” “Ḳum fe-enẕir”

“Kalk da (halkı) uyar.” (Müddessir 74/2) Berātuñ “رﺬﻧﺎﻓ ﻢﻗ” oldı muḥkem

Aña ṭuġra durur ‘ﻢﻠﻌﻳﷲاو’ (106)

3.1. 24. “نﻮﻤﺘﻜﺗ ﺎﻣو نوﺪﺒﺗ ﺎﻣ ﻢﻠﻌﻳ ﷲاو غﻼﺒﻟا ﻻا لﻮﺳﺮﻟا ﯽﻠﻋ ﺎﻣ” “Mā-‛ale’r-Resūli ille’l-belāġ, va’llāhu ya‛lemu mā-tübdūne ve tektümūn”

“Resûle düşen (vazife), ancak duyurmadır. Allah açıkladığınızı da gizlediğinizi de bilir.” (Mâ’ide, 5/99)

Beyitteki “Allah bilir (ﻢﻠﻌﻳ ﷲاو)” anlamına gelen kısım Kur’ân-ı Kerîm’de pek çok ayette geçmektedir fakat ilk mısra da dikkate alındığında bu ayeti kastetmiş olması kuvvetle muhtemeldir.

Berātuñ “رﺬﻧﺎﻓ ﻢﻗ” oldı muḥkem

Aña ṭuġra durur ‘ﻢﻠﻌﻳﷲاو’ (106)

3.1. 25. “تﺮﻣا ﺎﻤآ ﻢﻘﺘﺳﺎﻓ” “Fe’staḳim kemā ümirte” “Emrolunduğun gibi dosdoğru ol!” (Hûd, 11/112)

Mü’eddebsin ḫiṭāb-ı “ﻢﻘﺘﺳﺎﻓ”den

Mü’eyyedsin kelām-ı “ﻢﻘﺘﻨﻳ”den (114)

3.1. 26. ﺎﻨﻴﺒﻣ ﺎﺤﺘﻓ ﻚﻟ ﺎﻨﺤﺘﻓ ﺎﻧا” “İnnā fetaḥnā leke fethān mübīnā” “Biz, sana apaçık bir fetih verdik.” (Fetih, 48/1)

Mübeşşirdür saña “ﺎﻨﺤﺘﻓ ﺎﻧا”

‛Adāyı ḳahr ider “ﺎﻨﻴﻔآ ﺎﻧا” (107)

3.1. 27. “ﻦﻴﺋﺰﻬﺘﺴﻤﻟا كﺎﻨﻴﻔآﺎﻧا” “İnnā kefeynāke’l-müstehzi’īn” “O alay edenlere karşı biz sana yeteriz” (Hicr, 15/95)

Mübeşşirdür saña “ﺎﻨﺤﺘﻓ ﺎﻧا”

‛Adāyı ḳahr ider “ﺎﻨﻴﻔآ ﺎﻧا” (107)

3.1. 28. “اﺪﻴﻬﺷ ﻢﻜﻨﻴﺑ و ﯽﻨﻴﺑ ﷲﺎﺑ ﯽﻔآ ﻞﻗ” “Ḳul kefā bi’llāhi beynī ve beyneküm şehīdā” “Benimle sizin aranızda şahit olarak Allah yeter, de.” (Ankebût, 29/52)

Ḥuccetüñ rūşen olupdur yoḳdur inkāra mecāl

Levḥ-i maḥfūẓda müseccel şāhidüñdür “ﯽﻔآ ﻞﻗ” (144)

Sen olduñ “ﺰﻨآ ﺖﻨآ”e ḫāṣṣ-ı miftāḥ

3.1. 29. “ﯽﻐﻃﺎﻣ و ﺮﺼﺒﻟا غاز ﺎﻣ” “Mā-zāġa’l-baṣaru ve mā-ṭaġā” “ Göz ne şaştı ne de haddini aştı.” (Necm, 53/17)

Çeşm-i “ غاز ﺎﻣ”uñ işidüp cennet içre iki ‛ayn

‛Āşıḳ olmış turmaz aḳar yaşı tā yevme’l-liḳā (143)

3.1. 30. “كرﺪﺻ ﻚﻟ حﺮﺸﻧ ﻢﻟا” “E-lem-neşraḥ leke ṣadrak”

“Biz senin göğsünü açıp genişletmedik mi?” (İnşirah, 94/1) “حﺮﺸﻧ ﻢﻟا” ‛aceb şerḥ itdi ṣadrüñ

ﺎﻨﻌﻓر” dan bilenler bildi ḳadrüñ (115)

3.1. 31. “كﺮآذ ﻚﻟ ﺎﻨﻌﻓرو” “Ve rafe‛nā leke ẕikrek”

“Senin şânını ve ününü yüceltmedik mi?” (İnşirah, 94/4) “حﺮﺸﻧ ﻢﻟا” ‛aceb şerḥ itdi ṣadrüñ

ﺎ ﻨﻌﻓر” dan bilenler bildi ḳadrüñ (115)

3.1. 32. “ﯽﺠﺳ اذا ﻞﻴﻠﻟاو ﯽﺤﻀﻟاو” “Ve’ḍ-ḍuḥā ve’l-leyli iẕā-secā”

“And olsun kuşluk vaktine ve sükûna erdiğinde geceye” (Duhâ, 93/1,2.) Görür ol şeb düşinde Muṣṭafāyı

Ṣaçı “ﻞﻴﻠﻟاو”sinde “ﯽﺤﻀﻟاو”yı (1102)

Düşüpdür zülfüñe “ ” ﻞﻴﻠﻟاو tefsīr

Yüzüñe “ ﯽﺤﻀﻟاو”dan oldı ta‛bīr (116)

3.1. 33. “ﻪﻃ” “Ṭā hā”

Ḳasem ider ṣana “ ﻪﻃ ” vü ﻦﻴﺴﻳ

Ki sen mürseller içre müntehāsın (117)

3.1. 34. “ﺲﻳ” “Yā Sin”

“Yâ Sîn” (Yâsîn, 36/1)

Ḳasem ider ṣana “ ﻪﻃ ” vü ﻦﻴﺴﻳ

Ki sen mürseller içre müntehāsın (117)

3.1. 35. “ﯽﻣﻻا ﯽﺒﻨﻟا لﻮﺳﺮﻟا نﻮﻌﺒﺘﻳ ﻦﻳﺬﻠﻟا” “Elleẕīne yettebi‛ūne’r-Resūle’n-nebiyye’l-ümmī” “O elçiye, o ümmî Peygamber'e uyanlar (var ya)” (A’râf, 7/157),

Mürebbāsı idün “بﺎﺘﻜﻟا ما”uñ

Saña “ﯽﻣا” anuñçün didi Rabbüñ (118)

3.1. 36. “بﺎﺘﻜﻟا ما ﻩﺪﻨﻋ و” “Ve ‛indehū ümmü’l-kitāb”

“Bütün kitapların aslı onun yanındadır.” (Ra’d, 13/39) Mürebbāsı idün “بﺎﺘﻜﻟا ما”uñ

Saña “ﯽﻣا” anuñçün didi Rabbüñ (118)

3.1. 37. “ﺮﻤﻘﻟا ﻖﺸﻧاو ﺔﻋﺎﺴﻟا ﺖﺑﺮﺘﻗا” “Iḳteribeti’s-sā‛atü ve’n-şaḳḳa’l-ḳamer” “Kıyamet yaklaştı ve ay yarıldı.” (Kamer, 54/1)

Çi ger şaḳḳu’l-ḳalem itmedüñ ey şāh

Velī “ﺮﻤﻘﻟا ﻖﺷ”den olduñ āgāh (121)

3.1. 38. “ﻦﻴﻤﻟﺎﻌﻟا بر ﷲ ﺪﻤﺤﻟا” “El-ḥamdu li’llāhi Rabb’il-‛ālemīn”

“Hamd (övme ve övülme), âlemlerin Rabbi Allah'a mahsustur.” (Fâtiha, 1/2) Çü evvel sūrede ẟebt oldı “ ﺪﻤﺤﻟا

3.1. 39. “ﻢﻟا” “Elif, Lām, Mīm.”

“Elif, Lâm, Mîm.” (Bakara, 2/1)

Çü evvel sūrede ẟebt oldı “ ﺪﻤﺤﻟا

“ ” ikincisinde peyvend ﻢﻟا (123)

3.1. 40. “ﻪﻴﻓ ﺐﻳر ﻻ بﺎﺘﻜﻟا ﻚﻟذ” “ Ẕālike’l-kitābu lā-reybe fīh” “O kitap (Kur'an); onda asla şüphe yoktur.” (Bakara, 2/2)

Didi pes “ﻪﻴﻓ ﺐﻳر ﻻ ﻚﻟذ

Kitābdur ya‛nī ol ẕāt-ı şerīfi (125)

3.1. 41. “ﯼﻮﻠﺴﻟاو ﻦﻤﻟ ” “El-menne ve’s-selvā” ا

“Kudret helvası ve bıldırcın eti.” (Bakara, 2/57; A’râf 7/160; Tâhâ, 20/80) Yidüñ zu‛mınca andan menn ü selvā

Bu işden yimedüñ hīç ġamm u pervā (3615)

3.1. 42. “ﷲا اﻮﻘﺗﺎﻓ” “Fe’tteḳu’llāh”

“Allah’tan korkunuz (sakınınız).” (Âl-i İmrân 3/50, 123; Mâ’ide, 5/100; Enfâl, 8/1; Hûd, 11/78; Şu’arâ 26/108, 110, 126, 131, 144, 150, 163, 179; Zuhruf 43/63; Tegâbûn 64/16; Talâk 65/10)

Ṭuyarsañ “اﻮﻘﺗﺎﻓ” dan itdi taṣrīḥ

“اوﺮﻔﻓ” āyetinden añla tercīḥ (3749)

3.1. 43. “ﻦﻴﻨﺛا ﯽﻧﺎﺛ” “ẞāniye’ẟneyn”

“...ikinin ikincisi...” (Tevbe, 9/40)

ẞānī iẟneyn idi çün ġār-ı meḫāfetde o şāh

Hem ikinci oldı buldı ḫoş ḫilāfetde velā (163)

“...ol (der ve hemen) olur.” (Bakara, 2/117; Âl-i İmrân, 3/47,59; En’âm, 6/73; Nahl, 16/40; Meryem, 19/35; Yâsîn, 36/82; Mü’min (40/68)

Söze ḫoş baḳ suḫan aṣl-ı cihāndur

Fürūġ-ı lafẓ-ı “ ﻦ ” kevn ü mekāndır آ (433)

Cihān çün var olupdur lafẓ-ı “ ﻦ ”den آ (434)

Girü yoḳ olısardur “ ﺗ ﻻﻦﻜ ”den

3.1. 45. “نوﺪﺒﻌﻴﻟ ﻻا ﺲﻧﻻاو ﻦﺠﻟا ﺖﻘﻠﺧ ﺎﻣو” “Ve mā-ḫalaḳtu’l-cinne ve’l-inse illā-li- ya‛budūn”

“Ben cinleri ve insanları, ancak bana kulluk etsinler diye yarattım.” (Zâriyât, 51/56)

Seni pes lu‛b içün yaratmadı Ḥaḳ

‛İbādetçün yaratmışdur muḥaḳḳaḳ (2151)

3.1. 46. “ذﻮﻋا” “E‛ūẕu”

“...(Allah’a) sığınırım...” (Bakara, 2/67; Hûd, 11/47; Meryem 19/18; Mü’minûn, 23/97; Felak 113/1; Nâs 114/1)

“ذﻮﻋا”olmayınca varmaz ol rāh

Anuñçün bī-e‛ūẕu oldı güm-rāh (2822)

3.1. 47. “نﻮﻗدﺎﺼﻟا ﻢه ﻚﺌﻟوا” “Ülā’ike hümü’ṣ-ṣādıḳūn” “İşte doğru olanlar bunlardır.” (Haşr, 59/8)

Ṣaḥābe olmadın dārından iḫrāc

Dimedi “نﻮﻗدﺎﺻ” anlara vehhāc (2362)

3.1. 48. “ﺎﻨﺴﻔﻧا ﺎﻨﻤﻠﻇ ﺎﻨﺑر ﻻﺎﻗ” “Ḳālā Rabbenā ẓalemnā enfüsenā”

“(Adem ile eşi) dediler ki: Ey Rabbimiz! Biz kendimize zulmettik.” (A’râf, 7/23)

Dise ḳul i‛tirāf ile ẓalemnā “ﺎﻨﻤﻠﻇ”

لﻮﻘﻳ بﺮﻟا

ﺎﻧﺮﻔﻏ ﯼﺪﺒﻋ ﺎﻳ (877)

3.1. 49. “ارﻮآﺬﻣ ﺎﺌﻴﺷ ﻦﻜﻳ ﻢﻟ ﺮهﺪﻟا ﻦﻣ ﻦﻴﺣ نﺎﺴﻧﻻا ﯽﻠﻋ ﺎﺗا ﻞه” “Hel-etā ‛ale’l-insāni ḥīnün

mine’d-dehri lem yekün şey’en mezkūrā”

“İnsanın üzerinden, henüz kendisinin anılan bir şey olmadığı uzun bir süre geçmedi mi?” (İnsân, 76/1)

Ma‛din-i dürr-i mürüvvet şāh-ı iḳlīm-i vefā

Pes ‛aceb midür anuñ şānında gelse ﺎﺗا ﻞه (181)

3.1. 50. “ ﺑﺮﺑ ﺖﺴﻟاﻢﻜ ” “E-lestü bi-Rabbiküm”

“Ben sizin Rabb’iniz değil miyim?” (A’râf, 7/172)

Ne didi diñledüñ ol mūr-ı mesti

Unutma sen daḫı ‛ahd-ı elesti (1082) Sen idüñ çün elest bāġında bülbül

Demidür eyler iseñ şimdi ġulġul (428)

3.2. Hadisler

3.2. 1. “ﷲا ﻊﻣ ﯽﻟ” “Lī ma‛a’llāh”

“Benim Allah ile öyle anlarım olur ki, ne bir mukarreb melek, ne de gönderilmiş bir nebi öyle bir yakınlığı elde edebilir.”20

Muḥaḳḳaḳ “ﷲا ﻊﻣ ﯽﻟ”maḥremisin

Ḥaḳīḳat Ka‛besinüñ muḥrimisin (109)

20 Mehmet Yılmaz, “Lî-Ma’a’llah”, Edebiyatımızda İslâmî Kaynaklı Sözler (Ansiklopedik Sözlük), İstanbul

3.2. 2. “ﯽﻟﺎﺑا ﻻ” “Lā-Übālī”

“(Çekeceği azaba hiç) aldırmam.”21 sözü bir kudsî hadisten alınmıştır: “Büyüklük,

benim üst giysim, ululuk benim alt giysimdir (büyüklük ve ululuk tamamen bana mahsus sıfatlardır). Bu sıfatlarda bana ortak çıkmaya, benimle yarış etmeye yeltenen (kendini beğenmiş ve gururlu kimseyi cehenneme atarım (çekeceği azaba) hiç aldırış etmem.” 22

Aña arż eyleseler ḥasb-i ḥāli

Dir istiġnā yüzinden “ﯽﻟﺎﺑا ﻻ” (1463)

Budur ḥükm-i ḳadīm-i Lā-Yezālī

Ḳayırmaz cümleden dir “ﯽﻟﺎﺑا ﻻ” (2538)

3.2. 3. “ ﺎﻨﻓﺮﻋ ﺎﻣك ” “Mā-‛arefnāk”

“Seni bilmedik” sözü, “Yâ Rab, seni zatına yakışır şekilde bilmedik.” şeklindeki tasavvuf erbabınca hadis olarak bilinen bir rivayet alınmıştır. 23

Ṭalanlar ma‛rifet baḥrine çālāk

Oḳurlar gice gündüz “ ﺎﻨﻓﺮﻋ ﺎﻣك ” (4513)

Mu‛ammādur irişmez fehm ü idrāk

Anuñçündür oḳırlar “ ﺎﻨﻓﺮﻋ ﺎﻣك ” (1416)

3.2. 4. “ﺰﻨآ ﺖﻨآ” “Küntü Kenz”

“Ben (gizli) bir hazineydim.” 24 sözünden alınmıştır. Hadis bilginleri

tarafından

uydurma hadisler arasında gösterilir. Rivayetin tamamı şöyledir: “Ben

21 Yılmaz, “Lâ-Übâlî”, age., s. 107. 22 Yılmaz, “El-Kibriyâu Ridâî”, age., s. 93. 23 Yılmaz, “Mâ-‛Arafnâk”, age., s. 117. 24 Yılmaz, “Küntü Kenz”, age., s. 9.

bilinmeyen bir hazine idim, bilinmeyi diledim, birtakım kimseleri yarattım, onlara kendimi bildirdim ve onlar da beni bildiler.” 25

Sen olduñ “ﺰﻨآ ﺖﻨآ”e ḫāṣṣ-ı miftāḥ

Sen idüñ “ﯽﻔآ ﻞﻗ” ṣaḥnına seyyāḥ (110)

3.2. 5. “ ﻻﻮﻟك ” “Lev-lāk”

“Sen olmasaydın” sözü sahihliği hususunda tereddütler olan bir kudsî hadisten alınmıştır: “Sen olmasaydın felekleri ve kâinatı yaratmazdım.”26

Dinilmişken anuñ şānında lev-lāk “ ﻻﻮﻟك

Aña ḫuddām iken emlāk ü eflāk (3859)

3.2. 6. “ﯽﻧاﺮﻳ ﻦﻣ ﻩاﺮﻳ” “Yerāhu men-yerānī” “Beni gören O’nu görür.”

Hadise taranılan kaynaklarda bu şekliyle ulaşılamamıştır.

Buharî’de “ﻖﺤﻟا ﯼار ﺪﻘﻓ ﯽﻧار ﻦﻣ” (Men-re’ānī fe-ḳad re’a-l-ḥaḳ) ifadeleriyle bir hadis tespit edilmiştir. Fakat hadisteki “hak” kelimesi “gerçek” anlamıyla tercüme edilmiştir. 27

“ ﺮﻳ ﻦﻣ ﻩاﺮﻳﯽﻧا ” didi ol şāh

Oñat fehm eyle bunı olġıl āgāh (136)

3.2. 7. “ﺎﻨﺛ ﯽﺼﺣا ﻻ ” “Lā-aḥṣā ẟenā”

“Senin hakkındaki övgüleri sayamam.” 28

25 Yılmaz, “Kenz-i Mahfî”, age., s. 91.

26 Yılmaz, “Lev-Lāke Lev-Lāk Le-Mā-Halaktü’l-Eflāk”, age., s. 113.

27 Hadis nu. 2105: “Her kim beni rüyasında görürse, muhakkak o hak ve gerçek olarak beni görmüştür. çünkü

şeytan benim şekil ve hilkatime giremez.” Zeynüddin Ahmed b. Ahmed b. Abdillatîfi’z-Zebîdî, Sahîh-i Buhârî Muhtasarı Tecrîd-i Sarîh Tercemesi ve Şerhi, çev. Kamil Miras, Ankara 1987, C.12, s. 278.

Bu kemālāt ile sen çün ‛acze iḳrār eyledüñ

Ben bu ‛acz ile dimez miyem ki “ﺎﻨﺛ ﯽﺼﺣا ﻻ ” (156)

3.2. 8. “ﯽﺑر ” ﯽﻨﻤﻌﻄﻳ ﺖﻴﺑا “Ebītü yuṭ‛ımunī Rabbī”

“Rabbimin beni yedirip, içirdiği hâlde gecelerim.”

Hz Peygamber “... bir günün orucunu iftar etmeden ertesi güne eklemeyi ümmetine yasaklamıştır. Ashâbın kendisine niçin vasl-ı siyâm ettiğini sormaları üzerine ‘Ben sizden hiç biriniz gibi değilim. Rabbimin beni yedirip, içirdiği hâlde gecelerim.’ demişlerdir.” 29

“ﺖﻴﺑا” ḫˇānına mihmān iken ol

İki ‛ālemlere sulṭān iken ol (3864)

Nübüvvet kişverinüñ ḫānısın sen

“ﺖﻴﺑا” ḫˇānınuñ mihmānısın sen (108)

3.2. 9. “نﺎﻤﻳﻻا ﻦﻣ ﻦﻃﻮﻟا ﺐﺣ” “Ḥubbu’l-vaṭan mine’l-īmān” “Vatan sevgisi imandandır.”

Sahihliği hususunda şüpheler bulunan bu hadiste “vatan”dan kasıt “kişinin gerçek vatanı olan ruhlar âlemi”dir. 30

Yüri “ﻦﻃﻮﻟا ﺐﺣ”dan ṭuy kifāyet

Vaṭanda eyle īmānuñ ḥimāyet (1727)

3.2.10. “ﯽﻠﻋ ﻻا ﺎﺘﻓ ﻻ” Lā-fetā illā-‛Alī”

“Ali’den başka genç (yiğit er) yoktur”

“Ali’den başka genç (yiğit er), Zülfikar’dan keskin kılıç yoktur.” sözü hadis olarak rivayet edilmesine rağmen sahih hadis kitaplarında böyle bir hadis yoktur. 31

Kūh-ı ḥilm ü baḥr-i ‛ilm ü maḥrem-i esrār-ı dīn Ṣāḥib-i seyf-i şecā‛at şāhididür ﺎﺘﻓ ﻻ (179)

29 Emine Yeniterzi, Divan Şiirinde Na’t, Ankara 1993, s. 143. 30 Emine Yeniterzi, age., s. 150.

3.2.11.

“Devası olmayan derd”

Hadisin kaynağı tespit edilememiştir.

Budur remz-i kelām-ı Faḫr-i ‛ālem Ki buyurmışdur ol sulṭan-ı a‛lem Eger bulınmasa bir derde dermān

Aña keydür devā āḫirde ey cān (3163-3164)

3.2.12. “Dünya leşe benzer”

Hadisin kaynağı tespit edilememiştir.

Ḫaberde cīfedür dünyā-yı ġaddār

Seg-i nefsüñ durur meşġūl-i murdār (2042)

3.2.13. “İnsanlara akılları miktarınca (onların anlayabilecekleri tarzda) söyleyiniz.” Beyitteki gibi bir hadis tespit edilememiştir fakat “Biz peygamberler, insanlara akıllarının derecesi miktarınca konuşmakla emrolunduk.” anlamında bir hadis mevcuttur. 32

Bu sözlerden güẕer ḳıl “سﺎﻨﻟا ﻢﻠ ” آ

“لﻮﻘﻌﻟا رﺪﻗ ﯽﻠﻋ”i eyle īnās (4106)

3.2.14. “ﯼﺮﺨﻓ ﺮﻘﻔﻟا” “El-Faḳru faḫrī”

“Yoksulluk benim övüncümdür.”

Uydurma hadislerden sayılan sözün tamamı “Yoksulluk benim övüncümdür, ben onunla övünürüm.” şeklindedir. 33

Anuñ faḳr ile faḫr idi libāsı

Cenāb-ı Ḥażret idi ittikāsı (4539)

32 Keşfü’l-Hafâ, C.1, s. 196’da 592 numaralı hadis olarak kayıtlı olduğu sonucu internet aramalarında çıkmıştır.

Kaynağı teyit etme fırsatı olmamıştır.

3.2.15. “Ḥikāyet-i Günehkār Der-Rūz-ı Maḥşer”

Tenkitli metnimizin yukarıdaki başlıkla 3186–3204 beyitleri arasında anlatılan hikâyesi hadis kaynaklıdır. Hadis metni, kaynaktan34 aynen aktarılmıştır:

“10011- Ebû Zer radıyallahü anh’dan: (Allah Resûlü sallalahu aleyhi ve sellem buyurdu)

Hiç şüphe yok ki ben, en son cennete girecek olan ile, en son cehennemden çıkacak olanı bilirim. Şöyle ki, kıyamet günü kişi götürülecek ve onun hakkında denilecek ki: ‘Haydi bunun küçük günahlarını ona sunun, büyük günahlarını ise kaldırın (görmesin)!’ Bunun üzerine onun küçük günahları bunulacak ve şöyle denecek: ‘Sen falan gün bunu bunu yaptın mı? Falan günü şunu şunu yaptın mı?’ İnkar edemeyip, zaten büyük günahlarından da korktuğu için: ‘Evet’ diyecek. Bunun üzerine şöyle denilecek: ‘Senin için her kötülüğün yerine bir iyilik vardır.’ Kul da diyecek ki: ‘Şu anda burada görmediğim birçok günahlarım vardır.’

Ravî dedi ki: “Allah’ın Resûlü sallalahu aleyhi ve sellem’in azı dişleri görününceye kadar güldüğünü gördüm.”

Benzer Belgeler