• Sonuç bulunamadı

BÖLÜM 1: KONUYLA İLGİLİ GENEL KAVRAMLAR

2.3. Girişimcilik Özelliklerinin Oluşumunda Etkili Olan Faktörler

2.3.1. Girişimcilik Özellikleri ve Kültür Arasındaki Etkileşim

2.3.1.1. Kültürün Genel Tanımı

Günümüzde ise kültürün ne olduğunu yorumlamak için pek çok tanım yapıldığını görmekteyiz. Kültürün tanımını yapanların temelde konularının farklı olması, kendi bilimsel sahalarıyla ilgili farklı tanımlar yapmalarına yol açmaktadır. En basitinden en ilerisine kadar her türlü insan topluluğunda kültür denilen ortak bir olgu vardır. Kültürün oluşması için insanların belirli esaslara göre bir araya gelmeleri gerekir. Yani kültür ile toplum yan yanadır. Kültür tanımları içerisinden en eskilerinden birisi E.B.Taylor’un tanımıdır. Taylor’a göre kültür; “Bilgiyi, inancı, sanatı ve ahlakı, örf ve adetleri, ferdin bağlı olduğu bir cemiyetin üyesi olması sebebiyle kazandığı alışkanlıkları ve bütün maharetleri içine alan karmaşık bir bütündür.” (www. ozyazilim. com.’dan akt. Şimşek, 2004: 187).

2.3.1.2. Girişimcilik Kültürünün Tanımı

En basit tanımıyla, “girişimci” risk alan kişidir. Girişimcinin risk alma tercihinde birçok faktörün yanı sıra, beklide diğerlerine nazaran daha önemli bir faktörün varlığı dikkat çekmektedir. Bu faktör, gelenek, görenek ve ahlaki değerleri kapsayan kültür olgusudur. Kültür olgusu; aile, eğitim, çevre, sosyal ve siyasi ortam gibi birçok unsur ile etkileşim halinde bulunmaktadır. Ekonomik kalkınmanın itici güçlerinden biri olarak ifade edilen girişimcilerin içinde bulundukları kültürel ortam ile ele alınmaları “girişimcilik kültürü” kavramını ortaya çıkarmıştır. Bu kavram ile toplumun değer yargılarının kültürel boyutlarının girişimcinin risk alma güdüsüne olan etkileri araştırılmaktadır. Kültürel ortamın, risk alma konusunda teşvik edici ve engelleyici olma gibi iki uç nokta arasında girişimcileri etkilemesi, girişimcilik kültürünün iller, bölgeler ve ülkeler arasında farklı özellikler taşımasını mümkün kılmaktadır (Birol, Tuncay ve Kaya, 2014: 235).

38

2.3.1.3. Girişimcilikle Kültür Arasındaki Etkileşim

Ancak kişinin karakterine bağlı mahiyeti olmakla beraber, girişimciliğin öğrenilen ve tevarüs edilen son derece önemli bir boyutu daha vardır. Bu yüzden modern toplumlarda girişimciliğin bu boyutuna vurgu yapılması çok daha muteberdir. Girişimciliğin kültürle çok yakından ilişkisi vardır. Gerçekten de bazı kültürler girişimciliği, yani risk almayı, bireysel davranışları, kaybederek, tecrübelerden öğrenmeyi teşvik ederken, bazı kültürel istikrara çok fazla değer verip, düzeni değiştirecek, alışılmış kalıpların dışına çıkmayı tetikleyecek ortalama dışı davranışları hoş görmez ve bastırmak ister. (Öztürk, 2008:25). Burada da belirtildiği üzere bazı kültürler insanın var olan girişimcilik becerilerini daha da geliştirip ona bu becerilerini piyasada kullanma şansı tanırken, bazı kültürler yapıları gereği kişilerin var olan girişimcilik özelliklerini baskılayarak girişimcilik konusunda gereken ortamın oluşmasını engellemektedirler.

Girişimcilik kültürü ile girişimcilik başarısı arasında yakın bir ilişki bulunmaktadır. Bir ülkede ve bölgede girişimcilik başarısı ile girişimcilik kültürünün varlığı arasında doğrudan ilişki olduğu görülmektedir. Bu bağlamda girişimcilik kültürünün mevcut kültürel altyapı ve birikim kadar bölgedeki mevcut girişimcilik birimleri ile de yakın bir ilişkisi olduğu görülmektedir. Bir bölgedeki işyeri ve işletme sayısının artmasıyla birlikte, o bölgede bir girişimcilik kültürünün oluştuğu görülmektedir. Bu mevcut girişimcilik kültürünün istenen amaçlara uygun olarak gelişmesi ve kullanılabilmesi bu konuda oluşturulacak girişimcilik politikalarına ve stratejilerine bağlı bulunmaktadır. Bir ülkede girişimci sayısının artması ve ülke ekonomisinde itici güç haline gelebilmesi girişimcilik kültürünün varlığına bağlıdır (Tekin, 2009:60).

2.3.1.4. Girişimcilik Kültürünü Etkileyen Öğeler

Toplumlarda girişimcilik kültürünü etkileyen önemli öğeler; güç mesafesi, bireycilik ve kollektivizim, erillik- dişillik boyutu ve belirsizlikten kaçınma gibi öğelerdir. Bunlardan bazılarını kısaca tanımlayacak olursak;

Güç Mesafesi: Güç mesafesi, bir toplumun bireyler arasındaki eşitlik veya eşitsizlik derecesini göstermektedir. Yüksek düzey güç mesafesi, güç ve servet dağılımındaki eşitsizliğin de yüksek olduğu anlamına gelmektedir. Bu tür toplumlarda kast sistemi egemen olup, toplum bireylerinin özellikle yukarı yönlü hareketi zayıf olmaktadır. Düşük

39

güç mesafesine sahip toplumlarda ise fırsat eşitliği vardır. Bunun yanında, siyasal ve sosyal eşitlik egemen olup, ilişkiler açık ve şeffaftır. Bilgi akışı işlevsel, sınırlandırılmamış ve organizasyon yapısı basıktır. Güç mesafesinin yüksek olduğu toplumlarda ise ilişkiler resmi, bilgi akışı formalize edilmiş ve sınırlandırılmıştır. Ayrıca organizasyon yapısı hiyerarşik, ilişkiler ve görevlerin sınırları da çizilmiştir (Akpınar: 2009:38). Yüksek düzeyde güç mesafesini ön plana çıkaran toplumlardan ziyade, güç mesafesinin az olduğu toplumların kültürlerinin girişimcilik için daha uygun ortam yarattıkları ifade edilmektedir. Bu durum “belirsizlikten kaçınma” boyutuyla da birlikte düşünüldüğünde daha anlamlı bir sonuca ulaşacağı açıktır ( İrmiş ve diğerleri, 2010:48).

Belirsizlikten kaçınma: Kültürün bu boyutu, bir toplum ve kültür içinde yer alan üyelerin, belirsiz durumlardan ne ölçüde kaçındığını ve sakındığını ifade etmektedir. Belirsizlikten kaçınma, farklı kültürlerde farklı düzeylerde gerçekleşmektedir. Bazı kültürlerde insanlar, belirsiz durumlardan görece uzak durmakta, gelecekle ilgili olayları kestirebilmedeki güçsüzlüklerini kabul etmekte ve bilinmeyenden kaçınmaktadır (Kutanis, 2010 a: 53).

Girişimcilikte hesaplı riske girme önem kazanmaktadır. Belirsizlikten fazla kaçınan kültürlerde insanların hesapsız riske girme olasılıkları artarken hesaplı riske girme ortamları bulma şansları azalmaktadır. Belirsizlikten kaçınan kültürler keşmekeşin olduğu durumlardan kaçınmaya çalışırlar. Bu kültürlerde insanlar içinde bulundukları ortamda olayların tahmin edilebileceği bir yapı ararlar. Bu durum onları doğal olarak riskli davranışlara iter. Bu hesaplı olmayan riskli davranışların girişimciliği engelleyici, insanların başarısızlıklardan aşırı korkmalarına neden olan çelişkili bir duruma neden olması söz konusu olmaktadır. (Kutanis, 2010 a: 125 )

Bireycilik toplumun bireysel, ya da, kollektif başarı ve kişiler arası ilişkilere ağırlık verme yönünü göstermektedir. Bireyciliğin yüksek olduğu toplumlarda, bireyler, toplumun diğer bireyleriyle yakın olmayan ilişkiler kurar. Kollektivist toplumlarda ise, geniş aile yapısı ve ait olduğu grup üyelerinin sorumluluğunu alma eğilimleri vardır. Bireyciliğin kollektivist ya da grup çıkarlarının önde olduğu toplumlarda bireysel girişimlerin egemen ve teşvik edildiği görülmektedir. Bireysel girişimin, bireysel özgürlüklerin, bireysel hakların önemli olduğu toplumlarda girişimciliğin güçlü olması da tesadüfü değildir (Güney, 2008: 214).

40 2.3.1.5. Girişimcilik Kültürünün Geliştirilmesi

Değişimin büyük bir hızla devam ettiği günümüz şartlarında girişimcilik kültürünün geliştirilmesi ve kurumsallaştırılmasında planlı ve geleceği öngören adımların atılması gerekmektedir. Bu kapsamda girişimcilik insanlara küçük yaşlarda öğretilmeli ve girişimci davranışlar teşvik edilmelidirler. Bu bağlamda eğitim - öğretim süreçlerini buna göre yapılandırmalı, kişilere risk ve sorumluluk almayı özendiren, merak unsurunu kamçılayan bir biçime kavuşturmalıdır. İlaveten girişimcilik kültürünün topluma yerleştirilebilmesi için, bireylere düşündüklerini uygulamaya koyabilmeleri için gerekli donanım ve finansmanın sağlanması gerekmektedir. Bu kültürün oluşabilmesi için eğitimciler, genel girişimci davranışlarının somut deneyimlerle kazandırılmasına gayret göstermelidir. Bu konuda özellikle üniversite yönetimleri ve akademik kadrolarına da önemli görevler düşmektedir (Soysal: 2015: 209).