• Sonuç bulunamadı

BÖLÜM 1: KONUYLA İLGİLİ GENEL KAVRAMLAR

2.3. Girişimcilik Özelliklerinin Oluşumunda Etkili Olan Faktörler

2.3.5. Girişim Özellikleri ve Ekonomi Arasındaki Etkileşim

2.3.5.1. Girişimcilik ve Ekonomi Arasındaki Etkileşim

Yapılan çalışmalar göstermektedir ki, istikrarlı ekonomik ortam ve gelişkin bir rekabet ortamı girişimciliği destekler (TÜSİAD,1999’dan akt. Çetindamar ve Pınarcıoğlu, 2002:48). Belirtildiği üzere temel ekonomik göstergelerindeki istikrar durumu girişimciliği olumlu yönde etkilemektedir. Dolayısıyla girişimcilik ve ülkenin ekonomik yapısı arasında önemli bir ilişki mevcuttur.

Makroekonomik ortamdan kasıt, fiyat istikrarı, dengeli bir bütçe ve dış ödemeler dengesi, adil bir gelir dağılımı, yüksek istihdam ve düşük işsizlik ortamının tesis edilmesidir.

48

Makroekonomik dengesizlik; üretimde, kıt kaynakların tahsis edilemesin de ve gelir dağılımında sorunların olması, belirsizliğin ve öngörülemezliğin yaygın oluşudur. Bu yüzden kalıcı bir şekilde varlığını sürdüren makro ekonomik dengesizlik ortamında derinlemesine bir girişimcilik ortamının oluşması, böylece üretim sorununun çözülmesi ve sermaye birikiminin sağlanması imkansızdır (Öztürk, 2008:23). Girişimcilik olgusuyla makroekonomik göstergeler arasında yakın bir ilişki mevcuttur. Makroekonomik göstergelerdeki istikrarsızlık girişimcilerin girişimcilik özelliklerini zayıflatırken, makroekonomik göstergelerdeki istikrar girişimcilik özelliklerini destekler ve güçlendirir.

Ekonomi ortamının ölçülmesi için temel ekonomik performans göstergelerini kullanmak mümkündür. Bu göstergelerden bazıları şunlardır: gayri safi milli hasıla, ekonomik büyüme, ihracat-ithalat oranları (dış dünyaya açıklık), istihdam, kamu üretiminin toplam üretim içindeki oranı, firma büyüklükleri, sektörel yapı, rekabet gücü, kamu açıkları, enflasyon, faizler, vergi gelirleri ve gelir dağılımı (Çetindamar ve Pınarcıoğlu, 2002: 49). Mal ve hizmet üretimi, faklı üretim faktörlerinin mevcudiyetini ve kullanımını gerektirir. Üretim faktörleri deyince aklımıza emek, fiziki sermaye, toprak ve benzeri doğal kaynaklar ve girişimci gelir. Girişimci, iktisat teorisinde diğer üretim faktörlerini bir araya getiren (kiralayarak veya satın alarak) ve bu üretim faktörlerini veri üretim teknolojisinde kullanarak yeni bir mal ve hizmet üreten ve bu işlemi yaparken de kâr amacı güden, üretim ve sonraki aşamalardaki riski üzerine alan üretim faktörü olarak tanımlanır. Günümüz modern ekonomilerinde üretim fonksiyonu, firmalar tarafından yerine getirilir ve bir veya birden çok girişimcinin iştiraki sonucu firmalar ortaklık şeklinde ortaya çıkar. Girişimcinin veya bunların ortaya çıkarmış olduğu firmaların esas amacı, iktisat teorisinde kâr maksimizasyonu olarak ifade edilir (Tiryaki, 2012: 10,11).

Ekonomik gelişme açısından ele alındığında, girişimci işletmelerin etkisi ile rekabetin teşviki ve ekonomik gelişme arasında bir ilişki olduğu söylenebilir. Ekonomik gelişmenin kolaylaşmasında iki önemli politika bileşeni vardır. Bunların ilki, girişimcilik yeteneğinin üretici olmayan faaliyetlere yönelmesini önlemek için, verimli yenilikçiliğin getirisini koruyan etkenleri ( ticari özgürlüğün muhafazasını, mülkiyet hakları ve anlaşmalar gibi ) arttırmaya çalışmak; ikincisi ise, ipotek ve monopolleşme gibi nedenlerden dolayı, zedelenebilen temel yerel girdilerin artırılması, daha fazla arz yönlü rekabet politikasını

49

güçlendirmeye yönelik temel işletme hizmetlerine duyulan gereksinim sonucu, tarımsal girişimciliğe ilişkin fırsatların beslenmesi çabasıdır (Özkan, 2003:21’den akt. Doğan, 2010: 43).

Girişimciler olmadığı takdirde ekonomiler yoksullaşır, zayıflar, eski üretim sistemleri, ürünler, hizmetler yerini yenilerine bırakamazlar(Akın, 2010:79).

2.3.5.2. Girişimcilik, Ekonomik Kalkınma ve Büyüme Arası Etkileşim

Girişimciliğin iktisadi kalkınma üzerinde olumlu bir rol oynadığına ilişkin ilk sistematik katkılar 20. Yüzyılın başında Avusturya İktisat Okulu tarafından yapılmıştır. Bu bağlamda özellikle Joseph Schumpeter ‘in adını zikretmek kaçınılmazdır (Çokgezen, 2012: 17). Schumpeter, yeniliklerin devamlı ve birbirini izleyen bir biçimde ortaya çıkmayacağını aksine, birkaç yeniliğin bir arada ve beraberce ortaya çıkacağını düşünmüştür. Önde gelen girişimcilerin faaliyetleri nedeniyle krediler artacak, fiyatlar ve gelirler yükselecek ve refah artacak, böylelikle diğer girişimcileri de harekete geçirecek bir ortam oluşacaktır. Fakat bu olumlu gelişme devamlı olmayacaktır. Yaşanan bu canlılık (boom) dönemi, kendini frenleyecek unsurları da beraberinde getirecektir. Yükselen fiatlar yatırımları engelleyecek ve yeni ürünler ile eski ürünler arasındaki rekabet, karları azaltacaktır. İş adamları borçlarını ödediği zaman, deflasyonist baskılar artacak ve bolluk dönemi (prosperity) yerini durgunluk (depression) dönemi alacaktır. Bunun içindir ki Schumpeter’e göre ekonomik dalgalanmalar, aslında ekonominin yeniliklere kendini uydurma sürecinden başka bir şey değildir. Ekonomik sistem, denge durumuna dönme eğiliminde olduğu halde yenilikler bu eğilimi kesintiye uğratır. Dolayısıyla ekonomik kalkınmayı sağlayan süreç, aynı zamanda konjoktürel dalgalanmaları da yaratır (Savaş, 2000:834).

Yine Schumpeter’ e göre, yenilikler olmazsa, ekonomik yaşam, durgun denge halinde kalacak, dairesel akımlar her yıl aynı kanallarda ve aynı büyüklükte devam edecektir. Bu durumda kâr ve faiz ortadan kalkacak ve servet birikimi duracaktır. Girişimci kâr elde etmek için yenilik yaratacak ve bu statik durumu ekonomik kalkınmanın dinamik sürecine dönüştürecektir. Geleneksel dairesel akımı değiştirerek, emek ve toprağı yatırıma kaydıracaktır. Dairesel akımın yarattığı tasarruf miktarı yeterli olmadığı için kredi kaynaklarına başvuracaktır. Böylece sistemin içinde, ekonomik kalkınmayı yaratan bir dinamik güç kaynağı oluşacaktır (Kinay, 2006: 28).

50

Yoğun girişimci dinamizmi ve hızlı ekonomik büyüme arasındaki ilişki, girişimciliğin ekonomik gelişmenin yakıtı olduğu, istihdam ve refah artışı oluşturduğu genel olarak kabul edilen bir konu durumuna gelmiştir. Bu kabule göre, girişimcilik ve yenilikler ekonominin yaratıcı sürecinin merkezinde bulunmakta, büyümeyi hızlandırmakta, verimliliği artırmakta ve yeni istihdam imkanları oluşturmaktadır. Girişimciler fırsatları hisseden ve yeni piyasalar oluşturabilmek için, yeni ürünler ve üretim süreçleri geliştirebilmek üzere risk alan insanlardır. Bu ifadelerden çıkarılacak netice girişimciliğin ekonomik gelişmede önemli bir rolünün olduğudur (Tosunoğlu, 2008: 152).