• Sonuç bulunamadı

Girdi ve çıktıların belirlenmesinde, şubenin çevrim sürecini göz önünde bulundurmak gerekir. Şube neleri kullanarak hangi sonuçları üretmektedir? Girdiler belirlenirken, “ne kadar az olursa o kadar iyi”, çıktılar belirlenirken “ne kadar çok olursa o kadar iyi” olmasına dikkat edilmelidir.

Hem üretim hem gelir yaklaşımında kullanılan girdiler ve çıktılar Tablo 4.1.’de gösterilmiştir. Girdi ve çıktı değerleri ise Ek:1’de sunulmaktadır.

Tablo 4.1. Kullanılan Girdiler ve Çıktılar

Üretim Etkinliği Gelir Etkinliği

Girdiler Çıktılar Girdiler Çıktılar

• Personel giderleri • Diğer işletme giderleri

• Karşılık Giderleri • Vadesiz TL • Vadeli TL • Vadesiz YP* • Vadeli YP • Ticari krediler • Bireysel krediler • Toplam İşlem Sayısı • Hazine işl. alınan kom. • Kredi kartı sayısı • Net kar

• Personel giderleri • Diğer işletme giderleri • Karşılık Giderleri

• Net Faiz Gelirleri • Faiz Dışı Gelirler

* YP: Yabancı Para

Son yıllarda alternatif dağıtım kanalları ile yapılan işlemlerin sayısı da artmakta, şubelerce yapılan işlemlerin bir kısmı farklı kanallarla gerçekleştirilmektedir. Maliyetleri azaltıp etkinliği artırdığından bütün bankalar alternatif dağıtım kanallarının payını artırmaya çalışmaktadır. Kullanılan veriler arasında, şubelerin alternatif dağıtım kanallarına katkısı ile ilgili bir parametre de kullanılabilirdi ancak bütün kanalları (ATM, internet, telefon bankacılığı vs) birlikte dikkate alan sağlıklı bir gösterge temini sorun teşkil etmektedir. Net Kar’ın çıktı olarak kullanılmaması durumunda, şube dışı kanalların göz önünde bulundurulmaması önemli bir eksiklik sayılabilirdi. Ancak Net Kar’ın çıktı olarak kullanılması şube içi ve şube dışı bütün işlemlerin kapsanmasını sağlamaktadır.

137 4.4.1. Kullanılan Girdiler

2000 yılından bu yana şube etkinliği ile ilgili literatürde yer alan çalışmaların çok büyük bölümünde, şubelerin mevduat toplayan, kredi veren, başka ürünler (menkul kıymet, kredi kartı, sigortacılık, havale vs) sunan ve gelir elde eden birimler olarak ele alındığı görülmektedir. Şubelerin sunduğu ürün ve hizmetler genel müdürlükler tarafından belirlenmekte, şubelerden mümkün olduğunca daha fazla ürün ve hizmet “satmaları” ve karlarını maksimize etmeleri istenmektedir.

Şubeler genel müdürlükleri tarafından kendilerine verilen hedeflerin gerçekleştirilmesi ve kredi/mevduat/ürün satışında istenen sonuçların elde edilmesi için personel çalıştırmakta, donanım kullanmakta ve gider yapmaktadır. Şubeleri üretim birimi olarak ele alan yaklaşımın şubelerin yapısına en uygun yaklaşım olduğu düşünülmektedir.

Üretim boyutunun yanı sıra, yapılan harcamalara kıyasla elde edilen gelirleri değerlendirmek, şubelerin farklı bir yönüne bakma olanağı vermektedir. Bu nedenle gelir etkinliğinin incelenmesi ve üretim etkinliği ile gelir etkinliğinin karşılaştırılması farklı bilgiler sunacaktır.

Bankacılıkta her türlü raporlama büyük önem taşımaktadır. Bilanço ve gelir tablosu bir işletmenin en önemli tablolarındandır. Şubelerdeki bilanço ve gelir tabloları günlük olarak elde edilebilmektedir. Veriye ulaşmak daha kolay ve güvenilir olduğundan, mümkün olduğunca şube bilançosu ve gelir tablosundan elde edilebilen verilerin kullanılmasına özen gösterilmiştir. Mali tablolardan elde edilebilen veri, başka bir veriyi ikame edebiliyorsa, tablodan elde edilen veri kullanılmıştır. Sözgelimi girdi olarak, personel sayısı yerine gelir tablosundan kolayca elde edilebilen personel giderleri kullanılmıştır.

Hem üretim hem gelir yaklaşımında, personel giderleri, personel giderleri dışındaki diğer tüm işletme giderleri ve karşılık giderleri girdi olarak kabul edilebilir.

Bütün çalışmalarda kabul edildiği üzere buradaki uygulamalarda da “personel giderleri” girdi olarak düşünülmüştür. Personel giderleri kalemi, “personel sayısını” temsil etmek açısından yeterli bir girdi olarak düşünülmüştür. Ele alınan bankada alınan ücretler birbirine daha yakındır ve çalışanlar arasındaki ücret dağılımı sektöre göre daha dengelidir. Bu

138

bakımdan yönetici-çalışan, pazarlama-operasyon-krediler gibi personel bazında bir ayrışmaya gitmeye gerek duyulmamıştır. Gelir tablosundan personel giderleri bilgisine ulaşmanın getirdiği kolaylık da avantaj sağlamıştır.

“Diğer İşletme giderleri”, personel giderleri dışında, şubenin faaliyetlerini devam ettirmek için yapmak durumunda olduğu bütün faiz dışı harcamaları (kira, bakım ve onarım, ısıtma aydınlatma ve su, haberleşme, kağıt ve kırtasiye, taşıt araçları, sigorta giderleri, verilen bütün vergi ve komisyonları) kapsamaktadır.

Girdi olarak işletme giderlerinin kullanılması, literatürdeki çalışmaların bir kısmında kullanılan şube alanı/kirası ya da donanıma yapılan harcama kalemlerini kullanmaya gerek bırakmamıştır. Personel harcamaları dışındaki diğer işletme giderleri, kira ve donanım masraflarını da içermekte ve gelir tablosundan kolayca elde edilebilmektedir.

“Karşılık Giderleri”, kullandırılan krediler ve diğer alacakların zamanında ödenmemesi nedeniyle, doğması muhtemel zararların karşılanması amacıyla bankaların, Bankacılık Kanunu gereği ayırmak zorunda oldukları ve Kurumlar Vergisine göre gider kabul edilen karşılıkları ifade etmektedir. Karşılık giderleri kalemi, şube işleyişi gereği kullandırılan bir kısım kredilerin zamanında ödenmemesinden, bir bakıma şubenin faaliyetlerinden kaynaklanan bir maliyettir ve mümkün olduğunca az olması tercih edilir. Çıktıya oranla girdi sayısının az olması ve literatürle paralel hareket etmek açısından, karşılık giderleri kalemi “-“ işaretiyle çıktı olarak değerlendirilmek yerine, “+” işaretiyle girdi olarak kullanılmıştır.

4.4.2. Kullanılan Çıktılar

Çıktı olarak üretim yaklaşımında 10, gelir yaklaşımında 2 veri kullanılmıştır. Üretim yaklaşımındaki verileri dört grupta değerlendirmek mümkündür: Mevduat, krediler, karlılık, diğer işlem ve ürünler. Karlılık yaklaşımının çıktılarını ise net faiz gelirleri ve faiz dışı gelirler oluşturmaktadır.

Üretim etkinliğinde toplam mevduat yerine mevduatın vadeli ve vadesiz; YP ve TL olarak ayrıştırılarak kullanılması uygun görülmüştür. Vadeli ve vadesiz mevduatın maliyeti ve karlılığa etkisi çok farklıdır. Aynı biçimde TL mevduat ile YP mevduat da maliyet ve karlılık

139

açısından birbirinden çok farklı özellikler taşımaktadır. Nitekim şubelerde de bu veriler için ayrı ayrı hedefler verilmekte ve takip edilmektedir.

Kredileri de toplam krediler olarak tek kalemde kullanmak yerine, ticari ve bireysel krediler olarak iki kalem halinde kullanmak tercih edilmiştir.

Ticari krediler kalemi, ticari, küçük işletme ve ihtisas kredilerini kapsamaktadır. Bireysel kredileri de tüketici, konut, taşıt vs olarak ayrıştırmak yerine toplu ele almak daha uygun görülmüştür. Çünkü tüketici, konut ve taşıt kredilerinin kullanımı ve bankaya getirisi birbiriyle çok benzeşmektedir. Diğer taraftan, VZA açısından mümkün olduğunca az veri kullanmak modelin analiz yeteneğini de artırmaktadır.

Yukarıdaki gruplarda ele alınmayan, ancak bir şubenin faaliyetlerinde önem arz eden diğer işlem ve ürünler toplam işlem sayısı, hazine işlemlerinden elde edilen komisyonlar ve şubenin verdiği kredi kartı sayısıdır. Toplam işlem sayısı, bir yıl boyunca şube içerisinde gerçekleştirilen bütün (mevduat, kambiyo, havale, kurumsal tahsilat, ticari ve bireysel kredi, muhasebe ve diğer her türlü işlem dahil) işlemleri kapsamaktadır.

Hazine işlemlerinden sağlanan komisyonlar, hazine bonosu-devlet tahvili-eurobond alım satımından, repo işlemlerinden ve yatırım fonlarından elde edilen gelirlerden, işlem hacmi oranında şubelere paylaştırılan komisyonlardan oluşmaktadır. Bir bakıma yatırım hesaplarını da kapsayan çok geniş bir işlem yelpazesini temsil etmektedir.

Şubelerde yapılan her işlemin, dolayısıyla bu çalışmada kullanılan bütün girdi ve çıktıların kar üzerinde etkisi olmakla birlikte “net kar” kaleminin ayrı bir çıktı olarak ele alınması uygun görülmüştür. Bunun birinci nedeni karlılığın başlı başına çok önemli bir parametre olarak düşünülmesi, ikincisi nedeni ise çalışmada girdi veya çıktı olarak kullanılmayan bütün diğer unsurların “net kar” kalemiyle dikkate alınmış olacağının kabul edilmesidir.

Gelir etkinliğinde, çıktı olarak net faiz gelirleri ile faiz dışı gelirler öngörülmüştür. Literatürde üretim yaklaşımındaki girdi ve çıktılar çalışmadan çalışmaya farklılık göstermesine rağmen, gelir etkinliğini hesaplayan tüm çalışmalarda girdi ve çıktı olarak hemen hemen aynı parametreler kullanılmıştır.

140

Burada kullanılan verilerin büyük oranda bir şubenin işleyişini temsil ettiği düşünülmektedir. Seçilen girdi ve çıktılar incelendiğinde Tablo 3.2’de özetlenen, 2000 yılı ve sonrasındaki çalışmalarda girdi veya çıktı olarak kullanılan bütün önemli parametrelerin kapsandığı görülmektedir.

Teknik olanakların gelişmesiyle birlikte burada kullanılan bütün girdi ve çıktılardan çok daha fazlası düzenli olarak, hatta denilebilir ki günlük olarak, takip edilebilmektedir.

Sonuçların güvenilirliği açısından, bir yaklaşıma göre KVB sayısının, “girdi sayısı+çıktı sayısı” toplamının 2-3 katı; başka bir yaklaşıma göre “girdi sayısı x çıktı sayısı” çarpımından büyük olması gerekir. Çalışmada 128 şube, 3 girdi, üretim etkinliğinde 10, gelir etkinliğinde 2 çıktı kullanıldığından söz konusu koşullar yerine getiriliyor demektir.

Bu çalışmanın amaçlarından biri şubelerin etkinliğini ölçüp bir performans sıralaması yapmak ise diğeri de VZA yönteminin sağladığı olanakları kullanarak, etkinliği düşük birimlerin etkinliklerini geliştirmek için neler yapabileceklerini ortaya koymaktır. Bu bakımdan hangi girdi veya çıktının yönetim tarafından kontrol edilip edilemediği önem taşımaktadır. Esasen şubelerde gerçekleştirilen faaliyetlerin hemen hemen tamamı, genel müdürlüğün belirlediği politikalardan etkilenmektedir. Genel müdürlük ve şubeler bir bütün olarak düşünüldüğünden burada kullanılan verilerin yönetimin kontrolü altında olduğu varsayılmıştır.