• Sonuç bulunamadı

Gerçek Olmayan Vekaletsiz İş Görme

E). Değerlendirme

II. Gerçek Olmayan Vekaletsiz İş Görme

Gerçek olmayan vekaletsiz iş görme durumunda, bir kimse, bilerek ya da bilmeyerek, başkasının işini kendi işiymiş gibi ve kendisine menfaat sağlamak üzere görmektedir53. Yani yapılan işte iş sahibinin menfaati yoksa veya iş sahibinin

yasakladığı bir bir iş görülmüşse veya iş gören kendi ya da iş sahibi dışında bir üçüncü kişinin menfaati doğrultusunda hareket etmişse, gerçek olmayan vekaletsiz iş görmeden söz edilir. Gerçek olmayan vekaletsiz iş görmede iş gören bencil düşünceler içinde, iş sahibinin işini, kendi yararına görmektedir54

. Bu noktada öncelikle belirtilmelidir ki, iş görenin bir başkasının işi zannederek ve hatta kötüniyetle, kendisine ait bir işi görmesi vekaletsiz iş görme sayılmaz55

. Tandoğan gerçek olmayan vekaletsiz iş görme şu durumları sokmaktadır:

- İş görenin kendi subjektif takdirine nazaran, iş sahibinin menfaatine hizmet maksadıyla giriştiği, fakat gerçekte bu menfaatin yapılmasını gerektirmediği veya iş sahibinin geçerli yasaklamasına aykırı iş görme;

- İş görenin başkasına ait olduğunu bildiği veya bilmediği bir işi kendi menfaatine yapması;

- İş görenin başkasına ait bir işle, iş sahibine karşı o işi yapmaya mezun olmayan bir üçüncü kişinin yararına, bu sonuncunun vekaletine dayanarak uğraşması56

.

53 YAVUZ, B. 8, s. 799; TANDOĞAN, Borçlar Hukuku Özel Borç İlişkileri, C. II, s. 676; AKINCI, s. 316;

54

AKBIYIK Azra Arkan, Gerçek Olmayan Vekaletsiz İş Görme, İstanbul 1999, s. 25. 55 AKBIYIK, s. 27.

Başkasının hukuk alanına müdahele ederek haksız çıkar sağlama olgusu, ya malvarlığı alanındaki mutlak hakların veya kişilik haklarının ihlalinde söz konusu olabilir57.

Gerçek olmayan vekaletsiz iş görmenin haksız fiil niteliğinde olmasını kabul etmek lazımdır. Ancak bu durumun gerek haksız fiile gerekse sebepsiz zenginleşme ye nazaran önemli farklılıkları bulunmaktadır58

. Örneğin, H, malik A`dan çaldığı malı yüksek fiyatla Ü`ye satıyor (H, iş gören durumundadır) veya TBK m. 530 uyarınca, iş sahibi A, iş görenin bu yoldan elde ettiği bütün yararlanmaların (menfaatlerin) kendisine devrini talep edebilecektir. Bu talep hakkı, sebepsiz iktisap talebinde olduğu gibi davacının fakirleşmesiyle yahut haksız fiile dayanan tazminat talebinde olduğu gibi onun zararı ile (malvarlığında meydana gelen azalma ile) sınırlı değildir. Davacı TBK m. 530`a dayanarak zararını aşan menfaatleri de iş görenden talep etme hakkına haizdir. Böylece, başkasının hakkını kendi menfaatine kullanan kişi, kendi özel imkanları ile, iş sahibinin elde edemeyeceği bir kâr sağlamış olsa bile, bunu TBK m. 530 gereğince ona devretmek zorundadır59

.

Gerçek olmayan vekaletsiz iş görmenin unsurları, objektif unsur ve subjektif unsur olarak iki ana başlık altında toplanabilir. Bir kimsenin (iş gören), vekaletsiz olarak, yani kendisini yetkili kılan bir hukuki ilişki yokken, bir başkasına (iş sahibi) ait, yabancı bir işi görmesi gerçek olmayan vekaletsiz iş görmenin objektif unsurunu oluşturur. İş görenin kötüniyetle, yani başkasının haklarını istismar ettiğinin bilincinde olarak, kendine menfaat sağlaması ise, gerçek olmayan vekaletsiz iş görmenin subjektif unsurunu oluşturur60. Gerçek olmayan vekaletsiz iş görmenin

unsurları, gerçek vekaletsiz iş görmenin unsurlarıyla aynıdır. Fakat iş gören, gerçek

57 HATEMİ Hüseyn, Borçlar Hukuku Özel Bölüm, İstanbul 1999, s. 114

58 YAVUZ, B. 8, s. 800; TANDOĞAN, Borçlar Hukuku Özel Borç İlişkileri, C. II, s. 677. Yargıtay 4. HD. kaçak elektrik kullanımının haksız fiil teşkil ettiğini, bundan dolayı haksız fiil tarihinden itibaren yasal faiz istenebileceğini bir kararında belirtmiştir (Y. 4. HD., 7.2.2002, 2001/10153, www.kazanci.com, K.2002/1361 – Yargı Dünyası, S. 78, Haziran 2002, s. 79 – 80).

59 YAVUZ, B. 8, s. 800; AKBIYIK, s. 49. 60 AKBIYIK, s. 26.

vekaletsiz iş görmede iş sahibinin menfaatine ve tahmin olunan uygun iş gördüğü halde, gerçek olmayan vekaletsiz iş görmede iş gören iş sahibinin menfaatine ve onun tahmin olunan maksadına uygun iş görmemektedir. Bu sebeple gerçek olmayan vekaletsiz iş görmede iş görenin ve iş sahibinin durumu farklı esaslara bağlanmıştır61

.

§4. VEKALETSİZ İŞ GÖRMENİN UNSURLARI I. İş Görme

İş görme kavramı bir hizmetin görülmesinden, herhangi bir tür zorluk ve önemdeki görevin ifasına veya yönetim faaliyetlerine kadar uzanan geniş bir yelpazeyi kapsar62. Maddi fiiller kadar (örneğin komşu evindeki yangını söndürme, basan suyu tahliye etme), hukuki filler, özellikle de hukuki işlemler (örneğin komşunun bir borcunu ödeme63) iş görmenin konusunu oluşturabilir64. Ancak iş

görenin aktif bir yapma faaliyetinin varlığı zorunludur; bir ihmal veya hareketsizlik iş görme sayılamaz65. Hukuka aykırı filler dahi, bazen vekaletsiz iş görme çevresine

girebilir66. Bir çocuğa bakmak, düşen bir şahsı kaldırıp evine veya hastaneye götürmek, ona ameliyat yapmak, bir yolun tamir edilmesi iş görme kavramına giren fiil ve hareketlerdendir. Zaten vekaletsiz iş görmenin, sadece hukuki işlemlerin yapılmasıyla sınırlandırılması, mantığa, hakkaniyete ve bu kurumun amacına aykırı olurdu67. Böyle bir kısıtlamanın kabulü durumunda, hukuki işlem niteliği taşımayan

61

YAVUZ, B. 8, s. 800.

62 TANDOĞAN, Borçlar Hukuku Özel Borç İlişkileri, C. II, s. 677; GÜMÜŞ, C. II, B. 2, s. 219; YAVUZ, B. 8, s. 792; HATEMİ / SEROZAN /ARPACI, s. 489; OLGAÇ Senai, Kazai ve

İlmi İçtihatlarla Borçlar Kanunu, B. 2, Ankara 1976, s. 308; UYGUR Turgut, Borçlar Kanunu (Açıklamalı-İçtihatlı), C. VIII, B. 2, Ankara 2003, s. 9013; ALLAHVERDİYEV, s. 646. 63 Y.3.HD., 19.2.2004 T., 894/1103, www.kazanci.com.

64 GÜMÜŞ, C. II, B. 2, s. 220; ALLAHVERDİYEV, s. 643. 65

TANDOĞAN, Borçlar Hukuku Özel Borç İlişkileri, C. II, s. 678; ZEVKLİLER /

GÖKYAYLA, s. 509.

66 BİLGE, s. 326; YAVUZ, B. 8, s. 792. 67

TBK m. 528`e göre “bir kişinin vekaletsiz iş görme kurallarına göre sorumlu tutula bilmesi için, sözleşme (hukuki işlem) ehliyeti olmasının gerekli görülmesinden de, iş görmenin konusunun sadece hukuki işlem yapılmasından oluştuğu sonucu çıkarılmamalıdır. Çünki, bu

bir işi, başkasının yararına olacak bir biçimde gören kişi, vekaletsiz iş görme hükümlerinden yararlanamazdı. Buna karşılık, bu kişi aynı işi, bir üçüncü kişiyle sözleşme yaparak ona gördürürse, vekaletsiz iş görmenin hükümlerinden yararlanabilirdi ki bu sonuç kabul edilmez olurdu68. Örneğin, bir başkasının arabasını

bir tamirciye tamir ettiren kişi, vekaletsiz iş görme hükümlerine dayanarak masraflarını arabanın sahibinden isteyebilirken, arabayı kendisi tamir etmiş olsaydı, bu hükümlere başvuramayacak, sadece sebepsiz zenginleşme davasıyla yetinmek zorunda kalacaktı.

İş görme kavramı incelenirken, üzerinde durulması gereken bir başka nokta da, iş görmenin mutlaka ekonomik nitelikte olmasının gerekmemesidir. Gerçekten de, yaşam, sağlık, onur gibi kişilik değerlerinin korunmasına yönelen fiiller, ekonomik değerlerin korunmasına göre, toplum için daha böyük önem taşır69

.

Kişiye sıkı sıkıya bağlı hakların kullanımında vekaletsiz iş görme hükümlerinin uygulanması mümkün değildir. Çünkü iş görme durumlarının tümünde olan ortak özellik, iş görenin, iş sahibinin hukuki alanına müdahale etmesi ve adeta onun yerini almasıdır. Söz konusu hakların kullanılması iş görmenin sınırları dışında kalır. Ayrıca, bizzat borçlu tarafından ifa edilmesinde, alacaklının yararı olan borçları da, başkasının, onun yerine ifa etmesi mümkün olmaz70

.

Vekaletsiz iş görmenin içeriğini kısıtlayan başka bir konu da, haksız fiillerin işlenmesidir. Bazı hukukçulara göre, bir haksız fiilin, vekaletsiz iş görmenin konusunu oluşturması mümkün değildir. Ancak genellikle, öğretide bazı haksız fiillerin de, vekaletsiz iş görmeye konu olabileceği kabul edilmektedir. Bununla birlikte hangi haksız fiillerin iş görme sayılamayacağı ile ilgili tam bir ölçüt kural, iş görmenin konusunu daraltmak amacıyla değil, yeteneksiz kişileri korumak amacıyla konulmuştur” (KUTLU SUNGURBEY Ayfer, Yetkisiz Temsil, İstanbul 1988, s. 27).

68

TANDOĞAN, Vekaletsiz İş Görme, s. 81.

69 TBK m. 527 f. I`de düzenlenen, iş görenin sorumluluğunun hafifletilmesi durumu özellikle başkasının kişisel varlıklarını bir tehlikeden kurtarma durumunda söz konusu olur; zarar verici olay iş sahibinin malvarlığına yönelik olabileceği gibi, şahsi varlıklarını da tehdit edebilir (TEPECİ Kamil, Borçlar Kanunu, Ankara 1954, s. 582).

bulunmamaktadır. Ancak kesin, emredici objektif hukuk kurallarına aykırı fiiller vekaletsiz iş görme açısından iş görme sayılamayacağı söylenebilir71. Örneğin, çiftçi

A’nın yokluğunda arkadaşı B, onun ineklerinin sütünü, daha fazla para kazanmak için, su karıştırarak satmıştır. A, B’den sadece süt, su karıştırmadan kaça satılacaksa, o miktarı isteyebilir. Çünkü, su karıştırılmış süt satarak daha fazla para kazanmak, A’nın da hakkı değildir. Böylece A, kendi hakkından fazlasını isteyemez. B’nin sütü su karıştırarak satması, A’nın hukuki alanında sübjektif haklarına bir müdahale sayılır. Böyle bir davranış üçüncü kişilerin de haklarına zarar vereceği için, B’nin satışı, ancak haklı faaliyeti oranında vekaletsiz iş görme sayılır ve haksız kazanç kısmı vekaletsiz iş görmenin dışında kalır.

II. Başkasına Ait (Yabancı) Bir İşin Görülmesi

Vekaletsiz iş görmenin gerçekleşmesi için, yapılan işin başkasına ait olması gerekir72. Bu, vekaletsiz iş görmenin en temel şartıdır73. Bu şart iş görenin yaptığı iş ile üçüncü şahsın hukuki çevresine müdahelede bulunduğunu ifade eder74. İş gören

başkasının haklarını kullanarak ya da koruyarak, başkalarının borç ve yükümlülüklerini yerine getirerek bir iş görmelidir75. Zaten vekaletsiz iş görme

kurumunun amacı, iş görenin yaptığı fiillerin, etkisini bir başkasının hukuki alanında göstermesidir76

.

Yeni öğreti “munhasıran iş görenin hukuk alanına etki etmeyen” her iş görmeyi, başkasına ait bir işin görülmesi olarak kabul eder. Buna göre bir iş görmede başkasının menfaati kadar iş görenin kendi menfaati de olabilir. Ancak vekaletsiz iş görme anlamında başkasına ait bir işin görülmesinden bahsedebilmek için işi görenin

71 TANDOĞAN, Vekaletsiz İş Görme, s. 91.

72 TANDOĞAN, Borçlar Hukuku Özel Borç İlişkileri, C. II, s. 678; ZEVKLİLER / GÖKYAYLA, s. 510; UYGUR, C.VIII, B. 2, s. 9013; HATEMİ / SEROZAN / ARPACI, s.

490; YAVUZ, B. 8, s. 792. 73 ÖZDEMİR, s. 97. 74 BİLGE, s. 326; YAVUZ, B. 8, s. 793. 75 ZEVKLİLER / GÖKYAYLA, s. 510. 76 ÖZDEMİR, s. 97.

kendi menfaati, başkasının (iş sahibinin) menfaatine ağır basmamak zorundadır. Aksi takdirde başkasına ait bir işin görülmesinden bahsedilemez77

.

Bunun dışında klasik öğreti, “objektif ve subjektif olarak başkasına ait iş” ayrımı yapmaktadır. İş görenin başkası adına ama kendi hesabına yaptığı işler de, adına hareket edilen kişiye ait sayılır78

.

A) Objektif Bakımından Başkasına Ait Olan İşler

Objektif bakımdan başkasına ait iş görme fiili, başkasına ait hakların kullanılması veya korunması, keza başkasının borç ve yükümlülüklerinin yerine getirme sonucunu doğuran fiillerdir79. Burada söz konusu olan durum, bir kişinin yapmak zorunda olduğu ya da yapmaya yetkili olduğu bir işi, bir başkasının onun yerine geçerek yapmasıdır. Bir hakkın kazanılması veya kaybı veya yerine getirilmesine bağlı yükümlülükler (örneğin, müşterinin malı muayene etme ve ayıpları ihbar etme külfeti) gerçek anlamda borç doğurmayan hukuki ödevler olmasına karşın, bunların yapılması objektif bakımdan başkasına ait bir işin yapılması sonucunu doğurur. Ancak yalnızca başkasına ait hak ve yükümlülüklerin yerine getirilmesi bu kriter için yeterli olmadığı anlaşılmaktadır. Bu nedenle başkasına ait bir işin belirlenmesinde, başkasının haklarının korunmasını da bir kıstas olarak dikkate almak yerinde olur. Hakkın sona ermesini ya da zamanaşımına uğramasını engellemek, bu yönde tedbirler almak da başkasına ait hakların korunması kapsamında görülmelidir80

.

Başkasına ait işlerle ilgili olarak bazı özel durumlar da söz konusu olabilir. Bu durumlarda iş sahibi kim olacaktır? Örneğin, hak sahibinin veya borçlunun birden fazla olduğu durumları ele alalım. Böyle bir durumda, işi görenin haklarını kimden isteyeceği de bazı sorunlar yaratabilir. Eğer görülen iş, iş sahibi durumunda olan kişilerden biri için birinci derecede yükümlülük oluşturuyorsa ya da onun için tercihe

77 GÜMÜŞ, C. II, B. 2, s. 220. 78

TANDOĞAN, Vekaletsiz İş Görme, s. 91. 79 ÖZDEMİR, s. 97.

şayan bir hak sayılıyorsa, bu durum objektif bakımdan başkasına ait bir işin saptanmasında da, o kişinin iş sahibi olarak kabul edilesi için yeterlidir. Ancak, böyle bir ayrım yapma olanağı yoksa, hak sahiplerinin veya borç süjelerinin hepsi, iş sahibi olarak kabul edilmelidir81.

Son olarak iştirak halinde mülkiyete ve ortak mülkiyete konu bir şey üzerinde onarım yapılması durumunda, maliklerin hepsinin iş sahibi sıfatını kazanacakları kabul edilmektedir. Ortak mülkiyette, paydaşlar payları oranında, iştirak halinde mülkiyette ise, şerikler aralarındaki kişisel ilişkiye ait hükümler doğrultusunda (genellikle müteselsil sorumluluk biçiminde) onarım masraflarından sorumlu olurlar. İç ilişkide payından fazla ödeyen borçlu, buna ilişkin vekaleti yoksa, dış ilişkide, borcun tamamını ödeme yükümlülüğüne karşın, vekaletsiz iş gören sıfatını alır; ancak rücu sorununu, Kanunda açıkça düzenlenmiş olduğu için (TBK m. 167 – 168), sadece sorumluluk bakımından vekaletsiz iş görme hükümlerine bağlı olur82

. B) Subjektif Bakımından Başkasına Ait Olan İşler

Bu kıstasa göre iş gören, başkasının yararlarına uygun davranma iradesini taşıyarak iş görüyorsa vekaletsiz iş görme hükümlerinden yararlanır. Subjektif kıstasa göre, asıl önemli olan iş görenin, o işi görürken, başkasının yararlarına hizmet verme iradesini taşımasıdır. Öyleyse, yapılan tasarruftan iş sahibinin fiilen bir yarar sağlamış olması temel öğe durumunda değilse de, asıl dikkat edilmesi gereken, iş görenin, iş sahibine bir yarar sağlama isteğini taşıyıp taşımamasıdır. İşin gerçek sahibinin şahsında hataya düşülmesi yapılan işin niteliğini etkilemez83

.

Ancak burada şu hususu belirtmekte fayda vardır ki, başkasının yararına yapılan her iş, o kişiye ait bir iş sayılmaz. Örneğin, başkasına hediye etmek için bir şey satın alınması durumunda, hediye alınan kişiye bir yarar sağlanmış olmakla birlikte, o kişiye ait bir işin yapıldığı söylenemez. Bu nedenle, sübjektif olarak başkasına ait işleri saptamak için ortaya atılan bu görüş, sorunu çözmeye uygun

81

TANDOĞAN, Vekaletsiz İş Görme, s. 113. 82 ÖZDEMİR, s. 99.

olamaz. Bu nedenle, bazı hukukçular, yeni kıstaslar ileri sürmüştür. İleri sürülen kıstaslardan birine göre, iş gören için önemli olan, onun, yapılan hukuki işlemlerin iş sahibinin hukuki alanına doğrudan doğruya veya dolayısıyla etki yaratmasına yönelik bir irade taşımasıdır. Yani, burada, yarar sağlamaya yönelen bir irade yerine, başkasının hukuki alanında etki yaratmaya yönelen irade tercih edilmiştir84. Eğer

yapılan hukuki işlemler, iş sahibinin hukuki alanını doğrudan doğruya ya da dolaylı olarak etkilemiyorsa, bu hukuki işlemler, iş sahibine ne kadar yarar sağlamış olursa olsun, başkasının işini görme niteliği taşımazlar85

.

Sonuç olarak şu hususu belirtmekte fayda vardır ki, subjektif bakımdan başkasına ait olan işler hakkında bir tespit yaparken o işin öncelikle objektif bakımdan, belli bir kişiye ait olup olmadığını belirlemek gerekmektedir. Objektif olarak işin belli bir kişiye ait olup olmadığı belirlenmeden subjektif kıstasa başvurulamaz. Şu halde, sübjektif kıstasın, sadece objektif bakımdan belirsiz işler bakımından önem taşıyan ikincil derecede bir kıstas olduğu söylenebilir86

. C) İş Görenin Başkası Adına Kendi Hesabına Gördüğü İşler

Bir kişinin, başkasına ait kolaylık ve imkanlardan yararlanmak için, onun adına hareket etmesi ve kendine kazanç sağlaması, özellikle şu gibi durumlarda görülebilir: - A, B’nin adına bazı işlemleri yapmaya yetkilidir. Bu yetki, hem iç hem de dış ilişkileri kapsamaktadır. Ancak A, böyle bir işlemin kazancını, kendi adına alıkoymuşsa, bu durumda B, A’ya karşı, şartları gerçekleşmişse istihkak davası açabilir87. Eğer, işlemin sağladığı yararlar hakkında, böyle bir dava açma imkanı

yoksa B, A ile aralarındaki iç ilişkiye dayanarak (vekalet veya hizmet sözleşmesi,

84 TANDOĞAN, Vekaletsiz İş Görme, s. 123. 85 ÖZDEMİR, s. 99.

86

TANDOĞAN, Vekaletsiz İş Görme, s. 130; ÖZDEMİR, s. 100.

87 Dolaysız zilyet durumunda olmayan malikin, malik olmayan haksız zilyede karşı açtığı davaya istihkak davası denir. Dava ile güdülen amaç, malikin mülkiyet hakkına dayanarak malın dolaysız zilyetliğine kovuşmasını sağlamaktır (Ayrıntılı bilgi için bkz. OĞUZMAN Kemal /

SELİÇİ Özel / OKTAY – ÖZDEMİR Saibe, Eşya Hukuku, B. 14, İstanbul 2011, s. 236; AYAN Mehmet, Eşya Hukuku II Mülkiyet, B. 4, Konya 2012, s. 107).

vs.) bir talepte bulunabilir. Aslında, B’nin bu hakkı A’ya karşı istihkak davası açma hakkının var olduğu durumlarda da söz konusudur88

.

- (A), dış ilişkide (B) adına hareket etmeye yetkilidir. Ancak iç ilişkide, ayrıca (B)’den izin alması koşulu öngörülmüştür. Böyle bir durumda, (A) bu izni almadan hareket etmişse ve (B)’ye ait çeşitli imkanlardan yararlanarak, üçüncü kişilerle hukuki işlemler yapmışsa, B doğal olarak, dış ilişkide borçlu durumuna düşer. Ancak bu hukuki ilişkiden doğan ve (A)’nın alıkoyduğu yararları, eğer mümkünse (B) bir istihkak davasıyla isteyebilir. Eğer istihkak davası açmak mümkün değilse, örneğin işlemin sağladığı yararlar, para veya misli şeyler ise, artık bunların mülkiyeti (A)’ya ait olur. (A)’nın iç ilişkideki yetkisini aşarak yaptığı işlemlere, o akdin hükümlerinin uygulanamayacağı da düşünülebilir. Böyle bir görüş biçiminin kabul edilmesi de, (B)’ye işlemden doğan yararları isteme için vekaletsiz iş görme hükümlerinden yararlanabilme olanağı sağlar. Ancak vekaletsiz iş görme hükümlerinin uygulanması (A)’nın (B) adına ve kendi hesabına işleme girişip girişmediğine ve (B)’ye ait bir işlemin görülüp görülmediğine bağlıdır89

.

- (A), ne dış ilişkide ne de iç ilişkide (B) adına hareket etmeye yetkilidir. Ancak kendisini temsilci gibi göstererek veya icazet alacağını vaad ederek (B) adına işlemden sağlanacak yararı alıkoyma amacını taşımaktadır. Bu durumda (B), kendi adına yapılan işlemlere icazet verirse, dış ilişkide alacaklı ve borçlu durumuna girer. İç ilişkide, (B)’nin (A)’ya karşı, işin yararını isteyebilme olanağına sahip olması, (B)’ye ait bir işin görüldüğünün kabulüne bağlıdır. Çünkü ancak bu şekilde (B), vekaletsiz iş görme hükümlerini ileri sürebilir90

.

Bazı hukukçulara göre, yukarıdaki, ikinci ve üçüncü olasılıklara ilişkin durumlarda, vekaletsiz iş görme hükümlerine başvurulamaz. Ancak (B)’nin, dış ilişkide alacaklı ve borçlu sıfatlarını kazanmasına karşın, iç ilişkide (A)’ya karşı bir istemde bulunamaması hakkaniyete ve mantığa aykırı olur. Bu nedenle, çoğunlukla öğretide kabul edildiği gibi, (A), (B)’ye ait bir iş görmüş sayılır ve (B), (A)’ya karşı

88

TANDOĞAN, Vekaletsiz İş Görme, s. 128. 89 TANDOĞAN, Vekaletsiz İş Görme, s. 128 – 129. 90 TANDOĞAN, Vekaletsiz İş Görme, s. 130.

vekaletsiz iş görme hükümlerine başvurabilir. Bu ise işin başkasına ait olması öğesi bakımından ortaya yeni bir kıstas çıkarmaktadır91

.

Burada da bir kısıtlama yapmak gerekmektedir. Başkası adına hareket kıstası da sadece objektif bakımından belirsiz işler için uygulanabilir. Eğer yapılan iş, objektif bakımdan iş görene veya üçüncü bir kişiye ait ise artık, adına hareket edilen kişiye ait bir iş görmeden söz edilemez. Örneğin, (A), (B) adına, kendisinin veya bir üçüncü kişinin hesabına hareket ederse, (B)’nin kendi işini görmüş olmaz. Çünkü böyle bir durumda B, adına yapılan satış akdine icazet vermiş olsa bile, o satışın konusu olan mal üzerinde tasarruf yetkisi bulunmadığı için, sözleşmesi ifa imkanına sahip değildir92

.

Benzer Belgeler