• Sonuç bulunamadı

Genel ve Yerel Seçim Sonuçlarına Göre Konya’da Gözlemlenen Siyasal Kimlikler

ÜÇÜNCÜ BÖLÜM

3.3. Genel ve Yerel Seçim Sonuçlarına Göre Konya’da Gözlemlenen Siyasal Kimlikler

Konya siyasal kimliği ve imajı itibarıyla daima sağ kimlikle hatta siyasal Đslam’la anılmakta olan bir şehirdir. Siyasal Đslamın yükselişe geçtiği dönemden itibaren, bu kimliği temsil eden partilerin Konya’daki oy oranlarının, Türkiye ortalamasının üzerinde olması bu imajda önemli bir etkendir.

Bu bölümde 1980’den bu yana yapılan milletvekili genel seçimleri ve yerel yönetimler il genel meclisi seçimleri değerlendirilecek, seçim sonuçlarının siyasal kimliklerin ifadesinde önemli bir gösterge olmasından hareketle Konya’nın siyasal nabzı tutulmaya çalışılacaktır. Aşağıda genel seçimler ve yerel seçimlerde Konya’da oy alabilmiş bütün partilerin aldıkları oy sayıları, yüzdeleri ve çıkardıkları milletvekili sayıları tablolara aktarılmıştır. Tablolar Türkiye Đstatistik Kurumu’nun web sayfasından sağlanan bilgiler doğrultusunda hazırlanmıştır.212

Tablo 1: 1983 Milletvekili Genel Seçim Sonuçları(Konya)

Partiler Aldığı Oy Oy Oranı % Milletvekili Sayısı

ANAP 324705 56,6 8 HP 124735 21,7 3 MDP 111285 19,4 2 Bağımsız 13242 2,3 - Toplam 573967 100 13 212 http://www.tuik.gov.tr/secimdagitimapp/secim.zul , http://www.tuik.gov.tr/secimdagitimapp/yerel.zul

Tablo 2: 1984 Yerel Seçim Sonuçları(Konya Đl Genel Meclisi)

Partiler Aldığı Oy Oy Oranı %

ANAP 271566 45,7 SODEP 119750 20,1 HP 29354 4,9 DYP 89859 15,1 RP 51300 8,6 MDP 30153 5,1 Bağımsız 2823 0,5 Toplam 594805 100

Görüldüğü üzere her iki seçimde de Anavatan Partisi’nin bariz bir üstünlüğü söz konusudur. ANAP askeri müdahale sonrası merkez sağın temsilcisi olarak seçime girmiş ve seçimlerden tüm Türkiye’de olduğu gibi Konya’da da birinci parti olarak çıkmıştır. Ancak bu oy oranı kimlikler konusunda yanıltıcı olabilir zira seçime sadece 3 parti katılabilmiş diğer sağ partiler ya kapalı olduğundan ya da MGK’dan veto yediğinden seçmenle buluşamamışlardır. Yerel seçimlerde ise diğer partilerin de seçime girmesine rağmen oy dağılımı çok fazla değişmemiş halk iktidardaki partiyi desteklemiştir.

Tablo 3: 1987 Milletvekili Genel Seçim Sonuçları(Konya)

Partiler Aldığı Oy Oy Oranı % Milletvekili Sayısı

ANAP 307075 38,4 12 DYP 136721 17,1 2 SHP 135643 17 - RP 120259 15 - DSP 53094 6,6 - MÇP 37161 4,7 - IDP 9503 1,2 - Bağımsız 156 0 - Toplam 799612 100 14

Tablo 4: 1989 Yerel Seçim Sonuçları(Konya Đl Genel Meclisi)

Partiler Aldığı Oy Oy Oranı %

ANAP 161718 21,5 DYP 197178 26,2 RP 156368 20,7 SHP 144239 19,1 MÇP 45542 6 DSP 42224 5,6 IDP 6261 0,8 Bağımsız 783 0,1 Toplam 754313 100

1987 ‘de genel seçimlere DYP’nin ve MÇP’nin de girmesi ANAP’ın oylarında bir gerilemeye ve bölünmeye sebebiyet vermiş, Konyalı sağ seçmen ideolojisine göre bu partiler arasında tercih yapma imkânına sahip olmuştur. AP’nin devamı olduğunu ileri süren DYP ve Đslamcı kesime hitap eden RP kendi seçmenlerini ANAP’tan geri alma mücadelesi vermektedir. Diğer yandan SHP ve DSP ise %23’lük bir oy toplamına ulaşarak sol kimliğe sahip seçmenin adresi olma işareti vermektedirler.

Tablo 5: 1991 Milletvekili Genel Seçim Sonuçları(Konya)

Partiler Aldığı Oy Oy Oranı % Milletvekili Sayısı

RP 233812 33 6 DYP 188139 26,6 6 ANAP 137521 19,4 1 SHP 94189 13,3 - DSP 50831 7,2 - SP 2964 0,4 - Bağımsız 360 0,1 - Toplam 707816 100 13

Tablo 6: 1994 Yerel Seçim Sonuçları (Konya Đl Genel Meclisi)

Partiler Aldığı Oy Oy Oranı %

RP 264212 32,7 ANAP 152910 18,9 DYP 138400 17,1 MHP 111248 13,8 SHP 66343 8,2 CHP 28640 3,5 DSP 23394 2,9 ĐP 2226 0,3 BBP 8669 1,1 MP 8234 1 YDP 1938 0,2 SBP 753 0,1 Bağımsız 1497 0,2 Toplam 808464 100

1991 genel seçimleri Konya’nın günümüzde sahip olduğu “milli görüşün kalesi” imajının ortaya çıkmasına neden olan seçimlerdir diyebiliriz. Zira RP bu seçimlerde Konya’dan Türkiye ortalamasının üzerinde bir oy çıkarmıştır. Tabi ki bunda MÇP ve IDP’nin RP ile seçim ittifakı yapmasının da payı büyüktür. Đkinci ve üçüncü partilerin de merkez sağdan olması, toplam sağ oy oranının %70’lere ulaşması Konya’nın siyasal kimliği hakkında önemli ipuçları vermektedir. Yerel seçimlerde ise sıralama yine değişmemiş RP’nin Konya’daki yükselişi devam etmiştir. Đlginç olan sol oyların son genel seçimden bu yana büyük oranda düşme göstermesidir. Sol kimliğe sahip partiler genel seçimden yerel seçime toplamda yaklaşık %6’lık bir kayıp yaşamışlardır.

Tablo 7: 1995 Milletvekili Genel Seçim Sonuçları (Konya)

Partiler Aldığı Oy Oy Oranı % Milletvekili Sayısı

RP 339278 41,7 9 DYP 116767 14,4 3 ANAP 108234 13,3 2 MHP 97510 12 - DSP 68525 8,4 1 CHP 47808 5,9 1 HADEP 20329 2,5 - MP 3392 0,4 - MP 4864 0,6 - YDH 3248 0,4 - YDP 2329 0,3 - ĐP 1922 0,2 - YP 943 0,1 - Bağımsız 1161 0,1 - Toplam 812918 100 16

Tablo 8: 1999 Yerel Seçim Sonuçları(Konya Đl Genel Meclisi)

Partiler Aldığı Oy Oy Oranı %

FP 278227 30,9 MHP 228929 25,4 DYP 127286 14,1 DSP 79435 8,8 ANAP 78230 8,7 CHP 60651 6,7 BBP 20612 2,3 HADEP 11248 1,3 DTP 5323 0,6 MP 4815 0,5 ÖDP 3208 0,4 ĐP 1327 0,1 Bağımsız 597 0,1 SĐP 92 0 DBP 1034 0,1 Toplam 901014 100

1995 genel seçimlerinin en göze çarpan özelliği merkez sağ partileri ANAP ve DYP’nin oy kaybederken sağın daha uçtaki iki partisi RP ve MHP’nin oylarını ciddi biçimde artırmalarıdır. ANAP’ın Mesut Yılmaz’la birlikte bir kimlik değişimine gitmesi, Demirel’in cumhurbaşkanı olmasından sonra, DYP’nin yeni liderinin tecrübesizliği diğer sağ kanat partilerine yaramıştır. RP birinci parti olmuş, MHP ise Türkiye genelinde barajı aşamadığı halde Konya’da %12 gibi bir oy almıştır. SHP seçim öncesi kendisini fes ederek CHP’yi desteklese de sol adına hem Türkiye genelinde hem de Konya’da umduğunu bulamamıştır.

1999 yerel seçimlerin de Konya’da en büyük inişi tarihinde ilk defa Konya’da barajın altında kalarak ANAP yaşarken en hızlı çıkışı ise MHP görmüştür. MHP’nin bu çıkışında terörist başı Abdullah Öcalan’ın yakalanmasını payının olması mümkündür.

Tablo 9: 1999 Milletvekili Genel Seçim Sonuçları(Konya)

Partiler Aldığı Oy Oy Oranı % Milletvekili Sayısı

FP 269793 30,2 6 MHP 232513 26 5 DYP 123928 13,9 2 DSP 95477 10,7 2 ANAP 64282 7,2 1 CHP 47297 5,3 - HADEP 21883 2,4 - BBP 18944 2,1 - DTP 3559 0,4 - MP 3392 0,4 - ÖDP 2550 0,3 - DP 1849 0,2 - LDP 1820 0,2 - ĐP 1456 0,2 - DBP 1321 0,1 - YDP 1129 0,1 - SĐP 1084 0,1 - DEPAR 715 0,1 -

EMEP 637 0,1 -

Bağımsız 653 0,1 -

Toplam 894282 100 16

1999 genel seçimlerinde kapatılan Đslamcı kimliğe sahip RP’nin devamı niteliğindeki FP yine Konya’dan galip çıkmıştır. MHP yukarda bahsedilen sebeple yükselen milliyetçi dalganın verdiği rüzgârla önemli bir oy oranı yakalamıştır. DYP ve özellikle ANAP’ giden oylardaki azalma Konya’nın artık merkez sağdan koptuğunun bir işaretidir. Diğer yandan Konya’da sol kimlik her seçimde puan kaybetmekte Türkiye genelinde %30’larda olan toplam sol oylar Konya’da %15’lere gerilemektedir.

Tablo 10: 2002 Milletvekili Genel Seçim Sonuçları(Konya)

Partiler Aldığı Oy Oy Oranı % Milletvekili Sayısı

AKP 487700 54,9 14 CHP 76314 8,6 2 MHP 83944 9,5 - DYP 64660 7,3 - SAADET P. 42412 4,8 - ANAP 36247 4,1 - DEHAP 27941 3,1 - GP 26122 2,9 - BBP 8370 0,9 - DSP 5701 0,6 - YTP 5047 0,6 - YP 3628 0,4 - BTP 2904 0,3 - ĐP 2736 0,3 - MP 2118 0,2 - LDP 1732 0,2 - ÖDP 1134 0,2 - TKP 814 0,1 - Bağımsız 7911 0,9 - Toplam 887635 100 16

Türkiye 2002 genel seçimlerine çok farklı bir havada girmiştir. Sandıklar açıldığında Türk siyasetinde tam anlamıyla bir deprem yaşanmıştır. Đlk kez iktidarda ve temsilcileri mecliste bulunan partilerin tamamı (DSP, MHP, ANAP, DYP ve SP) TBMM dışında kalırken sadece bir yıl önce kurulan AKP yüzde 34’lük bir oy oranıyla seçimlerin açık galibi olmuştur.213 Yaşanan ekonomik kriz iktidardaki üç partinin halk tarafından cezalandırılmasına yol açmıştır. Kapatılan FP’nin yerine kurulan SP’den kopan ‘yenilikçi’ bir grubun kurduğu AKP tüm Türkiye’de olduğu gibi Konya’da da büyük oy farkıyla birinci parti olmuştur. Konyalı seçmen 1983’ten beri ilk kez bir partiye genel seçimlerde %50’den fazla oy vermiştir. Ancak bu seçimin bir kimlikler seçimi olduğunu söylemek güçtür, zira söylendiği gibi ekonomik kriz seçmeni, iktidarı cezalandırma davranışına itmiştir.

Tablo 11: 2004 Yerel Seçim Sonuçları(Konya Đl Genel Meclisi)

Partiler Aldığı Oy Oy Oranı %

AKP 511671 53,8 MHP 124440 13,1 SAADET P. 106861 11,2 CHP 85940 9 DYP 63608 6,7 SHP 14738 1,5 BBP 11130 1,2 GP 7712 0,8 DSP 7397 0,8 ANAP 6541 0,7 BTP 4327 0,5 ĐP 1603 0,2 TKP 1721 0,2 ÖDP 223 0 Bağımsız 3453 0,4 Toplam 951365 100 213 Gökçe ve diğerleri, a. g. e. , s. 2

2004 yerel seçimlerinde AKP iktidar partisi olmanın da avantajıyla Konya’dan yine birinci parti olarak çıkmıştır. MHP 2002 krizinin suçluluğunu üzerinden atarak yeniden toparlanmış ancak DYP ve ANAP tarihlerinde görmedikleri oy oranlarıyla Konya’da çok gerilere düşmüşlerdir. Konyalı seçmen AKP’ye artık merkez sağın yeni partisi özelliğini atfetmektedir. AKP’nin diğer merkez- sağ partilerinin referans vermediği muhafazakâr ögeleri yoğun şekilde kullanmasında bunun payı olabilir. Sol kimlik ise Konya’da puan kaybetmeye devam etmektedir.

Tablo 12: 2007 Milletvekili Genel Seçim Sonuçları (Konya)

Partiler Aldığı Oy Oy oranı % Milletvekili Sayısı

AKP 6600583 65,30 13 MHP 131571 13 2 CHP 82482 8,2 1 DP 59840 5,9 - SAADET P. 44528 4,4 - GP 6291 0,6 - BTP 5409 0,5 - HYP 5259 0,5 - TKP 2298 0,2 - ĐP 2298 0,2 - ÖDP 1352 0,1 - Bağımsız 9227 0,9 - Toplam 1011471 100 16

2007 genel seçimleri tam bir kimlik çatışması çerçevesinde yaşanmıştır. Ancak çatışma sağ ve sol kimlik çatışması şeklinde değil, laik-anti laik çatışması şeklinde cereyan etmiştir. Cumhurbaşkanlığı seçimi krizini ve e-muhtıra olayını da çok iyi kullanan AKP seçimden kendisinin bile ummadığı bir zaferle çıkmıştır. Konya’nın laik-anti laik bir kutuplaşmada hangi tarafta olacağı çok zor olmayan bir

sorudur. Tepkisini tarihinde ilk defa bir partiye %65 oy vererek göstermiş tercihini AKP’den yana kullanmıştır.

SONUÇ

Kimlikler, geçtiğimiz yüzyılın ikinci yarısında yükselen kavramlardan biri olarak sosyal bilimler alanında, tıpkı bir zamanlar sınıf kavramının oynadığı role benzer bir şekilde, temel bir analiz aracı olarak kullanılmaya başlanmıştır. Sosyal- kültürel değişmelerin yayılıp hızlanmasıyla, kişilerin kimlik kavramı, seçimi ya da özdeşimi bir sorun olmaya başlamıştır. Çünkü çağımızın kimlik sorunu kişi ve grup toplulukların resmi-ulusal ve tarihi-kültürel kimliklerinde ortaya çıkmaktadırlar. Bu türden kimliklerimizde, bizi ötekilerden ayıran niteliklerden çok, bazılarıyla ortak olduğumuz değer ve ilişkilere yer ya da öncelik veririz. Bilerek ya da bilmeyerek, kimlerden yana ya da kimlerden olduğumuzu belirlerken, kimlerden olmadığımızı ya da kimlere karşı olduğumuzu da söylemiş oluruz.

Kimlik tarafsız bir kavram değildir, tanımlandığı ya da benimsendiği anda, bireyin kim ve ne olduğunu, neye inandığını ve ne istediğini anlatır. Siyasal kimliğin oluşmasında bireylerin devletle ve siyasal yönetim kademeleriyle olan ilişkilerinde yaşadıkları tecrübeler ve birikimler belirleyicidir. Büyük çapta aydın tabaka tarafından yaratılan siyasal kimlik; sosyal ve politik bütünlüğü sağlayan bir araç olarak, toplumdaki sosyo-ekonomik düzey, yaş, cinsiyet, din gibi çeşitli boyutlardaki farklılıkların yarattığı ayrılıkları ve bölünmeleri telafi eden ve toplumu oluşturan grupların entegrasyonunu ve toplumda yer bulmasını sağlayan bir içeriğe sahiptir. Kimlik, kişiyi, cemaati ve toplumu tanımlayan kolektif bir terim olmanın yanında, bir fikir çabası sonucunda oluşuyor ise siyasidir.

Siyasal kimliklerin ortaya çıkması Batı’da ve Türkiye’de birtakım çapraz bölünmelerle ilişkilendirilmektedir. Bu bölünmeler Batı’da; “merkez-çevre”, “devlet-

kilise”, “şehirli-köylü”, “işçi-işveren” eksenlerinde görülürken Türkiye’de baştan beri büyük ölçüde “merkez-çevre” ekseninde cereyan etmiştir. Merkez çevre çatışması Türk siyasal yapısının temelinde yatan en önemli toplumsal bölünmedir ve uzun yıllar bu alanda varlığını devam ettirmiştir. Tanzimat’tan günümüze batılılaşmayı hedefleyen, radikal devrimci projelerle reforma hareketlerine girişen Đttihat ve Terakki Fırkasından CHP’ye uzanan çizgi merkez olarak kabul edilmiştir. Çevre ise merkezin tepeden inmeci tavrına ve otoriterliğine karşı çıkarak, başlangıçta teşebbüs-ü şahsi ve adem-i merkeziyet gibi liberal tezlerle daha sonra muhafazakar tonlarla muhalefet yapan kesimdir. Cumhuriyet sonrası bu bölünmeyi sağ ve sol ayrımı simgeleştirmiştir. Sol kanatta devlet seçkinleri, sağ kanatta da devleti ele geçirmeyi hedefleyen halk seçkinleri bulunmaktadır.

Türkiye’de Cumhuriyetin ilan edilmesinden sonra topluma bir kimlik kazandırılması belki de haklı olarak tepeden inme ve zora dayalı bir toplum mühendisliği süreci içerisinde yapılmaya çalışılmıştır. Yaratılmak istenen ulus devletin temelleri tamamen seküler ve batılı bir anlayışla atılmaya çalışılmış yeni bir değerler sistemi ve kimlik tanımı oluşturulmaya özen gösterilmiştir.

Birkaç istisnai durum göz ardı edilirse çok partili hayata geçinceye kadar Türkiye’de kimliklerden daha doğrusu siyasal anlamda temsil edilme olanağı bulan kimliklerden bahsetmek söz konu değildir. Çok partili yaşam geçen Türkiye’de gerek sağ gerek sol bütün kimlikler en azından parti kurabilme ve seçmene ulaşabilme olanağına kavuşmuşlar, tek bir parti çatısı altında siyaset yapma zorunluluğundan kurtulmuşlardır. Bu dönemde sağ kimlikler Demokrat Parti bünyesinde toplanırken, sol kimlikler ise Cumhuriyet Halk Partisi’nde bütünleşmişlerdir. Zamanla kimliklerin

farklılaşması hatta marjinalleşmesi yeni partileri doğurmuş, bu iki parti de kendilerini daha merkezde konumlandırmaya başlamışlardır.

Ancak bu ortam Türk toplumunun alışkın olmadığı bir durumdur ve faklılıkların, tartışamaya hatta toplumsal çatışmaya dönüşmesi için çok da zaman geçmemiştir. Yaşanan süreç çok kısa sürede iki askeri müdahaleyi beraberinde getirmiş ve bunlar daha fazla marjinalleşmenin ve uçlara kaymanın tuzu biberi olmuşlardır.

12 Eylül 1980 askeri müdahalesinden sonra Türkiye’de devlet eliyle bir politikadan arındırma süreci başlatılmış ve toplum siyasal anlamda kimliksizleştirilmeye çalışılmıştır. Bunun nedeni toplumda meydana gelen şiddetin başlıca sorumlusunun sağ ve sol kimlikler olarak görülmesidir. Ancak müdahale sonrası oluşturulmaya çalışılan “elitist”, “Atatürkçü” ya da “Đslamcı” kimlikler, aslında 80 öncesindeki siyasal kimliklerin adlarının değiştirilerek reformize edilmiş hallerinden başka bir şey değildir.

1980 müdahalesinin ardından yaşanan yasaklı dönemde Turgut Özal’ın Anavatan Partisi ve Necdet Calp’in Halkçı Parti’si tek başlarına pek çok kimliği bünyesinde barındırmış, siyasal alanın normalleşmesinden sonra kapatılan partiler tekrar kurulunca, siyasal kimlikler de tekrar farklı partiler üzerinden temsil yeteneğine kavuşmuşlardır. O günden bugüne merkez sağ ANAP, DYP, AKP vb.; milliyetçi kimlik MHP, BBP vb., Đslamcı kimlik RP, FP, SP vb., gibi partilerle temsil edilirken; sol kimlikler ise CHP, SHP, SODEP, DSP, ĐP, vb., gibi partiler etrafında toplanmışlardır.

1980’lerin sonlarına gelindiğinde ANAP’ın muhafazakâr-liberal söylemleri etkinliğini yitirmiş görünmektedir. Mesut Yılmaz’ın liderliğindeki parti eskiye göre daha liberal-seküler politikalar izliyor görünmeye başlamıştır. Özal’ın ‘dört eğilim’ projesi tutmamış barındırdığı siyasal kimlikler kendi yollarından gitmeye karar vermişlerdir.

Alparslan Türkeş’in MHP’si uzun süre milliyetçi kimliğin tek adresi olmuş ancak Türk seçmeninin tamamını yakalayabilecek politikaları üretememiştir. Parti seçmenin gözünde fazlasıyla devletçi görünmektedir. Üzerine parti içinde yaşanan ayrılıkçı hareketler ve kopmalar eklenince MHP sağ kimlik için bir iktidar alternatifi olmaktan uzak kalmıştır.

DYP ise Süleyman Demirel’in cumhurbaşkanı olup Köşke çıkmasının ardından seçmeni yakalayabilecek bir liderden yoksun kalmış yeni genel başkanın siyasette acemi olması partiyi eski gücünden düşürerek yıpratmıştır.

Solda ise tamamen bir bölünmüşlük söz konusudur. Ecevit’in DSP’si, CHP’nin yerini almaya çalışmış, sol birçok kez tek çatı tek kimlik altında birleşme planları yapmış ancak bunlar senaryodan öteye gidememiş ve sol kimlik, Bülent Ecevit, Deniz Baykal, Murat Karayalçın, Hikmet Çetin gibi pek çok liderin etrafına dağılmıştır.

1980’lerin sonuna gelirken yıldızı paralayan kimlik siyasal Đslamcılık olmuştur. Necmettin Erbakan’ın liderliğindeki Đslamcı hareket önce yerel seçimlerde daha sonrada genel seçimlerde öne geçmiş ve 1995 Milletvekili Genel Seçimlerinden birinci olarak çıkmayı başarmıştır. Bu gelişme siyasal Đslamcı kimliğin gizli gündemlerinin bulunduğu kanısında olan diğer siyasal akımları ve devletin reflektif

organlarını harekete geçirmiş ve “post-modern” bir müdahale ile hükümet düşürülmüştür.

Türkiye 1990’ların sonuna kendini merkez solda konumlandıran DSP’nin öncülüğündeki koalisyon hükümeti ile girmiş ancak yaşanan ekonomik ve siyasal kriz daha sonucu gidilen seçimlerde kendisini DP ve ANAP çizgisinin devamı olduğunu iddia eden ancak ilk defa milli görüş gömleğiyle yani siyasal Đslamcı kimlikle seçmen karşısına çıkan AKP tek başına iktidara gelmiştir.

Konya örneğinde ise sanıldığının aksine Türkiye genelinden farklı bir sonuç yoktur. 1980’den bu yana yapılan seçimlerde genelde ilk sıralarda yer alan partiler Konya’da da ilk sıradadırlar. Konya’nın üzerinde bir ‘siyasal Đslamcı şehir’ imajı olduğu muhakkaktır. Ancak bu büyük olasılıkla önyargılardan ya da kent insanının muhafazakâr niteliklerinden ve sosyo-kültürel yapısından kaynaklanmaktadır. Zira, kimlikleri büyük oranda yansıttığı iddia edilen oy verme davranışı analiz edilirse Cumhuriyet’in kuruluşundan bu yana bu kentte de Türkiye ortalamasından çok farklı sonuçlarda seyretmemiştir.

Sonuç olarak seçim sonuçları ve yaşanılanlar göstermektedir ki Türkiye’de niceliksel anlamda hâkim siyasal kimlik sağ kimliktir. Toplumda sayısal çoğunluk olarak bu oran açıkça gözlenmektedir. Bu anlamda Konya ilinde de çok da farklı bir sonuç yoktur. Burada, önemli tartışma konularından biri de şimdilerde %47 oy oranlarıyla iktidarda olan AKP’nin 1950’lerdeki Demokrat Parti ya da 1980’lerin ANAP’ı gibi bütün sağ kimlikleri bünyesinde barındırıp barındıramayacağı ya da zamanla despotikleşme eğilimi gösterip göstermeyeceğidir. Ancak görünen odur ki her seçim öncesi kimlik siyasetleri ve ideolojik kutuplaşmalar kamuoyuna

pompalandıkça bu durum değişmeyecek, sağ-sol arasındaki bu oransızlıkta sol kimliğin en azından “niceliksel” olarak denge unsuru olması mümkün olmayacaktır.

KAYNAKÇA

ABAH, Seyid Veled, AKP'nin Siyasi Söylemi Laiklik Karşıtı Değil, Radikal Gazetesi, 14 Mayıs 2007

ADIVAR A. Adnan, “Đnteraction of Đslamic and Western Thought in Turkey” Near Eastern Culture and Society, Princeton, 1961

AHMAD, Feroz, Modern Türkiye’nin Oluşumu, (Çev. Yavuz Alogan), Doruk

Yayınları, 2. Baskı, Ankara, 2002

ALKAN, Ahmet Turan, Ateş Tecrübeleri, Ötüken Yayınları, Đstanbul, 2002

ALKAN, Mehmet Ö., “Resmî Đdeolojinin Doğuşu ve Evrimi Üzerine Bir Deneme”, Modern Türkiye’de Siyasî Düşünce -Tanzimat ve Meşrutiyet’in Birikimi-, ed. Mehmet Ö. Alkan, Cilt: 1, Đletişim Yay., Đstanbul, 2001

ALTINYILDIZ, Nur, “Đmparatorlukla Cumhuriyet Arasındaki Eşikte Siyaset ve

Mimarlık: Eskiyi Muhafaza/Yeniyi Đnşa”, Modern Türkiye’de Siyasi

Düşünce, Muhafazakârlık, Cilt 5, (Ed. Ahmet Çiğdem), Đletişim

Yayınları, Đstanbul, 2003, ss.

AKÇURA, Yusuf, Üç Tarz-ı Siyaset, Yayına Hazırlayan: Enver Ziya Karal, TTK

Basımevi, Ankara, 1976

AKDOĞAN, Yalçın, AK Parti ve Muhafazakâr Demokrasi, Đstanbul, Alfa

ANDERSON, Benedict, Hayali Cemaatler -Milliyetçiliğin Kökenleri ve Yayılması-, (Çev: Đskender Başarır), Đstanbul, Metis Yayınları, 1993

ATALAR, Mehmet Kürsad, Definitions of Politics and Their Reflections in the Minds of Turkish Voters, ODTÜ Sosyal Bilimler Enstitüsü Yüksek

Lisans Tezi, Ankara, 1994

ATALAR, Mehmet Kürsad, “Đslami Radikalizmin Doğası”, Đktibas Dergisi, Sayı:

241-242, Ocak/Şubat 1999

AYDIN, Suavi, “Đki Đttihat-Terakki: Đki Ayrı Zihniyet, Đki Ayrı Siyaset”, Modern Türkiye’de Siyasi Düşünce- Tanzimat ve Meşrutiyet’in Birikimi, Ed.

Mehmet Ö. Alkan, Đletişim Yayınları, Đstanbul, 2001

AYTEKĐN, Yılmaz, Çağdaş Siyasal Akımlar Modern Demokraside Yeni Arayışlar, Vadi Yayınları, Ankara, 2001

AYVAZOĞLU, Beşir, ‘Ah! O Eski Ülkücüler’, Türkiye Günlüğü, Sayı 52, Nisan,

1998

BALLI, Rafet, Sosyalist Sol Konuşuyor; Cem Yayınevi, Đstanbul, 1989

BAYDUR, Mithat, Küresel Dünyada Milliyetçilik, Đrfan Yayınları, Đstanbul, 1994

BAYRAMOĞLU, Ali, Türkiye’de Đslami Hareket, Patika Yayınları, Đstanbul,

2001

BELGE, Murat, “Sol”, Geçiş Sürecinde Türkiye (Der. I. C. Schick – F. A.Tonak),

BELGE, Murat, “Mustafa Kemal ve Kemalizm”, Modern Türkiye’de Siyasî Düşünce -Kemalizm-, ed. Ahmet Đnsel, Cilt: 2, Đletişim Yayınları, Đstanbul,

2001

BĐLGĐN, Nuri, Sosyal Bilimlerin Kavşağında Kimlik Sorunu, Ege Yayınları,

Đzmir, 1994

BĐLGĐN, Nuri, Evrenselcilik-Farkçılık Geriliminde Kollektif Kimlik, Sistem

Yayıncılık, Đstanbul, 1999

BĐLGĐN, Nuri, Kimlik Đnşası, Aşina Kitaplar, Đzmir, 2007

BĐRTEK, Faruk, Binnaz Toprak, “Türkiye’de Siyasal Đslam’ın Yükselişi ile Neo-

Liberal Yeniden Đnşanın Oluşturduğu Çatışmalı Gündemler” , Mürekkep

Dergisi, Sayı:1, Güz 1994

BORA, Tanıl, Kemal Can, Devlet, Ocak, Dergâh 12 Eylülden 1990’lara Ülkücü Hareket, Đletişim Yayınları, Đstanbul, 2001

BORA, Tanıl, Kemal Can, Devlet ve Kuzgun 1990’lardan 2000’lere MHP,

Đletişim Yayınları, Đstanbul, 2004

BULAÇ, Ali, Bir Aydın Sapması-Sağ ve Sol Akımlar-, Beyan Yayınları, Đstanbul,

1993

BULAÇ, Ali, Đslam ve Demokrasi, Đz Yayınları, Đstanbul, 1995

CAN, Nevzat, “Kent Kimliği”, Yüksek Lisans Tezi (basılmış). Gazi Üniversitesi

CAN, Kemal, Milliyetçilik ve MHP’nin Yükselişi, Görüş Dergisi, Mayıs-Haziran

1999, Sayı:39

CANATAN, Ö. Bedri, "Muhafazakâr Marksistler ve Marksist Muhafazakârlık", Görüş Dergisi, S. 11, 1991

ÇAHA, Ömer, “Sol Siyasetin Anlamı”, Düşünen Siyaset, Sayı: 7, Temmuz–1999,

Ankara

ÇALIK, Mustafa, Siyasi Kültür ve Sosyolojinin Bazı Kavramları Açısından MHP Hareketi’nin Kaynakları ve Gelişimi(1965–1980), Cedit Yayınları,

Ankara, 1995

ÇELĐK, Nur Betül, “Kemalizm: Hegemonik Bir Söylem”, Modern Türkiye’de Siyasî Düşünce -Kemalizm-, ed. Ahmet Đnsel, Cilt: 2, Đletişim Yay.,

Đstanbul, 2001

CILIZOĞLU, Tanju, Zincirbozan’dan Bugüne Demokrasi Mücadelesinde

Benzer Belgeler