• Sonuç bulunamadı

B- ZARAR

1- Genel Olarak Zarar Kavramı

Zarar, sorumluluğun doğması açısından en önemli unsur konumundadır. Yalnızca fiilin var olması, bu fiil bir zarara sebep olmadığı müddetçe sorumluluk doğurmayacaktır. Bu bakımdan zarar olmayan yerde hukuki sorumluluktan

298 Karaman, Mukayeseli, c. 2, s. 462.

bahsedemeyiz.300 Ceza hukuku açısından ise zarar ortaya çıkmasa dahi, fiilin tehlike

doğuruyor olması ceza sorumluluğunun doğmasına neden olabilir.301 Ceza

hukukunda zararın meydana gelmeyip tehlikenin sorumluluk doğurduğu bu suç tiplerine soyut ve somut tehlike suçları denmektedir.302 Yine ceza hukuku açısından

zarar vermeye teşebbüs sorumluluk doğursa da, hukuki sorumluluk açısından zarar ortaya çıkmadığı için sorumluluk doğurmaz. Sorumluluk hukukunun amaçları bölümünde değindiğimiz üzere, burada temel amaç cezalandırmak değil, zararın önlenmesi ve giderilmesidir.303

Türkçe’de “bir şeyin, bir olayın yol açtığı çıkar kaybı veya olumsuz, kötü

sonuç, dokunca, ziyan, mazarrat”304 anlamlarına gelen zarar kelimesi305, Arapça’da

darr şeklinde mastar yapısı ile ve durr şeklinde isim yapısıyla geçmektedir. Mastar şeklindeki haline bir anlam vermek yerine yarar manasındaki nef’ ile karşıt anlamda olduğuna değinilerek yetinilmiştir. Kur’an’da birçok yerde darr lafzı farklı şekillerde geçmektedir.306 Genel olarak bakıldığında zarar kelimesi için “kötü hal” şeklinde bir anlam verilebilir. Bu kötü hal ya kişinin ilim, iffet ve fazilet gibi erdemlerinin eksikliğinden dolayı kendi nefsinde olur, ya kişinin organlarının olmaması veya eksik olması gibi bedeninde olur, ya da mal ve makam eksikliği gibi harici bir

300 Deschenaux / Tercier, Sorumluluk Hukuku, s. 14,15.

301 Örneğin TCK’da şöyle bir düzenleme yer almaktadır: Madde 179- (1) Kara, deniz, hava veya demiryolu ulaşımının güven içinde akışını sağlamak için konulmuş her türlü işareti değiştirerek, kullanılamaz hale getirerek, konuldukları yerden kaldırarak, yanlış işaretler vererek, geçiş, varış, kalkış veya iniş yolları üzerine bir şey koyarak ya da teknik işletim sistemine müdahale ederek, başkalarının hayatı, sağlığı veya mal varlığı bakımından bir tehlikeye neden olan kişiye bir yıldan altı yıla kadar hapis cezası verilir.

Kara, deniz, hava veya demiryolu ulaşım araçlarını kişilerin hayat, sağlık veya mal varlığı açısından tehlikeli olabilecek şekilde sevk ve idare eden kişi, üç aydan iki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.

Alkol veya uyuşturucu madde etkisiyle ya da başka bir nedenle emniyetli bir şekilde araç sevk ve idare edemeyecek halde olmasına rağmen araç kullanan kişi yukarıdaki fıkra hükmüne göre cezalandırılır.

302 Özbek / Doğan / Bacaksız / Tepe, Ceza Genel, s. 237 vd; Akbulut, Ceza Genel, s. 271; Hakeri, Ceza Hukuku, s. 164; Özgenç, Ceza Genel, s. 172.

303 Eren, Borçlar Genel, s. 520.

304 Türk Dil Kurumu, Türkçe Sözlük, c. 2, s. 2499. 305 Pars, Okyanus, c. 6, s. 3083.

306 Bilal Aybakan, “Zarar”, TDV İslâm Ansiklopedisi, TDV Yayınları, 2013, c. 44, s. 130, 131; Akgündüz, Osmanlı Tarih ve Hukûk Istılâhları Kâmusu, s. 1357.

durumda olur.307 Zarar kelimesinin kullanıldığı bu anlamlar bakımından Kur’an’da

geçtiği bazı yerlere örnek olarak şu ayetlere bakabiliriz:

“Biz de onun duasını kabul edip kendisinde dert namına ne varsa gidermiştik. Tarafımızdan bir rahmet ve kullukta bulunanlar için de bir ibret olmak üzere ona

ailesini ve onlarla beraber bir mislini daha vermiştik.”308 Bu ayette meâl olarak dert

olarak da çevrilmiş olan kelimeyle, zarar kelimesinin yukarıda belirttiğimiz üç anlamı da ifade edilebilir.309

“O, Allah'ı bırakır da kendine ne zarar, ne de fayda veren şeylere tapar. Bu

da derin sapıklığın ta kendisidir.”310 Bu ayette zarar kelimesi bilerek ve isteyerek

meydana gelen kötü hal kastedilerek kullanılmıştır.311 Aynı zamanda zarar kelimesi

bu ayette Kur’an’ın birçok yerinde görebileceğimiz üzere karşıt anlamıyla birlikte kullanılmıştır.312

Zarar kelimesini bu anlamlarının yanında, İslâm hukukçuları borçlar hukukuna yaklaşarak bir malın zarar veren fiil medyana gelmeden önceki haliyle sonraki hali arasındaki fark, kişinin mal varlığında meydana gelen azalma, malın bazı özelliklerini kaybederek değerinde meydana gelen eksilme gibi anlamlarda kullanmışlardır.313 Bu anlamları bakımından İslâm hukukçuları zarar kavramı yerine

itlaf, mal tamamen faydalanılamaz hale geliyorsa, istihlâk ve kısmen faydalanılamaz hale geliyorsa, ifsad gibi kavramları da kullanmaktadırlar.314

Zarar kelimesi modern hukukta ise dar ve geniş olmak üzere iki farklı anlamda kullanılmaktadır. Bunlardan dar olan anlamına göre yalnızca maddi zarar

307 el-İsfahani, Müfredat, s. 581; Akgündüz, Osmanlı Tarih ve Hukûk Istılâhları Kâmusu, s. 1357.

308 el-Enbiya, 21/84.

309 Zarar kelimesinin geçtiği benzer anlamlara ayetler: Yunus, 10/12; Âl-i İmran, 3/111; Âl-i İmran, 3/120; el-Mücadele, 58/10; el-Bakara, 2/102.

310 Hac, 22/12.

311 el-İsfahani, Müfredat, s. 582.

312 Zarar kelimesinin karşıt anlamıyla kullanıldığı bazı farklı ayetler: el- Hac, 22/13; el-Hud, 11/10; el-Furkân, 25/3.

313 Ali el-Hafif, ed-Damân, s. 38; Zuhaylî, Vehbe, Nazariyatu’d-Damân, Dâru’l-Fikr, Dımaşk, 1998, s. 24, 96; Eser, Haksız Fiil, s. 118.

kastedilir ve bir kimsenin mal varlığında iradesi dışında meydana gelen bir eksilme olarak tanımlanır. Geniş anlamda ise hem maddi zarar hem de manevi zarar kastedilir ve hukuken korunan maddi ve manevi varlıkların bunlara karşı meydana gelen bir tecavüzden önce ve sonraki halleri arasındaki fark olarak tanımlanabilir.315 Maddi ve

manevi zararı her ne kadar geniş anlamda aynı çatı altında ele alıyor olsak da, aslında ortak olan tek unsurları hukuken korunan varlıklara karşı gerçekleştiren bir ihlalin sonucunda doğuyor olmalarıdır ve birbirlerinden daha farklı kavramlardır. Modern hukuk açısından baktığımızda zarar kavramı Avusturya, Alman ve Fransız hukuku açısından geniş anlamda kullanılmaktadır.316 Türk ve İsviçre hukuku açısından ise

zarar kelimesi daha çok maddi zararı kastederek kullanılmaktadır.

İslâm hukuku açısından bakıldığında ise, yukarıda vermiş olduğumuz borçlar hukukuna yaklaşan tanımlardan daha çok maddi zararın kastedildiği anlaşılmaktadır. Ancak İslâm hukukunda sıkı bir şekilde korunan beş zorunlu maslahattan biri mal olmasının yanında diğerleri akıl, nesep, din ve candır.317 Bu maslahatların korunması

açısından ise her ne kadar ceza sorumluluğunun da doğacağından bahsedilebilse de manevi sorumluluktan da bahsetmek kaçınılmazdır. Dolayısıyla İslâm hukuku açısından da maddi ve manevi zarar ayrımı yapılabilir.318