• Sonuç bulunamadı

Genel Olarak

Belgede Bilişim suçları (sayfa 39-61)

Bilişim sistemine girme suçu, failin hedef program ya da dosyalara izinsiz bir şekilde giriş yapması durumunda meydana gelmektedir. “Girmek” teriminden bir bilişim sisteminde yer alan verilerin bir bölümüne ya da tamamına uzaktan başka bir cihaz vasıtasıyla veya fiziken erişilmesi anlaşılmaktadır.44 Aynı zamanda Bilgisayar veri ve sistemlerine yapılan izinsiz giriş, “kod kırma” “bilgisayara tecavüz”, ya da “bilgisayar korsanlığı” şeklinde de tanımlanır. Bilişim sistemine girme suçu bilgisayar teknolojilerinin artan bir şekilde kullanılması ile doğal bir şekilde hukuka aykırı olarak başka bilgisayarlara girmenin hatta sisteme girdikten sonra suçların işlenmesinin bir neticesidir. Sistemin güvenliğinin korunmasının zorunluluğu nedeniyle, girmenin dışında herhangi bir suç işlememiş olsa da, bu konuda bir düzenleme yapılma ihtiyacını doğurmuştur. 45

Bilişim sistemine girme suçu, mülga olan 765 sayılı Ceza Kanunu’nda düzenlenmemişti. 1 Haziran 2005 tarihinde yayınlanan 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 243 maddesi ile düzenlenmiş olan bilişim sistemine girme suç fiili bu düzenleme ile hukuk sistemimize girmiştir. Türk Ceza Kanunu 243 maddesinde bilişim sistemine girme suçu şu şekilde yer almıştır; “Bir bilişim sisteminin bütününe

veya bir kısmına, hukuka aykırı olarak giren veya orada kalmaya devam eden kimseye bir yıla kadar hapis veya adlî para cezası verilir. Yukarıdaki fıkrada tanımlanan fiillerin bedeli karşılığı yararlanılabilen sistemler hakkında işlenmesi halinde, verilecek ceza yarı oranına kadar indirilir. Bu fiil nedeniyle sistemin içerdiği veriler yok olur veya değişirse, altı aydan iki yıla kadar hapis cezasına hükmolunur. Bir bilişim sisteminin kendi içinde veya bilişim sistemleri arasında gerçekleşen veri nakillerini, sisteme girmeksizin teknik araçlarla hukuka aykırı

44 Cüneyd Er, “Bilişim Suçları”, Bilişim Teknolojisi Hukuku Gündemi, 2003-2004, İstanbul Bilgi

Üniversitesi Bilişim Teknolojisi Hukuku Uygulama ve Araştırma Merkezi Yayını, 2004, s. 24.

olarak izleyen kişi, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası il e cezalandırılır.” 46

243. maddenin dördüncü fıkrası 24.03 2016 tarihinde kabul edilen 6698 Sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu’nun 30. maddesi ile kanunumuza girmiştir. Anlaşılacağı üzere Türk Ceza Kanunu’nun 243 maddesinin birinci fıkrası bilişim sistemine girme suçunu, ikinci fıkrası bu suç fiilinin nitelikli durumunu, üçüncü fıkrası suçun netice sebebiyle ağırlaşmış biçimini, dördüncü fıkrası ise sisteme girmeksizin veri nakillerini teknik bir araç ile takip etme suçunu, içermektedir. Bu çerçevede 6698 sayılı kanun ile yapılan değişiklik ile suçun oluşabilmesi için sisteme erişim yeterli görülmüş, suçun meydana gelmesi açısından sistemde bir süre kalmaya devam etme aranmamıştır.47 Bu şekilde hukukumuzdaki önemli bir boşluk ta doldurulmuş, doktrindeki eleştiriler ise giderilmiştir.48

TCK’nun 243. maddesinde yer alan suç fiilinin oluşabilmesi için sisteme girmenin ve orada kalmanın aranması, Avrupa Konseyi Siber Suç Sözleşmesinde yer alan erişim suçu ile de paralellik arz etmektedir. İlgili sözleşmenin, ikinci maddesi şu şekildedir; “Taraflardan her biri bir bilgisayar sisteminin tamamına veya bir kısmını

haksız yere gerçekleştirilen erişimi, kasten yapıldığı zaman, kendi iç hukuku kapsamında cezai bir suç olarak tanımlanması için gerekli olabilecek yasama tedbirlerini ve diğer tedbirleri kabul edecektir.”49

6698 Sayılı Kanun’un 30. maddesi ile Ceza Kanunu’nun 243 maddesinde gerçekleştirilen değişikliklerde, Siber Suç Sözleşmesinde yer almayan burada kalmaya devam etmeye de seçimlik hareket olarak yer vermiştir. Bu nedenle hukuka uygun bir şekilde sisteme giren kişi çıkması istenmesine rağmen kalmaya devam etmişse 243 madde çerçevesinde bu durum suç teşkil edecektir. Bu bağlamda ilgili maddenin birinci fıkrasında düzenlenmiş olan suç fiili elektronik konutun ihlali niteliğindedir. Sözleşme ile 243 madde arasındaki diğer bir farklılık ise bilişim

46 5237 Sayılı Kanun: http://www.mevzuat.gov.tr/MevzuatMetin/1.5.5237.pdf (Erişim Tarihi:

15.03.2018).

47 Özge Apiş, “Bilişim Sistemine Girme Suçu Bakımından Bilgisayarlarda, Bilgisayar Programlarında

ve Kütüklerinde Arama Kopyalama Elkoyma Koruma Tedbiri”, Yasama Dergisi, S.37, s. 52.

48 Yavuz Erdoğan, “Bilişim Sistemine Girme ve Kalma Suçu”, Dokuz Eylül Üniversitesi Hukuk

Fakültesi Dergisi Cilt: 12, Özel S., 2010, s.1366.

sistemi ifadesinin, bilgisayar sistemi ifadesi yerine tercih edilmesidir.50 B. Korunan Hukuki Değer

Modern ceza kanunlarında suç çeşitleri korumuş oldukları hukuki değere göre düzenlenir ve ceza kanunlarında suç çeşitlerinin özel bölümlerin sistematiği de bu çerçevede oluşturulur. Bu çerçevede günümüzde modern ceza hukukunun yegane ödevi hukuki değeri muhafazası ve hukuki değerlerin muhafazasına hizmet etmeyen ceza normlarının meşru olarak kabul edilmemesidir.51 Bilişim sistemine girme ve sistemde kalma suçunun hukuki diğerinin ne olduğu hususu ile ilgili olarak doktrinde farklı görüşler ileri sürülmüştür.

Bu konu ile ilgili olarak bazı yazarlar suçla korunan hukuki değeri, karma bir niteliğe sahip olduğunu, öncelikle bilişim sistemlerinin güvenliğinin, bunun dışında girmek ya da orada kalmak yoluyla özel hayatın gizliliğinin özel bir şekilde de haberleşme hürriyetinin ihlal edilmesi sebebiyle bu haklarında korunmuş olduğu açıklanmaktadır.52 Korunan hukuki değerin karma nitelikte olduğunu açıklayan bazı yazarlar, öncelikle özel hayatın gizliliğinin, haberleşme özgürlüklerinin,sırların masuniyetinin korunmuş olduğunu, ikinci olarak ise bilişim sisteminin güvenliğinin korunduğunu iddia etmektedirler.53

Bazı yazarlar bilişim sisteminin güvenliğinin kurulması ile birlikte bunun yanında bilişim sistemlerini kullananların bu sistemlerden faydalananların farklı kategorilerdeki bireysel yararlarının da korunduğunu belirtmektedirler.54 Bir kısım yazarlar da bilişim sisteminin güvenliğinin kurulması ile birlikte, bunun yanında haberleşme özgürlüğü, özel hayatın gizliliği, kurumların ya da kişilerin duyduğu güvenlik duygusu gibi hak ihlallerinde önüne geçilmek istendiğini ileri sürmektedirler.55

50 Yavuz Erdoğan, s.1368-1370.

51 Dülger, s.239.

52 Ali Parlar / Muzaffer Hatipoğlu, 5237 sayılı T.C.K.’da Özel Ve Genel Hükümler Bakımında Sulh

Ceza Davaları, Ankara, 2010, s.214.

53 Hakan Karakehya, “Türk Ceza Kanunu’nda Bilişim Sistemine Girme Suçu”, TBBD, S.81, 2009,

s.6.

54 Necati Meran, “Yeni Türk Ceza Kanununda Sahtecilik – Malvarlığı – Bilişim Suçları ile Ekonomi

ve Ticari Alanında Suçlar, Ankara, 2008, s.363.

Korunması gereken hukuki değerin toplum düzeni olduğunu iddia edenlere göre ise, günümüzde bütün sosyal ve ekonomik münasebetlerin bir biçimde ilişim temelli gerçekleştiğine dikkat çekerek sistem karışıklıkların olması durumunda bütün toplumun hayatının olumsuz etkileneceğini vurgulamaktadırlar.56

Akbulut’a göre, Türk Ceza Kanunu’nun 243. maddesinde düzenlenmiş olan bilişim sistemine girme suçuyla korunan hukuki değer,bilişim sisteminin güvenliği ve dokunulmazlığıdır. Kanun koyucu kişilerin, müdahalelerden uzak bir şekilde, güven içinde, bilişim sistemini kullanılmasındaki değeri korumaktadır.57

C. Suçun Unsurları

Suçun maddi unsuru bundan kasıt, o suç fiilinin gerçekleştirilmesinde gerekli olan hareketler neticesinde sonucun oluşabilmesi ve hareket ile sonuç arasında nedensellik bağının bulunmasıdır.58

1. Maddi Unsur A. Fail Ve Mağdur aa) Fail

İlgili maddenin düzenlenmesinde suç fiilini gerçekleştirecek kişi açısından “kimse” terimi kullanılarak herhangi bir özellik ifade edilmemiştir. Bundan dolayı bu suç fiilinin faili herkes olabilir bu nedenlerle hukuka aykırı bir biçimde bilişim sistemine girme ya da sistemde kalma suçu fail bağlamında herhangi bir özellik taşımaz.59

Bu bağlamda suçun faili herhangi bir kimse olabilir herkes tarafından suç fiili gerçekleştirilebilmektedir. Birlikte suç fiilini işleyen kişinin bu fiili işleyebilecek ölçüde bilişim sistemleri ile ilgili olarak ve bunların kullanılması hakkında belirli bir seviyede bilgi sahibi bulunması gerekmektedir.60 Çünkü bilişim sisteminin güvenliğinin kırılıp girmesi, temel bilgisayar kullanma bilgisinin üzerinden bir bilgi

56 Er,, ag.e, s.25-26.

57 Akbulut, s.118.

58 Doğan Arslan, Ceza HukukuGenel Hükümler, Ankara, 2018, s.220- 221.

59 Dülger, s.247.

düzeyini gerektirmektedir. Bununla birlikte bu bilgi düzeyine sahip olan failin belli bir meslek grubunda veya bir kurumda çalışan kişilerden olması gerekmez bu konu ile yakından ilgilenen temel bilişim teknoloji bilgisine sahip bulunan herkes bu konu ile ilgili bir süre zaman harcayarak bilişim sistemine hukuka aykırı bir şekilde girebilir. Failin bu konu ile ilgili bilgi edilmesinde internet üzerinden sunulan yazılımlar, kitaplar ya da makaleler yardımcı olabilir. Bununla birlikte Bilişim sistemlerinin güvenlik düzeyleri arttıkça bu tür eylemleri gerçekleştiren faillerin paralel bir şekilde bilgi ve yetenekli seviyelerde artmaktadır.61

Önceleri bilişim suçlarını işleyen kişilerin yüksek seviyede teknolojik bilgiye sahip bulunmaları nedeniyle bilgisayarla bağlantılı işlerde çalışmış olan kişiler olmasından dolayı bilişim suçlarına beyaz yaka suçları adı verilmekteydi.62 Ancak günümüzde artık teknolojinin hızlı bir şekilde gelişmesiyle bilişim sisteminin kullanılmasında ortaya çıkan kolaylıklar sisteme girme konusunda kullanılan programların kolay bir şekilde elde edilmesine imkan tanımış, bu nedenle de artık bilişim sistemine girme suçu, sadece ileri teknolojik bilgiye sahip olan kişiler tarafından işlenebilecek suç olmaktan çıkmış, basit bilgiye sahip kişiler tarafından da gerçekleştirilebilir duruma gelmiştir.63

Suçun failinin bir tüzel kişilik olması mümkün değildir. Çünkü, tüzel kişiler organları vasıtasıyla işlem yaparlar ve temsil edilir. Bununla birlikte, bu suçun bir tüzel kişi yararına işlenmiş olması da imkân dâhilindedir. Tüzel kişilerin sorumluluğu ise, T.C.K.’nın 246. maddesine göre değerlendirilecektir. T.C.K.’daki “Bu bölümde yer alan suçların işlenmesi suretiyle yararına haksız menfaat sağlanan tüzel kişiler hakkında bunlara özgü güvenlik tedbirlerine hükmolunur.” Hükmü gereğince tüzel kişilere T.C.K.’nun 60. maddesindeki güvenlik tedbirleri tatbik edilecektir. Failin suç fiilini gerçekleştiren kişi olduğunun tam olarak belirlenmesi halinde ceza vermek mümkündür. Bu nedenle internet kafelerden bu tür suçların gerçekleştirilmesinde fail tam bir şekilde belirlenememekte ve ceza vermek mümkün

61 Dülger, s.247.

62 Mehmet Emin Artuk, Ahmet Gökcen, A. Caner Yenidünya, Ceza Hukuku Özel Hükümler, Ankara,

2018, s.866.

olmamaktadır.64

bb) Mağdur

Mağdur, suçu oluşturan fiilden doğrudan doğruya zarar gören kimsedir. Mağduru olmayan bir suç mümkün değildir. Ancak, suçtan zarar gören ile mağdur kavramlarını birbirine karıştırmamak gerekir. Her zaman suçtan zarar gören kişi, suçun islenmesi dolayısı ile mağdur edilen kişi değildir. 5237 sayılı T.C.K.’nın 20. maddesine göre ancak gerçek kişiler suçun mağduru olabilmektedirler. 65

Mağdur bağlamında bilişim sistemine girme suçunda herhangi özelleştirmeye gidilmemiştir. Kanunlara aykırı bir şekilde, bilişim sistemine girme yoluyla anayasal hakları tehlike altına atılmış olan kişi, suç fiilinin mağdurudur.66 Bu kişiyi bilişim sisteminin kullanıcısı olabileceği gibi bu sistemin maliki de olabilir.67 Bu çerçevede Türk Ceza Kanunu’nun 20. maddesine göre bilişim sistemine suçundan etkilenen ancak gerçek kişiler mağdur sayılır. Tüzel kişiler ise ancak suçtan zarar gören olabilir bu nedenlerle bu suç fiilinin mağduru gerçek kişilerdir. Bu bağlamda, bir kamu tüzel kişisinin ya da şirketin sistemine karşı bu suç gerçekleştiğinde mezkur tüzel kişiler suç fiilinden zarar görenler olur.68

Doktrinde bazı yazarlar, farklı bir şekilde korunan hukuksal değeri Bilişim sisteminin güvenli olduğu için, mağdurunun olmayacağını açıklamaktadır. Suçun mağduru ancak bir kişi olabileceği gibi, belirli kişiler de olabilir ilgili kanun metninde bir kuruma ya da kuruluşa ait olması ile ilgili herhangi bir ibare bulunmamaktadır. Kuruluş ya da kurumların sistemi yerine girmesi halinde bunların kamu ya da özel kişi olmasına göre mağdur belirli sayıda kişi ya da kişiler bulunabileceği gibi sosyal yapıyı meydana getiren bütün bireyler olabilir.69 Bu çerçevede hukuka aykırı bir şekilde herhangi bir bankanın bilişim sistemine girilerek banka mudilerin hesaplarını kontrol edilmesinde, mudiler madur, tüzel kişiliğe sahip

64 Dülger, s.247.

65 Nevzat Toroslu Nevzat, Ceza Hukuku, Ankara, 2005, s.65

66,Mehmet Emin Artuk vd., s.867.

67 Selami Mahmutoğlu, “Türk Ceza Kanununda yer alan Bilişim Alanındaki Suçlar ve Karşılaşılan

Sorunların Yargı Kararları Işığında Değerlendirilmesi” İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi Mecmuası, 2013, C.71, S.1, s.859-862.

68 Dülger, s.255.

olan bankanın ise, suçtan zarar gören olduğu şeklinde belirtilmektedir.70

b.Konu

Suçun üzerinde gerçekleştirildiği kişi ya da eşya olarak ifade edilen maddi konu failin fiziksel faaliyetlerini somut bir şekilde üzerinde gerçekleştirdiği eşya ya da her kişi değil ancak suç fiili düzenlemiş olan kanunlardaki tanımın işaret ettiği eşya yada kişidir. Bu çerçevede izinsiz bir şekilde Bilişim sistemine girme, suçunun konusunu, bir bileşiğin sistemi ya da onu oluşturan parçalardan herhangi birisi teşkil etmektedir. 243. maddenin ikinci fıkrası bakımından da suçun konusu “bilişim sistemi”dir. 71

Türk Ceza Kanunu’nda bilişim sistemi ile ilgili olarak neyin ifade edildiği tanımlanmamıştır. Bilişim sisteminden maksadın TCK’nun 243. maddesinin gerekçesinde, verileri toplayıp yerleştirdikten sonra bunları otomatik işlemlere tabi tutma imkanı sunan manyetik sistemler olduğu şeklinde açıklamıştır. Bununla birlikte bilgileri otomatik işleme tabi tutma bilgisayarı karşıladığı belirtilmiş bununla birlikte madde metninde bilgisayar teriminden 765 sayılı kanunun gerekçesinde bahsedilmemiştir. 765 sayılı kanunun gerekçesinde, bilgisayarı ifade etmek üzere ifade edilen bilgileri otomatik işleme tabi tutmuş ibaresi eleştirilere yol açmıştı. Çünkü buradaki ifade bilgisayarı karşılamakla birlikte, bilgisayar dışında da, bilgisayarın fonksiyonlarını gerçekleştirebilecek farklı çok sayıda elektronik eşya bulunmaktadır. Bundan dolayı 1 Haziran 2005’te kanunlaşan düzenlemede, bilişim sistemi, kavramı kullanılmıştır. Bilişim sistemi kavramı, bilgisayarı da içine alan daha geniş bir alanı ifade etmektedir.72

Sözlükte, bilişim “insanoğlunun teknik, ekonomik ve toplumsal alanlardaki

iletişiminde kullandığı ve bilimin dayanağı olan bilginin özellikle elektronik makineler aracılığıyla düzenli ve akla uygun bir biçimde işlenmesi bilimi, enformatik.” Biçiminde ifade edilmektedir.73 Avrupa Konseyi Siber Suç Sözleşmesi’nde “bilgisayar sistemi”, “bilgisayar verisi” “siber suç” , kavramları

70 Osman Yaşar, Hasan Gökcan, Tahsin Artuç, Yorumlu- Uygulamalı Türk Ceza Kanunu (m.205-

256), C.V,Anakara, 2010, s.6739.

71 Hakan Karakehya, s.12.

72 Akbulut, s.124.

tercih edilmiş, “bilişim” yahut “bilişim suçu” kavramlarına yer verilmemiştir.74

c. Fiil

Türk Ceza Kanunu’nun 243. maddesinin birinci fıkrası suç oluşturulan fiil, hangi yolla gerçekleşirse gerçekleşsin, bir bilişim sisteminin bütününe veya bir kısmına “hukuka aykırı şekilde girmek” veya “orada kalmaya devam etmek” olarak öngörülmüştür. 75 Dolayısıyla seçimlik Hareketli bir suç niteliği taşımaktadır. Girmek veya kalmak hareketinden herhangi birinin yapılması durumunda suç fiili gerçekleşmektedir. Yani girmek ya da kalmak suçun oluşması için yeterlidir fail bilişim sistemine hem grip hem de kalabilir girmenin ya da kalmanın aynı bilişim sisteminde gerçekleşmiş olması durumunda tek suç oluşur.76

Burada üzerinde durmak gereken nokta şudur; 6698 sayılı 24/3/2016 Tarihli kanun’un 30. maddesiyle “bu fıkrada yer alan ‘ve’ ibaresi ‘veya’ biçiminde değiştirilmiştir.” biçiminde gerçekleştirilen düzenlenme öncesinde suçun meydana gelmesi, yalnızca bilişim sistemine girmek yeterli olmayıp, belirli bir süre sistemde kalmaya devam etmek de gerekmekteydi.77 Ancak 6698 sayılı kanun ile gerçekleştirilmiş olan değişiklikle bilişim sistemine girme suçunun meydana gelmesi girme veya orada kalma seçimlik hareketlerine bağlı olarak eleştiriler karşılanmıştır.78

TCK’nun 240. maddesinin birinci fıkrasında geçen bazı kavramlar doktrinde eleştirilere neden olmuştur. Bazı yazarlar girme kavramının fiziksel alana girmeyi anımsattığını ancak bilişim sistemine bu açıdan girmenin mümkün olmayacağına, bundan dolayı “girmek” teriminin yerine “erişim” teriminin kullanılması gerektiğini ifade etmişlerdir.79 Hukuka aykırı şekilde bilişim sistemine girmek suçu ile ima edilen, bilişim sistemlerine gerçekleştirilecek olan fiziksel bir müdahale değildir.80 Düzenlemede zikredilen “girmek” terimiyle ifade edilmek istenen, “bilişim

74 Özge Apiş, s.57. 75 Mahmutoğlu, s. 860 76 Akbulut, s.124. 77 Mahmutoğlu, s. 860. 78 Akbulut, s.124.

79 Ali Karagülmez, Bilişim Suçları ve Soruşturma-Kovuşturma Evreleri, 2013, s.165.

sistemlerinin oluşturduğu soyut sanal alana girmek”tir.81

Girme hareketi genel olarak ağlar vasıtasıyla gerçekleştirilmektedir. Girmek fiili, yerel veya kamusal telekomünikasyon ağları vasıtasıyla ya da internet üzerinden de gerçekleşebileği gibi, bir kimsenin emanet ettiği bilgisayarın açılması ve içindeki verilerin gönderilmesi82 biçimde de oluşabilecektir. Fail şifreyi kırılarak ya da truva atları gibi bazı programlar yoluyla sisteme izinsiz bir şekilde gidebilmektedir. Burada girme şeklinin önemi bulunmamaktadır.83 Erişimde, mesafenin yakınlığı-uzaklığı, bağlantının kablolu-kablosuz olması, suç fiilinin meydana gelmesinde etkili değildir. Sisteme dosya veya e-posta mesajı gönderilmesi halinde ise veri gönderme söz konusu olduğundan, bilişim sistemine girmeden bahsedilemeyecektir. Bununla birlikte, gönderilmiş olan dosya yada proğramlar vasıtasıyla sistemine girilme olanağı bulunuyorsa bu tür gelişmelerde de bilişim sistemine girme fiili söz konusu olacaktır. Mail ve dosya vasıtasıyla gönderilen proğramı alan kişinin bu proğramı açmaması durumunda ise teşebbüs tartışması yapılacaktır.84

2016 yılında gerçekleştirilmiş olan değişiklikle suç seçimlik hareketli hale gelmişti. Çünkü, suç fiilinin gerçekleşmesi açsından sisteme girmek yeterli görülmüş, kalmayı sürdürme aranmamıştır.85 Bundan dolayı mağdurun rızası ile sisteme girildikten sonra, rızası haricinde kalınması durumunda da suç fiili teşkil edecektir. Üzerinde durulması gereken husus, kanun koyucunun burada “kalan” kelimesini değil, “kalmaya devam eden” ibaresini kullanmış bulunmasıdır. Zira “kalmaya devam eden” ibaresi, “kalma”ya göre daha uzun süren bir temadiyi karşılamaktadır.86 Bu ise önceki düzenleme yönünden, bilişim sistemine girdikten sonra, kalmayı sürdürme süresi için sabit bir sürenin tespit edilmesini yine mümkün kılmasa da suç fiilinin gerçekleşmesi yönünden yargıca bir yorum alanı açmaktaydı. Değişikliğin sonrasında ise bu husus, cezanın bireyselleştirilmesi ve belirlenmesinde dikkate alınacaktır. Bu bağlamda, somut olayda, her bilişim sisteminin güvenlik

81 Karagülmez, s.184.

82 Apiş, s.57.

83 Durmuş Tezcan, Mustafa Ruhan erdem, Murat Önok, Teorik ve Pratik Ceza Özel Hukuku Ankara,

2016, s.947.

84 Mahmutoğlu, s. 860-861

85 Dülger, s.263.

yapısı ve özelliği göz önünde bulundurularak “kalmaya devam etme” yönünden “yeterli süre” yargıcın değerlendirmesine bırakılmıştır.87

Bilişim sisteminin bütününe ya da bir kısmına girmek için girişi engelleyici yöntemlerin bulunmaması koşul değildir. Hukuki sınırların varlığı yeterlidir. Zimni veya açık izin verilmemesi halinde bilişim sisteminin bütününe ya da bir kısmına girmesi suç teşkil edecektir. Burada kanun koyucu, girişimi hukuka aykırı bir şekilde gerçekleşmesinden dolayı yeterli görmüştür. Bununla birlikte ilgili kanunun birinci fıkrasına göre, açık sistemlere girmek ve erişimine izin verilmiş sistemlere girmek suç teşkil etmeyecektir. Mesela sisteme giriş şifresini verildiği kişinin bilişim sistemine girme suç teşkil etmeyecektir. Bazı programları girmek ya da programları kullanmak şifre ile gerçekleştirmektedir. Bu şekilde bilişim sistemine girişin uygulama ve tedbirlerle sınırlandırılmış bulunduğu hallerde, yetkilendirilmemiş kişilerin izinsiz bir şekilde sisteme girmesi suç teşkil edecektir.88

2. Manevi Unsur

Bir suçtan ötürü kişinin sorumlu tutulması açısından yalnızca suç fiilinin gerçekleştirilmesi ve fiil neticesinde bir sonucun ortaya çıkması yetmez, bunlarla birlikte kişi ile fiil arasında psikolojik bir illiyetin bulunması aranmaktadır. 89 Bu bağ teşekkül etmeden gerçekleştirilmiş olan davranış ceza hukuku anlamında eylem niteliği taşımaz. Dolayısıyla bir suçun varlığından da söz edilemez. Suçun oluştuğunun kabul edilmesi için eylem ile fail arasında bu bağın ortaya konulması gerekmektedir.90

Sorumluluğun kaynağı ceza hukukunda kastır. Kast kişinin gerçekleştirmiş olduğu fiili, bu fiilin neticesini bilmesi ve istemesi ya da sonucunu göze almasıdır. Suçu teşkil eden fiillerin hangi maksat ile gerçekleştirilmiş olduğunun bir önemi

Belgede Bilişim suçları (sayfa 39-61)

Benzer Belgeler