• Sonuç bulunamadı

BANKA VEYA KREDİ KARTLARININ KÖTÜYE KULLANILMASI

Belgede Bilişim suçları (sayfa 75-86)

C. Hareket Ve Netice

III. BANKA VEYA KREDİ KARTLARININ KÖTÜYE KULLANILMASI

KULLANILMASI A. Genel Olarak

1991 yılında 765 sayılı TCK’ya girmiş olan “Bilişim Alanında Suçlar”a 5237 sayılı TCK’da da yer verilmiştir. Bunun yanında 5237 sayılı TCK’nun konuy ile ilgili getirdmiş olduğu düzenleme 765 sayılı TCK’dan farklılıklar arzetmektedir. Yeni düzenlemede ortaya çıkan farklılıklardan birisi de 5237 sayılı TCK’nun 245. maddesinde ifade edilmiş olan Banka veya Kredi Kartlarının Kötüye Kullanılması suçudur. 5237 sayılı TCK’nun 246. maddesinin 765 sayılı TCK’da tam bir karşılığı bulunmamaktaydı. Bu bakımdan değerlendirildiğinde 245. maddenin “görece” olarak yeni bir düzenleme olduğu da belirtilebilir.202

Bunların yanında “Bilgileri otomatik işleme tabi tutmuş bir sistemi kullanarak kendisi veya başkası lehine hukuka aykırı yarar sağlayan kimseye bir yıldan beş yıla

200 Yılmaz, s.81.

201 Akbulut, s.214.

kadar hapis ve ikimilyon liradan yirmimilyon liraya kadar ağır para cezası verilir.” hükmünü getiren 765 sayılı TCK’nun 525/b maddesinin ikinci fıkrasının n banka ya da kredi kartlarının kullanılmasıyla hukuka aykırı yarar elde edilmesi hareketlerini de içerip içermediği Kanunun yürürlükte bulunduğu süreçlerde tartışılmış, Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 2001’de vermiş oduğu kadar uygulama aşamasında bu konuda farklı anlayışlar ifade edilmişti. Gerçekte 5237 sayılı TCK’nun 245. maddesinin hükmünün 2001 tarihli Ceza Genel Kurulu’nun yasalaşmış biçimi olduğu da belirtilebilir. Bununla birlikte yukarda belirtilen bu karardan sonra bu sefer de kartın ele geçiriliş ve kullanılış biçimine göre suçun ne olacağı sorunu belirmiştir. Bu nedenlerle, 5237 sayılı TCK’nun 245. maddesinde yapılan düzenleme ile o dönemdeki tüm tartışmalar sonlandırdılmak olmalıdır.203

Öte yandan TCK m.245 bugüne kadar en çok değişiklik geçiren hükümlerden biridir. 29.06.2005 tarih ve 5377 sayılı Kanun ile hükme 2 ve 4.fıkralar; 06.12.2006 tarih ve 5560 sayılı Kanun ile de beşinci fıkra eklenmiştir. Böylece iki fıkra olarak kaleme alınan hüküm beş fıkraya yükselmiştir. İlgili konudaki suç ile ilgili 245. madde şu şekilde düzenlenmiştir; “

(1) Başkasına ait bir banka veya kredi kartını, her ne suretle olursa olsun ele geçiren veya elinde bulunduran kimse, kart sahibinin veya kartın kendisine verilmesi gereken kişinin rızası olmaksızın bunu kullanarak veya kullandırtarak kendisine veya başkasına yarar sağlarsa, üç yıldan altı yıla kadar hapis ve beşbin güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılır.

(2) Başkalarına ait banka hesaplarıyla ilişkilendirilerek sahte banka veya kredi kartı üreten, satan, devreden, satın alan veya kabul eden kişi üç yıldan yedi yıla kadar hapis ve onbin güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılır.

(3) Sahte oluşturulan veya üzerinde sahtecilik yapılan bir banka veya kredi kartını kullanmak suretiyle kendisine veya başkasına yarar sağlayan kişi, fiil daha ağır cezayı gerektiren başka bir suç oluşturmadığı takdirde, dört yıldan sekiz yıla kadar hapis ve beşbin güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılır.

(4) Birinci fıkrada yer alan suçun; a) Haklarında ayrılık kararı verilmemiş

eşlerden birinin, b) Üstsoy veya altsoyunun veya bu derecede kayın hısımlarından birinin veya evlat edinen veya evlâtlığın, c) Aynı konutta beraber yaşayan kardeşlerden birinin, Zararına olarak işlenmesi hâlinde, ilgili akraba hakkında cezaya hükmolunmaz.

(5)Birinci fıkra kapsamına giren fiillerle ilgili olarak bu Kanunun malvarlığına karşı suçlara ilişkin etkin pişmanlık hükümleri uygulanır.”204 Söz konusu değişikliklerde uygulamada ortaya çıkan sorunların etkili olduğu düşünülmektedir.

B. Korunan Hukuki Değer

Genel olarak, bilişim suçlarının ekonomik bir zarar ya da yarar sağlayan özellikleri yönüyle de bir tür “ekonomik suç” kategorisinde olduğu şeklinde değerlendirilmektedir. Zaten 5377 sayılı Kanun’un 245. maddesinde, “kendisine veya başkasına yarar sağlayan kişi” biçimindeki düzenleme bu suç fiilinin ekonomik niteliği üzerinde durulmaktadır. 245. maddenin gerekçesinde de; “Madde, banka veya kredi kartlarının hukuka aykırı olarak kullanılması suretiyle bankaların veya kredi sahiplerinin zarara sokulmasını, bu yolla çıkar sağlanmasını önlemek ve failleri cezalandırmak amacıyla kaleme alınmıştır.” denilmiştir. Gerekçede ifade edildiği gibi, bu suç ile güveni kötüye kullanma, dolandırıcılık, hırsızlık ve sahtecilik suçlarının kredi kartları kullanılarak işlenmiş hali düzenlenmek hedeflenmiştir.205

Başka bir deyişle, TCK’nun 245. maddesi ile korunmak istenen hukuki değerin karma bir niteliği bulunmaktadır. Çünkü; güveni kötüye kullanma, dolandırıcılık, hırsızlık ve sahtecilik suç fiilleri ile korunmak istenen hukuki değerler TCK’nun 245. maddesi ile de korunmuş olmaktadır. Sahtecilik suçuyla ise devlet tarafından verilen güvence ile belgelere olan güven, güveni kötüye kullanma suçu ile kişilerin birbirine karşı duyduğu güven, hırsızlık suçu ile kişilerin malvarlığı korunmak istenmektedir.206 Bununla birlikte bu şekilde karma nitelik taşımasına rağmen, kişinin malvarlığı, suç ile korunan hukuki değerler arasında en baskın olanıdır. Çünkü, konumuz olan suçun gerçekleştirilmesi ile, kişinin malvarlığı

204 5237 Sayılı Kanun: http://www.mevzuat.gov.tr/MevzuatMetin/1.5.5237.pdf (Erişim Tarihi:

15.03.2018).

205 Taşdemir, s.317.

üzerinde ciddi kayıplar meydana gelmektedir.207

Doktrinde bazı yazarlar, 5377 sayılı Türk ceza Kanunu’nun 245. maddesi ile düzenlenmiş olan suç fiilinin, korunan hukuki değer gözetildiğinde gerçekte malvarlığına karşı suçları düzenleyen TCK’nın Onuncu Bölümünde düzenlenmesi gerektiği; bilişim alanında suçlar başlığı çerçevesinde düzenlenmiş olmakla yasanın sistematiğinde olumsuzluk oluştuğu şeklinde eleştirilere neden oldu.208 Bu eleştirilerin temel dayanağı ise, ilgili maddede korunmuş olan hukuki değerin kişilerin mal varlığı olması gösterilmiştir. Bu konu ile ilgili olarak farklı düşünen yazarlar, TCK’nun 245. Maddesi ile, 765 Sayılı TCK’nun 525/b. maddesi ikinci fıkrasındaki düzenleme ve bu düzenlemeyi açıklıyan yukarıda ifade edilen Yargıtay Ceza Genel Kurulu kararı ile birlikte ele alındığında ve maddenin gerekçesi de göze önüne alındığında, maddenin bilişim alanındaki suçlar bölümünde düzenlenmesinin doğru olduğunu ifade etmektedirler.209

C. Suçun Unsurları 1. Maddi Unsur a. Fail ve Mağdur aa) Fail

Türk Ceza Kanunu’nun 37. maddesinde yer alan düzenlemeden, suçun kanuni tanımında ifade edilen hareketi gerçekleştiren kişinin fail olarak tanımlandığı anlaşılmaktadır.210 TCK’nun 245. maddesinin birinci fıkrasında kimse ifadesine yer verilerek fail bağlamında bir özellik aranmamıştır. Tüzel kişilikler fail olamaz. Bununla birlikte, suç işleyen tüzel kişiliği yararına işlenmesi durumunda tüzel kişilere özgü güvenlik tedbirleri tatbik edilecektir.211 245. maddede dördüncü fıkrada ise şahsa bağlı cezasızlık halleri düzenlenmiştir ki bu haller sadece Türk Ceza Kanunu’nun 245. maddesinin birinci fıkrası çerçevesinde gerçekleşmiş olan

207 Taşdemir, s.317.

208 Taşkın, s.32.

209 Muammer Ketizmen, Türk Ceza Hukukunda Bilişim Suçları,Ankara 2008, s. 187.

210 Kurt, s. 187.

eylemlere tatbik edilebilecektir. Diğer taraftan, suçun gerçekleşmesi bakımından gerekli olan yararın bizzat failin kendisi tarafından sağlanmış bulunması koşulu aranmamıştır. Madde metninden de bu yararın anlaşılacağı üzere, fail tarafından bir başkası adına elde edilmesi mümkündür ve bu durumda da söz konusu suç meydana gelmiş olacak ve faile ceza verilecektir.212

Burada belirtilmesi gereken başka bir durum ise, bu suç fiilinin faili olabilmek için mutlak surette uzmanlık düzeyinde bir bilişim sistemi bilgisine sahip bulunmak gerekli görülmemektedir. Bununla birlikte, suç fiilinin gerçekleştirilmesi için gerekli olan kredi ya da banka kartlarının kopyalanma işlemi sırasında kullanılan araçların yapılması teknik uzmanlığı ve bilgiyi gerekli kılabilecektir. Bu tür bir olay esnasında failde uzmanlık koşulu aranabilecektir. Burada üzerinde durulması gerekli olan husus, suçun örgütlü bir şekilde gerçekleştirilmesi halinde, örgüt üyelerinin hepsininde uzmanlığın aranmayacağıdır. 213

Hamili olduğu banka ya da kredi kartını kullanarak yetki aşımı yapan kişinin, bu suçun faili olması söz konusu değildir. Bununla birlikte kart hamili kişi manipülasyon yapmak yoluyla gerçekleştiremeyen işlemi gerçekleştirmiş ise ve bu işlemden çıkar elde etmişse, TCK’nun 244. maddesinin dördüncü fıkrasının gerçekleşmesi söz konusu olacaktır. Kredi limitlerinin aşınması ile gerçekleştirilen alışverişlerde Yargıtay fiilin hukuki nitelikte bulunduğunu ifade etmiştir.214

bb) Mağdur

Mağdur bakımından 245. maddenin metninde da her hangi bir özellik öngörülmemiştir. Bu nedenledir ki, herkesin mağdur olabilmesi söz konudur. Malvarlığı, suçla korunmuş olan temel hukuki yarar olduğuna göre, öncelikli olarak malvarlığında azalma olan kimse, suçun mağdurudur. Suçun mağduru olan bu kişi kart hamilidir. Kart hamili, kredi kartı ya da banka kartı hizmetlerinden faydalanan tüzel ya da gerçek kişiyi ifade etmektedir.215 Diğer taraftan TCK’nun 245. maddesinin birinci fıkrasında “kart sahibinden veya kartın kendisine verilmesi

212 M. Koca, G.Üzülmez, s.847.

213 Taşkın, s.64.

214 Akbulut, s.278.

gereken kişi”den bahs edilmekle, mağdur kavramı daha geniş bir çerçevede ele alınmış ve kendisine kart verilmesi gereken kişi de koruma altına alınmıştır. Doktrinde kartın sahibinin ise, kart hamili olarak anlaşılması gerektiği kabul edilmiştir.216

Banka kartı yada kredi kartları düzenleme yetkisini haiz bankalar ile diğer kuruluşlar tarafından çıkartılmaktadır. Bankalar ve bu kuruluşlar kartın mülkiyetine sahiptirler. Kart hamilleri ise, karttan yararlanma, kartı kullanım hakkına sahip olan kişilerdir.217 Banka veya kredi kurumları ise, suç fiili gerçekleştirilirken kendi işletmelerinin kredi ve banka kartları kullanıldığı, kendi sistemlerine zarar verildiği için suçta mağdur değildirler. Bunların sıfatı “suçtan zarar gören”dir. Suçtan zarar gören ile suçun mağduru kavramları birbirlerinden farklıdır. Şöyle ki, suçun mağduru suçtan doğan ceza ilişkisinin tarafı olduğu halde; suçtan zarar gören kimse, hukuk ilişkisinin tarafıdır ve iddiası esas itibariyle hukuksal nitelik taşımaktadır.218 Tüzel kişiler mağdur olamayacağından, tüzel kişilerin ortağı ya da maliki olan kişi ya da kişiler suçun mağduru olacaktır. Doktrinde banka ve kredi kartı çıkaran banka veya diğer kuruluşun mağdur olup olmayacağı tartışılmaktadır. Bu çerçevede bazı yazarlar suçtan zarar gören olabileceğini iddia ettikleri219 gibi bazı yazarlar ise mağdur olacağını savunmaktadırlar.220

b. Konu

TCK’nun 245. maddesinde düzenlenmiş olan suçun konusu, mal varlığına ilişkin herhangi bir değerdir. Doktrinde bazı yazarlara göre, başkasına ait banka veya kredi kartı ile yarar sağlama suçu, malvarlığına karşı işlenen suçlardan olduğundan ve suç fiilinin gerçekleşmesi açısından çıkar sağlanması gerektiğinden suçun konusunun da çıkarı oluşturan ve malvarlığı kapsamına giren değerdir.221 Bununla birlikte doktorundaki bazı yazarlar ise suçun konusunun banka veya kredi kartları

216 Taşdemir, s. 319.

217 Akbulut, s.281.

218 Öztürk, s.200.

219 M. Koca, G.Üzülmez, s.848.; Durmuş Tezcan,vd., s.962.

220 Özbek, vd., s.970.

olduğunu belirtmektedirler.222

c. Fiil

aa) Genel Olarak

Fiil, dış dünyada bir değişiklik oluşturmuş olan iradi birey tutumudur. Bireyin iradi tutumunun haricinde doğa olayları ve diğer canlıların davranışları bireylerin tutumları ile ilişki kurulamadığı sürece hukuki çerçevesinin haricinde kalırlar. Bu bağlamda en kötü düşünce, arzu ve isteklerin bile dış dünyaya etki etmedikleri sürece ceza verilmesi mümkün değildir. Ceza hukuku anlamında fiil ifadesinden, hareket, netice ve bu ikisi arasında bulunan neden-sonuç ilişkisini belirten nedensellik bağı akla gelir.223

Türk Ceza Kanunu’nun 245. maddesinin birinci fıkrasındaki suça konu fiil, başkasına ait olan bir banka veya kredi kartının, kart sahibi veya kartın kendisine verilmesi gereken kişinin rızası bulunmaksızın “kullanılması” veya “kullandırılması” yolula fail veya bir başkası adına yarar elde edilmesidir. 245. maddenin birinci fıkrasında düzenlenen suçun oluşabilmesi için önceli olarak bu kartların ele geçirilmesi ya da elde bulundurulması gerekmektedir. Elde bulunmayan kredi ya da banka kartı aracılığı ile yarar elde edilemeyeceğinden bu durum suçun oluşumu için bir ön şart özelliğine sahiptir.224

Başkasına ait bulunan kredi ya da banka kartı ile yarar sağlama suçu için yarar sağlanması gerektiğinden bu suç aynı zamanda zarar suçu niteliği de oluşturmaktadır. 245. maddenin birinci fıkrasında her ne kadar zararına olarak ibaresi yer almamakla birlikte, yarar ekonomik nitelikte bulunduğundan ve yarar sağlanmasıyla mağdurum mal varlığında kayıp gerçekleştiğinden bu suç bir zarar suçudur.225

bb) Başkasına Ait Banka veya Kredi Kartının Kullanılması veya Kullandırtılması

Suç fiilinin gerçekleşebilmesi açısından kullandırtılan ya da kullanılan kredi

222 Özbek, vd., s.970.

223 H.Hakeri, s.35.

224 Ziya Koç, . Banka ve Kredi Kartlarının Kötüye Kullanılması, 2011, s.91

veya banka kartının başkasına ait bulunması ve rızasının olmaması gerekmektedir. Banka kartına başkasının sahip bulunması şartı aranmış olduğundan kişinin kendisine ait kredi ya da banka kartını kullanması durumunda başkasına ait olmak şartı, gerçekleşmeyeceğinden 245. maddenin birinci fıkrası oluşmaz. Kart sahibinin başkasına verip kartı kullandırtması durumunda, kullanan bağlamında başkasına ait kartı şartı oluşmuş olmakla birlikte, kart hamilinin rızası olduğundan yine 245. maddenin birinci fıkrası oluşmayacaktır.226

Madde metninde; “başkasına ait bir banka veya kredi kartını, her ne suretle olursa olsun ele geçirmek veya elinde bulundurmak” ifadesi bulunduğundan, bu suç eylemi yönünden kartın ne biçimde ele geçirilmiş olduğunun önemi bulunmamaktadır. Yani kartın ATM makinesine sıkışmasına yola açarak daha sonra kartın o düzenekten alınması, kartın çalınması, bulunmuş olması, mağdurdan hile yoluylala elde edilmesi, kartın teslim edilmeden ve henüz kullanıcısına ulaşmadan ele geçirilmesi maddedeki düzenlemeyi açıklayan durumlardır. Kanun koyucu bu ibare ile, kart malikinin rızası bulunmaksızın kart kullanılmış ise artık kartın hukuka uygun bir yolla elde bulundurulmasının veya ele geçirilmesinin herhangi bir öneminin bulunmadığını vurgulamıştır.227

Bu nedenler ile TCK’nun 245. maddesindeki birinci fıkrasında suç fiilinin teşekkül edebilmesi açısından ifade edilen bu hareketlerden en az birinin işlenmiş olması gerektiği ortaya çıkmaktadır. Bununla birlikte madde metninde kullandırmak ve kullanmak kavramları ifade edilirken, kullandırmanın veya kullanmanın ne biçimde gerçekleşeceği ifade edilmediğinden bu suç serbest hareketli bir suç olduğu belirtilmektedir. Mesela, kartın alışveriş sırasında veya para çekme makinesinde kullanılması mümkündür.228 Yine düzenleme incelendğinde, suçun gerçekleşmesi açısından birden fazla eylemin yapılmış olması gerekmektedir. Bu eylemlerden birincisi, başka birisine ait bulunan kredi ya da banka kartını ele geçirme ya da elinde bulundurma, ikincisi ise bu kartların kullandırılması veya kullanılması ve bu kullanma sonucunda kişinin başkasına veya kendisine yarar sağlamış olmasıdır. Bu

226 Akbulut, s.286.

227 M.E. Yıldız, Banka ve Kredi Kartlarının Kötüye Kullanılması Suçu, Ankara,2015, s.108-109.

sebeple bu suç hareket sayısı yönünden çok hareketli suçtur.229 Bundan dolayı, suçun gerçekleşmesi açısından kartın elde bulundurulmuş olması yeterli değildir. Suç oluşabilmesi için kartın kendisine verilmesi gereken kişinin ve ya kart sahibinin rızası bulunmaksızın kullandırılması veya kullanılması ve bundan yarar sağlanmış olması gerekir.230

Gerçekleşmiş olan suç fiilin, kredi veya kredi kartlarının kötüye kullanılmasını düzenlemiş olan Türk Ceza Kanunu’nun 245. maddesi çerçevesinde suç gerçekleşip gerçekleşmediğini tespit edilebilmesi açısından her ne biçimde olursa olsun ele geçirilen kartın kullandırılması ve kullanmasının kart sahibinin rızası ile gerçekleşip gerçekleşmediğine bakılması gerekir. Kart sahibinin rızasının kartın kullanımından önce ya da kullanım safhasında olması gerekir. Çünkü, sonradan gösterilmiş olan rıza eylemi suç fiili olmasından kurtarmayacaktır. Bunun yanında kartın rıza ile elden çıkması durumunda, rıza hilafına bir başka ifadeyle verilen rızanın haricinde kartın kullanılması durumunda suç yine gerçekleşebilecektir.231

cc) Yarar Sağlamak

Başkasına ait bulunan kredi ya da banka kartıyla yarar sağlamak suçunun gerçekleşebilmesi açısından suçun isminden de anlaşıldığı gibi yararın sağlanmış olması gerekmektedir. Yararın sağlanması ile karta ait olan bilgilerin kullanılmış olması söz konusu değilse başka suç ya da suçlar oluşur. Kart kullandırılmakla ve kullanmakla beraber yarar sağlanmamış ise, 245. maddenin birinci fıkrasında tamamlanmamış olur. Fail yararı kendisine sağlayacağı gibi başkasına da sağlayabilir. Mutlak suretle yararın fiilen sağlamış bulunması da gerekmez yarar üzerinde tasarruf edebilir duruma gelmiş ise suç tamamlanmış olur. Mesela ATM deki parayı kendi hesabına aktarmış olması yeterli görülmüş, yararın sağlanabilmesi açısından paranın çekilmiş olmasa aranmıştır.232

229 C. Apaydın, Bilişim Suçları ve Bilişim Ceza Hukuku, Acar Maatbacılık, İstanbul,2017, s.403.

230 İ. Tufanoğlu, Banka veya Kredi Kartlarının Kötüye Kullanılması Suçları, Yüksek Lisans Tezi.

İstanbul Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, İstanbul, 2014, s.34.

231 Artuk, s.866.

2. Manevi Unsur

Kredi veya banka kartlarının kötüye kullanılması suçu kasti bir şekilde işlenmiş suçlar kategorisindedir. Failin suç fiilinin olası kast ile diğer bir değişle failin suçun hukuki düzenlemedeki maddi unsurları ile gerçekleşebileceğini ön görmesine rağmen eylemini sürdürmesi ve hareketin olası neticelerini kabul etmesi durumunda hareketini sürdürmesi biçiminde de işlenmesi mümkündür. Bu suç bağlamında değerlendirildiğinde failin hangi yolla olursa olsun elinde bulunan kartın, başka birisine ait olduğunu ve kartın kendisine verilmesi gereken ya da kart sahibinin rızası olmaksızın bilerek başkası veya kendisinin yararına kullanması veya kullandırması durumunda manevi unsur olan kast gerçekleşecektir.233

3. Hukuka Aykırılık

Türk Ceza Kanunu’nun 245. maddesinin birinci fıkrası çerçevesinde hukuka uygunluk sebepleri üzerinde durulduğunda failin yarar sağladığı eylemleri bir rızaya dayanarak gerçekleştirmesi durumunda suç teşkil etmeyecektir zira ilgili metinde “kart sahibinin veya kartın kendisine verilmesi gereken kişinin rızası olmaksızın”, yarar sağlam olması durumunu suç teşkil edilebilmesi için gerekli koşul olarak öngörmüştür. Bu noktada üzerinde durulması gereken husus, kartın kullanımından önce ya da ya da kullanımı sırasında almış olması gereklidir. Bu bağlamda kart kullanıldıktan ve yarar elde edildikten sonra suç artık teşekkül etmiş ve tamamlanmıştır. Bu süreçten sonra mağdurun bu hareketi rıza göstermiş olması hareketi suç olmaktan çıkarmayacaktır.234

D. Teşebbüs

Banka ve kredi kartının kötüye kullanılması, suçu, teşebbüse uygun suçlar kategorisindedir. Başkasına ait bulunan kredi ya da banka kartı ile yarar sağlamak suçunun tamamlanması için yarar sağlamak gerektiği için failin elinde bulunmayan sebeplerle yarar elde edemediği durumlarda suç teşebbüs halinde kalmıştır fail yarar sağlamak amacıyla kartı kullanmak için hareket eylemde bulunmuşsa da yine elinde bulunmayan sebeplerle eylemini tamamlayamamış ise, suçuna teşebbüs aşamasında

233 Kurt, s.195.

kalmıştır mesela cihazın kartı alıkoyması ya da yanlış şifre girilmesi sebepleri ile ya da ATM’den para çekilmesi sırasında failin yakalanmış olması gibi hallerde, suç teşebbüs aşamasında kalacaktır.235

E. İştirak

Türk Ceza Kanununun 245. maddesinin birinci fıkrası “kullandırtarak” ibaresi yer aldığından bu suçta dolaylı faillik mümkün olduğu sonucu ortaya çıkmaktadır.Bununla birlikte dolaylı failin mümkün olabilmesi açısından hareketi bizzat yapan kişinin gerçekleştirdiği hareketin hukuka aykırı bulunduğunu bilmemesi ve bir suç işleme kastının olmaması gerekir. Bu tür örneklerde kartı elinde bulunduran kişi, bu konuda bir haberi bulunmayan diğer bir kişiyi kartı kullanma noktasında ikna etmişse, kartı kullanan bakımından suça iştirak iradesi olmadığından suçta oluşturmayacaktır.236

F. İçtima

Türk Ceza Kanununun 245. maddesinin birinci fıkrası ifade edilmiş olan suç

Belgede Bilişim suçları (sayfa 75-86)

Benzer Belgeler