• Sonuç bulunamadı

1. DERECELENDİRME KAVRAMI ve DERECELENDİRME FAALİYETİNİN GENEL ESASLARI

1.1. GENEL ESASLAR

1.1.1. KREDİ DERECELENDİRME NEDİR?

Kredi derecelendirmesi (credit rating) en basit tanımıyla borçlunun kredi riski hakkında kredi derecelendirme kuruluşları tarafından oluşturulmuş görüşlerdir, Standard & Poor’s yayınladığı dereceleri “kuruluşun borçlunun finansal yükümlülüğünün tamamını zamanında geri ödeme kapasitesi ve istekliliği hakkındaki görüşü” olarak tanımlamaktadır,1 Derecelendirilmeye konu olan taraf bir devlet, finansal kuruluş, şirket veya ihraç edilen bir finansal varlığın kendisi olabilir.

Derecelendirme bağımsız bir görüşü ifade eder ve büyük çoğunluğu halka açıklanır.

Yayınlanan dereceler derecelendirilen tarafın kredi değerliliği hakkında nisbî (relatif) bir görüşü ifade eder. Kredi derecelendirme kuruluşları yayınladıkları derecelerin borçluların diğer borçlulara göre, göreli olarak kredi değerliliğini ifade ettiğinin sık sık altını çizmektedir.2

Dereceler, derecelendirme komitelerinin uzman görüşlerini yansıttığı gibi kantitatif değerlendirmeleri de içerirler. Bu nedenle dereceleri açıklayan formel kurallar ve veri etine ulaşmak söz konusu değildir.

Kredi dereceleri büyük ölçüde borç enstrümanlarına yatırım yapan yatırımcılar tarafından yatırımlarının kredi değerliliğini ölçme sürecinde kullanılır. Böylelikle yatırımcıların bilgi setini genişletme işlevini görerek onları aldıkları riskler konusunda bilgilendirir. Kredi görüşlerini ifade eden dereceler kolay anlaşılabilir olmak için sembollere dönüştürülür (AAA, BB– ). Öte yandan kredi dereceleri alma, satma ve elde tutma önermesi olmadığı gibi temerrüt olasılığının da yüzdesel bir ifadesi değildir ve tahvil fiyatları hakkında bir yorum içermez.3 Derecelendirme kuruluşları cari ve geçmiş bilgileri değerlendirerek ve ileriye yönelik görülebilir olayların potansiyel etkilerini dikkate alarak derecelendirme yapsa da

1 Standard & Poor’s, Guide to Credit Rating Essentials, 2010.

2 F. Packer, N. Tarashev, “Rating Methodologies for Banks”, BIS Quarterly Review, Haziran, 2011.

3 B. Berker, Kredi Derecelendirmesi, Sunum, Mayıs, 2010.

LİSANSLAMA SINAVLARI ÇALIŞMA KİTAPLARI 7

kredi dereceleri kredi kalitesinin veya gelecekteki kredi riskinin düzeyi için bir garanti oluşturmaz.4

Borçlu açısından bakıldığında tahvil ihraç etmek isteyen borçlu için kredi derecelendirme bir zorunluluktur. Genel olarak birçok ülkede derecelendirilmemiş borç enstrümanının piyasaya sunulması oldukça güçtür. Pek çok yatırım fonu veya emeklilik fonu borç enstrümanlarına ilişkin yatırımlarında kredi derecelerine ilişkin kurallar uygulamaktadır (belli bir notun altına yatırım yapmamak gibi). Yatırım şirketlerinin yanı sıra merkez bankaları ve diğer kamu otoriteleri de yatırım kararlarında rating düzeylerine dayanan kurallar oluşturabilmektedir.

Borçlu kurumlar ihraç ettikleri borç nitelikli varlıkları derecelendirmeleri halinde daha geniş bir kreditör bazına ve daha çeşitli borç ürünlerine erişme olanağına sahip olabilmektedir.

1.1.2. KREDİ DERECELERİ NEDEN YARARLIDIR?

Kredi dereceleri şirketlerin ve hükümetlerin sermaye piyasalarından fon bulabilmelerinde önemli rol oynarlar. Bankadan kredi kullanmak yerine tahvil ihraç etmek sûretiyle doğrudan yatırımcılardan borç almak isteyen devletler ve şirketler kredi dereceleri sayesinde bu ihraçlarına talepte bulunan yatırımcılara kendi kredi değerlilikleri hakkında bilgi sağlamış olur. Kredi dereceleri böylelikle etkin, geniş bir çevrede kabul görmüş uzun vadeli bir nisbî kredi risk ölçüsü sağlayarak tahvil ihraç etme ve satın alma süreçlerini kolaylaştırır.

Yatırımcılar ve diğer piyasa katılımcıları yatırım kararlarını verirken kredi derecelerini kendi risk tolerans dereceleri ile ihraççı kurumun kredi riskini eşleştirmek için bir araç olarak kullanırlar.

Kredi derecelerinin varlığı sayesinde devletler ve belediyeler kamu projeleri için, şirketler genişleme ve araştırma-geliştirme faaliyetleri için piyasalardan fon sağlama imkânına kavuşurlar.

1.1.3. KREDİ DERECELERİNİ KİMLER KULLANIR?5 Yatırımcılar

Yatırımcılar çoğunlukla yatırım kararı alırken ve portföylerini yönetirken kredi riskini değerlemek ve farklı ihraççıları ve farklı borç enstrümanlarını karşılaştırırlarken kredi derecelerini kullanır.

4 Standard & Poor’s, Guide to Rating Performance.

5 Standard & Poor’s, Guide to Credit Rating Essentials, 2010.

LİSANSLAMA SINAVLARI ÇALIŞMA KİTAPLARI 8

Yatırım fonları, emeklilik fonları, bankalar ve sigorta şirketleri gibi kurumsal yatırımcılar ve aracı kurumlar kredi derecelerini kendi kredi analizlerini desteklemek için kullanırken, kredi riski için bir eşik oluşturmak için de kullanabilir.

En önemlisi, kredi dereceleri yatırımcılara aldıkları risk konusunda önemli bir bilgi kaynağı oluşturur. Bu da taraflar arası eşit bilgi sahibi olmamaktan kaynaklanan temsil maliyetlerini (agency costs)6 azaltır ve piyasaların daha etkin çalışmasına katkıda bulunur.

Aracı Kurumlar

Yatırım bankacıları sermaye akımlarının yatırımcılardan ihraççılara ulaşmasında aracılık ederler. Bu kurumlar kredi derecelerini farklı borç enstrümanlarının göreli riskini

‘benchmark’ etmek için kullanabilecekleri gibi yapılandırdıkları borç ihraçlarının faiz oranlarını saptamada da yardımcı bir faktör olarak değerlendirebilir.

Borç İhraç Edenler

Şirketler, finansal kuruluşlar, hükümetler ve belediyeler borç enstrümanları ihraç ederken kendi kredi değerlilikleri ve ihraçlarının göreli riski hakkında piyasaya bağımsız bir görüş sunmak için kredi derecelerini kullanır.

Borç ihraç eden taraflar piyasayı kendi göreli kredi değerlilikler hakkında bilgilendirerek daha geniş bir yatırımcı çevresine erişme imkanı elde ederler. Bunun yanında kredi dereceleri borçlulara ödeyecekleri faiz oranı konusunda da ışık tutar zira genel bir kural olarak yüksek not yüksek kredi değerliliği anlamına geleceğinden ihraç edilen borcun faizi düşük olacaktır.

Öte yandan düşük kredi derecesi zayıf kredi değerliliği anlamına geleceğinden ödenecek faiz yüksek olacaktır.

Tahvil ihraç eden şirketler piyasayı kendi risklilikleri hakkında doğru bilgilendirerek daha ucuz fon bulabilmeleri halinde sermaye maliyetleri daha düşük olacak, yatırımlarının net bugünkü değeri dolayısı ile şirket değerleri artmış olacaktır.

İşletmeler ve Finansal Kurumlar

Kredi duyarlı işlemler yapan işletmeler ve finansal kurumlar kredi derecelerini karşı taraf riskini (counterparty risk) değerlendirirken kullanabilirler. Karşı taraf riski bir kredi sözleşmesinde karşı tarafın yükümlülüklerini yerine getirmeme riskidir.

6 S. Ross, R. Westerfield, J. Jaffe, Corporate Finance, 9. Baskı, McGraw-Hill, 2009.

LİSANSLAMA SINAVLARI ÇALIŞMA KİTAPLARI 9

Kredi derecelendirme kuruluşlarının piyasaya sundukları bilgiler sayesinde işletmeler yapacakları potansiyel ortaklıklar ve diğer iş ilişkileri hakkında daha kolay karar verebilir.

Bankalar

Bankalar sermaye yeterliliklerini hesaplarken Basel II uzlaşısına göre kredi riskinin hesaplanmasında kredi derecelerini kullanabilir. Kredi riskinin hesaplanmasında kullanılan standart yöntemde bankalar dışsal kredi kuruluşlarının notlarını kullanabilmektedir. Ayrıntılı bilgi Basel Sermaye Yeterliliği Uzlaşılarının açıklandığı üçüncü bölümde verilmiştir.

1.1.4. KREDİ DERECELERİNİN MAKRO EKONOMİK YARARLARI

Finansal aracı kuruluşlar yatırımcılardan fon talep edenlere fon transferi yaparken bu fonları fiyatlar. Doğal olarak bu fiyat, yani aktarım maliyeti ne kadar düşük olursa ekonominin işleyişi de o kadar etkin olacaktır. Fonlar ucuzladıkça devletler veya belediyeler topluma yararlı projeleri daha rahat gerçekleştirebilecek, kamuya olan maliyet düşecek ve böylelikle kamu yararı artmış olacaktır. Şirketler açısından baktığımızda daha ucuz fon demek daha düşük sermaye maliyeti, daha fazla büyüyebilmek, daha fazla yatırım yapmak ve daha yüksek firma değeri demektir. Daha yüksek firma değeri firmanın hisse senedi yatırımcılarını memnun ederken, büyüyen şirketler daha fazla iş imkânı yaratacak, ülkenin iş yaratma hacmine katkıda bulunacaktır. Dolayısıyla ekonomik birimler arasında düşük fon maliyetinden yararlanmayacak taraf yoktur.

Borcun maliyetini gösteren faiz oranını aşağıdaki eşitlikte gösterebiliriz:

kborc = Rf + Geri Ödememe Riski (Default Risk) + Vade Riski + Likidite Riski + Ülke Riski

Rf: Risksiz faiz oranı (Devlet Borçlarının Faiz Oranı) = (1+Reel faiz oranı)×(1+Beklenen enflasyon)

Yukarıdaki eşitlikte borcun maliyetini etkileyen faktörlerden geri ödememe riski ve ülke riski doğrudan, risksiz faiz oranı ise dolaylı olarak kredi dereceleri ile ilgilidir.

Geri ödememe riski borç ihraççılarının yükümlülüklerini yerine getirememe riskidir. Bilindiği gibi kredi dereceleri doğrudan bu unsur hakkında yani ihraççıların kredi değerliliği hakkında piyasalara bağımsız ve tarafsız görüş sunarlar. Piyasaların bilgilendirilmesi temsil maliyetlerinin azaltılması dolayısı ile geri ödememe risk priminin doğru saptanması ile azalacaktır. Böylelikle piyasalarda asimetrik bilgiden kaynaklanan etkinsizlik azalacaktır.

LİSANSLAMA SINAVLARI ÇALIŞMA KİTAPLARI 10

Kredi derecelerinin varlığı aynı zamanda piyasadaki fonların daha etkin kullanımına neden olacaktır. Yatırım yapılamayacak denli düşük kredi değerliliği olan firmalara hiç fon akmayabileceği gibi, yüksek kredi değerliliği olan firmalar daha kolay ve daha ucuz fon bulabilecekler, bu da piyasadaki fonların çok riskli yerlerde israf edilmesini engellemek ve doğru yerlere fonları aktarmak sûretiyle makro etkinliği artıracaktır.

Borç maliyetini etkileyen önemli bir diğer değişken ülke riskidir. Ülke notu ne kadar yüksekse borç maliyeti yani faiz oranına katkısı o kadar düşük olacaktır. Ülke riski risksiz faiz oranlarını da etkilemektedir. Yüksek ülke riski, risksiz faiz oranını yüksek reel faizlere yol açarak olumsuz etkilemektedir.

Risklerin doğru belirlenememesi, yani geçekte riskler oluşurken bunun faiz oranlarına yani fiyatlara yansımaması piyasada balonlar yaratabilecek, daha sonra gizlenmiş olan riskler realize olunca fiyat balonları patlayacak ve ülke sınırlarını da aşabilen finansal krizlere de yol açabilecektir.

Ancak, unutulmamalıdır ki kredi derecelerinin bu ekonomik yararları sağlayabilmeleri için gerçekten zamanında, doğru ve tarafsız verilmiş olmaları gerekir. Bugünkü koşullarda kredi derecelendirme kuruluşlarının bu konuda başarılı olduklarını söylemek gerçekten zordur.

Buna en güzel örnek Arjantin’in 2014’teki iflasından sonra ülke notunun düşürülmesidir.

Özetlersek;

Kredi derecelendirmesi (credit rating) borçlunun kredi riski hakkında kredi derecelendirme kuruluşları tarafından oluşturulmuş bağımsız ve kamuya açıklanan görüşlerdir.

Kredi dereceleri büyük ölçüde borç enstrümanlarına yatırım yapan yatırımcılar tarafından yatırımlarının kredi değerliliğini ölçme sürecinde kullanılır.

Kredi dereceleri, kolay anlaşılabilir olması için sembollere dönüştürülür (AAA, BB–).

Kredi dereceleri yatırım tavsiyesi niteliğinde olmadığı gibi tahvil fiyatları hakkında bir yorum içermez.

Kredi dereceleri temerrüt olasılığının yüzdesel bir ifadesi değildir ve kredi kalitesinin veya gelecekteki kredi riskinin düzeyi için bir garanti oluşturmaz.

Kredi dereceleri şirketlerin ve hükümetlerin sermaye piyasalarından fon bulabilmelerinde önemli rol oynar. Kredi derecelerinin varlığı sayesinde devletler ve belediyeler kamu projeleri için, şirketler genişleme ve araştırma-geliştirme faaliyetleri için piyasalardan fon

LİSANSLAMA SINAVLARI ÇALIŞMA KİTAPLARI 11

sağlama imkânına kavuşurlar.

Kredi dereceleri etkin, geniş bir çevrede kabul görmüş uzun vadeli bir nisbî kredi riski ölçüsü sağlayarak tahvil ihraç etme ve satın alma süreçlerini kolaylaştırır.

Yatırımcılar, aracı kurumlar, borç ihraç edenler, işletmeler, finansal kuruluşlar ve bankalar kredi derecelerini kullanır.

Kredi dereceleri ilgili taraflara aldıkları risk konusunda önemli bir bilgi kaynağı oluşturur.

Bu da taraflar arası eşit bilgi sahibi olmamaktan kaynaklanan temsil maliyetlerini (agency costs) azaltır ve piyasaların daha etkin çalışmasına katkıda bulunur.