• Sonuç bulunamadı

5. GELİŞMİŞ ÜLKELERDE BİLİM-TEKNOLOJİ POLİTİKALARI

5.1 Genel Bakış

Son yıllarda gelişmiş ülkelerin firma stratejileri, yeni teknolojilerin etkin kullanımı, uygulanması ve araştırma-geliştirme faaliyetlerinin harekete geçirilmesi esası üzerine oluşturulmaktadır.

Ayrıca, geniş bir coğrafya parçası üzerinde artan ürünlerin rekabeti için birçok firma ürün farklılaştırması, ürünün dizaynının yapılması ile pazara sürülmesi arasında geçen zamanın kısaltılması, ölçek üretimden fleksibil üretime geçiş, işletme organizasyonunda çalışanlara daha fazla sorumluluk verip hiyerarşiyi azaltarak çalışanlar arasında yakın ilişkiyi artırıp stratejik olarak sorumluluğu geliştirici adaptasyon çalışmaları yeni teknolojilerin etkin kullanımı politikası içinde yürütülmektedir.

Değişen stratejiler sonucunda bu ülkelerde araştırma-geliştirmeye toplam üretim değerinden artan miktarda bir değer aktarılmaktadır. Kaynakların çoğu mühendislik, dizayn, deneme üretimi ve pazar testi konusundaki yeniliklere aktarılmaktadır.

Teknoloji üretimi ile verimliliği ve kaliteyi sağlamak için teknolojik alt yapıda istişareye dikkat edilirken, iş servisleri ve teknoloji enstitüleri firma faaliyetlerindeki çalışmalarının ihtiyacı olan firma servis ve malzeme ihtiyaçlarının tedarikini sağlamaktadır. Öte yandan uzun bir periyot içerisinde pazarlardaki rekabeti geliştirmek firmaların ana hedefi olmaktadır.

Amaç, teknolojik uyumun sağlanması ve araştırma-geliştirme faaliyetlerinin küçük firmalarda da yapılmasını sağlamak ve bu firmaların rekabet üstünlüğünü artırmaktır. Uzun dönem içerisinde pazarlardaki rekabeti geliştirmek firmaların ana hedefi olmuştur. Teknolojik uyumun sağlanması ve araştırma-geliştirme faaliyetlerinin küçük firmalarda güçlendirilmesi bu firmaların rekabet üstünlüğünü artırmaktadır.

Bu ülkelerde bilim-teknoloji politikaları; emek, sermaye, doğal kaynak ve donanımlarından çok teknolojik alt yapısını ve dinamiği geliştirerek uluslararası pazarlarda rekabet etmeye dayandırılmaktadır. Sanayileşmiş ülkeler ya da birliklerde yeni üretim sistemleri üretmekle paralel gitmektedir. Yeni üretim sistemleri konusunda sanayileşmiş ülkelerde ortaya çıkan iki temel gelişmeden söz edilebilir;

Birincisi; büyük ölçekli firmalarda standart ve seri üretim sistemleri, taleplere göre değişebilir, büyük ölçekli üretimi feda eden minimum stok maliyetli, emek ve bir ölçüde sermayeden tasarrufa yönelik elektronik temelli robotların devreye girdiği esnek üretim.

İkincisi; sanayi, tarım ve hizmetler dahil olmak üzere çok geniş bir üretim yelpazesinde girdi olarak kullanılabilecek ve bütün bunlarda üretim sürecini baştan aşağı değiştirebilecek karaktere sahip ve ekonominin tümünde verimlilik artışı sağlayacak geleceğin stratejik teknolojilerinin oluşturulmasını sağlayacak teknolojilerde yoğunlaşmak ana hedef olarak yer almaktadır.

Bir çok OECD ülkesinde, sanayide araştırma-geliştirme faaliyetlerine aktarılan kaynakların desteklenmesi ve kamu kaynaklarının bu sanayiye aktarılması söz konusudur. Buradan beklenen, sanayinin ileriye dönük olarak teknolojik performansını artırmaktır.

Bazı ülkelerde araştırma-geliştirme fonları, sağlık, ulaştırma ve çevrenin kalitesinin yükseltilmesi yönünde kullanılmaktadır. Bundan beklenen fayda; sanayi ile var olan üniversite-sanayi ve kamu enstitülerinin işbirliğini güçlendirmektir. Bu işbirliği yeni sanayilerin yeni pazarlara uyum sağlamasına yardımcı olacaktır.

Hükümetlerin ilgi alanının odak noktası ortaklaşa yapılacak araştırmalardan çok firmaların araştırma güçlerini sanayinin gelişmesi yönünde etkin kullanmalarıdır. Bu işbirliğinden sağlanacak başarı, sanayinin sağlayacağı istihdam ve uluslararası pazarlardaki rekabet üstünlüğüdür.

Son yıllarda araştırma-geliştirmeye büyük yatırım yaparak başarı sağlayan ileri teknolojinin dört lideri Japonya, İsveç, Almanya ve Güney Kore olmuştur. Son yirmi yılda bu üç ülkenin teknolojik gelişmesi de ikiye katlanmıştır. Japonya, İsveç ve Almanya’nın hem özel hem de kamu sektöründe araştırma-geliştirmeye ayırdığı pay ikiye katlanırken bu dönemde

sadece Japonya, Almanya ve İsveç’te özel sektörün araştırma-geliştirme faaliyeti 1/2 oranında artmıştır. Bu artış Amerika Birleşik Devletleri’nde sözkonusu dönemde özel sektöre aktarılan araştırma-geliştirme fonlarından kaynaklanmıştır. Diğer ileri teknoloji ülkelerinden, Belçika, Fransa, Hollanda ve İngiltere’de özel sektör yüksek seviyeli araştırma-geliştirme faaliyetlerini altmışlı yıllarda yüksek tutmuş, bunun yanında kamu araştırma fonlarının da gelişmeye büyük katkısı olmuştur. Bununla birlikte bu ülkeler Japonya, Almanya, İsveç, Amerika Birleşik Devletleri ve Güney Kore’nin önemli derecede gerisinde kalmışlardır.24

Birçok OECD ülkesinde sanayinin gelişmesini sağlamak için araştırma-geliştirme faaliyetlerine devlet teşvikleri katkıda bulunmaktadır.

Portekiz'in sanayi gelişmesi için uyguladığı özel programda, dizayn imkanları ve pazar servisleri, kaliteli sistem araçları, yönetici eğitimi ve modernizasyon yatırımları için finansal destek sağlanırken, teknolojik yeniliklerin dağıtımı ve rekabetin geliştirilmesi programı da uygulamaya konmuştur25.

Uluslararası rekabette ucuz işçiliğe ve tabii kaynakların geleneksel metodlarla üretimine talep giderek azalmaktadır. Onun yerine bilgiye dayalı yeni endüstriler gelişmektedir. Ürünlerin piyasa hayatı çok kısalmıştır. Bu nedenle araştırma-geliştirme-tasarım, üretime hazırlama, üretim süreçleri çok büyük bir hızla bu yeni dönemde tamamlanmak zorundadır. Firmaların bu hıza ayak uydurabilmesi ancak bilgisayar gözetiminde yeni üretim sistemi çerçevesinde, bilgisayar destekli mühendislik, tasarım, imalat gibi modern yöntemleri benimsemesi ve uygulaması ile mümkündür.

Globalleşen dünya ekonomisinde, rekabet gücü, yeni teknolojiler üretme ve bu yeni teknolojileri hızla üretime dönüştürme yeteneğine dayanmaktadır. Teknoloji yeteneğini teknoloji transferi yoluyla gerçekleştirmek bir noktaya kadar mümkün olabilmekte ise de, teknoloji açığını kapatma konusunda bütün diğer şartlar eşit olsa bile teknoloji transferi yapanlar teknoloji üretenler karşısında daha geride kalmaktadırlar.

Araştırma-geliştirme faaliyetleri yeni teknolojilerin geliştirilmesi ve etkin bir şekilde bu yeni oluşturulan teknolojilerin üretime dönüştürülmesi firmaların ana hedeflerini oluşturmaktadır. Rekabet gücünü artırmak için firmaların oluşturduğu yeni firma stratejileri içerisinde:

1- Ürün geliştirme ve farklılaştırma,

2- Ürünün tasarlanıp piyasaya sürülmesi ve tasarlanma süresinin kısaltılması, 3- Ölçek ekonomilerden pazara uyum sağlama kolaylığı getiren esnek üretime geçişi sağlamak,

4- Sorumluluğu dağıtıp hiyerarşiyi azaltma olarak yer almaktadır.

Firmalar, ortaklarına kar payı dağıtımından ziyade araştırma-geliştirmeye artan oranda pay ayırmaktadırlar. Ayrılan araştırma-geliştirme kaynaklarından mühendislik, dizayn, ürün denemesi ve pazar testi ağırlıkla pay almaktadır. Artan orandaki teknolojik altyapı masrafları firmalarda girdi olarak kaydedilmektedir.

Birçok OECD ülkesindeki firmalarda araştırma-geliştirme faaliyetleri kamuca desteklenmektedir. Özellikle yoğun araştırma gerektiren jenerik teknoloji araştırmalarının küçük firmalarca başarılması oldukça zor görünmektedir. Bu ülkelerde üniversite sanayi işbirliğine önem verilirken araştırma fonları hem artmakta hem de devlet araştırma birimlerine katkıda bulunmaktadır.

21. yüzyılın yeni ileri teknolojileri üretim sistemini oluşturmak için Japonya, Kuzey Amerika, Avrupa ve Avustralya tarafından ortaklaşa fizibilite çalışmaları başlatılmıştır.