• Sonuç bulunamadı

Tartışma

Bu araştırmada, ilköğretim matematik öğretmen adaylarının matematik öğretimine yönelik alt boyutlarda ve toplam puan bazında yeterlik puanlarının akademik not ortalaması değişkenine göre farklılaşmadığı görülmüştür. Ne var ki öğrencilerin matematik başarıları ile genel başarıları arasında pozitif yönlü ve yüksek düzeyde bir ilişki vardır. Yani matematik dersinde başarılı olan bir öğrencinin genel başarısı da yüksek olmaktadır (S. Bozkurt, 2012). Bu durumda yüksek genel başarı gösteren ilköğretim matematik öğretmen adaylarının, beraberinde matematikte yüksek başarı göstermeleri sonucu, adayların matematik öğretimi yeterliklerinin de yüksek olmasını beraberinde getirecektir. Ancak bu araştırmada beklenmeyen bir sonuç elde edilmesinin nedeni, öğrencilerinin çoğunun genel başarı ortalamalarının birbirine yakın (BB-CB) olmasından kaynaklanıyor olabilir. Araştırmanın bu bulgusunu destekler şekilde Göloğlu Demir (2011)’in çalışmasında, ilköğretim matematik öğretmen adaylarının matematik öğretmeye ilişkin öz yeterlik inançlarının akademik not ortalamalarına göre farklılaşmadığı görülmektedir. Benzer şekilde sınıf öğretmeni adaylarıyla yaptıkları çalışmalarında Arseven, Arseven ve Tepehan (2015), adayların matematik öğretimi öz yeterlik inançlarının akademik başarı notlarından etkilenmediğini saptamıştır. Hacıömeroğlu ve Taşkın (2010) çalışmalarında, sınıf öğretmeni adaylarının matematik öğretimine yönelik yeterlik inançlarının adayların başarı durumundan etkilenmediğini tespit etmiştir. Ölçeğin alt boyutlarında, akademik not ortalamasının ilköğretim matematik öğretmen adaylarının problem çözme, akıl yürütme, matematiksel iletişim ve matematiksel ilişkilendirme becerilerine etki etmediği görülmektedir.

5.6. Genel Akademik Not Ortalaması Değişkenine Göre İlköğretim Matematik Öğretmen Adaylarının Matematik Öğretim Kaygı Puanlarına İlişkin Tartışma

Bu araştırmada, ilköğretim matematik öğretmen adaylarının matematik öğretim kaygılarının alt boyutlarda ve toplam puan bazında akademik not ortalamalarına göre anlamlı bir farklılaşma göstermediği sonucuna ulaşılmıştır. Oysaki matematik başarısı genel başarıyla ilişkili olduğu (S. Bozkurt, 2012) ve matematik başarısı matematik kaygısını etkileyen önemli bir faktör olduğundan (Erktin ve diğerleri, 2006; Ma ve Xu; 2004; Yenilmez ve Özabacı, 2003), bu çalışmada akademik not ortalaması yüksek ilköğretim matematik öğretmen adaylarının düşük matematik öğretim kaygısı taşımaları istenen sonuçtur. Araştırmada bu sonuca ulaşılamamasının nedeni, araştırmaya katılan öğretmen adaylarının çoğunun genel başarı ortalama aralığının birbirine yakın (BB-CB) olmasından kaynaklanıyor olabilir. Literatürde yer alan araştırmalara bakıldığında, genel akademik not ortalamasının matematik kaygısı üzerinde çoğu zaman belirleyici bir değişken olduğu görülmektedir. Akgün ve arkadaşları (2007) çalışmalarında, akademik başarının öğretmen adaylarının matematik kaygısı üzerinde etkili olduğunu saptamıştır. Yüksel-Şahin (2008) araştırmasında matematik başarısı yüksek olan öğrencilerin matematik kaygılarının diğerlerine oranla daha az olduğu bulgusuna ulaşmıştır. Yenilmez ve Özbey (2006) çalışmalarında öğrencilerin genel başarı durumları arttıkça matematik dersine yönelik kaygılarının azaldığını belirlemiştir. Araştırmacılar kaygı ve başarı arasındaki ilişkinin, öğrencinin kaygılandıkça başarısız olmasından ve başarısız olduğunda dersten korkup başarısızlığının sürmeye devam etmesinden kaynaklandığını belirtmektedir.

5.7. İlköğretim Matematik Öğretmenliği Programını Tercih Nedeni Değişkenine Göre İlköğretim Matematik Öğretmen Adaylarının Matematik Öğretimi Yeterlik Puanlarına İlişkin Tartışma

Bu çalışmada, öğrenim gördükleri programı tercih etme nedeninin ilköğretim matematik öğretmen adaylarının matematik öğretimi yeterliklerine ilişkin toplam

puanlarını farklılaştırdığı sonucuna ulaşılmıştır. İlköğretim matematik öğretmenliği programını mecbur kaldığı için seçtiğini belirten ilköğretim matematik öğretmen adaylarının matematik öğretimi yeterlikleri, programa kendi isteği, çevresinin etkisi ve öğretmen teşvikiyle geldiğini ifade eden adayların matematik öğretimi yeterlik düzeylerinden anlamlı derecede düşüktür. Buradan, programa mecbur kaldığı için geldiğini belirten ilköğretim matematik öğretmen adaylarının yeterlik ve ilgilerinin farklı bir mesleğe yönelik olduğu ve bu adayların mesleğin gereklerini yerine getirmede kendilerini yetersiz gördüğü yorumu yapılabilir. Bu nedenle, eğitim fakültelerine öğrenci seçiminin üniversite sınavı dışındaki standartlara göre belirlenmesinin (Eret Orhan ve Ok, 2014) öğretmen adaylarının öğretim yeterliklerini olumlu yönde etkileyeceğini söyleyebiliriz. Ayrıca bu çalışmada, öğrenim gördüğü lisans programını öğretmen teşvikiyle tercih ettiğini söyleyen ilköğretim matematik öğretmen adaylarının matematik öğretimi yeterliklerinin, programı ailesinin etkisiyle tercih ettiğini söyleyen adayların yeterliklerinden anlamlı derecede yüksek olduğuna ulaşılmıştır. Bu durumun, öğrenciler üzerinde öğretmenlerinin etkisinin önemini gösterdiğini söyleyebiliriz. Göloğlu Demir (2011) bu bulgunun tersine, ilköğretim matematik öğretmen adaylarının öğrenim gördükleri lisans programını tercih etme nedeni değişkeninin, adayların matematik öğretimine dair öz yeterlik inanç puanlarının farklılaşmasında etkisinin olmadığı sonucunu elde etmiştir.

Ölçeğin alt boyutları incelendiğinde, ilişkilendirme alt faktöründe ilköğretim matematik öğretmen adaylarının yeterlik puanlarının öğrenim gördükleri programı tercih etme değişkenine göre istatiksel olarak anlamlı bir farklılık göstermediği, fakat programı tercih etme nedeninin diğer üç alt faktör üzerinde etkili olduğu belirlenmiştir. Problem çözme alt faktöründe ilköğretim matematik öğretmen adaylarının puanlarının öğrenim gördükleri programı tercih etme değişkenine göre farklılaştığı tespit edilmiştir. Öğrenim gördüğü lisans programını mecbur kaldığı için tercih ettiğini belirten ilköğretim matematik öğretmen adaylarının problem çözme yeterliklerinin, programı kendi isteği doğrultusunda, çevresinin ve ailesinin etkisiyle tercih ettiğini belirten öğretmen adaylarının problem çözme yeterliklerinden anlamlı derecede düşük olduğu saptanmıştır. Öğrenim gördüğü programı öğretmen teşvikiyle

tercih ettiğini belirten ilköğretim matematik öğretmen adaylarının problem çözme yeterliğinin, programı ailesinin etkisiyle tercih ettiğini ifade eden adaylara ait problem çözme yeterliğinden anlamlı derecede yüksek bulunmuştur. İletişim alt faktöründe, ilköğretim matematik öğretmen adaylarının puanlarının öğrenim gördükleri programı tercih etme değişkenine göre farklılaştığı tespit edilmiştir. Öğrenim gördüğü programı mecbur kaldığı için tercih ettiğini belirten ilköğretim matematik öğretmen adaylarının matematiksel iletişim yeterliklerinin, programı kendi isteği doğrultusunda, çevresinin etkisiyle ve öğretmen teşvikiyle tercih ettiğini belirten öğretmen adaylarının matematiksel iletişim yeterlik düzeylerinden anlamlı derecede düşük olduğu saptanmıştır. Ayrıca programı ailesinin etkisiyle tercih ettiğini belirten ilköğretim matematik öğretmen adaylarının matematiksel iletişim yeterlikleri, programı kendi isteği, çevre etkisi ve öğretmen teşvikiyle tercih ettiğini söyleyen adayların matematiksel iletişim yeterliklerinden anlamlı derecede düşük olduğu belirlenmiştir. İlköğretim matematik öğretmen adaylarının akıl yürütme alt faktöründe de puanlarının öğrenim gördükleri programı tercih etme değişkenine göre farklılaştığı tespit edilmiştir. Öğrenim gördüğü programı öğretmenlerinin teşvikiyle seçtiğini açıklayan ilköğretim matematik öğretmen adaylarının akıl yürütme yeterlikleri, programa kendi isteği, ailesinin etkisi ve tercih yapmak zorunda olduğu için geldiğini belirten adayların akıl yürütme yeterliklerinden anlamlı derecede yüksek bulunmuştur. Ayrıca programı mecbur kaldığı için tercih ettiğini belirten ilköğretim matematik öğretmen adaylarına ait akıl yürütme yeterlik düzeyinin, programı kendi isteğiyle tercih ettiğini belirten adaylara ait akıl yürütme yeterliklerinden anlamlı derecede düşük olduğu saptanmıştır. Ölçeğin alt faktörlerinden elde edilen sonuçları genel olarak değerlendirdiğimizde, ilköğretim matematik öğretmenliği programına kendi isteğiyle gelmemiş ilköğretim matematik öğretmen adaylarının matematik öğretimi yeterliklerinin diğer adaylara oranla daha düşük olduğu görülmektedir. Buradan, programı mecbur kaldığı için tercih ettiğini belirten ilköğretim matematik öğretmen adaylarının öğretmenlik mesleğinin gereklerini yerine getirmede diğer adaylar kadar özverili olmayacakları sonucuna varılabilir.

5.8. İlköğretim Matematik Öğretmenliği Programını Tercih Nedeni Değişkenine