• Sonuç bulunamadı

Gelir dağılımı eşitsizliğinin yoksulluk üzerindeki etkisi

2.4 Ekonomik Büyüme Teorileri, Gelir Dağılımı ve Yoksulluk

2.4.4 Gelir dağılımı eşitsizliğinin yoksulluk üzerindeki etkisi

Son yıllarda yoksullukla mücadele konusunda ilgi büyüme üzerinde odaklanmıştır. Ekonomik büyüme ile yoksulluğun azaltılması arasında önemli bir ilişki olduğu düşünülmektedir. Özellikle sürekli büyümenin yoksullukla mücadelede dikkate alınması gereken en önemli etken olduğu vurgulanmıştır. Çin’in gösterdiği hızlı büyüme ise mutlak yoksulluğun azaltılması için örnek olarak gösterilmektedir. Fields’ın (1994) makalesinde çoğu iktisatçının büyümeyi yoksulluğu azaltan bir etmen olarak gösterdiğini ancak pek popüler olmasa da büyümenin yoksulluğu artırabileceği yönünde görüşler de bulunduğunu veya sızma teorisini destekleyen çalışmaların da olduğunu belirtmiştir. Fields bu noktadan hareketle büyümenin yoksulluk üzerinde nasıl bir etkisi olduğunu incelemiştir. Bunun için gelişmiş ve gelişmekte olan birçok ülke için yatay kesit verisinden yararlanmıştır. Çalışmaya göre 1970’lerde on üç ülke için yapılan araştırmada yoksulluk on ülkede azalırken üç ülkede arttığı gözlemlenmiştir. Bu ülkelerden sadece Filipinlerde ekonomik büyüme gerçekleşirken yoksulluğun arttığı gözlemlenmiştir. 1979’larda yapılan araştırmaya göre gelişmiş yirmi ülkede en fakir %60 ve en zengin %40’lık kesim için ekonomik gelişme söz konusu iken hem fakir hem de zenginlerin reel gelirleri artmıştır. 1980’deki bir çalışma on yedi gelişmiş ülke için ekonomik gelişmenin yoksulluğu azalırken, ekonomik durgunluğun söz konusu olduğu durumlarda ise yoksulluk artmıştır. Ayrıca büyüme arttıkça yoksulluk düzeyinin azalışına Çin ve Güney Kore uygulamalı araştırmalar sonucunda doğrulanmıştır. Ancak ekonomik büyüme yoksulluğu büyük bir çoğunlukla azalsa da böyle bir genelleme yapılamayacağına çünkü bazı durumlarda fakirlerin bu büyümeden yararlanamadıklarını vurgulamıştır. Ekonomik büyüme ülkenin ortalama olarak yoksulluğunu azalsa da nüfusun alt grupları ya da belirli bir bölge bu gelişmeden mahrum kalabildiğine değinmiştir. Bu duruma örnek olarak Brezilya ve Güney- Güneydoğu Asya verilmiştir. Yoksulluğun azaltılabilmesi için istihdamı, tarımsal üretkenliği, kamu hizmetlerini artıracak bir büyümeye gereksinim duyulduğunu belirtmiştir (Fields, 1994b).

29

Dolar ve Kraay’in 2002 yılında yaptıkları çalışmalarının amacı büyümenin yoksulluk üzerindeki etkisini incelemektir. Bunun için 1960–2000 yıllarını kapsayan 92 ülke yatay kesit verisi ile deneysel bir çalışma yapmışlardır. Bölgelere, zamana, gelir seviyelerine ve büyüme oranlarına göre analizler yapılmıştır. Daha sonra ülkelerin ortalama gelirlerindeki büyüme oranlarındaki farklılıkların nereden kaynaklandığını açıklamaya çalışmışlardır. Yoksulları toplumun gelir seviyesine göre an alt %20’lik kesimi olarak adlandırmışlardır. Bu kesimin gelirindeki artışı etkileyen faktörler araştırmışlardır ve uluslararası ticari serbestlik, kanunlara bağlılık, finansal piyasaların gelişmişlik düzeyinin gelir artışı üzerinde etkileri olduğu sonucuna varmışlardır. Çalışmasında, ortalama gelir seviyesini arttıran bir ekonomik büyüme politikasının yoksulları olumlu yönde etkileyeceği gösterilmiştir. Ancak büyümenin yoksulların durumunu tamamen iyileştirdiğine dair yeterli kanıtlarının olmadığını yoksulların durumundaki iyileşmenin ancak toplumun diğer kesimlerindeki iyileşme kadar olduğunu da belirtmişlerdir (Dolar ve Kraay, 2001).

Kraay’ın 2004 yılında yaptığı çalışmanın amacı yoksul yanlısı büyüme ile ilgili bir tanım oluşturmak ve yoksulluğu bileşenlerine ayırmaktır. Bu amaçla birçok ülkeyi kapsayan 1980–1990 hane halkı verisinden yararlanmıştır. Çalışmaya göre kısa dönemde yoksulluktaki değişimlerin %50 sinin, orta ve kısa dönemde ise %66- %90’ının ortalama gelirdeki büyüme ile açıklanabileceğini ifade eder. Ayrıca göreli gelir artışının yoksulluğu azalttığı sonucuna ulaşmıştır. Ancak yoksulluğu azaltmada ortalama gelir artışının yeterli olmayacağını da vurgular.(Kraay, 2004).

Klasen’ın 2003 yılında yaptığı çalışmasında yoksul yanlısı büyüme üzerinde o güne kadar yapılmış çalışmalara yer vermiştir. Yapılan tanımlama ve geliştirilen ölçüler için eleştirilerde bulunmuştur. Yoksul yanlısı büyümenin gerçekleştirilebilmesi için makro ekonomik istikrar, özelleştirme, serbest ticaret, tarım ve sanayi üretimi, gelir- cinsiyet-bölgesel ayrımcılık, beşeri sermaye gibi konularda politikalar öne sürmüştür. Çalışmada teorik bir model ya da deneysel analiz bulunmamaktadır. Klasen çalışmasında sürekli büyümenin uzun dönemde genellikle yoksulluğu azalttığını dile getirmiştir. Kısa dönemde ise büyümenin yoksulluk üzerindeki etkisinin çok az olduğunu ya da yoksulluğu olumsuz etkileyebileceğini söylemiştir(Klasen, 2003). Lopez’in 2006 yılında yaptığı çalışması büyüme ve gelir dağılımı eşitsizliğinin yoksulluk üzerindeki etkisini konu edinmiştir. Büyüme, gelir dağılımı eşitsizliği, yoksulluk kavramlarının karşılıklı ilişkileri geniş bir literatür araştırmasıyla

30

örneklendirilerek incelenmiştir. Bu çalışmanın sonucunda Lopez büyümeyi yoksullukla mücadelenin temel etkenlerinden olduğunu ve literatürün bu konuda fikir birliğinde olduğunu vurgulamıştır. Ayrıca eşitsizliğin azaltılmasıyla büyüme yoksulluğu azaltmada daha etkili olduğunu da ifade etmiştir (Lopez, 2006).

Büyüme gelir dağılımı üzerinde net bir etki göstermezken yoksulluğun azaltılmasında önemli bir rol oynamaktadır. Yoksullar uygulanan yanlış ekonomik politikalar, bölgeler arası farklılık, enflasyon gibi nedenlerle ekonomik büyümenin faydalarından yararlanamayabilirler hatta ekonomik büyüme ile göreli olarak daha da yoksullaşabilirler. Bu gibi örneklere sıkça rastlanmasa da ekonomik büyümenin yoksulluğu azalttığı gibi bir genelleme yapılamayacağını doğrular. Ancak ekonomik büyümenin yoksulluğu azaltmada olumlu bir rol oynadığı genel kabul görmektedir. Bu noktada önemli olan yoksulların büyümeden mümkün olduğunca çok yararlanmalarını sağlamaktır. Son zamanlarda böyle bir büyümenin nasıl gerçekleştirileceği üzerine sıkça araştırmalar yapılmaktadır. Bu araştırmalar büyüme, yoksulluk, gelir dağılımı literatüründe “yoksul yanlısı büyüme” konusu altında incelenmektedir.

31