• Sonuç bulunamadı

1.2. SOSYO-KÜLTÜREL YAPI VE DEĞERLER

1.2.3. Geleneksel ve Modern Toplumlar

Geleneksel ve modern toplumlarda genel karakteristiklerde, ekonomik ve sosyal ilişkilerde ve toplumsal normlarda belirli farklılıklar vardır. Bu ayrım Tablo 1’de karşılaştırmalı olarak ortaya konulmaktadır.

35

Tablo 1: Geleneksel ve Modern Toplumların Karşılaştırmalı Bir Tipolojisi (Özkalp, 2008: 32)

36

güçlülük, gelir düzeyindeki düşüklük, cemaat yapısını ihtiva etmesi ve ahlaki normları genel kabuldeki keskinlik yönüyle daha çok geleneksel toplum tipine uysa da, modern hayatın getirileri sonucu modern toplum tiplemesinden renkler de taşımaktadır. Şehir hayatının ve çekirdek aile yapısının benimsenmesi, emeğin iş bölümünde ve teknolojide gelişmişlik ve tabi ki şehir hayatının ve sosyal güvenceli iş sahibi olmanın getirdiği sağlık hizmetlerinde gelişmişlik araştırılan grupta gözlenen modern toplum tiplemesinin özelliklerindendir.

1.2.3.1. Geleneksel Toplumlarda Birey ve Değerler

Geleneksel toplumlar küçüktürler, ilkel kabileler ancak birkaç bin insandan oluşurlar. Đzole olmuş olarak bulunurlar, diğer toplumlarla ilişkileri çok zayıftır.

Geleneksel toplumlarda okuma yazma ve eğitim oranı çok düşüktür. Geleneksel toplumlar en çok dil yoluyla iletişimde bulunurlar. Bu insanlar, geleneksel yollarla iletişimi daha çok kullanırlar. Örneğin, halk şarkıları, inançlar, hikayeler, bir nesilden diğer nesle dil aracılığıyla aktarılır. Bu kültür değerleri az çok değişse de gelenekselliğini kaybetmeden özgünlüğünü korurlar. Geleneksel toplumlarda grup dayanışması çok yüksektir. Fertler birbirlerine kötü günlerinde destek olur, yardım sağlarlar; bizlik duyguları yüksektir. Bu toplumlar aynı zamanda birbirlerine benzerler, yani homojen toplumlardır; belli inançları paylaşırlar. Belli kalıplara uymayanlar gruptan çıkarılır. Gruptan çıkarılma, ihraç, mahkûmiyet, sürgün hatta ölüm biçimde olabilir (Özkalp, 2008: 10).

Geleneksel toplumun ana özelliklerini şöyle sıralayabiliriz:

- Modern toplumun sanayileşme, kentleşme, bireyleşme, akılcılık, piyasa ekono-misi gibi özelliklerine sahip değildir.

- Đnsan ilişkileri duygusal, samimi ve yüz-yüzedir.

- Örgütler henüz uzmanlaşmamıştır.

- Aile ve birincil grup ilişkileri egemendir.

- Kitlesel okur-yazarlık yoktur.

- Toplumsal hareketlilik (dikey olsun, yatay olsun) çok yavaştır.

37

- Değişme (sosyal değişme) "gelenek"in ve geleneğin belirlediği siyasal yapının

"içinde" vuku bulur, yani geleneksel yapı büyük ölçüde değişmeden muaf kalır.

- Toplumun alt-unsurlar, kültürel faaliyetler, sosyal ilişkiler, hep toplumun ana dinamiğini besleyecek biçimde çalışarak toplumun çerçevesinin korunmasına yardıma olurlar ve böylece modern toplumlarda görülen toplumsal unsurlardaki dağınıklık geleneksel toplumlarda yerini bir bütünlüğe bırakır.

Son olarak şunlar söylenebilir: "Modern ve geleneksel toplum ayrımları Batılı sos-yologların "ileri-geri kalmış" ya da "gelişmiş-az gelişmiş" gibi kavramlarla toplumlara bakarak geliştirdikleri bir takım teoriler olup, geleneksel ya da modernlik-öncesi toplumların özelliği diye sıralananların genellikle Batı feodalitesinden alınmış olduklarım söylemek gerekir. Sosyolojide ve antropolojide ilkel toplum teriminin bir çok eleştiriye uğraması üzerine "geleneksel toplum" teriminin yeğlenmesi de gösteriyor ki, geleneksel toplum bu sosyologların, içinde Gelenek'in toplumu bir bütün olarak beslediği ve damarlarına kutsal (ilahi) olanı zerkettiği ve değerlerini O'nun rengine boyadığı bir toplumdan çok ilkel, farklılaşmamış, gelişmemiş, kategorilerine sığdırılmak istenen bir toplum tipidir.

1.2.3.2. Modern Toplumlarda Birey ve Değerler

Kent toplumları heterojen bir yapıya sahiptir. Kent toplumunda insanlar gelir, etnik, ırk gibi farklı gruplardan bir araya gelirler; bu nedenle de farklı kültür özelliklerine sahiptirler. Kent toplumunda eğitim olgusu gelişmiştir. Aynı zamanda gazete, dergi, televizyon, kitap, radyo gibi kitle iletişim araçları insanları günlük olaylardan haberli kılar. Üniversiteler ve kütüphaneler insanlara devamlı bilgi yüklerler. Kent toplumunun organizasyonu da gevşektir. Yabancılaşma olgusu ise yüksektir.

Daha basit bir biçimde açıklayacak olursak, kent birçok farklı ve büyük grupların bir arada oturduğu bir yerdir. Wirth’e göre kent birincil grupların yerini ikinci grupların aldığı; yani menfaat ilişkilerinin önem kazandığı, insanların yaşamak ve çalışmak amacıyla oturdukları bir toplum biçimidir. Bu toplumsal yapıda akrabalık ilişkileri ve aile bağları zayıfları zayıflamış, geleneksel komşuluk ilişkileri kopmaya yüz tutmuş, diğer bir deyişle toplumsal dayanışma hemen hemen bütünüyle kaybolmuştur (Özkalp,

38 2008:11).

Batı uygarlığında endüstri devrimi ya da kapitalizmin doğuşu ve teknolojinin gelişimiyle birlikte ortaya çıkıp, bir akılcılık ve bireycilik felsefesine dayanan: ve özü itibariyle durağan ve muhafazakâr olup, kapitalizm öncesi üretim tarzlarına bağlı olan geleneksel toplumun karşısında yer alan toplum türü. Modern toplum öncelikle bireyci olup, bireyler arası bağımlılığın en yüksek düzeyde olduğu toplumdur. Bu toplum modelinde bireylerin çok sayıda özgürlüğü ve meslek, değer, eşya ve etkinlik bakımından gerçek bir seçme şansı vardır; yine, modern toplumda, ihtiyaçlarının karşılanması bağlamında başka bireylerin mal ve hizmetlerine en yüksek ölçüde bağımlıdırlar.

Modern toplumda, ikinci olarak yeni teknolojik keşiflerin ve yenilik arzusunun bir sonucu olarak, değişmenin sürekli ve giderek artan ölçülerde hızlı olduğu bir toplumdur.

Modern toplum nihayet, kendi çıkarlarının peşinden koşmaya ve kazanımlarını en yüksek düzeyde tutmaya özendirildikleri, teşvik edildikleri toplum türünü tanımlar. Đşte bu durum, modern toplumda bireyleri uzmanlaşmaya ve kendilerinin en fazla çıkarma olan değişim ya da mübadelelerinde bulunmaya sevk eder. Bu bağlamda, ihtiyaçların ve çıkarların karşılıklı bağımlılığı arttıkça, modern toplum, gayri kişisel bir toplum olmuştur.