• Sonuç bulunamadı

2. KAPALI SİTELERİN KAVRAMSAL YAKLAŞIMLAR 13

2.1. Kapalılığın Gelişim Süreci 13

2.1.4. Geç yirminci yüzyıl kapılı siteleri 16

Genelde A.B.D’ deki kapılı siteler emekliler için master plan gelişmeleri dönemine yani geç 1960’lılar-1970’lilere kadar uzanır. Amerikalıların kapıların arkasında mahremiyet ve inzivayı buldukları ilk yerler olan siteler, leisure world boş zaman dünyası yani (rekreasyonel dünya) gibidir. Kapılar sonra dinlenme yerlerine ve Country Club topluluklarına ve sonra orta sınıf alt bölünmelere de sıçramıştır. 1980’lerde kapılı sitelerde çoğalma görülmüş onların etrafında birincil olarak zenginlik, saygınlık ve boş zamanlar için golf kortları tasarlanmıştır. Bu, aynı zamanda kapılı sitelerin ortaya çıkışını işaret etmektedir. Bu siteler, toplumun artan şiddetli suçla meşgul olduğundan; daha çok dışarıdaki korkudan dolayı inşa edilmiştir. Geç 1980’lilere kadar kapılar, ülkenin birçok yerinde yaygın olmaya başlamıştır (Blakely ve Snyder 1997 ). Kapılı siteler diğer ülkelerde de örneğin Kanada’da artmaktadır. Çok miktarda kuvvetlendirilmiş yabancı ırka ait yerleşme bölgesi ‘enclaves’ bulunmaktadır. Örneğin Brezilya’da özellikle Rio De Janeiro, Sao Paulo; Şile’de ve Rusya’da özellikle Moskova’da bulunmaktadır. Zorbalıkta artış, güvenliksizlik ve korkular Sao Paulo’daki kentin kentgörünümünü, insanların günlük hareketlerini ve toplu taşıma araçlarını kullanım alışkanlıklarını değiştirmiştir. Suç ve zorbalık insanların kamusal mekânları ve sokakları kullanımından vazgeçirmektedir. Sokaklar çocukların oynadıkları komşuların toplandıkları ve az sıklıkla tüm insanlar için gezinme yeridir. Artarak yüksek gelirli grupların yaşadığı, çalıştığı, alışveriş yaptıkları ve boş zamanlarını geçirdikleri zorunlu olarak kuvvetlendirdikleri yabancı ırka ait yerleşme bölgeler, uzun zamandır, evsizlere ve sokak çocuklarına terk edilen sokaklar ve kamusal mekânlar şeklinde kullanılmamaktadırlar Benzer gelişmeler dünya çapında birçok kentte de vardır. Orta ve yüksek gelir gruplar özel araçlarıyla deneyimli güvenlik sistemleri olan apartman kompleksleri, alışveriş merkezleri, büro kompleksleri arasında seyahat yaparlar ve özel güvenlikli otoparkları vardır. Bu nedenle sokaklarda belki çok gezmeye ya da hiç gezmeye gerek yoktur. Aynı zamanda açık alanları da kullanmaya gerek kalmamaktadır (Habitat: Global Report on Human Settlements 1996). Los Angeles’de özellikle şehir merkezi ve kentin iç alanlarında bu tarz yaşam çok görülmektedir. Kapalı yerleşmeler tarafından akla getirilen imajın altında yatan,

ideolojik prensipler ve kentsel modellerdir. Bunlar yeniden tekrar edilerek büyük ya da küçük konut yerleşmelerde, tipik olarak orta ve üst sınıfların duvar ya da çitlerle çevrelenmesi amaçlanmıştır. Bu tasarımlar seçkinler içindir; geliştirilmiş elektronik kontrollü güvenlik sistemleri, polis denetimi, kulüp evleri, bol miktarda yeşil mekânları ve spor yerleri bazen golf kortları içermektedir. Lüks kapalı konutlar genellikle mimari ve kentsel tasarım olarak az yoğunluk ve az katlı konutlanmayla temellenmiştir ama aynı zamanda yüksek katlı formatı da oluşturabilir. Swanky Kule, kale kent içinde yüksek çevresel değerleriyle alanlarda kendini tanıtır. Aynı zamanda banliyölerde örneğin Santa Fe Meksika’da ve sahil alanlarında örneğin Dubai’deki, Palm İsland (Palmiye Adaları); Florida’daki Miami gibi… Bu eğilimler çeşitli faktörlerin birleşimi olmasının sonucudur. Örneğin büyüyen güvensizlik ve kamusal alanların dejenerasyonu bu sebeplere rağmen; örneğin dışlanma arzusu ve de yüksek sosyal statünün garantisi (gerçek olsun ya da algılanan olsun ) de rol oynamaktadır (Landman 2000).

Bu etkileşim bu yaşanan süreç Türkiye’de gözükmektedir; şehir plancılarına ve toplumbilimcilere göre, şehrin getto öbekleri haline gelmesine ve bu mekânsal ayrışma, toplumsal ayrışmaya da sebep olmaktadır. Getto kelimesinin anlamına dikkat çekilecek olursa; geleneksel kültüre ya da dine uyumlu olarak, gönüllü ya da gönülsüz, zorla ya da yumuşak inzivaya çekilmiş biçimde, belirli ırk ya da etnik altyapısına sahip bir grup insanın yaşadığı bir alandır. Bu kelime tarihsel olarak İtalya’daki Yahudilerin yaşaması gereken Venedik gettolarına özellikle atıfta bulunur. Yahudilerin yaşaması gereken yerler daha sonra diğer şehirlerin mahallelerinde de uygulanmıştır. Bunu karşılayan Alman terimi Judengasse’dir (Wikipedia ). Jude=Yahudi, gasse=dar sokak anlamına gelen sözcüklerin birleşimiyle Yahudi sokağı anlamına gelir (Yaşlıca); Fas’lı Arapların gettoları ‘Mellah’ olarak adlandırılır. Bu terim Nazi Gettolarından referans alarak İkinci Dünya Savaşı sırasında tüm dünyada popüler hale gelmiştir Getto terimi şimdilerde başına yoksul kelimesi konulan kentsel alanlar için kullanılan sıfattır. Amerika’da yirminci yüzyıl sonlarında İspanyol göçmenlerin yerleştiği Barrio diye adlandırılan kentsel mahalleler gettolarla karşılaştırılabilir. Çünkü birçok göçmen, yaşam biçimini olarak, kültürel açıdan izole edilmiş yabancı ırka ait yerleşme bölgesini ve diğer kendi gruplarıyla birleşmeyi seçmiştir. ‘Barrio’ Birleşik Amerika devletlerinde,

- 18 -

kentlerdeki İspanyolca konuşan grupların oturduğu mahalle anlamındadır. Getto yoksullukla ya da yoksullukla anılmayan insan tiplerinin yoğunlaşmış coğrafi alanlarını sembolik olarak belirtmek için de kullanılır (örneğin gay getto) ya da coğrafi olmayan kategorilerdir. Amerika’da bazı insanlar ve Avrupa, getto terimini sevmemektedir. Bunun ırkçılık, seçicilik ve kültürel armonik yapısındaki duyarsızlık olduğuna inanmaktadır. Bu tarz kelimelerin çalışan sınıfı, etnik toplum olarak göz önünde bulundurarak genelleştirdiği ya da aşağıladığı düşünülmektedir. Bu alanlar yerleşim olarak dış dünyasından izole edilmektedir (www.wikipedia.org ).

Bu bağlamda düşünüldüğünde İstanbul’da ve sonra diğer büyük şehirlerde, kentin içinde ya da dışında; ama kentten bağımsız bu ‘gönüllü getto’ların, bir statü sembolü olması, sakinlerine konuttan çok imaj hizmetinde bulunması ve ilişkilerinde referans teşkil etmesi geçen on yıl içinde gelişen toplumsal bir olguydu. İstanbul’da Kemer Country, Acarkent, Beykoz Konakları, Alkent 2000, Zekeriyaköy Evleri, Bahçeşehir, Ataşehir ve Soyak Sitesi bu anlamda sınıfsal imajlarını oluşturmuş gettolardır. Yoğun güvenlik önlemlerinin alındığı ve kamuya kapalı bu yerleşme alanları, beklenen imajı sakinlerine yeterince sağlamış olduğu düşünülen bu tarz siteler İngilizce isimlerle popülerliği sürmektedir. Özenti, saygınlık, reklâm postmodern tüketiminin getirisidir; yabancı isimler kullanılması bunun yansımasıdır. Mashattan, Pelican Hill, Narcity, Incity, Ataköy Park Evleri, Greenium, Uphill Court, Almond Hill, Olimpiyakent, Terrace Fulya vb bunların arasında en çok tutulan, en çok satılanlar... Henüz inşaatına bile başlanmadan satılmış oluyor. Uzmanlar bu lüks gettoları tercihte, imaj kadar deprem korkusu ve güvenlik tehdidinin de etkili olduğunu belirtiyor (Eren, Dolmacı 2006).