• Sonuç bulunamadı

2. KAPALI SİTELERİN KAVRAMSAL YAKLAŞIMLAR 13

2.5. Kapalı Sitelerin Ortaya Çıkışlarından Doğan Tartışmalı Özellikleri 25

2.5.1. Ayrım ve şehirlerdeki inziva yerleri (sosyal dışlanma) 25

Şehirlerde korunan bölgeler çeşitlilik göstererek; örneğin çetelerin “gang”,

“turf” (Amerika Birleşik Devletlerinde bir çetenin sahip çıktığı kentin bir bölümü olarak argoda kullanılır), bölgeleri olarak, etnik grupların alanları, soylulaştırılmış komşuluklar ve dini önemi olan alanlar, yenilerde seçkinlik için güç sağlamak kapılı siteler, yerleşilebilir alanlardaki önceki formların değişik biçimi olarak vardır. Şehirlerin aşılanamazlıkları ve sosyal farklılıkların temellendirdiği anahtar özellikleriyle (genellikle gelir ya da etnik yapı ) yerleşim alanları karakterize edilir. Bu da “Good City” İyi Şehir’de Bridge ve Watson’un 2000’de belirttiği “Açık, kentsel, demokratik olanakların göründüğü” görüş açısıyla zıtlaşmaktadır. Graham ve Marvin’e (2001) göre her ne kadar yakın geçmişteki kentsel formla ilgili yorumlar altyapı sistemi ve iletişimle de olsa, küreselleşen kentsel çevre içinde yüksek gelir gruplarına fazla hareket kolaylığı sağlamak için birbirine bağlı mekânsal inziva alanları tanımlanmaktadır. Korunan yerleşmeler ve özel yollarla bağlanan çalışma mekânları, özel alışveriş sokakları, yaya yolları, kapalı devre televizyon sistemleri

- 26 -

“CCTV” ve zenginler için serbest hareketlere izin verilerek ulaşıma yeni ayrılmış mekânları yaratan bir takım süreçler, yolun altındaki altyapı şebekesinin bile ayrı ayrı sunulmuş olmasıyla, bu yolla kentin fiziki dokusunun ve sosyal parçalanmayı desteklemeye yardım etmesini tartışmaktadır (aktaran Atkinson ve Flint’e 2004).

Atkinson ve Flint’e (2004) göre bu da “splintering urbanism” ayrılmış kentleşme görünüşünü tartışmaktadır. Bu değişimleri Birleşik Krallıkta sayısı artarak ortaya çıkan kapılı siteler üzerine yararlı açıdan değerlendirilmektedirler. Kenti, kapılı sitelerin mekânsal ayrılmaları; kentte yabancı ırka ait yerleşme bölgelerine çekilen belirli gruplardan daha basit olarak yönlendirdiği vurgulamaktadır. Yaptıkları çalışmanın özünde kapılı siteleri, istenmeyen sosyal iletişimin olduğu, yollarla bağlanmış sosyal ağları olan; rekreasyon, okul, çalışma alanı ve birleştirilmiş sığınak olarak ifade etmektedir. Bu mekânsal ayrımcılık az ya da çok olsa da; bunun ayrımı sosyal iletişimden farklı sosyal grupların ayrımıdır. Auge (1995) örnek olarak adı bilinmeyen işadamının evinden büyük basit bir bina şeklindeki havaalanına hareketini oradan da birbirine benzer havaalanı ve kendi kentinde bulunan otele benzer başka şehirde otele gitmesini göz önünde bulundurarak; sokaklar, kent kimliğinin hayati görüşü olması gerekir iddiasına yenilmektedir (aktaran Atkinson ve Flint 2004). Bu da küreselleşmenin birbirine benzer şehir kalıpları, bina kalıpları oluşturmasının sonucudur.

Birçoğu kapılı yerleşmeler, aynı zamanda istikrarın aldatıcı görünüşünü ve kontrolünü sağlamaktadır. Suçu ve trafiği kontrol etmek istemektedirler. Yabancılardan, parçalanmalardan ve tecavüzden muaf olmak istemektedirler (Blakely ve Snyder 1997). Kısaca, yatırım ve mahremiyetlerini korumak istemektedirler. Kapılı yerleşmelerde ikamet edenlerden bazıları, kendi yerleşmelerinin dışındaki hayatla bağlantılarını halen sürdürmeye çalıştıklarına işaret etmektir. Bazıları bile bile yoksulları dışlamaya teşebbüs etmediklerini ileri sürmüştür. Örneğin San Antinio’nun Maximum Management kaynaklarının yöneticisi ve San Antonia’daki kapılı yerleşmeler çalışmasında katkıda bulunan Mcgee, kapıların zenginlerin kendilerini yoksullardan ayırmak için yaptıkları bir girişim olmadığına inanmaktadır. Bununla birlikte bir sosyal konu olmadığını tartışır ve daha pahalı konutlarla ilişkili olduğunu düşünmektedir. Ona göre herkes bir

konutta daha güvende olmak ister ve duvarlar, kapılar bu amaca hizmet için vardır (Budd 1996 aktaran Landman 2000b)

Blakely ve Snyder (1998) çalışmasında belirttiği gibi Texas Plano’daki kent hizmetleri kentindeki kapılılarda ikamet edenlerin davranışlarını özetleyen sözleri;

“Kendi sorumluluklarımı koruma altına alıyorum. Burada güvendeyim, güvenlikli kapıya sahibim; aidatlarımı ödüyorum ve sokağım için sorumluluklarım var bununla birlikte kamu yararı için sorumluluklarım yok çünkü yalnızca kendimi koruyorum.” (Landman 2000b)

Bu da sosyal inziva tutumunu ve bu nedenle sosyal dışlanmayı ortaya çıkarır. Blakely ve Snyder (1998) kapılar ve duvarlarla, yalnızca arzu edilmeyen yeni ev sahiplerini dışlamış olmamakla birlikte; aynı zamanda tesadüfen yoldan geçen ve mahalleden başka yere gidenleri de dışlamakta olduklarını belirtmektedir. Bu da parçalanma eğiliminin daha genel parçası olarak görülmektedir ve sosyal ilişki ve bağlantının azalmasıyla sonuçlanmaktadır. Kapıların yararı birincil önemlilikte değildir ama avantajı var ise küçük ve dikkatli seçilmiş grup olmaktadır. Eğer mutlak terk edilmiş ve kentin özgürlüğü için eski bir fikir ise mahallede akşam karanlığında bir gezi yapmak isteyenler devriye gezen silahlı koruma görevliler tarafından ölüm tehdidiyle çabucak işaret gönderisiyle karşılaşırsa nasıl yalnızca kavramsal olarak

- 28 -

2.5.1.1.Seçkinciliğin önemi

Blakely ve Snyder’e (1997 b) göre sosyal dışlama düşüncesi ve parçalanma diğer bir konuyu seçkinciliğin önemini ortaya çıkarmaktadır. Kapılı yerleşmeler övülmüş özel mekânların niteliğinin tasvir edilmesi için ya da kamusal mekânların özelleştirilmesi için potansiyel oluşturulmuştur. Uzun dönem etkilerinde ya da tepkilerinde kentsel gelecek için problem oluşturabilmektedir. Bu konu bununla beraber detaylandırılarak kentsel planlama ve yönetim başlığı altında tartışılmalıdır. Kapılı yerleşmeler, diğer komşuluk alanları ya da büyük kentlerdeki birtakım yerleşme masraflarını etkilemekte başarılıdır. Şehir ve banliyöler arasındaki büyüyen ayrım, bununla birlikte zengin ve yoksul, bedeli olan izolasyonu destekleyen, dışlanmanın empoze edildiği aynı zamanda başkalarının bundan faydalandığı yeni durum yaratılmaktadır. Buna rağmen bölünme çizgileri net olarak zenginlikten değildir; bu durum tüm kentsel çevredeki bölünmeyi ve parçalanmayı yaşamayı etkilemektedir (Landman 2000b).