• Sonuç bulunamadı

bb 3) Vasi ve Nazır Tayini, Nafaka Takdiri

B- SOSYAL İLİŞKİLER

2- GAYRİMÜSLİMLERİN DURUMU

a) Osmanlı Devletinde Gayrimüslimlerin Durumu

Türkler, tarihin her çağında farklı coğrafyalara göç etmiş, farklı milletlerle karşılaşmış, onlarla kaynaşmış ama asla ayrıştırmamış, velhâsıl çok kültürlülüğü hayat felsefesi haline getirmiş bir millettir. Zira bu durumu, bırakın Türk tarihini, dünya tarihinde bile en iyi görebileceğimiz dönem Osmanlı dönemidir.

Osmanlılar daha Anadolu’nun fethine başladıkları ilk günlerde bile farklı dinlere ve farklı milletlere hürmet etmiştir ki, Bizans’a bağlı tebaa, mal ve can güvenliğini korumak adına Osmanlı yönetimini kabul etmiştir.129

Osmanlı İmparatorluğu’nun çok kültürlülük bağlamındaki kazanımlarından biri II. Mehmet (Fatih) döneminde güçlenen “millet” sistemidir.130 Osmanlı Devleti hâli hazırda kurulu olan Hıristiyanların kendi dini cemaatlerindeki özgürlüklerini korumalarına izin verilmesi uygulamasını kabul etti. Fatih’in 6 Ekim 1453’te Galata zımmileriyle imzaladığı Ahidnâmede bu durum şöyle geçiyor “Ve kiliseleri ellerinde ola okuyalar ayinlerince. Amma çan ve nâkûs çalmayalar. Ve kiliselerini alup mescit etmeyem. Bunlar dahî yeni kilise yapmayalar.”131 Elbette ki Osmanlı’nın çok kültürlülüğünün temelinde, sadece dini özgürlükler yoktu. Benzer biçimde Yahudi ve Ermeni Gregorian cemaatlerini tanıdı. Bu gruplara Osmanlı İmparatorluğu içindeki sosyo-kültürel kimlikleri tanınan cemaat ya da ulus anlamına gelen “milletler” adı verildi.132 Her millete dini işlerinin yanı sıra evlenme, boşanma, tereke taksimi, kendi aralarındaki alacak verecek davaları, dini törenler, cenaze gibi işlerini kendi âdet

129 Fuad Köprülü, Osmanlı Devleti’nin Kuruluşu, Türk Tarih Kurumu Basımevi, Ankara 1999, s. 78. 130 Arshi Khan, “Osmanlı İmparatorluğu: Çok Kültürlülüğün Doğulu Mimarı”, Osmanlı, C. 4, Yeni

Türkiye Yayınları, Ankara 1999, s. 233.

131 Hikmet Özdemir, “Azınlıklar İçin Bir Osmanlı-Türk Klasiği: 1453 İstanbul Sözleşmesi”, Osmanlı,

C.4, Yeni Türkiye Yayınları, Ankara 1999, s. 227.

gelenek, görenek ve inançlarına göre yapma imkânı verildi.133 Bu durumun taşraya nasıl yansıdığına gelin konumuz çerçevesinde bir bakalım.

b) Konya’da Gayrimüslimlerin Durumu

Konya’daki gayrimüslim nüfusu Selçuklulardan itibaren bir süre azalmış, ancak 16. yy itibariyle yeniden bir yükseliş göstermiştir. Muhittin Tuş 1830’ lu yıllarda Konya merkez mahallelerinde en az 205 hâne gayrimüslim mevcuttur134 tesbitini yapmıştır. Bizim çalışmamızda da İçkale135 ve özellikle Sille136’de gayrimüslim nüfusun yoğun olduğunu gözlemledik 137.

İnceleme alanımız olan 83 numaralı Konya Şer’iye Sicili’nin, kapsadığı dönem 1837-1840 Tanzimat Ferman’ının ilan edildiği yıllara isabet ettiğinden, birçok konuda olduğu gibi gayrimüslimlerin durumu hususunda da enteresan bir dönemdir.

1839 yılında ilan edilen Tanzimat Ferman’ını düzenleyen Mustafa Reşit Paşa, yeni bir Osmanlılık ruhu canlandırmak amacındaydı. Avrupa kıtasında eşitlik, sosyal sınıflar arasında yurttaşlık kurumuyla gerçekleştirilirken,Osmanlı ülkesinde eşitlik; tâbi sayılan gayrimüslimler ve Müslüman halk arasında sağlanmak isteniyordu.138 Muharrem 1256 (Hicri) tarihinde Konya’ya gönderilen ve KŞS 83/118 kayıtlı bir metropolid beratı, bu amaca hizmet adına atılmış bir adımdı.

Bu belgelerden evvela, Rum patriği ve Metropolidan cemaatinin isteğiyle padişahın, Konya Metropolidi Samuel’in yerine, Yenice Vardar ve Tevâbii Metropolidi Yevakim’i atadığını anlıyoruz. Daha sonra Berat’ın bir çok yerinde Konya Metropolid’liğine bağlı, Rum tâifesinin, din adamları da dahil yeni patriği tanıyıp, bir sorunları olduğunda ona müracaat etmeleri gerektiğini vurgulamıştır.

133 Mustafa Zeki Terzi, “Samsun Şer’iyye Sicillerine Göre XIX. Yüzyılda Osmanlı Toplum Hayatı,

Müslim-Gayri Müslim İlişkileri”, Osmanlı, C.4, Yeni Türkiye Yayınları, Ankara 1999, s. 299.

134 Muhittin Tuş, Sosyal ve Kültürel Açıdan Konya, s. 137. 135 KŞS83, 47/2

136 Sille’deki gayrimüslim nüfusu için bkz. Barış Sarıköse, Sille Bin Yıllık Birliktelik, Çizgi Kitabevi,

Konya 2009.

137 KŞS83, 37/1, 37/2, 51/1

138 Halil İnalcık, “Senedi İttifak ve Gülhane Hatt-ı Hümayunu”, Belleten CXXVIII Sayı 109-112,

Ankara 1964, s. 611-619. ; İlber Ortaylı,Tanzimat devrinde Osmanlı Mahallî İdareleri (1840-

Rum tâifesi içinde evlilik boşanmadan tutun her türlü sorunda Metropolid’in atadığı rahiplerin dışında başka kimsenin karışmaması gerektiği belirtilmiş, işlerini yapan rahiplere ehli örfün hiçbir şekilde müdahale etmemesi defalarca vurgulanmıştır. (Bu durumun sebebi Muhittin Tuş eserinde dile getirmiş. Ehli örf ve ona bağlı Levend eşkiyasının, ev teftişleri sırasında evde âyin yapıldığı iddiasıyla gayrimüslim halka zulüm ettiğini tesbit etmiştir.)139 iki buçuk sayfa süren Metropolid beratında, Konya ve Tevâbii Metropolid’i Yevakim’in dinî, hukuki, sosyal ve mali görevlerinden bazıları sıralanmıştır. Belgenin orijinalini ekler kısmında vereceğimizden daha fazla ayrıntıya girmiyoruz, ancak Metropolid’in mali görevi demişken hemen başka bir belgeye değinmek istiyorum.

KŞS 83/111 numaralı belge Tanzimat’tan sonra iltizam usulünün kaldırılarak yerine getirilecek vergi sistemini anlatan 4 sayfalık bir fermandır. Bu fermanda iltizam usulünün yerine getirilen yeni sistem için vergi mükelleflerinin kısa bir sürede tesbit edilmesini isterken, tesbit işini yapanlar arasında Metropolid ve 2 tane kocabaş (gayrimüslim Rum tebanın ileri gelenleri) görevlendirilmesi vurgulanıyor.

83 numaralı Konya Şer’iyye sicilinde gayrimüslimlerle ilgili diğer belgeler genellikle anlaşmazlık belgeleridir. Bunun dışında 2 tane de İslam’ı kabul belgesi vardır.

O dönem gayrimüslimlerin İslam’ı seçme yoğunluğu neydi bilemiyoruz ancak incelediğimiz KŞS 83 nolu deftere kayıtlı 2/2 numaralı belgeden Akka asıllı Ahmed adlı kişinin İslamiyet’i seçtiğini yine 2/3 numaralı belgeden, Erzurumlu bir zımninin İslamiyet’i seçerek İbrahim ismini aldığını anlıyoruz.

Anlaşmazlık davalarına gelirsek, 2 belgede Sille’de gayrimüslimler arası miras davasını içeriyor ve davaların ikisi de sulh yoluyla halledilmiştir140.

47/2 numaralı belgede gayrimüslimlerin bağ davası konu olmuştur ve davacı kazanmıştır.

26/1 numaralı belgede gayrimüslimler arasında alacak verecek meselesi söz konusudur. Davacı kazanmış, davasında haklı bulunmuştur.

139 Muhittin Tuş, Sosyal ve Kültürel Açıdan Konya, s.140. 140 KŞS 83,37/1,37/2.

18/2 numaralı belge içeriği bakımından diğerlerinden biraz farklıdır. Zira burada Müslüman olan es-Seyyid el-Hac Mehmed Sakallı’nın Agop isimli zımniden borcuna karşılık verdiği bağın kullanımını vermediğinden şikayetçi olmuş. Ancak mahkeme borcun ödenmesi karşılığında arayı bulmuştur. 51/1 numaralı belge daha da ilginçtir. Burada Müslüman olan Çaprazoğlu Ahmed nâm kimesne, Heci Kerebet veledi zımmiden, inkar edilen bin guruşu talep etmiş, ancak kadı tarafları ve şahitleri dinledikten sonra Çaprazoğlu Ahmed’in ifadesinde çelişki olduğuna hükmederek, zımmi lehine karar vermiştir. Bu karar Avrupalı devletlerin, gayrimüslimlerin durumunu bahane ederek Osmanlı’nın iç işlerine karışmayı adet haline getirdiği bir dönemde bizce birçok şeyi açıklayan mânidar bir karardır.

Ancak bunlardan daha çok bizi şaşırtan bir dâva vardır ki; daha önce Muhittin Tuş’un da değindiği141 58/2 numaralı belge: Bu belgeye göre İçkale mevkiinde bulunan ve Ermenilerle Rumların ortak olarak kullandıkları bir mezarlığı, Rum taifesi bize aittir diye Ermenilere kullandırtmamaktadırlar. Ermeni patriği tarafından şikayet konusu olan bu durum karşısında padişah, mezarlığın daha önceki durumunu ve bu konuda daha önceki verdiği kararları dikkate alarak mezarlığı her iki milletin ortak kullanımına sunmuştur.142

Bizim burada incelediğimiz belgelerden şu sonucu çıkarabiliriz ki: Konya’daki gayrimüslimler sosyal hayatın içinde aktif olarak yer almışlardır. Karşılaştıkları sıkıntıları Osmanlı mahkemesine getirmişler, Müslüman halkı şahit göstermekten çekinmemişlerdir.143

Benzer Belgeler