• Sonuç bulunamadı

Gelişmiş, sanayileşmiş serbest piyasa ekonomilerine sahip olan ülkelerde, tamamlayıcı ve uygulamaya dönük en önemli araç olan ihracatı teşvikte amaç, sosyoekonomik yapı değişikliğinin amacına uygun olarak geliştirilmesidir.85

2. Dünya savaşından önce ülkeler korumacı politikalar izlemekteydi. İçinde bulundukları işsizlik, ödemeler dengesi sorunlarıyla baş edebilmek için karşılıklı olarak tarife yükseltmekteydiler. Dış ticaret anlaşmaları ikili anlaşmalar şeklinde

85

Aysun Çelik, “İhracat Teşvikleri Bazı Dünya Ülkeleri ve Türkiye Uygulamasının Karşılaştırılması”, (Basılmamış Yüksek Lisans Tezi, H.Ü. S.B.E., Ankara, 1999) s. 16.

yürütülüyordu.

Bu durumdan özellikle sanayileşmiş ülkeler rahatsızlık duyuyorlardı. Çünkü bu ülkelerde ekonomik hayatın canlılığı büyük ölçüde dış piyasanın varlığına bağlıydı ve ticarette haksız rekabet koşullarının ortaya çıktığı gözlemlenmekteydi.

Uluslar arası ve mali sistemin temeli, 2.dünya savaşı bitmeden 1944 yılında, Bretton-Woods konferanslarında atılmış, bu konferansta IMF (Uluslar arası Para

Fonu) ve Dünya bankası kurulmuştur.86

1930 yıllarında yaşanan ekonomik bunalımın tekrarını önlemek için İkinci Dünya Savaşı sonrasında, dünya ekonomisinin; Dünya Bankası ve Uluslar arası Para Fonu’ndan sonra üçüncü temel kuruluşunu oluşturmak amacıyla, önde gelen ülkelerce Mart 1948’de Havana’da Uluslar arası Ticaret Örgütü (ITO) anlaşması imzalanmıştır.

Ancak bu kuruluşun fonksiyonlarının, ülkelerin iç ekonomi politikalarına müdahale etme niteliği taşıdığı gerekçesiyle, anlaşmayı imzalayan ülkelerin hükümetleri tarafından benimsenmemiş bu nedenle de ITO’nun kuruluşu gerçekleşmemiştir.

ITO’nun ülkeler tarafından onaylanmasına kadar geçecek sürede, belirli mallar üzerinde tarife indiriminde bulunmak, bu indirimleri uygulamaya koymak amacıyla 1946–1947 yıllarında müzakereler yapılmış ve 23 ülke tarafından Ekim 1947’de Cenevre’de ‘geçici’ olarak nitelendirilen GATT imzalanmıştır. ITO’nun kurulamaması nedeniyle geçici olma özelliğine rağmen GATT, 1948–1994 yılları arasında uygulanmıştır.87

GATT (Gümrük Tarifeleri ve Ticaret Genel Anlaşması), dünya ticaretine şu prensiplerin girmesini sağlamıştır

a) GATT’a üye ülkeler, ulusal sanayilerin dış rekabete karşı korunabileceğini kabul eder. Bu korumanın düşük düzeyde gümrük tarifeleri ile yapılabileceği kabul edilerek, istisnalar dışında miktar kısıtlamaların kullanılması yasaklanmıştır.(Yerli endüstrinin tarifelerle korunması)

b) Ülkeler kendi sanayilerini korumak amacıyla uyguladıkları tarifeleri indirmek, mümkünse kaldırmak zorundadırlar. Ülkelerin beyan ettikleri ulusal tarife listeleri GATT hukuk sisteminin ayrılmaz bir parçası olarak bağlanmış olup, tekrar

86

İGEME, GATT-URUGUAY Raund Uluslar arası Ticarete ve İş Çevrelerine Etkileri, (Eylül 1997), s. 1

87

M. Cem Kozlu, Uluslar arası Pazarlama İlkeler ve Uygulamalar, ( 4. basım, Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları, Nr: 243, Ankara, 1993) , s. 15.

yükseltilememektedir.

c) İthal veya ihraç edilen malların tabi olduğu gümrük tarifelerinin ülkeler arasında farklılık göstermeyerek, eşit olarak uygulanması (En çok kayrılan ülke prensibi). Bu kuralın istisnaları;

1) Bölgesel ticaret düzenlemeleri yapmış ülkeler arasındaki ticaret tercihli tarifelerle ya da tarifesiz olarak yürütülmektedir.

2) Gelişmiş ülkeler, gelişmekte olan ülkelerle olan ticaretlerinde

Genelleştirme Preferanslar Sistemi kapsamında, ithalatta tercihli gümrük tarifesi yada sıfır gümrük uygulayabilmektedirler.

d) İthal edilmiş ürünlerle bunlara eşdeğer ürünler arasında ülke içi vergiler ve kurallar arasında ayrımcılık yapılmasının yasaklanması. Böylelikle gümrük vergisi ödeyerek ulusal pazara giren ithal bir ürüne, yerli bir üründen daha yüksek vergiler uygulanması engellenmiştir.(Ulusal ayrımcı muamele ilkesi)88

Ancak, GATT bu temel ilkeleri bozan sınırlamalarda getirmiştir.

a) Özellikle ödemeler dengesi sorunu ile karşılaşan gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerin geçici koruyucu önlemlere başvurabilmeleri,

b) İki veya daha fazla sayıda ülkenin bölgesel entegrasyona giderek kendi aralarında gümrük birliği oluşturabilmeleri,

c) Haksız ticaret yapan bir ülkeye karşı, bu haksızlığa uğrayan ülkenin anti damping ve telafi edici vergiler yoluyla yerli sanayini koruyucu önlemler alması,

d) Dokuma ve hazır giyim sektöründe özellikle gelişmekte olan ülkelerden gelen ihracatı sınırlamak için sanayileşmiş ülkelerin kotalar tahsis edebilmeleri.

GATT kapsamında bugüne kadar 8 müzakere yapılmıştır. İlk yıllarda sadece gümrük tarifelerinde indirimler gerçekleştirilmiştir. Kennedy ve Tokyo round müzakerelerinde tarife dışı tedbirlere ve GATT sisteminin işleyişine yer verilmiştir. Örneğin Kennedy görüşmelerinde dampinge karşı anti damping kodu benimsenmiş, Tokyo görüşmelerinde ise tarife dışı engeller ele alınmıştır.89

Bu müzakerelerin en kapsamlısı ve uzun sürelisi Uruguay Turu olmuş ve DTÖ’ nün kurulmasıyla birçok yeni anlaşmanın imzalanmasını sağlamıştır. Uruguay Turu sonucunda varılan anlaşma ile, uluslar arası ticaretin serbestleştirilmesini ve düzenli işleyişini amaçlayan bir anlaşma niteliğinde olan GATT, kurumsal bir yapıya

kavuşturulmuş ve 1 Ocak 1995 tarihinde DTÖ kurulmuştur.90

Uruguay Turu olarak anılan müzakere süreci önceki turlardan çok daha geniş

88

ITC İşletmeler İçin Dünya Ticaret Sistemi Rehberi, (ITC Yayını, 2002 ), s. 8,9.

89

İGEME, GATT-URUGUAY, a.g.e. , s.1.

90 R. Barış Tekin, Döviz Kurunda ki Gelişmelerin Türkiye İmalat Sanayi İhracat Fiyatlarına

kapsamlı olmuştur. Bu turdan önceki yedi müzakere turunda asıl hedeflenen gümrük vergilerinin azaltılması iken, Uruguay Round’da gümrük vergilerinin azaltılmasının yanı sıra, dünya ticaretindeki kural ve disiplinlerin güçlendirilmesine yönelik ve tüm ülkelerin taraf olduğu 29 anlaşma bir paket halinde kabul edilmiştir. Uruguay Turu’nun diğer çok taraflı müzakerelerden farkı, hizmet ticareti, fikri mülkiyet hakları, ticaretle bağlantılı yatırım tedbirleri gibi yeni konuların da müzakereler kapsamına alınmış olmasıdır.91

DTÖ’ nü kuran anlaşma ile DTÖ’ nün, Uruguay Turu sonuçlarını oluşturan bütün metinleri kapsayacak biçimde GATT’ın yerine geçmesi kabul edilmiştir.

Ticaret kurallarını düzenleyen uluslar arası tek örgüt durumundaki DTÖ, 01.01.1995 tarihinden itibaren faaliyetlerini sürdürmektedir.

DTÖ Anlaşmaları temel olarak dört grupta incelenebilir; — Mal Ticareti

— Hizmet Ticareti

— Ticaretle Bağlantılı Fikri Mülkiyet Hakları — Çoklu Anlaşmalar

Teşviklere ilişkin hükümler mal ticareti anlaşmalarının altında yer almaktadır.92