• Sonuç bulunamadı

B- ENDÜSTRİLER ARASI ÇÖZÜMLEMENİN EKONOMİK ANALİZLERDE

7- G-Ç Tekniklerinin Ekonomik Yapı Analizlerinde Kullanılması

Bu modelin kullanılmasıyla yapılacak ekonomik yapı analizleriyle, ekonominin ne yönde geliştiği, sektörlerin birbirleriyle ve kullanılan asli üretim faktörleriyle olan ilişkilerinin nasıl ve ne yönde değiştiği, sektörel bağınlaşmanın ve teknolojik değişmelerin hangi düzeyde bulunduğu gibi konularla ilgili ekonomik yapı değişmeleri kolayca ortaya konulabilir. G-Ç modeli kullanılarak yapılacak yapı analizlerinde, modelin bilinen üç tablosu veri olarak kabul edilir.

Diğer bir deyimle; endüstriler arası akım tablosu, girdi Katsayılar matrisi ve ters matris veri kabul edilip, bunlara bağlı olarak ekonomik yapı değişmeleri ortaya konur. Bunun için yapı analizinin tutarlılığı büyük çapta adı geçen tabloların geçerliliğiyle kayıtlıdır. Geçerlilik derecesi yüksek olan verilere dayanılarak yapılan analizlerin doğruluk derecesi de o nispette fazla olacaktır.

Bu model aracılığıyla bir ülkenin çeşitli dönemlerde hazırlanan G-Ç tabloları kullanılarak, ekonominin söz konusu dönemler içinde geçirdiği ekonomik değişmeleri ortaya konabildiği gibi, çeşitli ekonomiler için hazırlanan G-Ç tabloları aracılığıyla, bu ekonomilerin birbirlerine göre farklı gelişmişlik dereceleri de ortaya konabilir. Ancak her iki durumda da karşılaştırmaların yapılıp bir ısım sonuçları ortaya konabilmesi için, bir ekonomiye ait farklı devrelerdeki tabloların veya milletler arası karşılaştırmalarda çeşitli ekonomiler ait G-Ç tablolarının birbirlerine uygun olarak ve ayni esaslara göre hazırlanmış bulunması gerekmektedir. Karşılaştırmaya imkân vermeyen tablolar kullanılarak kabul görülebilecek bir kısım sonuçların elde edilmesi imkânsızdır. Bunun için bu model aracılığıyla yapı analizlerine başlamadan önce ilk yapılacak iş, tabloların bu açıdan kritiğinin yapılıp kullanılabilir olup olamadığının tespitidir. Ancak bundan sonra çeşitli tablolar kullanılarak ekonominin yapı değişikliği ve gelişmişlik düzeyi hakkında sonuçlar elde edilebilir.

Endüstriler arası modeller, bir ekonomi hakkında çok sayıda ve çeşitli yönlerden hazırlanmış ampirik çalışmaları içine alır. Endüstriler arasındaki bu ilişkileri bir kısım başka çalışmalarla bu sevide anlamak ve ekonomik yapı analizini bu detayda ortaya koymak imkânsızdır. Endüstriler arası model yönünden yapı analizini, bir ekonomik modelin özelliklerinin incelenmesi olarak tarif

95

etmek mümkündür ve bu tarife uygun en iyi yapı analizi de G-Ç tabloları vasıtası ile yapılabilmektedir. Kısaca ve teknik bir şekilde ifade etmek gerekirse, ekonomik yapı ile ilgili

parametrelerin her türlü değişmeleri açıkça görülebilmektedir.100

Girdi ve nihai talep değişmeleri de ekonomik yapı değişmeleri olarak kabul edilirse bunları da bu metot vasıtasıyla ortaya koymak

mümkün olmaktadır.101

Bu metotla, miktar ve katsayılardaki değişmeler, ekonomik yapıda meydana gelen Bağınlaşma, sektörlerin kullanmış olduğu girdilerin miktar ve türlerin, katsayılardaki değişmelerin, ekonomideki bütün sektörlerin üretimleri üzerinde sahip oldukları etkilerin ortaya çıkartılması mümkün olmaktadır.

Değişmelerin nihai talebi ne nispette etkilediği de bu metot vasıtasıyla görülebilmektedir. Ayrıca endüstriler arası modellerle yapılan ekonomik yapı analizi, ekonomi hakkında ayrıntılı sonuçlar elde etmeye ve diğer bir kısım metotlarla yapılan birleştirmelerin kompozisyonundaki değişmelerin hesaba katılmasına imkân vermektedir. Bu model vasıtasıyla yapılan ekonomik yapı analizi ile ekonomide yapı ile ilgili dengesizliğin olup olmadığı da kolayca anlaşılabilir.

Bir ekonomide yapı ile ilgili denge, belli bir dönemde üretim kolları, üretim faktörleri ve sektörler arasındaki dengeyi ortaya koyar. “Üretim tekniği ve üretim faktörleri arzı belli ise, bir ekonomide talep, faktörlerden bir veya birkaçının tam olarak kullanılmasını sağladığı halde, diğerlerinde tam kullanıma sebep olmuyorsa o ekonomide yapısal dengesizlik var demektir. Yapısal dengesizliğin giderilmesi ise bu modele göre ancak talep kompozisyonunun değiştirilmesi

ile mümkündür.102

G-Ç analizi vasıtasıyla ekonomideki yapı ile ilgili dengesizliği giderici talep hesaplamaları da yapılarak, talebin alması gereken yeni kompozisyonunun tayini mümkün olabilmektedir.

G-Ç miktarlarındaki değişmeler ekonominin yapısını da değiştirir. Buradaki yapı değişmeleri çeşitli sebeplerden ortaya çıkabilir. Üretimde kullanılan makina ve teçhizatın niteliği değişmiş olabilir, işgücünün niteliği değişmiş olabilir veya üretimde kullanılan diğer girdilerin nitelik ve nicelikleri değişmiş olabilir.

Üretimde kullanılan girdilerin birbirleri yerine ikame edilmeleri de G-Ç analizler çerçevesinde ekonomik yapının değişmelerine yol açar. Girdi fiyatlarındaki nispi değişmeler, girdilerin birbirleri yerine ikamelerine sebep olur. Girdiler arsında ikame ise teknik katsayıların değişmesini sağlar.

Herhangi bir sektörün üretim kompozisyonunun değişmesi de girdi katsayılarında değişmelere yol açacağından, bu da ekonomide yapı değişmesi olarak ele alınabilir. Üretim

100

A.P.Carter; “A Linear Programming System Analysing Embodied Tecnological Change.” Carter ve Brody (ed) içinde. 1979, s. 11

101

R. Stalin, H.Wessels; “Interemporal Analysis of Structural Change in the German Economi” Carter ve Brody (ed) içinde 1972, s. 374.

102

Cemil Çınar; Türkiye Ekonomisinde Yapısal Bağınlaşma ve Input-Output modelleri” Planlama sayı 12. DPT dergisi. Ankara 1973, s. 27.

96

kompozisyonunun değişmesi sektörün nihai talebindeki değişmelerden olabileceği gibi, üretim bileşiminin değişmesi nihai talebi de değiştirmiş olabilir. G-Ç analizleri için, genellikle nihai talepteki değişmenin girdi katsayılarında meydana getirdiği değişmeleri izah eden bir yapı değişmesini ortaya koyar.

Ekonomik yapının değişmesi sadece ara mallar ihtiyacını değiştirmekle kalmaz, asli üretim faktörleri katsayılarını da etkiler. Asli üretim faktörleri (mesela emek ve kapital) katsayılarının değişmesi bunlara ait matrisleri de değiştirir.

G-Ç modeli aracılığıyla ekonomik yapı analizleri, endüstriler arası akım tablosu katsayılar matrisi ve ters matrise dayanılarak yapılır. Sadece endüstriler arası akım tablosu kullanılarak, ekonominin karşılaştırılan dönemler içinde, sektörler arasındaki ara talepte ve kullanılan girdilerde meydana gelen değişmeler ortaya konabilir.

Ayrıca bu tabloya bakarak sektörler arasındaki bağınlaşmanın nasıl değiştiği de açıklanabilir.

Sektörler arası yapısal bağınlaşmanın (interdepdence) zaman içindeki değişimi, toplam üretim içinde kullanılan girdilerin miktarlarındaki değişmeler ve tablodaki dolu ve boş gözlerin mukayesesi ile iyi bir şekilde ölçmemiz mümkündür. Diğer bir deyimle, P: Primer girdiler, E: Endüstriyel girdiler, X: Toplam üretim olmak üzere;

a-

P

X

ve,

E

X

oranları ile

b- Dolu Göz / Toplam Göz, veya, Boş Göz / Toplam Göz

Oranları ekonomik yapı bağınlaşmasını iyi bir şekilde ortaya koyan oranlardır. Bir ülkenin endüstriler arası bağınlaşma derecesi o ülkenin sanayileşme ve dolayısıyla gelişme seviyesini en iyi şekilde gösteren göstergelerden birisidir.

Gelişme ve sanayileşme arttıkça toplam üretim içinde sanayi girdilerinin değeri artmakta, buna karşılık Primer girdilerinin değeri ise düşme göstermektedir. Yani ekonomik gelişme ve sanayileşme artıkça E / X oranı büyümekte, buna karşılık P / X oranı küçülmektedir. Diğer taraftan ise sanayileşmenin gelişmesi, sektörler arası bağınlaşmayı arttırdığından ara talep miktarı da artmakta ve daha önce alış-veriş yapmayan sektörler de birbirleriyle ilişkili duruma gelerek, tabloda dolu gözlerin sayılarını arttırmaktadır. Böylece endüstriler arası akım tablosunda dolu gözlerin sayıları yükselmektedir.

Endüstriler arası bağınlaşmanın bilinmesi sektörlerin dolaylı ve dolaysız kullanımlarını ve üretimin dolaylılık derecesini ortaya koymamıza yardım eder. Her bir sektör için dolaylılık ölçüsü, o sektörün diğer sektörlerden girdi alma derecesi veya çıktının yeniden üretim amacı ile diğer sektörlere satma derecesi ile anlaşılır. Dolaysız faktör kullanımı, üretim faktörü kullanılması

97

yoluyla nihai mal yaratmayı; dolaylı faktör kullanımı ise, daha önce üretim faktörü kullanımı sonunda üretilmiş olan ara malların kullanılmasıdır. Her endüstri üretim faktörlerini hem dolaysız ve hem de dolaylı olarak kullanır. Dolaylı ve dolaysız faktör kullanımının nispi oranı sektörlere göre değişir.

Sektörler arasındaki bağınlaşmaya çeşitli açılardan bakılabilir. Herhangi bir sektörün üretim maksadıyla üretim faktörlerini ne oranda kullandığı araştırılabilir. Bilindiği gibi her bir sektörde dolaylı faktör kullanımının kapsamı toplam girdilerin toplam üretime oranı ile ölçülür.

j j j

U

u

X

Oranı bize dolaylı faktör kullanımını verir. Burada;

j

U

= toplam girdiler

j

X

= Toplam üretim

Bulunan

U

j değeri, dolaylı faktör kullanımını gösterdiğinde bu değer 1 den çıkarılırsa

dolaysız olarak kullanılan asli üretim faktör miktarları elde edilir.

Benzer bir tahlil ara mal akımları oranı ile yapılabilir. Toplam ara talebin toplam talebe oranı olan bu oranlar bize, toplam talep içinde ara mal talebin miktarının gösterir. Yani;

i i

W

w

Z

Oranlarının karşılaştırılması ile ekonomide ara talep yönünden ortaya çıkan değişme ile ölçülür. Burada,

i

W

= Ara talep

i

Z

= Toplam talep

Bu oran, üretimin, üretici ve tüketici malları olarak bölünmesini gösterdiğinden burada

meydana gelen değişmeler önemlidir.

w

i değerlerinin küçük olması, bu sektörlerin diğer

sektörlerden bağımsız olduğunu ve nihai tüketicilerle, asli üretim faktör sahipleri arasında direk ilgi olduğunu göstermektedir. Bu değerlerin büyük olması halinde ise, toplam üretiminin büyük kısmının nihai tüketiciler yerine diğer üreticilere gittiğini gösterir.

98

Ekonomide

u

j ve

i

w

değerlerinin bilinmesi ile endüstriler arası ilişkilerin, diğer bir

deyimle dolaylı faktör kullanımının nispi önemi tayin edilmiş olur.

Girdi katsayılar matrisi kullanılarak da ekonomide ortaya çıkan yapı değişikliği analizleri yapılabilir. Girdi katsayıları bilindiği gibi, herhangi bir sektörün bir birim mal üretebilmesi için kullandığı girdi miktarlarını göstermektedir. Girdi katsayılarının değişmesi ise o sektörün bir birim mal üretebilmesi için, ihtiyacı olan girdi miktarlarındaki değişmeleri ifade eder. Teknolojik değişme olarak da ifade edilen bu değişme, aslında ekonomik yapının değişmesinin bir sonucudur.

Ters matrisin her sütunu bilindiği gibi, herhangi bir sektörün üretime olan bir birimlik talebin, diğer bir sektörün üretimine karşı yarattığı dolaylı ve dolaysız, toplam talebi gösterir. Yani J sektörü üretimine olan bir birimlik talebin İ sektörü mamulüne karşı yarattığı, toplam dolaylı ve dolaysız talebi, ters matrisin sütunları ile görmemiz mümkün olmaktadır. Diğer bir ifade ile ilgili sektörün üretimine karşı bir birimlik nihai talep artışını karşılamak için, bütün sektörlerin üretiminde gerekli artış miktarları ortaya çıkmaktadır. Bir mala olan talebin bütün sektörler üzerindeki nihai talep üzerindeki etkisini görmek istediğimiz zaman, bu matrisin bu malla ilgili sütununu bulmak gerekir. Muhtelif sütun toplamları arasındaki farklılık; çeşitli sektörler karşı ayni miktar nihai talebin, bütün sektörler üzerindeki etkisinin farklı olacağını gösterir.

Ters matrisin sıralar itibariyle toplamları, her sektörün üretimine karşı nihai talepte bir birim birim atış olduğu takdirde, belli bir endüstrinin üretiminde gerekli artış miktarını gösterir. Bu değerler muhtelif sektörlerin ekonominin genel gelişimi ile ilgisini veya başka bir deyişle, gelişmeye karşı duyarlılığını ifade eder. Bunlar ve benzeri daha birçok analizler ise ekonominin yapısını ortaya koyar.

99

III. TÜRKİYE EKONOMİSİNDEKİ YAPI DEĞİŞİKLİĞİ (1973-1979)

Benzer Belgeler