• Sonuç bulunamadı

Alt Komisyon (9 Kişi) Ya da raportörler

A. Güvenoylamaları ve Güvensizlik Önergeler

Bilindiği gibi parlamenter sistemlerin en önemli sorunu istikrarlı çoğunlukların oluşturulmasıdır. Parlamenter sistemler, bugün, bu çoğunlukları oluşturmada rasyonelleştirme teknikleri adı verilen yapay hukuk tekniklerini kullanmaktadırlar. Bu teknikler kullanılarak oluşturulan sisteme de rasyonelleştirilmiş parlamentarizm adını vermektedirler. İspanya Parlamentosu çeşitli rasyonelleştirme teknikleri kullandığından kolaylıkla rasyonelleştirilmiş parlamentarizm olarak tanımlanabilir.

1) Güvenoylamaları

Anayasa’ya göre Kongre’nin her yenilenişinden sonra Kral bir hükümet başkanı atar ve hükümet başkanı Kongreye hükümetinin programını sunar ve güvenoyu ister. Kongre hükümet programına üye tamsayısının salt çoğunluğu ile güvenoyu verirse, Kral programı okunan hükümet başkanını başbakan olarak atar. Kongre güvenoyu vermezse oylama 48 saat sonra tekrarlanır. Bu oylamada üye tamsayısı yerine toplantıya katılanların salt çoğunluğu aranır. Bu oylamada da güvenoyu verilmezse yeni bir aday belirlenir ve işlem tekrarlanır. Kongre’nin güvenoyu vermesinden sonra, hükümetin diğer üyeleri, Hükümet Başkanının isteği üzerine Kral tarafından atanır (m. 100). İki ay içinde Kongre hiçbir adaya güvenoyu vermezse Kral, Kongre Başkanına danışarak her iki Meclisin de feshine karar verir (AY. m. 99, İÇT. m. 171-172). Burada dikkat edilecek olursa Anayasa, hükümetin, kurulurken güçlü bir desteğe sahip olmasını sağlamak bakımından önce üye

tamsayısının salt çoğunluğunu aramakta ve bu çoğunluğun bulunamaması halinde toplantıya katılan üyelerin salt çoğunluğuyla yetinilmesine izin vermektedir. Ancak bu çoğunluğun da sağlanamaması ve iki aylık süre içinde kimsenin bu çoğunluğu elde edilmemesi halinde kriz oluşmasını önlemek bakımından, Kral tarafından, Meclislerin ikisinin de feshedilmesini zorunlu kılmaktadır.

Anayasa hükümet bir kez kurulduktan sonra bozulmasını güçleştirmekte ve siyasal krizlerin oluşmasını yapay hukuk teknikleriyle engellemektedir. Anayasaya göre hükümet kurulduktan sonra hükümet başkanı, bakanlar kurulu üyelerine danıştıktan sonra Kongreden, programı ya da genel politikası hakkında güvenoyu isteyebilir. Bu oylamada güvenoyu için toplantıya katılanların salt çoğunluğunun oyu yeterlidir (m. 112). Kongre hükümetin güven istemine olumlu yanıt vermezse, hükümet Kral’a istifasını sunar ve hükümet kurma süreci başından başlar (m. 114/1). Dolayısıyla görevdeki hükümetin güven tazelemek istemesi halinde düşme riski bulunmaktadır ve bu riski azaltmak için üye tamsayısının salt çoğunluğunun değil toplantıya katılanların salt çoğunluğunun oyu yeterli görülmektedir. Ancak hakkında güvensizlik önergesi verilen hükümete sağlanan yapay destek ile hükümetin kendisinin güvenoyu istemesi üzerine verilen yapay destek arasında birincisinin lehine olmak üzere önemli bir fark vardır. Bu farkı da hükümetin güvenoyuna başvurması halinde Mecliste yeterli desteğe sahip olduğunu varsaymasına bağlamak gerekir.

2) Gensoru

Kongre’de verilecek bir gensoru önergesi ile hükümetin siyasi sorumluluğu gündeme getirilebilir. Anayasa böyle bir durumda hükümeti ayakta tutabilmek için iki rasyonelleştirme tekniğini birlikte kullanmıştır. Birlikte kullanılan bu iki teknik kurucu güvensizlik oyu mekanizması ve çoğunluk karinesi tekniğidir. Kongre üyelerinin en az onda biri tarafından imzalanması gereken gerekçeli gensoru önergesi hükümet başkanlığı için de bir aday önermek zorundadır. Başka bir anlatımla Anayasa yeni bir hükümet kurulmadan eskisinin görevden alınmasına izin vermemektedir. Kurucu güvensizlik oyu mekanizması olarak adlandırılan bu yöntem, siyasi krizin oluşmasını başından engellemektedir. Çünkü bir hükümetin düşürülmesi eş zamanlı olarak yeni bir hükümetin kurulması anlamına gelmektedir. Ancak bununla da yetinilmemekte İçtüzükte hükümetin düşürülebilmesi için güvensizlik önergesinin üye tamsayısının salt çoğunluğuyla kabul edilmesi zorunlu kılmaktadır. Başka bir anlatımla oylamada sadece güvensizlik oyları sayılmakta ve bu sayının üye tamsayısının salt çoğunluğuna ulaşması istenmektedir. Bu durumda hükümet Kongrede gerçek bir çoğunluğa sahip

olmadığı halde, yapay bir çoğunluğa kavuşturulmaktadır; toplantıya katılmayanların ve üye tamsayısındaki eksikliklerin hükümeti destekledikleri karine olarak kabul edilmektedir. Dolayısıyla rasyonelleştirme tekniklerinden bir de çoğunluk karinesi tekniği uygulanmaktadır. Kongrenin, salt çoğunluğu bularak gensoru önergesini geçirmesi halinde ise yine bir siyasal kriz oluşmamaktadır. Çünkü bu salt çoğunluk aynı zamanda yeni bir hükümete verilen güvenoyudur. Üstelik kurulan yeni hükümet Kongre üye tamsayısının salt çoğunluğu gibi önemli bir desteğe sahiptir. Böyle bir durumda yeni kurulan hükümet için artık yeni bir güvenoylaması yapılmaz. Kral, güvenoyu alan yeni adayı hükümet başkanı olarak atar ve daha sonra bu hükümet başkanının önerdiği yeni isimleri hükümet üyesi olarak atar. (AY. 113, 114/2; İÇT. 175-178)

Görüldüğü gibi hükümet bir kez kurulduktan sonra hükümetsiz bir dönem olanaksızlaştırılmış ve siyasal istikrar korunmaya çalışılmıştır. Anayasa ve içtüzük bu temel araçların yanında başka önlemler de getirmişlerdir. Örneğin üyelerin düşünmesine olanak tanımak için önergenin verilişi ile oylama arasına en az beş günlük bir süre konmuştur. Bu sürenin ilk iki gününde başka güvensizlik önergelerinin de verilmesi mümkün kılınmıştır. Birden fazla önerge verilmesi halinde önergeler sırayla oylanmakta ve önergelerden birinin kabulü halinde diğer önergeler oylanmamaktadır (AY. m. 113.; İÇT. m. 177). Ayrıca gensoru mekanizmasının yozlaşmasını önlemek için bir milletvekilinin bir dönem içinde sadece bir gensoru önergesi imzalayabileceği sınırlaması getirilmiştir. (AY. m. 113; İÇT. m. 179)

Anayasa’da yer alan kurucu güvenoyu mekanizması hükümetin elinde bulunan meclisi feshetme yetkisi ile birlikte düşünüldüğünde kurucu güvensizlik oyu mekanizmasının kullanılmasını güçleştirebilir. Kurucu güvensizlik önergesiyle güvenoyu alamayarak düşürülen bir hükümetin yerine yeni bir hükümet kurulması zorunluluktur. Düşürülen hükümetin bunu önlemek için Kongre’yi, elinde tuttuğu fesih mekanizmasıyla tehdit etmesi mümkündür. Anayasa’ya göre hükümet başkanı hükümet üyeleriyle görüştükten sonra sorumluluğu tek başına üstlenerek Kongre, Senato ya da her ikisinin birden feshini isteyebilir. Feshe ilişkin kararnamede seçimlerin tarihi de belli edilir. Fesih kararnamesi Kral tarafından duyurulur. Bu araçla hükümet başkanı elindeki fesih yetkisini hiçbir koşula bağlı olmaksızın, diğer hükümet üyelerine danıştıktan sonra kendi takdiriyle kullanabilmektedir. İşte fesih mekanizmasının bir tehdide dönüşmesini engellemek için gensoru önergesi görüşülürken fesih mekanizmasının kullanılamayacağı hüküm altına alınmıştır (m. 115). Başka bir anlatımla

gensoru önergesi verildiği andan itibaren hükümetin parlamentoyu fesih yetkisi askıya alınmaktadır. Böylece düşürülen hükümetin, iktidarı bırakmak yerine, Meclis seçime götürme yetkisi elinden alınmış olmaktadır.