• Sonuç bulunamadı

Güvenlik konusu içerisinde askeri, toplumsal ve insan güvenliğin olduğu üç başlık altında toplanabilir. Güvenliğin tanımı üzerine çalışan Buzan’ın askeri güvenliğin yanında siyasi, ekonomik, toplumsal, demografik, bilgiye, bilişime, teknolojiye, sağlığa, enerjiye, gıdaya, doğal kaynaklara ilişkin, doğal ve çevresel güvenlik olguları da güvenliğin konularını genişlemesini sağlamıştır.106 Askeri

güvenlik dışında olan ve bu olgunun sağlanabilmesi için dayanak oluşturduğu öne sürülebilecek olan devlet, ulusal, toplumsal ve insan güvenliği107 olgularının iç

güvenlik alanına girdiği değerlendirilmektedir. Bireysel güvenliğin konularına bakıldığında, aşağıdan yukarı doğru güvenlik olgusunun bireyle bağını hiç koparmadığı görülebilir.

Bir Birleşmiş Milletler kuruluşu olan UNDP tarafından konu ekonomik, gıda, sağlık, çevre, kişisel, toplumsal, siyasi güven şeklinde yedi alt dalda incelenmiştir. Güvensizlik oluşturan konuların başında gündelik yaşamda korku ve endişe oluşturan sarsıcı olayların yanında, kişiler bakımından iş, gelir, sağlık, çevre, suç güvenceleri gibi kişi güvenliğine ilişkin konular öne çıkmaya başlamıştır.108

Toplumsal açıdan bakıldığında ise, teknoloji, genetik mühendisliği, kişilerin gündelik eylemleri, toplumsal yapı, sosyo-kültürel yapıdan kaynaklanan konular öne

Simetrik  Asimetrik

105 Beril Dedeoğlu, a.g.e., s.39

106 Klevis Kolasi, a.g.m. (15/03/2019); Bilal Karabulut, Güvenlik, Barış Kitabevi, Ankara, 2011,s.122-

173

107 Atilla Sandıklı ve Bilgehan Emeklier, “Güvenlik Yaklaşımlarında Değişim ve Dönüşüm”, Atilla

Sandıklı (Ed.), Teoriler Işığında Güvenlik, Savaş, Barış ve Çatışma Çözümleri, Ankara: Bilgesam Yayınları, ss.3-68, 2012, s.45 aktaran Seyidrıza Alizada, Azerbaycan’da Kamu Güvenliği Bağlamında

İstihbarat ve Karşı İstihbarat Faaliyetleri, (Polis Akademisi Başkanlığı, Güvenlik Bilimleri Enstitüsü,

Güvenlik Stratejileri ve Yönetimi Anabilim Dalı, Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi) Ankara, 2016, s.14, 15

108 UNDP, Human Development Report, Oxford University Press, New York, 1994, S.24, 25, http://hdr.undp.org/sites/default/files/reports/255/hdr_1994_en_complete_nostats.pdf (19/03/2019)

çıkabilmektedir.109

Birinci olarak ele alınan ve geleneksel olarak güvenlik dendiğinde akla gelen, doğrudan devlet ve savaş olgularını içeren askeri güvenlik dendiğinde, bir devletin başka bir devlet ya da devletler topluluğunun silahlı güçlerinden herhangi bir gözdağı hissetmeme ya da böylesi bir durum olması halinde bu gözdağı durumunu ortadan kaldırması anlaşılabilir. Geçmişten günümüze, güvenlik algısı ağırlıklı olarak bu bağlamda ele alındığından, insan topluluklarının güvenlik yapılanmaları da bu doğrultuda olmuştur. Askeri güvenlik kavramının zirve yaptığı Soğuk Savaş dönemi sonrasında bu kavramın yeterli olmadığı değerlendirilmiştir.110

İkinci olarak, devlet içerisinde bulunan bir topluma yönelik gözdağına ilişkin eylem ve yapılanmalar toplumsal güvenlik şeklinde ele alınmaktadır. Topluluk kavramıyla kimlik birbirinden ayrılmaz şekilde bir aradadır. Kimliğe yönelik gözdağlarının, topluma, dolayısıyla da devlete yönelik olduğu söylenebilir.111 Toplumu oluşturan biz duygusu için, dil, ekin, inanç, geçmiş

ortaklığının tümü ya da bir bölümünün bir arada olması gereklidir. Böylesi bir toplum devleti oluşturan ana öğedir. İşte bu kimliğe yönelik olumsuz eylem ve görüşler, devletin ana dayanağı olan topluma yönelik olmasının önemi daha iyi anlaşılmaktadır. Sonuçta devletin varlığı, kimliğin ve toplumun devamlılığına dayalıdır. Toplum kavramı ulusal olarak anlaşılabildiği gibi, bir ulus içindeki başka bir inanç ya da budunsal kimlik taşıyan toplulukları da içermektedir. Toplumsal güvenlik, topluluğun kendisiyle kimliğine; bir devleti oluşturan ana unsurun içindeki, ayırt edilebilir başka topluluklara; göç ile benlik yitimine; dikey savaşım, komşu ülkenin dil ve kültürel etkisinde kalmaya; yatay savaşım ise, kendini bir ülkenin unsuru olarak görmeyen bir topluluğun ayrışması ya da birleşmesine ilişkindir.112

Göç için Afganistan ve Suriye uyrukluların Yunanistan’da yığılmaları; dikey savaşım için Arnavutluk’ta Adriyatik’in karşı kıyısındaki İtalyan dil ve ekininin ağır basmaya başlamış olması; yatay savaşımın bütünleştirme ayağı için Kuzey İrlanda, Galler, İskoçya ve İngiltere’nin Birleşik Krallık adı altında bulunması, ayrışma için

109 Vehbi Bayhan, “Risk Toplumu”, Doğu Batı Dergisi, C.6 S.19, 2002 110 Serkan Yenal, a.g.m., (der.) Mahir Terzi, Serkan Yenal, a.g.e., s. 241, 242

111 Paul Roe, “Societal Security”, Allan Collins (ed.), Contemporary Security Studies, Oxford

University Press, New York, 2007, s.166, 167 aktaran Serkan Yenal, a.g.m., (der.) Mahir Terzi, Serkan Yenal, a.g.e., ,s. 243

Kültür

İskoçya’nın Birleşik Krallık’tan ayrılma referandumu örnek olarak verilebilir.

Üçüncü olarak, insan güvenliği ele alınabilir. Bu yaklaşıma göre, insanların gündelik yaşamlarında güven içinde bulunmaları anlaşılmaktadır. "Kişilerin varlık

durumuna bakılmaksızın, özgürce, maddi ve manevi bakımlardan suça maruz kalma, kişinin mutluluğu ve huzuru bakımlarından kaygısı olmaması” 113 da bu bağlamda

değerlendirilebilir. Suç korkusunun, kişilerin üzerinde geri çekilme, toplumdan uzaklaşma, içe kapanma ve yabancılaşma gibi sorunlara yol açtığı bilinmektedir.114

Aslında her zaman olan, ama adı UNDP tarafından 1994’te konan bu kavramın ikinci adımı, günlük yaşamın getirdiği beklenmedik sakıncalara karşı korunma gerekliliğini ortaya koymaktadır. 115 İnsanlar için, değişik açılar ve katmanlarda doğan

güvensizlik, başka bireyleri, devleti ve sonunda da uluslararası düzen için güvensizliği doğurmaktadır.116

Bu konu içerisinde devletin varlığı da bulunmaktadır. Şöyle ki, gelirler; toprak bina gibi durağan varlıklar; düşünsel ve işleyime dayalı haklar gibi kültürel

kalıt, denizler, akarsular, ovalar, madenler gibi doğal varlıklar; iş yapma, radyo görüngesi, dışalım ve dışsatım izinleri gibi soyut varlıklar, vb. uygun

kullanıldığında uyruklara eylemsel ve gizil değer katan varlıklardır. Tüm bunların yanı sıra, ülkenin görünümü de bir varlık olarak sayılmaktadır. Bu bir varlık

olduğu kadar, bir yükümlülük de getirmektedir. Bu da devletlerin, sakınca ile suçluluk gibi olumsuzluk çağrıştıran sürekli çatışmadan uzak kalma dayanıklılığına bağlıdır.117

Ne devlet odaklı, ne de birey odaklı bakış açısı yeterli olamayabilmekte, hatta bu durum güvenlik açığına neden olabilmektedir. Bu açığın bütünlüklü bir

113 Sulhi Dönmezer, Kriminoloji, Filiz Kitabevi, İstanbul, 1984, s.28 aktaran Hakan İnankul, Kadir

Caner Doğan, “Modern Devlet Ve Türk Polis Teşkilatı Üzerine Bir İnceleme” ODÜ Sosyal Bilimler

Araştırmaları Dergisi (ODÜSOBİAD), 6 (14), 176-205, 2016, s.190, 191,

114 O. Dolu, T. Erdoğdu, Türkiye’de Suç Korkusu, Polis Akademisi Yayınları, Ankara, 2013, s.19

aktaran Hakan İnankul, Kadir Caner Doğan, a.g.m., s.191

115 Pauline Kerr, “Human Security”, Alan Collins (der.), Cotnemporary Security Studies, s. 91-108,

Oxford University Press, 2007, s.91, 92 aktaran Serkan Yenal, a.g.m., (der.) Mahir Terzi, Serkan Yenal, a.g.e.,,s. 245

116 Laura Neack, Elusive Security, Rowman and Littlefield Publisher Inc. Plymouth, 2007, s. 198

aktaran Serkan Yenal, a.g.m., (der.) Mahir Terzi, Serkan Yenal, a.g.e., s. 245

Fikri ve sınai haklar  Spektrum

 İmge, imaj

güvenlik yapısıyla giderilmesinin zorunlu olduğu açıktır.118 Sonuç olarak, bireyden

başlayıp uluslararası düzene uzanan güvenlik anlayışı, yine uluslararası güvenlikten başlayıp bireysel güvenlik anlayışını etkisi altına alan bir olgudur. Bu durum, matematik diliyle, birbiriyle etkileşim halinde olan çok bilinmeyenli bir denklemi içeren, çok kesişimli kümelerin durumuna benzetilebilir. Güvenliğin tanımına yönelik kimin için, hangi gözdağlarına, neye karşı, hangi araçla(rla), hangi zamanda, neye karşın, ne kadar, hangi zaman dilimlerinde soruları119 ile bunların

açıklanması da konuya bir başka boyut kazandırmaktadır. Bunlar ele alınmadan doğru tanımının yapılamayacağını ileri sürülmektedir.120 Güvenlik kavramının çok

boyutluluğu ve tanım zorluğu, soyut ve somut değerler için yapılan eylemlerin ardındaki risk ile gözdağlarının giderilmesi durumları da başkaca etmenler olarak belirtilebilir.121