• Sonuç bulunamadı

3. Sığır popülasyonunun yıllık aşılaması: Hedef popülasyonunun en az % 80’nin şap

3.2.2. Tüberküloz ile İlgili Çalışmalar:

3.2.2.5. Güney Türkiye, Burdur’da Sığır Tüberkülozu: Epidemiyolojik, Patolojik ve Ekonomik Çalışma

Burdur'da bir kesimhanede Özmen O. ve arkadaşları tarafından gerçekleştirilen bu çalışma, hastalığın epidemiyolojik, patolojik ve ekonomik yönlerini ortaya koymayı amaçlamaktadır.

M. tuberculosis ile yakın ilişkili olan M. bovis sığırlarda en önemli tüberküloz etkeni olduğu gibi bazı diğer evcil hayvanlarda da hastalığa neden olmaktadır. İnsanlar da etkene duyarlı olup enfeksiyonu genelde enfekte süt ve pişirilmemiş et tüketimi vasıtası ile almaktadır. Sığırlar arasında organizma genelde hava yolu ile yayılırken buzağılar organizmayı enfekte sütün sindirimi ile veya uteroda da alabilirler (Neil SD ve ark. 2001). Ajan enfekte sığırlar veya diğer enfekte hayvanlar ile temas halinde olan insanlara bulaşabilirken insanlardan da hayvanlara bulaşma mümkündür (Fritsche A ve ark. 2004). Tüberküloz gelişmiş ülkelerde sık sık görülmekte olup bu ülkelerde de iki faktörün öneminin vurgulandığı görülmektedir: Hayvansal üretimde ortaya çıkan kayıplar ve insan sağlığı üzerine olan yansımaları. Geniş alternatif konakçıların mevcudiyeti hastalığın sığırlarda kontrol ve eradikasyon çalışmalarını güçleştirebilmektedir.

Sığır tüberkülozu ile ilgili yapılan çalışmalarda enfekte ineklerden doğan buzağılarda % 10’luk et üretimi kaybı ve enfekte ineklerde toplam % 12’lik süt üretimi kayıpları rapor edilmektedir. Buna ilaveten enfekte hayvanlarda doğurganlıkta % 5’lik düşüşler de belirlenmiştir (Denes L 1986 – Berga AM 1987). İspanya’da yapılan bir çalışmada tüberküloz nedeniyle ayıplı hale gelen karkas, karaciğer ve akciğerlerde sırasıyla % 1.4, % 7.7 ve % 20.1 düzeylerinde kayıplar bildirilmiştir (Berga AM 1987).

Holstein et ve süt üretimi yaklaşık olarak eşit düzeydedir. Yetişkin bir Holstein ineğinin vücut ağırlığı yaklaşık olarak 550-600 kg arasındadır. Bu nedenle Holstein sığırları Türkiye’de gerek kültür ırkları olarak gerekse yerli ırklarla melezlenerek hem et üretimi hem de süt üretimi için yetiştirilmektedir. Yüksek vücut ağırlığı ve hızlı gelişimleri nedeniyle Holstein erkek buzağıları kısa bir dönem için besiye alınarak 150 kg ağırlığa

47 ulaştıklarında süt danası olarak kesime gönderilmektedir. Dişi Holstein sığırlar ise yüksek süt üretimi nedeniyle genellikle süt sığırı olarak yetiştirilmektedir.

Burdur Türkiye’deki en büyük süt sığırı yetiştiriciliği alanlarından birisidir. Kullanılan hayvancılık sistemleri genelde geleneksel olup ahırlar genelde kapalıdır ve sığır popülasyonları kalabalıktır. Burdur’da yıllık olarak 5000 baş sığırdan fazla kesim yapılmaktadır. Sığır tüberkülozu bu sığırlar arasında yaygın olarak tahribata yol açmaktadır. Ocak 2003 ile Aralık 2004 arasında 45 sığır karkası ve iç organları çalışmanın incelemelerini yaptığı kesimhanede tüberküloz nedeni ile ayıplı hale gelmiştir. Bu çalışmanın amacı gerek sığır gerekse insan sağlığı için tehdit oluşturan tüberküloz hastalığının epidemiyolojik ve ekonomik önemini Burdur bölgesinde değerlendirmektir. Burdur kesimhanesinin kayıtları Ocak 2003 – Aralık 2004 dönemi arasında iki yıl boyunca incelenmiştir. Kesimhanenin sığır tüberkülozu için bir kontrol ve eradikasyon programı mevcut olup, kesilen tüm sığırlar hastalığın varlığı açısından veteriner hekimler tarafından incelenmektedir. Her kesilen hayvanın verisi, küpe numarası, ırkı ve tüberküloz nedeni ile ayıplı hale gelen karkas bilgileri de dâhil olmak üzere kayıt altına alınmaktadır. Bu veriler üzerinde bir ekonomik değerlendirme yapılmış olup ayrıca ayıplı karkaslar, iç organlar ve kullanım dışı bırakma nedeniyle oluşan ekonomik kayıplar da değerlendirilmiştir.

Çalışma süresi boyunca kesimhanede karkasların rutin muayenesi sırasında tipik tüberküloz lezyonları bulunan doku örnekleri toplanmıştır. Mycobacterial enfeksiyon histo-patolojik tetkik sonucu doğrulanmıştır. Doku örnekleri kesim sonrası şüpheli 46 sığır karkasından toplanmış olup patolojik tetkikler uygulanmıştır.

Çalışma boyunca 11905 sığır karkası incelenmiş ve bunlardan 46 tanesine yaygın tüberküloz teşhisi konmuştur. Bu sığırların çoğunluğu orta veya iyi kondisyonda olan yetişkin dişi hayvanlar olup kapalı ve popülasyon yoğunluğu yüksek olan büyük sürülerden gelen hayvanlardan olduğu anlaşılmıştır.

2003 – 2004 yılları arasında Burdur’da çalışmanın yapıldığı kesimhanedeki tüberküloz kaynaklı ekonomik kayıplar da hesaplanmıştır. Kesimhaneye gelen, 2 – 4 yaş arası olan 11905 Holstein sığırından 46 tanesinin karkasları, iç organları, başları ve ayakları yaygın tüberküloz teşhisi nedeniyle ayıplı hale gelmiştir. Söz konusu 46 karkas üzerinde ekonomik analizler yapılmıştır. Hayvanların vücut ağırlıkları 450 – 550 kg arasında değişirken, yapılan analiz için ortalama vücut ağırlığı olarak 500 kg kabul edilmiştir. %

48 7’lik bir vücut ağırlığı çıkarılarak temiz kesim ağırlığı hesaplanmıştır. Bu da ekonomik analiz için hayvan başına 465 kg’a eşit olmaktadır. Bu ve buna ilaveten yapılan ağırlık hesaplamaları aşağıda görülmektedir:

i. Hayvanın tokluğu nedeniyle kayıp: (500 kg X 7) / 100 = 35 kg (465 kg) ii. Sıcak karkas verimi (% 60): (465 X 60) / 100 = 279 kg

iii. Soğutma kayıpları (% 3): (279 X 3) / 100 = ~8.4 kg (270.6 soğuk karkas)

270.6 kg olarak bulunan ortalama ağırlık hesaplamalar için 271 kg olarak kabul edilmiştir. Soğuk karkas ağırlığı olan bu değerin % 25’i değerli et olarak düşünülmüştür. Bu da

hayvan başına yaklaşık olarak 68 kg olarak hesaplanmıştır. Karkasın geri kalanı (271 kg – 68 kg = 203 kg) değersiz et, kemik, böbrek gibi öğeleri içermektedir. İki yıllık

dönem içerisinde tüberküloz nedeniyle ayıplı hale gelen karkas ve iç organlar nedeniyle ortaya çıkan ekonomik kayıp 87998 € olarak hesaplanmıştır.

Aşağıdaki tabloda ayıplı hale gelen karkaslarla ilgili yapılan hesaplama daha açık bir şekilde görülebilmektedir:

Tablo 23: Ayıplı hale gelen karkasların ekonomik değeri

Organ Birim Fiyatı (€) Miktar (€) Karkas Sayısı Ayıplı Hale Gelen Karkasların Toplam Bedeli (€) Değerli Et 10 68 46 31280 Değersiz Et 6 203 46 56028 Baş 2 46 92 Karaciğer 5 46 230 Akciğer 1 46 46 Yürek 3 46 138 Dalak 1 46 46 Mide 3 46 138 Toplam 87998

(Kaynak: Özmen O. ve ark. 2005)

Buna ilaveten ayıplı hale gelen ürünlerin imhası için ortaya çıkan diğer masraflar (elektrik, su, dezenfeksiyon, personel) kesimhane için hayvan başına 1.000 € olarak hesaplanmış olup bu da 46 hayvan için 46.000 € etmektedir. Bu değer de ilave edilince 2 yıllık periyot

49 içerisinde kesimhanede tüberküloz nedeniyle ortaya çıkan toplam ekonomik kayıp 135.998 € olmaktadır.

M. bovis insanlara pastörize edilmemiş enfekte süt ve enfekte etin iyi pişirilmemesi sonucu bulaşabilmektedir. Sığırlar M. bovis, M. tuberculosis ve M. avium-intracellulare ile birçok yol ile enfekte olabilmesine rağmen, M. bovis en çok görülen enfeksiyon ajanı olup en yaygın bulaşma yolu da havadır. Enfeksiyon genellikle solunan edilen basilin alveollere ulaşması ve burada akciğere ait makrofajlar tarafından fagositoza başlanmasını takiben ortaya çıkmaktadır. Eğer bu işlem bakteriyi ortadan kaldırmakta başarılı olur ise enfeksiyon önlenebilmektedir. Ancak M. bovis hücrelerarası da çoğalabilmekte ve bu şekilde makrofajları öldürerek enfeksiyonun başlamasına neden olabilmektedir. En çok etkilenen organ akciğerler olup bu da bulaşmanın genelde solunum yolu ile gerçekleştiğini kanıtlamaktadır. Bu çeşit bulaşmanın nedeni olarak Türkiye’de uygulanan yoğun besicilik ve kapalı ahır sistemleri modelleri gösterilmektedir.

Bu çalışma sığır tüberkülozunun Türkiye’nin güneyinde halen önemli bir problem olduğunu ortaya koymuştur. Buna ilaveten Burdur bölgesinde sığır tüberkülozu kaynaklı ekonomik kayıplar da çalışmanın kapsadığı dönem için hesaplanmıştır. 2 yılı kapsayan bu dönem içerisinde tüberküloz nedeniyle ayıplı hale gelen karkaslar ve iç organlar aracılığıyla ortaya çıkan kayıp 135.998 € olarak öngörülmüştür. Bu kesimhanede görülen tüberküloz vakalarının düşüklüğünün nedeni olarak kesime gelen hayvanların çoğunun genç olması ve hastalığın kronik seyri gösterilebilir. Bunlara ilaveten tüberkülozun sadece ekonomik kayıplara neden olan bir hastalık olmadığı, ayrıca insan ve hayvan sağlığı için de tehdit oluşturduğu bir gerçektir.