• Sonuç bulunamadı

180; Şener, Uygulamalı Ortaklıklar, s.121. Gündeme bağlılık ilkesinin zikredilen amacını Yargıtay da bir kararında belirtmiştir. “… söz konusu ilke ile güdülen ana amaç, pay sahiplerinin gerek genel kurula katılma kararı verirken ve gerekse kurulda oy kullanırlarken hazırlıklı bulunmalarını sağlamak, onları oldu bittilere karşı korumaktır” (Bkz. 11. HD., E. 2005/13236, K. 2007/204, T. 15.1.2007; karar için bkz. http://www.kazanci.com/, siteye erişim tarihi: 13.05.2009).

205 Genel kurul toplantı gündeminde yazılı hususların tamamının tartışılmadan toplantının toplantı

yönetimi tarafından sona erdirilmemesi gerektiği hususunda bkz. Böckli, Peter: “Die Leitungsbefugnisse des Präsidenten in der Generalversammlung”, Rechtsfragen um die Generalversammlung, Zürich, 1997, s. 75. Buna göre toplantı başkanı, gündem maddelerinin görüşülmesi tamamlanmadan ve gerekli oylamalar yapılmadan toplantıyı kapatmamalıdır.

206 Gündeme bağlılık ilkesinin bu olumlu (pozitif) ve olumsuz (negatif) sonuçları hakkında bkz.

uygun olmayan, özellikle anlaşılabilirlik ve belirlilik düzeyine uymayan gündem maddeleri konusunda karar alınamayacaktır. Örneğin çok soyut ve genel olan bir gündem maddesi hakkında karar alınması, ortakların oldubittilerle karşılaşmasına neden olabilir ve gündeme bağlılık ilkesini ihlâl eder. İkincisi, gündemde olmayan bir husus hakkında karar alınamayacaktır207. Üçüncüsü de gündemde yer alan bir gündem maddesinin kapsamını aşan şekilde sürpriz bir karara neden olabilecek bir karar alınamayacaktır208.

3. Gündeme Bağlılık İlkesinin Kapsamı

Toplantı sırasında, toplantının yürütümüne ilişkin meselelerle ilgili usul önerilerinde bulunulmuş ve bu konularda oylama yapılmış olabilir. Toplantının yürütümüne ilişkin bu tip usul önerilerinin önceden ilân edilmesine gerek yoktur209. Bunun nedeni, usule ilişkin bir öneri ve bu yolda alınan bir karar, kural olarak sadece o toplantıyla ilgili hüküm ifade eder ve o genel kurulun sona ermesiyle birlikte etkisini de yitirr210. Bu tip kararlar sadece toplantının yürütüm şekline ilişkindir. Toplantıda bu yönde bir öneri verilmesi gündeme bağlılık ilkesinin kapsamı içinde düşünülemez.

Buna karşılık, gelecek toplantıların usulünü de belirleyen ilkesel anlamda bir genel kurul kararına dair öneri sözkonusuysa, bu, yukarıda belirttiklerimizin dışında kalır. Böyle bir hususun ortaklık sözleşmesinde düzenlenmesi gerektiğinden dahi

207 Genel kurul gündemde olmayan bir husus hakkında karar almışsa, sadece gündem kapsamını aşan

ilgili karar iptal edilebilir. Yoksa toplantıda alınan tüm kararlar değil. Yargıtay da bir kararında buna işaret etmiştir. Karara göre, “… gündemde bulunmayan işler müzakere ve karara bağlanamayacağından, mahkemenin sadece gündemde yer almayan yönetim kurulu üyleri ile denetçilerin seçimine ait genel kurul kararlarının iptaline karar verilmesi gerekirken, 31.3.1976 tarihli genel kurul kararlarının tümünün iptaline karar verilmesi isabetsizdir” (bkz. 11. HD., 02.06.1977 – E. 2873/K. 2890, karar için bkz. Eriş, s. 2122).

208 Gündemde yer alan bir mevzuyla bağlantılı olsa dahi, getirilen önerinin kabulü bazı durumlarda

sürpriz bir karara neden olabilir. Örneğin bilanço kârının dağıtılmasına ilişkin bir gündem maddesinde yüzde on dağıtım isteyen bir öneriye karşın yüzde yedi ya da yüzde ondört dağıtım isteyen bi öneri verilebilir ve bu kabul edilebilir. Ancak ortaklığı sarsacak ve sürpriz bir karara neden olacak şekilde yüzde doksan beş oranında bir dağıtım talep edilememeli ve genel kurulda böyle bir karar alınamamalıdır. Bu karar artık ilân edilen gündem maddesinden çıkabilecek bir kararın sınırlarını aşmakta ve öngörülebilirlik arz etmemektedir. Böyle bir durumda da gündeme bağlılık ilkesinin ihlalinden bahsedilebilmelidir. (Bu yönde örnek için bkz. Forstmoser/Meier-Hayoz/Nobel, s. 219; Forstmoser, Peter: “Informations- und Meinungsäuserungsrechte des Aktionärs”, Rechtsfragen um die Generalversammlung, Zürich, 1997s. 125–126).

209 Bkz. Bianchi, s. 73.

210 Genel kurulda usule ilişkin verilen bir öneri neticesinde alınan kararlar usule ilişkin kararlardır.

Öğretide usule ilişkin kararların kural olarak iptalinin de istenemeyeceğine değinilmektedir. (Bu konuda bkz. Moroğlu, Hükümsüzlük, s. 10 ve 171).

bahsedilebilir211. Dolayısıyla bu anlamda usule ilişkin karar alınabilmesi için, gündemde bu yönde bir madde olması gereklidir. Yani gündeme bağlılık ilkesi burada işler212.

Danışma oylamaları, genel kurula katılan ortakların belirli bir konudaki görüşlerini öğrenmek ve eğilimlerini belirlemek için yapılan oylamalardır213. Oylama sonucu bir danışma kararı ortaya çıkar. Danışma oylaması için öneri müdürler ya da ortaklar tarafından verilebilir. Danışma oylamalarında gündeme bağlılık ilkesinin yürüyüp yürümediğine değinmeden önce, her hususun da danışma oylaması şeklinde bir öneri olarak genel kurulda verilemeyeceğine değinmek gerekir. Burada en üst sınır, TTK Tasarı m. 470/1 hükmünde de formüle edilmiş olan, ortakların ortaklık işlerine ilişkin haklarını genel kurulda kullanabilecek olmasıdır214. Bir danışma önerisi için de bunun ortaklık işleriyle bir ilgi göstermesi koşulu temelde aranmalıdır215. Koşulu denetleyecek olan da toplantı yönetimidir.

Danışma oylamalarının en önemli özelliği oylama sonucunda ortaya çıkan kararın danışma kararı olmasıdır. Bir başka deyişle bunlar fikir verici kararlardır. Danışma kararlarının hukukî bir bağlayıcılığı yoktur216. Bağlayıcılığı olmayan bu kararlar toplantıya katılmayan ve katılıp da red oyu veren ortakları etkilemez (Karş. TTK Tasarı m. 423). Dolayısıyla bu hususta verilen önerileri aslında, sonucunda bir oylama yapılıyor olsa dahi hukukî bağlayıcılıkları olmadığından, tartışma önerilerinden farklı bir muameleye tabi tutmaya gerek yoktur. Yani ilgili danışma oylaması neticesinde çıkan sonuç, etki doğurucu bir sonuç olmadığı için, özellikle gündemde “diğerleri”, “öneriler ve temenniler” gibi maddelerin yer alması halinde bu hususlar tartışılabilir ve oylanabilir217. Bu sadece bir konuda ortakların o andaki eğilimlerinin göstergesidir.

211 Bkz. Bianchi, s. 74.

212 Gelecekteki genel kurul toplantılarının da düzenlenmesi amacıyla ilke kararı şeklinde alınan ve sırf

bir genel kurul toplantısı süresince etki göstermeyecek olan bu tarz usule ilişkin kararların iptal edilebilirliği hakkında ayrıca bkz. Moroğlu, Hükümsüzlük, s. 171.

213 Danışma oylamasının amacı ve hukuki doğası için bkz. Horber, Felix: “Die

Konsultativabstimmung in der Generalversammlung der Aktiengesellschaft”, SJZ, 101, 2005, Nr. 5, s. 101.

214 Genel kurulda müzakeresi söz konusu olan her hususta bir üst sınır olarak bu hüküm dikkate

alınmalıdır. Kanımızca bu hükmün bir yansıması da özel denetçi atanmasında aranan “pay sahipliği haklarının kullanılabilmesi için gerekli olma” koşuludur. Bunlar genel anlamda MK m. 2’nin farklı ve özel görünümleri olarak kabul edilebilir.

215 Bu hususta bkz. Horber, Konsultativabstimmung, s. 103.

216 Bkz. Horber, Konsultativabstimmung, s. 101 ve 109; Honsell/Vogt/Watter/Dubs/Truffer, s. 802. 217 Bu hususta ayrıca bkz. Honsell/Vogt/Watter/Dubs/Truffer, s. 787.

Özellikle müdürler kendi devredilemez görev alanına giren bir hususta (bkz. TTK Tasarı m. 625), ortakların ne düşündüğünü anlayabilmek amacıyla, danışma oylaması için genel kurulda öneri verebilirler218. Fakat bu oylama sonucunda çıkan neticeyle müdürler bağlı değildirler. Zira genel kurul kendi görev alanını aşar şekilde karar alamaz. Burada yer verilen danışma oylamalarını TTK Tasarı m. 625/2 hükmüyle karşıştırmamak gerekir. Ortaklık sözleşmesiyle müdürlerin belirli işlemleri genel kurul onayına sunmaları zorunluluğu getirilebilir (TTK Tasarı m. 625/2). Bu durum danışma oylamalarından farklıdır. Danışma oylamalarında, böyle bir husus olmadığı halde müdürlerin kendi görev alanlarıyla ilgili bir konuda ortaklığın eğilimini ölçme arzusu söz konusudur. Danışma oylamalarında genel kurulun hukukî anlamda bağlayıcı bir açıklaması söz konusu değildir. Danışma oylamasına ilişkin hususların bir bağlayıcılığı olmadığı için, gündemde yer almalarına ve ilân edilmelerine gerek yoktur219.

Bahsedilen hallerde, gündeme bağlılık ilkesinin olumlu etkisi devam etmektedir. Bu nedenle, söz konusu hususların tartışılması ve oylanması, gündemdeki meselelerin tartışılması ve karara bağlanmasına engel olmamalıdır. Dolayısıyla, gündemdeki tüm hususların karara bağlanmasının ardından, buna uygun vakit ve zemin varsa danışma oylamalarına geçilebilir.

4. Genel Kurulda Gündem Dışı Hususların Tartışılması

Genel kurulda gündem dışı hususların, karar alınmamak kaydıyla, tartışılabilip tartışılamayacağı mevcut sistemimizde görüş ayrılığı olan bir meseledir. Genel kurulda gündem dışı hususların hakkında herhangi bir karar alınmamak kaydıyla bir hak sahibi tarafından dile getirilip getirilemeyeceği konusuna, bir görüş olumlu yaklaşmaktadır220. Buna karşın, söz konusu durumun gündeme bağlılık ilkesini ihlâl edeceğini öne süren bir diğer görüş de soruna olumsuz yaklaşmaktadır221.

218 Bu hususta bkz. Honsell/Vogt/Watter/Dubs/Truffer, s. 802.

219 Herhangi bir danışma oylaması önerisinin gündemdeki bir madde ile ilişkilendirilmesine gerek

yoktur. (Bkz. Horber, Konsultativabstimmung, s. 103).

220 Mevcut TTK açısından OR m. 700 ve AktG m. 124’e atıfla bu yönde bkz. Türk, s. 216. Yine

makul bir sebebe dayanmak ve konunun ortaklıkla ilgisi bulunmak kaydıyla gündem dışında söz alınabileceği hususunda ayrıca bkz. Poroy/Tekinalp/Çamoğlu, s. 545.

Mevcut sistemde gerek TTK m. 364/1/c. 2 gerekse TTK m. 369/2 hükümleri “müzakere” ifadesine yer vermiştir. Yani gündem dışı konular müzakere edilemez. Tartışmanın nedeni burada ifade bulan “müzakere” kelimesidir. Bunu OR m. 700 ile uyumlu yorumlayan ilk görüş, gündem dışı konularda karar alınamaz, ancak karar alınmaması kaydıyla gündem dışı konuların müzakere edilmesi olanaklıdır sonucuna ulaşmaktadır. TTK’nın lafzına bağlı kalan diğer görüşse, herkesin gündem maddeleriyle ilgili konuşabileceğini, bunun dışında kalan hususların müzakere edilemeyeceğini savunmaktadır.

Gündem dışı hususların genel kurulda müzakere edilemeyeceğini savunan ikinci görüşün haklı kaygıları da vardır. Bunlardan birisi, toplantıların çok uzaması olasılığıdır. Bu surette genel kurul toplantısının ertesi güne taşması olasılığı ortaya çıkabilir ve ortaklık zarara uğrayabilir. Söz konusu görüşün ikinci bir haklı kaygısı da, gündem dışı konuşmalar nedeniyle, gündemdeki bazı hususlar yeteri kadar tartışılamayabilecektir222.

Bize göre, gündem dışı hususlarda, karar alınmaksızın müzakere yapılabilmelidir. Bu durumun aksinin kabulü, çok sert bir yaklaşım olur223. Burada fikirler teatisinden çıkabilecek yeni yaklaşımların ortaklığın gelişimine olumlu etki göstermesi olasılık dâhilindedir. Yalnız mesele kabul edilirken, karşı görüşün haklı kaygıları ve gündeme bağlılık ilkesinin yukarıda bahsedilen olumlu etkisi göz önüne alınmalıdır.

Öncelikle gündeme bağlılık ilkesinin olumlu etkisi gereğince, genel kurul gündeminde bulunan tüm hususlar tartışılıp karara bağlanmalıdır. Genel kurul gündeminde bulunan tüm hususlar tartışılıp karara bağlandıktan sonra, buna uygun zaman ve olanak varsa gündem dışında bir hususun dile getirilmesi, karar alınmamak kaydıyla, olanaklı kabul edilebilir.

Müzakerelere katılma hakkının toplantıyı uzatıp genel kurulu kilitleme amaçlı kullanılması düşünülemez. Genel kurul başkanı, hakkını dürüstlük kuralına (MK m.

222 Bu yönde açıklamalar için bkz. Yiğit, s. 167.

223 İsviçre hukukunda, gündemde olmayan konularla ilgili olarak karar alınmaksızın müzakere

açılabilmesi olanaklı kabul edilmektedir ve bu hususta açık yasal düzenlemeye de yer verilmiştir. (Bkz. Forstmoser/Meier-Hayoz/Nobel, s. 218, dn. 78; Honsell/Vogt/Watter/Dubs/Truffer, s. 787). Böyle bir müzakerede konular tartışılırken yine de sınırsız bir özgürlük olmadığı, tartışılan meselenin ortaklıkla nesnel anlamda bir bağlılık içinde olması gerektiği yolunda bkz. Forstmoser, s. 124. Alman anonim ortaklıkları açısından, karar almaksızın yapılacak tartışmaların kural olarak önceden ilân edilmesine gerek olmadığı yolunda bkz. Schmidt/Lutter/Ziemons, s. 1385.

2) aykırı kullanan konuşmacıya müdahale etmelidir. Kaldı ki, tüm gündem maddeleri tartışılıp karara bağlandıktan sonra, gündem dışı tartışma açılsa dahi, konuşmacı ortaklık işlerine ilişkin konuşmalıdır. Çünkü hem TTK m. 360/1 hem de TTK Tasarı m. 407/1 hükmünde zikredildiği üzere, ortaklar ortaklık işlerine ilişkin haklarını genel kurulda kullanırlar. Gündem maddeleri tartışılırken, gündem dışında açıklamalar yapan katılımcı, başkan tarafından, gündem maddesiyle ilgili olarak konuşmasına devam etmesi konusunda uyarılmalıdır224. Yeterli zaman ve olanak olması halinde, karar alınmamak şartıyla, gündem maddelerinin tartışılıp karara bağlanması bittikten sonra, kendisine gündem dışında söz verilebileceği söylenebilir. Bu kişinin toplantı düzenini ve amacını sarsıcı konuşmalarına devam etmesi halinde, genel kurul başkanı, yetkisi dâhilinde olan disiplin önlemlerine başvurmalıdır.

TTK Tasarı m. 413/2 hükmünün lafzı, TTK gibi, gündem dışı hususların genel kurul toplantısında tartışılamayacağını içermektedir. Dolayısıyla mevcut yasa dönemindeki bu tartışma devam edecektir. Kanımızca Tasarı açısından yerinde olanı, gündem dışı hususların karara bağlanamayacağının ve kaynak yasaya uygun olarak, gündemde olmayan mevzuların karar alınmaksızın tartışılabileceğinin belirtilmesidir (bkz. OR m. 700/4).

B. Gündeme Bağlılık İlkesinin İstisnaları