• Sonuç bulunamadı

GÜLER ÇUHADAROĞLU

Belgede Nazan Öksüz EDİTÖRDEN (sayfa 84-87)

Rakamların büyüklüğü ortaya konulan ve konulacak olan istihdam ve eğitim politikaların ve maliyetlerin büyüklüğünü de doğrudan etkilemektedir. Ancak “kaç kişinin geldiği” sorusundan belki de daha önemli olan soru, “kimlerin geldiğidir.” Çalışma hayatına bakan yönü ile bu kişilerin profilleri hakkında sınırlı ve gayri resmi bilgi sahibi olunması zaten zor bir alan olan işgücü piyasası politikalarını bir kat daha zorlaştırmaktadır. Toplumsal huzur, refah ve herkes için insani yaşam imkanlarını sağlanması maksadıyla yabancıların bulundukları ülkeye uyumu hayati öneme sahiptir. Yabancıların entegrasyonu kısa dönemde dil becerilerinin kazanımı, aile birleşimlerinin sağlanması, eğitim ve sağlık hizmetlerine erişim, ayrımcılığa maruz kalmama, işgücü piyasasına katılma gibi konuları kapsamaktadır. Özellikle zorunlu göç durumlarında entegrasyonun önemli şartlarından biri olan sığınmacıların işgücü piyasasına erişim ve

GENİŞ AÇI

Grafik 1

Yıllara Göre Geçici Koruma Kapsamındaki Suriyeliler (28.12.2017)

istihdam edilme hakkının verilmesi bu kişilerin gelir getiren bir işte çalışarak belirli bir yaşam standardına kavuşması adına son derece önemlidir. 15.01.2016 tarih ve 29594 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Geçici Koruma Sağlanan Yabancıların Çalışma İzinlerine Dair Yönetmelik ile kamuoyu tarafından uzunca bir süredir beklenen geçici koruma kapsamındakilerin çalışma izin başvurusunda bulunmalarının önündeki engeller kaldırılmıştır. Bu düzenleme uyumun gerçekleştirilmesi açısından son derece kritik bir aşamadır.

Bu Yönetmelik ile geçici koruma kapsamında bulunanların çalışma izin başvuruları il ve istihdam kotası ile sınırlandırılmıştır. Geçici koruma sağlanan yabancılara çalışma iznine başvuru hakkı verilmesinde yabancının ikametine izin verilen iller esas alınmaktadır. Çalışma iznine başvurulan işyerinde çalışan geçici koruma sağlanan yabancı sayısı, işyerinde

çalışan Türk vatandaşı sayısının yüzde onunu geçememekte; toplam çalışan sayısı ondan az olan işyerlerinde ise en fazla bir geçici koruma sağlanan yabancının çalışmasına izin verilebilmektedir. Ancak işveren tarafından; işyerinin kayıtlı bulunduğu Çalışma ve İş Kurumu İl Müdürlüğünden, çalışma izni başvurusu tarihinden önceki dört haftalık süre içerisinde yabancının çalıştırılacağı işi yapacak aynı nitelikte Türk vatandaşı bulunamadığının belgelendirildiği başvurularda istihdam kotası uygulanmasında esnekliğe gidilebilmektedir. Yönetmelik ile geçici koruma kapsamında bulunanların mesleki eğitimine ilişkin de düzenlemeler yapılmıştır. Bu kapsamda, Türkiye İş Kurumu tarafından aktif işgücü hizmetleri kapsamında düzenlenen kurs ve programlar kapsamında bir işyerinde mesleki eğitim ve işbaşı eğitimi görecekler ile bu kişilerin eğitim süresinin sonunda aynı işyerinde çalıştırılması için işverenlerin Bakanlığa başvuruda bulunulabilecekleri ve bu madde kapsamında yapılacak başvurularda, Bakanlıkça işyeri istihdam kotasının farklı uygulanabileceği hüküm altına alınmıştır. Suriyelilerin ağırlıklı olarak belirli illerde ikamet etmeleri ve çalışma çağında olan Suriyeli sayısının fazlalığı göz önünde bulundurulduğunda il ve istihdam kotası uygulamasının mevcut duruma cevap vermede yetersiz kalabileceği değerlendirilmektedir. Geçici Koruma Statüsündeki Kişilerin İşgücü Piyasasına Uyumunun Sağlanmasında İŞKUR’un Rolü İşgücü piyasasının izlenmesi ve politikalara yön verilmesinde kamu istihdam kurumlarının belirleyici bir rolünün bulunmasının yanı sıra yabancıların işgücü piyasasına kazandırılması ve mesleki ihtiyaçlarının karşılanması büyük

ölçüde söz konusu kurumlar tarafından gerçekleştirilmektedir. Ülkemizin son dönemde karşı karşıya kaldığı kitlesel göçün işgücü piyasası anlamında yönetiminde İŞKUR, adı en sık geçen kamu kurumu haline gelmiştir. Bu durum bir taraftan İŞKUR’u çözümün önemli bir parçası haline getirmekte diğer taraftan ise zorlu bir görevin altına sokmaktadır.

Mevcut durumda en az altı aylık geçici koruma süresini dolduran kişiler, Çalışma ve İş Kurumu İl Müdürlüklerine başvurarak “iş arayan” olarak

kurum hizmetlerinden yararlanmak maksadıyla kayıt yaptırabilmektedir. Kuruma kayıtlı

olan geçici koruma kapsamındaki kişilerin bireysel danışmanlık hizmetlerinden ve geçici koruma kapsamındaki işverenlerin de kurumsal danışmanlık hizmetlerinden faydalanmasının önünde herhangi bir yasal engel bulunmamaktadır.

12.03.2013 tarih ve 28585 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Aktif İşgücü

Hizmetleri Yönetmeliği’nde geçici koruma statüsündeki kişilerin mesleki

eğitimine ilişkin bir takım düzenlemeler yapılmış ve bu kişilerin TYP hariç kurs ve programlardan yararlanmalarına imkân sağlanmıştır.

İŞKUR söz konusu hizmetlere ilave olarak, çok sayıda ulusal ve uluslararası kuruluş ile işbirliği içerisinde, geçici koruma statüsündeki kişilerin Türkiye işgücü piyasasına uyumunu desteklemeye yönelik projeler yürütmektedir. Ülkemizde bulunan geçici koruma statüsündeki kişilerin işgücü

piyasasına kazandırılması konusunda aşağıda yer verilen önerilerin bütüncül bir politika setine dönüştürülmesinin sürecin yönetimine katkı sağlayacağı değerlendirilmektedir. İşbirlikleri Artırılmalıdır. Türkiye’de her Kurumun

kendine bakan yönüyle çözümün bir parçası olmaya çalışması belirli bir aşamaya kadar sürdürülebilir olmakla birlikte sorunların iç içe geçmişliği ve çok yönlülüğü nedeniyle kurumsal düzeyde yürütülen çalışmalar sonuçsuz kalabilmektedir. Kitlesel göç hareketlerinde süreçlerin yönetimi çok boyutlu ve çok taraflı bir koordinasyon ihtiyacını ortaya çıkarmaktadır. Yapılan araştırmalarda, sığınmacı ve mültecilerin işgücü piyasası başta olmak üzere ev sahibi toplumlara uyumu konusunda iyi uygulamalara sahip olan ülkelerin merkezi hükümet, yerel yönetimler ve uluslararası aktörler ile özel sektör ve sivil toplum kuruluşları arasında iletişim ve işbirliği mekanizmalarını son derece etkin kullandığı ve oluşturulan politikaların bütüncül bir yapı sergilediği görülmektedir. Hedef kitle odaklı politika ve uygulamalara ihtiyaç vardır. Uygulamada

genellikle geçici koruma

kapsamındaki kişilerin mevcut aktif işgücü piyasası politikalarına ve işe yerleştirme hizmetlerine dâhil edilmeye çalışıldığı görülmektedir. Ancak hedef gruba göre özelleştirilmiş yaklaşımlar (yaş, cinsiyet, eğitim, aile statüsü gibi) iş gücü piyasasına entegrasyonda hayati öneme sahiptir. Sığınmacı ve mülteciler için bireyin nitelik ve ihtiyaçlarının değerlendirilmesi sonucunda, nihai hedefi sürdürülebilir istihdam olan bireysel kariyer planları hazırlanmalıdır.

Dil eğitim programları ihtiyaçlara cevap verecek düzeyde ve gerçekçi bir şekilde planlanmalıdır.

Dil eğitimi, bu kişilerin işgücü piyasasına girişini ve mesleki eğitim ihtiyaçlarının giderilmesini geciktirmeyecek şekilde verilmesi kaydıyla anlam ifade etmektedir.

Geçici koruma statüsündeki kişilerin mesleki niteliklerine göre profillerinin ortaya konulması gerekmektedir.

Grafik 2

Geçici Koruma Kapsamında Bulunan Suriyelilerin İlk 10 İle Göre Dağılımı

Bütüncül bir çalışmaya bağlı olarak geçici koruma kapsamındaki kişilerin kişisel becerilerine, mesleki niteliklerine ve iş deneyimlerine ilişkin profillerinin mekânsal dağılım temelinde ortaya konulması gerekmektedir. Bu bilgiye sahip olmak ev sahibi toplumun işgücü talep yapısı ile uyumlu önlemler geliştirilmesi sürecinde önemli ölçüde yol gösterici olacaktır.

Uyum eğitimi programları

düzenlenmelidir. Geçici

koruma kapsamındaki kişilerin mesleki yönelimlerine uygun bir takım eğitimleri de içerecek şekilde toplumsal kültüre ilişkin tanıtım programları hayata geçirilmeli ve yaygınlaştırılmalıdır.

Mali ve beşeri açıdan kurumsal kaynaklar artırılmalıdır. Olağandışı

bir duruma olağan kaynaklarla tepkiler vermenin istenilen sonuçların elde edilmesini sekteye uğratması riski bulunmaktadır. Sığınmacıların kurslardan ziyade işe yönlendirilmesine öncelik verilmelidir. Sığınmacıların işgücü piyasasına entegrasyonunda mesleki eğitim kurslarına yapılan yönlendirme fikri mucizevi bir çözüm olarak görülmektedir. Oysaki göz ardı edilmemesi gereken husus, ilk aşamada acil ihtiyaçlarını giderme telaşında olan bu kişilerin istihdamının mesleki eğitimlerinden daha önemli olduğudur. Mesleki nitelik ve beceriler tanınmalıdır. Sığınmacıların mesleki niteliklerinin tanınmasına yönelik mekanizmaların geliştirilmesi önem arz etmekle birlikte bu tespitlerin yapılmış olmasından her zaman beklenilen fayda sağlanamayabilir. Özellikle işverenler, yabancıların nitelikleri ve iş tecrübelerine güvenme konusunda pek çok çekinceye sahiptir. Literatürde mesleki yeterliliklerin devlet tarafından tanınmasının işverenlerin yabancıların almış oldukları eğitimler konusundaki endişelerine cevap verecek nitelikte olmadığı konusunda fikir birlikleri bulunmaktadır. Bu duruma ek olarak resmi öğretim kurumları dışında yani tecrübeyle elde edilen yeterliliklerin tanınması da başlı başına bir sorun alanıdır.

GENİŞ AÇI

Dipnotlar 1 http://www.goc.gov.tr/icerik3/ gecici-koruma_363_378_4713 (14.01.2018) 2 http://www.unhcr.org/figures-at-a-glance.html (14.01.2018)

TOPLUMSAL HUZUR,

REFAH VE HERKES

Belgede Nazan Öksüz EDİTÖRDEN (sayfa 84-87)