• Sonuç bulunamadı

4.4. Öğretmen Mesleki Öğrenmesinin Öğretim Sürecine Etkileri

4.4.2. Öğretime Yönelik Etkileri

4.4.2.3. Güçlü Öğretmen-Öğrenci İletişimi

Katılımcılar, mesleki öğrenmeleri sonucunda öğrencileriyle daha iyi iletişim kurabildiklerini ve bu sayede aralarında güçlü kişisel bağlar oluştuğunu dile getirmişlerdir. Öğrencileri ile güçlü iletişim kurabilen öğretmenler onların isteklerini karşılama ve gereksinimlerini gidermeye yönelik birtakım faaliyetlerde bulunabilmektedirler. Öğrencilerle iletişim kurabilme becerisini üniversitede edindiğini belirten bir öğretmenin görüşleri şöyledir: “Benim üniversitedeki hocalarımdan biri dersinde sürekli ödevler verirdi. Karşınızda 5. Sınıf öğrenci var gibi düşünüp ders anlatın diyerek konular dağıtmıştı bize. Bizler ona göre çalışmalar yapmıştık. Bu bana çok katkı sağladı. Biz seviye seviye öğrenciye nasıl yaklaşılır bunu öğrendik. Bunlar benim öğrencilerle iletişimimi çok güçlendirdi. Bu sayede daha faydalı oldum. Öğrencilerin kalbine inebildiğim zaman ben de çok mutlu oluyorum. Onların gözlerindeki pırıltıyı görmek beni çok mutlu ediyor.” (K14). Lisans eğitimi süresince teorik bilgilerden öte mesleki yeterliklere ilişkin birtakım becerilerin öğretmenlere kazandırılmasının önemi bu görüş ile ortaya konulmaktadır. Öğretmenliği öğrenciyi anlamak olarak ifade eden bir diğer katılımcı ise fikirlerini şu şekilde sunmuştur: “Öğretmenlik sadece öğrenciye bilgi vermek değildir; aynı zamanda onlara rehberlik edebilmek, konuşmak, hallerini anlamak, değer vermektir. Ben öğrencilerimi anlamak, onlarla iletişimimi güçlendirmek adına çeşitli mesleki gelişim faaliyetlerine katıldım. Bu faaliyetlerin çok da faydasını gördüm.” (K3). Öğretmenler mesleki öğrenme süreçlerine devam etmelerinde asıl amaçlarının öğrencilerinin öğrenme ihtiyaçlarını en etkili biçimde karşılayabilmek olduğunu birçok defa dile getirmişlerdir. Öğrencilere faydalı olabilmek ise onları anlamak ve iletişimi güçlendirmekle mümkündür. Bu nedenle öğrencilerle öğretmenler arasında güçlü bir iletişimin olması önemli görülmektedir.

98

BEŞİNCİ BÖLÜM

TARTIŞMA

Araştırmada ilk olarak öğretmen mesleki öğrenmesine ilişkin öğretmen algıları incelenmiştir. Katılımcılar öğretmen mesleki öğrenmesini; meslekte tecrübe kazanma, hizmet içi eğitim alma, meslektaşlarla iş birliği yapma, çağa ayak uydurabilme ve mesleki bilgi ve becerilerin genişletilmesi olarak anlamlandırmışlardır. Öğretmen mesleki öğrenmesinin önemini ise mesleki yeterliğe ulaşabilme, öğretimi geliştirme, öğretime daha fazla motive olma ve mesleğe bağlılığın artması olarak ifade etmişlerdir. Elde edilen bulgular öğretmenlerin mesleki öğrenme süreçlerini; mesleğe başladıkları an itibariyle öğrenci, meslektaş, veli ve diğer tüm paydaşlar aracılığıyla kazandıkları deneyimler, katıldıkları eğitim faaliyetleri, günümüzde meydana gelen hızlı değişimlere uyum sağlayabilme ve kendilerini kişisel ve mesleki açılardan geliştirebilme olarak anlamlandırdıklarını göstermektedir. Öte yandan öğretmenlerin, mesleklerinin gerektirdiği bilgi ve beceriye sahip olabilme, öğretim sürecinin kalitesini arttırma ve mesleklerine olan bağlılıklarının güçlenmesi açısından mesleki öğrenmeyi önemli gördükleri anlaşılmaktadır. Özyürek (1981) yaptığı çalışmada, öğretmenlerin meslek hayatları boyunca bilgi ve becerilerini geliştirmeye ve eksikliklerini gidermeye gereksinim duyduklarını ifade etmiştir. Mevcut araştırmanın bulguları ile bu ifade örtüşmektedir. Öte yandan öğretmenlerin mesleki gelişime ilişkin algılarına yönelik Uştu, Mentiş Taş ve Sever (2016) tarafından gerçekleştirilen çalışmada öğretmenlerin, mesleki gelişimi; günümüzde meydana gelen değişim ve gelişmelere uyum sağlama, tecrübe edinme, kendilerini geliştirme ve bilgilerini güncelleme olarak anlamlandırdıkları ortaya konmuştur. Ayvacı, Bakırcı ve Yıldız (2014) gerçekleştirdikleri çalışma ile fen bilgisi öğretmenlerinin hizmet içi eğitimi; yeniliklerden haberdar olma, kendilerini geliştirme ve bilgi eksikliklerini gidermeye yönelik faaliyetler olarak algıladıklarını bulgulamışlardır. Bu bağlamda, öğretmenlerin mesleki öğrenme sürecini; kendilerini geliştirme, değiştirme, yeni bakış açıları ile bilgi ve beceriler kazanma ve öğretimin niteliğini arttırma yolunda önemli bir adım olarak gördükleri söylenebilir.

Araştırmada incelenen bir diğer husus ise öğretmenlerin mesleki öğrenmeyi nasıl gerçekleştirdikleridir. Elde edilen bulgular öğretmenlerin hizmet içi eğitim kursları,

99

çeşitli eğitim programları, kişisel gelişim kitapları, dergiler, yayınlar, sosyal medya, öğretmenlerle iş birliği, tecrübeyle öğrenme ve ders gözlemleri ile mesleki öğrenmelerini sürdürdükleri şeklindedir. Bulgular ışığında öğretmenlerin bakanlık tarafından planlanan eğitimlerin yanı sıra herhangi bir plan dahilinde olmaksızın kendi istekleri ve tercihleri doğrultusunda farklı yollardan mesleki öğrenmelerini sürdürdükleri anlaşılmaktadır. Bulgularda öğretmenlerin mesleki öğrenmeleri için ilk sırada hizmet içi eğitimi tercih ettikleri görülmektedir. Burada bir hususa dikkat çekmek gerekmektedir. Öğretmenler mesleki öğrenmelerini hizmet içi eğitimler yoluyla sürdürdüklerini ifade etmişlerdir. Fakat mesleki öğrenme ve hizmet içi eğitim farklı kavramlardır. Hizmet içi eğitimler, öğretmenlerin mesleki gelişimlerini sürdürebilmek amacıyla bir plan ve program dahilinde düzenlenen, çoğu zaman öğretmen ihtiyaçlarının gözetilmediği ve katılımın mecburi tutulduğu faaliyetler iken mesleki öğrenme, okul çatısı altında öğretmenlerin meslektaşlar, öğrenciler ve okulun diğer paydaşlarıyla etkileşimleri sonucunda meydana gelen bir süreçtir. Gümüş, Apaydın ve Bellibaş (2018) öğretmenlerin kişisel ve mesleki gelişimlerini sürdürebilmelerinin tek yolunun belirli programlar dahilinde sunulan faaliyetler olmadığını, öğretmenlerin okulda her an pek çok yeni bilgi edinebileceklerini ifade etmişlerdir. Bu bağlamda öğretmenlerin mesleki öğrenme kavramına yönelik bu algılarının literatürdeki anlamından uzak olduğu ve mesleki öğrenmeyi hizmet içi eğitimle benzer biçimde algıladıkları anlaşılmaktadır.

Öğretmenlerle iş birliği konusunda Cheng ve Wu (2016) ile Seferoğlu’nun (2004) ortaya koydukları meslektaşlar arasında güçlü iletişim, dayanışma ve iş birliğinin öğrenme sürecini güçlendirdiği bulgusu ile mevcut araştırma bulguları benzerlik göstermektedir. Durksen, Klassen ve Daniels (2017) ise gerçekleştirdikleri araştırmada, meslektaş iş birliğinin mesleki öğrenme sürecinde etkili olduğunu belirtmişlerdir. Yirci’nin (2017) öğretmenlerin mesleki gelişimlerini sürdürebilmek amacıyla gerçekleştirdikleri faaliyetlere ilişkin elde ettiği bulgularda öğretmenlerin; kitap, dergi ve çeşitli yayınları takip ettiklerini, meslektaşlarıyla iş birliği içerisinde olduklarını ve kitle iletişim araçları ile mesleki öğrenmelerini sürdüklerini ifade ettikleri görülmektedir. Tecrübe ve gözlem yoluyla öğrenmeye ilişkin olarak Parise ve Spillane (2010), öğretmenlerin öğrencileri, meslektaşları ve diğer paydaşlar aracılığıyla edindikleri tecrübeler ve yaptıkları gözlemlerle okulda bulundukları her an öğrenmeye devam ettiklerini ifade etmişlerdir. Araştırma bulgularında yer alan ders gözlemleriyle öğrenme, sosyal öğrenme kuramı ile ilişkilendirilebilir. Zira Bandura (1977) sosyal

100

öğrenme kuramında, bireylerin gözlem yoluyla çevresindeki bireylerden yeni davranışlar öğrendiklerini ortaya koymuştur. Bireylerin gözlem yoluyla da öğrenebileceği üzerinde durulan bu teori ile araştırma bulguları örtüşmektedir. Bu bağlamda öğretmenlerin formal ya da informal olarak öğrenme süreçlerini sürdürdükleri görülmektedir.

Araştırmada ele alınan bir diğer tema öğretmen mesleki öğrenmesini etkileyen faktörlerdir. Öğretmenler, öğrenme süreçlerini etkileyen temel faktörün okul müdürleri olduğunu belirtmişlerdir. Katılımcılar; okul müdürlerinin tutum ve davranışlarının öğretmenler üzerinde önemli etkiler oluşturduğunu belirterek, öğretmenleri öğrenme süreçlerinde destekleyen okul müdürlerinin öğretmen motivasyonunu artırdığını, olumsuz birtakım yaklaşımlarda bulunan müdürlerin ise öğretmen motivasyonunu düşürdüğünü ve mesleki öğrenme sürecine zarar verebildiğini ifade etmişlerdir. Öte yandan meslektaşlar arası ilişkiler ve iş birliği, okul iklimi ve okulun fiziki şartları da öğretmen mesleki öğrenmesini etkileyen faktörlerdir. King (2014) öğretmen mesleki gelişimi üzerine yaptığı çalışmada, öğretmenlerin mesleki öğrenme sürecinde bir liderin desteğine ihtiyaç duyduklarını vurgulamıştır. Bu bulgu ile mevcut araştırmanın bulguları örtüşmektedir. Liu, Hallinger ve Feng (2016a) araştırmalarında okul müdürlerinin liderliğinin ve destekleyici tavırlarının öğretmen mesleki öğrenmesini olumlu yönde etkilediği bulgusuna ulaşmışlardır. Bu açıdan okul müdürleri tarafından gerekli desteği gören öğretmenlerin motive olarak ve istekle mesleki öğrenme süreçlerini sürdürdükleri düşünülebilir. Li, Hallinger, Kennedy ve Walker (2016) ise okul müdürlerinin okul iklimi, meslektaşlar arası iş birliği ve güven hususlarında belirleyici unsur olduğunu ve bu nedenle mesleki öğrenme sürecinde okul müdürlerinin önemli faktörlerden biri olduğunu belirtmişlerdir. Bu bağlamda öğretmen mesleki öğrenmesi sürecinde okul müdürlerinden öğretmenleri desteklemesi ve öğrenme süreçlerinde gereksinimlerini ve isteklerini karşılayabilmesi beklenmektedir. Meslektaş iş birliği ve dayanışması hususunda Kane ve Francis (2013), mesleğin ilk yıllarında uyum problemi yaşayan tecrübesiz öğretmenlere deneyimli meslektaşlarının desteği ve yol göstericiliğinin önemli olduğunu ifade etmişlerdir. Bu bağlamda öğretmenlerin birbirileri ile güçlü ilişkiler kurması ve öğrenme süreçlerini iş birliği ve dayanışma içinde sürdürmeleri beklenmektedir. Okul ikliminin önemine ilişkin olarak Thoonen, Sleegers, Oart, Peetsma ve Geijsel, (2011) çalışma ortamlarındaki olumlu ilişkiler ve iletişimin öğretmenleri mesleki öğrenme hususunda güdülediğini vurgulamışlardır. Mevcut

101

araştırma ile örtüşen bu bulgular neticesinde öğretmenlerin öğrenmeye istekli olabilmeleri ve kendilerinde öğrenme için gerekli gücü bulabilmeleri için olumlu okul ikliminin gerekli olduğu söylenebilmektedir. Yirci ise (2017) araştırmasında okulun fiziki şartlarının öğretmen mesleki öğrenme sürecindeki önemini belirtmiştir. Bu bulgu ile araştırma bulguları benzerlik göstermektedir. Öğretmenlerin katıldıkları mesleki gelişim faaliyetlerinde edindikleri bilgi ve becerileri öğretim sürecinde uygulayabilmeleri noktasında okulun birtakım fiziki şartlara sahip olması gerektiği söylenebilir.

Öğretmen mesleki öğrenmesini etkileyen faktörlerden bir diğeri ise öğrencilerin sosyo-ekonomik ve sosyo-kültürel durumları ile öğrenme istekleridir. Öğretmenler, öğrencilerin sosyoekonomik ve sosyokültürel düzeylerinin mesleki öğrenme süreçlerini etkilediğini belirterek öğrencilerin materyal eksiklikleri, velilerin ilgisizliği gibi durumların motivasyonlarını düşürdüğünü ve öğrendikleri yeni yöntem ve teknikleri uygulayamamalarına neden olduğunu ifade etmişlerdir. Ayrıca öğretmenler, öğrencilerin öğrenmeye isteksiz oluşlarının ve derse karşı ilgisizliklerinin mesleki öğrenme süreçlerine ket vurduğunu ve zamanla yeni bilgi ve beceriler elde etme ihtiyacı duymadıklarını belirtmişlerdir. Araştırmada elde edilen bu bulgularla ilgili alanyazın detaylı olarak taranmış, fakat aynı doğrultuda bulgular elde eden bir çalışmaya rastlanmamıştır. Bu bulgular farklı çalışmalarda daha detaylı olarak araştırılıp incelenebilir.

Öğretmenler, motivasyonun mesleki öğrenme sürecindeki en önemli faktörlerden biri olduğunu ifade etmişlerdir. Elde edilen bulgular neticesinde motivasyonu yüksek olan öğretmenlerin öğrenmeye daha istekli oldukları, düşük motivasyona sahip olan öğretmenlerin ise öğrenmeye isteksiz oldukları ve kendilerini geliştirmeye çabalamadıkları görülmüştür. Thoonen, Sleegers, Oart, Peetsma ve Geijsel (2011) öğretmenlerin motivasyonunun mesleki öğrenme sürecini etkileyen faktörlerden biri olduğunu belirtmiştir. Bu bulgu araştırma bulguları ile örtüşmektedir. Ayrıca Cave ve Mulloy (2010) motivasyonu yüksek olan öğretmenlerin mesleki öğrenme süreçlerini devam ettirme ve düzenlenen faaliyetlere katılma konusunda istekli olduklarını ifade etmiştir. Bu bağlamda motivasyonun öğretmen mesleki öğrenmesi üzerinde önemli bir etkiye sahip olduğu söylenebilir. Bir diğer faktör olan ekonomik kaygılara ilişkin olarak öğretmenler, mesleki gelişimlerini sürdürebilme amacıyla katılmak istedikleri il içindeki ya da il dışındaki çeşitli eğitim programları, kurslar ile kitap, dergi gibi maddi külfeti

102

olan öğrenme yollarını ekonomik nedenlerle tercih etmediklerini belirtmişlerdir. Yirci (2017), öğretmenlerin mesleki öğrenme süreçlerine etki eden faktörlerden birinin ekonomik kaygılar olduğunu; öğretmenlerin kişisel ve mesleki gelişimlerini sürdürebilme noktasında istedikleri harcamaları yapamadıklarını ifade etmiştir. Bu bulgular mevcut çalışmanın bulguları ile örtüşmektedir. Araştırma bulgularına dayalı olarak öğretmenlerin mesleki gelişimlerini sürdürebilmeleri ve çeşitli faaliyetlere katılabilmeleri için gerekli maddi desteğin sağlanması gerektiği ifade edilebilmektedir. Katılımcılar, deneyimli öğretmenlerin senelerin verdiği yorgunlukla mesleki gelişime ve öğrenmeye önem vermediklerini ve isteksiz olduklarını belirtmişlerdir. Bu bulgu öğretmenlerin mesleki tükenmişlik yaşamalarıyla ilişkilendirilebilir. Can’ın (2019) öğretmen mesleki gelişimi üzerine yaptığı çalışmada elde ettiği, mesleki tükenmişlik yaşayan öğretmenlerin öğrenmeye istekli olmadıkları ve bu konuda çaba sarf etmedikleri bulguları ile mevcut araştırmanın bulguları örtüşmektedir. Bu bağlamda öğretmenlerin mesleki gelişimlerini sürdürebilmeleri için motivasyonlarını yüksek tutmaya yönelik çalışmaların yapılması etkili olabilir.

Ele alınan bir diğer faktör ise hizmet içi eğitimin kalitesidir. Hizmet içi eğitim faaliyetlerinin kalitesine yönelik olarak öğretmenler; düzenlenen etkinliklerin planlanması, kurs eğitmenlerinin yeterliği, eğitimlere gönüllülük esası ile katılım gibi unsurların önemli olduğunu vurgulamışlardır. Güney (2018) sınıf öğretmenlerinin hizmet içi eğitime ilişkin bakış açılarını incelediği araştırmasında, öğretmenlerin eğitime dair yenilikleri ve gelişmeleri takip edebilmeleri açısından hizmet içi eğitimi önemli ve gerekli gördüklerini bulgulamıştır. Ayrıca mevzuatla ilgili birtakım eksiklikler, mesleki gelişim faaliyetlerinin düzenlenmesi sürecinde öğretmenlerin gereksinimlerinin göz önünde bulundurulmaması ve öğretmenleri teşvik edici ödüllendirme sisteminin olmaması gibi durumların mesleki öğrenme sürecini olumsuz yönde etkileyen faktörler olduğu görülmektedir. Akiba (2015), eğitim politikalarının mesleki öğrenme sürecinde etkili olduğunu vurgulamış ve öğretmenlerin çalışma saatleri ve iş yükünün mesleki gelişime engel olduğunu belirtmiştir. Bu bağlamda öğretmenlerin gelişimlerini devam ettirebilmeleri ve öğrenme süreçlerini meslek hayatları boyunca sürdürebilmeleri için eğitim politikalarında birtakım düzenlemelerin yapılması, öğretmenlerin iş yükünün azaltılarak mesleki öğrenmelerini sürdürebilecekleri zamanlar yaratılması ve hizmet içi eğitimlerin plan ve programlarının öğretmen istek ve ihtiyaçlarına uygun bir şekilde hazırlanması gerekli görülebilir.

103

Araştırmanın son temasında öğretmen mesleki öğrenmesinin öğretim sürecine etkileri incelenmiştir. Mesleki öğrenmenin öğretim sürecine etkilerine ilişkin elde edilen bulgular; öğrencilerin farklılaşan ihtiyaçlarını karşılama, sınıfı etkili yönetme, yeni yöntem ve tekniklerini kullanabilme, teknolojiyi öğretim sürecine entegre etme, daha nitelikli bir öğretim, yüksek akademik başarı ve güçlü öğretmen-öğrenci iletişimi olarak sıralanmıştır. Katılımcılar, öğretimin niteliğinin ve kalitesinin artması noktasında mesleki öğrenme sürecinin önemini sıklıkla dile getirmişlerdir. Benzer biçimde Darling- Hammond (2000) mesleki gelişimini sürdüren öğretmenlerin öğrenci akademik başarısı ve öğretim kalitesinin artmasında etkili olduklarını ortaya koymuştur. Yu Soe (2018) ise öğrencilerin çağın gerektirdiği bilgi ve becerileri edinebilmeleri açısından öğretmen mesleki gelişiminin önemini vurgulamış ve kendilerini geliştirmeye devam eden öğretmenlerin derslerinde farklı uygulamalara yer vererek öğretimin kalitesini artırdığını ortaya koymuştur. Gündüz ve Odabaşı (2004) ise çalışmalarında öğretmenlerin öğrencilere faydalı olabilmek amacıyla teknolojiyi öğretime nasıl entegre edebileceklerini bilmeleri gerektiğini, bu beceriyi elde edebilmeleri için lisans eğitimi sürecinde öğretmen adaylarının eğitimlerinin bu doğrultuda verilmesi gerektiğini belirtmişlerdir. Elde edilen bulgular ışığında; meslek hayatları boyunca kendilerini geliştirerek çağa ayak uyduran, teknolojiyi kullanabilme becerisine sahip, eğitim öğretim sürecine dair yeni yaklaşımları ve bakış açılarını takip eden, bunları öğrenen, uygulayan öğretmenlerin öğretimin niteliğini artırdığı ve dolayısıyla bu durumun öğrenci akademik başarısına olumlu anlamda yansıdığı söylenebilir.

104

ALTINCI BÖLÜM

SONUÇ VE ÖNERİLER

Bu bölümde araştırma sonuçlarına ve bu sonuçlar ışığında sunulan önerilere yer verilecektir.