• Sonuç bulunamadı

Göstergebilim ve Anlam

Belgede Reklamda kadın imgesi (sayfa 56-61)

Bir yemek, giysi, davranış, hareket, mobilya takımı, mimari yapı gibi birbirinden farklı göstergelerin ortak noktası hepsinin çevrelerine anlam aktarmalarıdır. Göstergebilimsel tanımlama içinde gösterge, gösterenle gösterilen bileşiminden oluşan temel anlamlama birimidir. Ancak anlam, gösteren ile gösterilen arasındaki

117Barthes, Göstergebilimsel Serüven, s.47

118Roland Barthes, Çağdaş Söylenler, çev: Tahsin Yücel, 3.b. İstanbul, Metis Yayınları, 2003, s.182 119Gottdiener, a.g.e., ss.30-31

ilişkinin kurulmasıyla anlamın iletilmesi sonucu ortaya çıkmaktadır. “Göstergebilim, iletişimi iletilerden anlam üretme olarak görür. Anlamlandırma, etkin bir süreçtir. Göstergebilimciler bu sürece göndermede bulunmak için yaratma, üretme ve müzakere etme gibi fiilleri kullanırlar. Anlam, gösterge, yorumlayıcı ve nesne arasındaki güçlü etkileşimin bir sonucudur.”120

Göstergebilimde anlamı belirleyen, göstergelerin sahip oldukları anlam değil, dizge içerisinde yer alan göstergeler arasındaki ilişkilerdir. Bu ilişkiler karşıtlık ilişkisine dayanmaktadır. Ayrıca dizge içerisinde var olan kadar var olmayan da anlam iletme açısından önemlidir ve işlevseldir. Anlam, ilişkiler ağından kurulmaktadır ve anlam bir eklemleniş biçimidir. Bu nedenle anlam öğelerde değil, öğeler arasındaki ilişkilerdedir. Anlam, öğeler arasındaki ayrımdan ve ayrılıktan ortaya çıkmaktadır.

“Göstergebilimin temeli, bir iletişim edimini yansıtmak zorunda olmayan bir anlamlama dizgesi içerisindeki göstergenin oluşumudur. Bu da en temel anlamıyla, anlamlamanın bir iletiyi taşımak için iki birey açısından da yönelimli bir istek olması gerekmediği anlamına gelmektedir.”121Çünkü göstergebilim bir anlam yaratma sürecidir. Bir iletinin kaynak ve alıcı arasında iletilmesinden ziyade göstergeler aracılığıyla anlamın üretilmesi sürecini içermektedir. Göstergebilimsel anlam, metin içindeki (metinden kasıt, reklam filmi, afiş, televizyon dizileri, vs olabilmektedir. Göstergebilimde incelenecek materyal metin olarak ele alınmaktadır.) göstergelerin birbiriyle ilişkisinden ortaya çıkmaktadır.

Graeme Burton’a göre anlam, “materyalde özellikle gösterge ve gelenekler aracılığıyla inşa edilmektedir. Bu inşa etme eylemi üreticiler kadar izleyicilerinde gerçekleştirdiği bir şeydir.”122 Burton’un anlama yaklaşımında öne çıkan konu göstergelerle oluşturulan anlamın kişiden kişiye değişebileceği ve anlamın kodlayanınkinden farklı olabileceğidir. Zira Burton, izleyicinin edilgen olmadığını söylemektedir. Burada göstergelerin çok anlamlı olma özelliği ortaya çıkmaktadır. Göstergebilimsel açıdan anlam, göstergelerde değil göstergeler arası ilişkilerden

120Fiske, a.g.e. s.69 121Gottdiener, a.g.e., s.91 122Burton, a.g.e., s.43

44

oluştuğuna göre anlamlama farklı olabilmektedir. Roland Barthes de çokanlamlılıktan kaynaklanan sorunlarla ilgilenmiştir. Yani gösterenin belirsiz doğasını ve verili her gösterenin ayrı insanlarca ayrı bir gösterilene bağlanarak yorumlanabilmesi olanağını tartışmaktaydı.123

Graeme Burton, göstergelerin anlamlarının öğrenildiğini söylemektedir. Burton’a göre, gösterge ve anlam arasındaki bu ayrım önemlidir; çünkü insanların niçin aynı gösterge ya da materyali farklı anlamlar ifade ediyormuş gibi gördüğünü açıklamaktadır. Örneğin, bir gazete haberine ait manşetteki felaket sözcüğü ya da acı çeken bir yüzün yakın çekim fotoğrafı, haberi anlatan göstergelerdir. Sayfadaki felaket sözcüğü gösterendir. Bu sözcük, birçok anlama gelebilmektedir. Okurun zihninde olası felaket örneklerini de içeren birçok gösterilen oluşabilmektedir. Genellikle diğer göstergelerle yani sözcükler ve resimlerle amaçlanan anlamın iyice belirtilmesine yardımcı olmaktır. Ancak, bu tek sözcüklük manşetin yanında düşmüş bir uçağın resmi konulduğunda, anlamlandırmanın bir uçak kazası olduğu açıklanmaktadır.124

2.4.1.Ferdinand de Saussure’e Göre Anlam

Saussure anlamı, “göstergenin nesneyle ilişkisinden ziyade göstergeler arası ilişkilerde aramaktadır. Saussure, anlamın ne olduğundan çok nasıl yaratıldığıyla ilgilenmektedir. Saussure’e göre, bir göstergede, gösterenle gösterilen arasındaki ilişkinin kurulmasına anlamlandırma denilmektedir.”125 Saussure göre göstergeler arasında kurulan ilişkiler ise karşıtlığa dayanmaktadır. Örneğin, zengin yoksa yoksul da yoktur ya da mutlu yoksa mutsuz da yoktur. Yani bir kavramın varlığı diğer kavramın varlığına bağlıdır. Hiçbir şey tek başına anlamlı değildir. “Öküz göstergesiyle neyi ifade ediyoruz? Saussure göre bu soru, yalnızca bu gösterge ile neyi ifade etmediğimizin bilgisi ışığında yanıtlanabilir. Yani bir göstergenin diğer göstergelerle olasılık dâhilinde olan ancak gerçekleşmeyen ilişkisiyle ilgilenir.”126

123Gottdiener, a.g.e., s.39 124Burton, a.g.e.,40

125Seyide Parsa ve Alev Fatoş Parsa , a.g.e., ss.54-55 126 Fiske, a.g.e., s.68

Saussure, bir göstergenin sistemdeki diğer göstergelerle ilişkisine değer adını vermektedir. Saussure göre, anlamı belirleyen de aslında değerdir.127 Göstergenin fiziksel varlığı, göstergenin zihinde yarattığı kavramın göndermede bulunduğu dışsal gerçeklik anlamı yaratmaktadır.

Gösterge

+ Anlamlandırma

Gösteren Artı Gösterilen Dışsal Gerçeklik

(Göstergenin (Zihinsel Kavram) ya da anlam

Fiziksel Varlığı)

Şekil:3 Saussure’ün anlam öğeleri

Kaynak: John Fiske, İletişim Çalışmalarına Giriş, s. 67

2.4.2.Charles Saunders Peirce’e Göre Anlam

Göstergebilimin kurucularından C.S.Peirce, önceleri göstergebilimin anlamlandırma ediminin önemini fark edememiştir. Bu nedenle daha çok göstergelerin nesneleriyle olan ilişkisi üzerinde durmuştur. Peirce’e göre, gösterge süreci; göstergenin kendisi, temsil edilen nesne ve yorumlayan kimse arasında birbiriyle ilişkilendirilmesidir.128 Yani bu anlamlama süreci gösterge, onun nesnesi ve yorumlayan olarak üçlü bir durum gerektirmektedir.

Gösterge

Yorumlayıcı Nesne

Şekil:4 C.S. Peirce’in anlam öğeleri

Kaynak: John Fiske, İletişim Çalışmalarına Giriş, s.64

127Fiske, a.g.e., s.69

46

2.4.3.Roland Barthes’e Göre Anlam

Roland Barthes, anlamlama olarak söylenin kendisini ifade etmektedir. Göstergebilimde, gösteren ve gösterilenin birleşmesinden oluşan terim anlamın taşıyıcısıdır. Bu terimin içi doludur, eksiksiz oluştuğunu söylemektedir. Bu söylenin kendisidir.129 Her anlamlama dizgesi, bir anlatım düzlemi ve bir içerik düzlemini kapsamaktadır ve anlamlama bu iki düzlem arasındaki bağıntıya eşittir. Böyle bir dizge de kendisini kapsayacak ikinci bir dizgenin öğesi olmaktadır. Böylece, iç içe geçmiş ve birbirlerine oranla sapma ve kayma gösteren iki anlamlama dizgesi oluşmaktadır.130 Bu kaymalar iki şekilde gerçekleşebilir: “ilk olarak, ilk dizge ikinci dizgenin anlatım düzlemi ya da göstereni olmaktadır. Burada birinci dizge düz anlam; birinci dizgeyi kapsayan ikinci dizge yan anlam düzlemini oluşturmaktadır. İkinci olarak da birinci dizge yan anlamda olduğu gibi anlatım düzlemi değil, ikinci dizgenin içerik düzlemi ya da gösterileni olur.”131

Birinci Düzey İkinci Düzey

Gerçeklik Göstergeler Kültür Yananlam Gösteren Biçim Düzanlam ……….. Gösterilen İçerik Mit

Şekil:5 Roland Barthes’in iki anlamlandırma düzeyi

Kaynak: John Fiske, İletişim Çalışmalarına Giriş, s.120

129Barthes, Çağdaş Söylenler, s.189 130Barthes, Göstergebilimsel Serüven, s.84 131Barthes, Göstergeblimsel Serüven, s.84

Düz anlam, göstergenin işaret ettiği anlamı; yan anlam ise kültürle ilişkili çağrışımsal anlamı ifade etmektedir. Göstergenin ifade ettiği yan anlam ise, kişiden kişiye değişen bir yapıdadır. Ayrıca yan anlamın mit boyutu vardır. Barthes’in bu anlamlandırma ayrıştırmasında, anlam görünenden görünmeyene doğru yapılmaktadır. İlk aşamada düz anlam, ikinci aşamada ise yan anlam bulunmaktadır.

Belgede Reklamda kadın imgesi (sayfa 56-61)