• Sonuç bulunamadı

Görsel ve Diğer Sanatların Bir Unsuru Olarak Minimalizm

I. BÖLÜM

3.3. Görsel ve Diğer Sanatların Bir Unsuru Olarak Minimalizm

minimum ve minimal olarak kullanılan kelimeler, en az derecede, en alt sınır, zerre

kadar, asgari gibi anlamlarla Türkçe karşılığını bulmuştur. Terim 1960’lı yıllarda,

basitleşmiş, sadeleşmiş ve indirgenmiş heykeli nitelemek amacıyla kullanılmaya başlanmıştır.

Sanat akımı olarak Minimalizm, herhangi bir bildiri ve beyanatla ortaya çıkmamıştır. Bu bakımdan akımla ilişkili olan sanatçılar, bağımsız olarak çalışmalarını yürütmüşlerdir. Görsel sanatlarda Minimalizm akımının ortaya çıkış sürecinde temel olarak irdelenmesi gereken başat düşünce, birçok sanat akımında da görüldüğü üzere temsil krizine dayanır. 1913 yılında Rus sanatçı Kazimir Maleviç’in Beyaz bir zemin üzerine siyah bir kare yerleştirmesiyle ortaya koyduğu yapıt, nesneleri veya duyguları temsil etme olgusundan ziyade, sadece kendinde anlam bulan bir sanat anlayışının şekillenmesinde ve sonraki süreçlerde Minimalizm akımının ortaya çıkmasında en önemli etkenlerden biri olmuştur.

Örnek 21: Kazimir Malevich, Black Square “Beyaz Zemin Üzerine Siyah Kare”

1913 38

Tanımından da anlaşılacağı gibi, Minimalizm, az olanla, az olan materyallerle yetinme ilkesine dayanır. Herhangi bir betimleme, tasvir ve yansıtma kaygısı olmayan yapıtların, salt kendini temsil edebilir bir düzeye indirgenmesiyle, özerk bir yapıya kavuşması söz konusudur. Anlık doğaçlama, duygu ve anlam gibi niteliklerin bağlamından tamamen koparılması ve en basite (kendisine) indirgenmesi, saflaşmaya yönelik bir eğilimi beraberinde getirmiştir. Aynı boyut, tek simetri, tek ritm çerçevesinde, az ve öz olan malzemelerin kullanımını gerektirecek nitelikte tuğla, demir, çelik boru gibi endüstriyel malzemeler ve küp, prizma, kare, dikdörtgen, daire gibi geometrik nesneler ön plana çıkmıştır. Yalınlık, basitlik ve yineleme unsurlarının temel alındığı fikirsel eksende, geometrik nesneleri kusursuz bir dengeye ulaştırma çabasına girişen sanatçılar, aynı zamanda uzamın süreklilikle ilişkisini gözeten yapıtlar üretmişlerdir. Bu kapsamda sanatçılar yapıtlarında, birbirini tekrar eden motifler kullanmışlar, tekrarlı tekdüzelik ve monotonluğu vurgulayan, çoğunlukla basit, bazen karmaşık izlenimi veren simetrik yapılar oluşturmuşlardır.

38https://resimbiterken.wordpress.com/2014/08/06/kazimir-malevichin-black-square-eseri/ Erişim Tarihi:

Esasen ABD. çıkışlı bir akım olan Minimalizm’in başlıca temsilcilerinin her biri, Minimalist bir damgayı özünde reddedip, alışılagelmiş ifade biçimlerinin ötesinde bir sanatsal ifade arayışını duyurmaya çalışan, Frank Stella, Donald Judd, Dan Flavin, Carl Andre, Sol LeWitt, Richard Serra, Eva Hesse ve Robert Morris gibi sanatçılardır.39

Örnek 22: Frank Stella, Black Series 1, Tomlinson Creek Park, 1967 40

Resimde olduğu gibi heykelde de basite ve en aza indirgenmiş bir yapı söz konusudur. Bu alanda metal, çelik levha, çelik boru, tuğla, polyester küp, aliminyum, plastik, ve sanayi boyaları gibi endüstriyel malzemelerin ya da ahşap, tahta, kereste, taş, mermer gibi doğal malzemelerin kullanıldığı abartısız, sade, yalın ve detaysız geometrik şekillere dayanan yapıtlar ortaya konmuştur. Bu yönde çeşitli çalışmalarıyla, ABD’li heykeltraş Carl Andre, sanatta Minimalizm fikrinin gelişmesinde önemli bir paya sahiptir.

39 Ahu Antmen, a.g.e., s. 182.

40http://www.nga.gov/content/ngaweb/features/the-serial-impulse/frank-stella.html# Erişim Tarihi:

Örnek 23: Carl Andre, Still Blue Ledge, Belgian Blue Limestone, 1989 41

Mimari alanda Minimalizm, 1980’lerde özellikle Londra ve Newyork şehirlerinde yapılan çalışmalarla gündeme gelmiş ve popülerlik kazanmıştır. Bu ürünler, mimarlar ve moda tasarımcıları tarafından, basit nitelikler içeren obje ve mobilya kullanımıyla piyasaya sunulmuştur. Genellikle geniş alanların tercih edildiği simetrik düzen esasına dayanan bir yapıyla karşılaşılır. Günümüz mimarisinde Minimalizm anlayışı ev, iş yeri dizaynları ve bina yapılarını teşkil eden bir konum kazanıp, gitgide yaygınlaşmaktadır. Tadao Ando, Kazuyo Sejima,John Pawson ve Alberto Campo Baeza bu alanda öne çıkan isimlerdir.

Örnek 24: Tadao Ando, Modern Art Museum of Fort Worth is located in Fort

Worth, Texas, USA, 2002 42

Sanatta Minimalizm anlayışı, her ne kadar heykel, resim, mimarlık, tasarım ve fotoğrafçılık gibi görsel sanatların bir unsuru olarak karşımıza çıksa da sonraki süreçlerde tartışmalı da olsa müzik, tiyatro, sinema ve edebiyat gibi diğer sanat dallarında uyarlanmaya ve değerlendirmeye alınmıştır. Örneğin Polonyalı tiyatro kuramcısı ve yönetmen Jerzy Grotowski oyuncu ve seyirci dışındaki her şeyi elemine etmeye yönelik olarak, makyaj, kostüm ve aynı zamanda butaforların kullanımını en aza indirgeyerek

yoksul tiyatro ekolünün ortaya çıkmasında öncü olmuştur. Aynı zamanda, bu yapıda (az

malzeme, az oyuncu, az diyalog) Godot’yu Beklerken ve Oyun Sonu gibi tiyatro yapıtlarıyla, ün kazanmış İrlanda’lı yazar, şair ve oyun yazarı Samuel Beckett’i da anlayışa dahil etmek gerekir.

Örnek 25: Samuel Beckett, Endgame “Oyun Sonu” 1957, (Oyundan bir

sahne.)43

Sinema sanatındaki Minimalizm anlayışı, ele alınan konuyu basit ve sade bir işleyiş biçimiyle, mümkün olduğunca gerçekliğin doğallığına ulaşarak, öze varma bilinciyle karşımıza çıkmıştır. Sanatçı yönetmenler bu kapsamda, basit bir kurgu, basit bir olay örgüsü, az oyuncu ve kimi zaman tek mekanda diyalogların da az olduğu bir sinema dili yaratma çabasıyla yola çıkmışlardır. Özellikle son dönemlerde, Abbas Kiyerüstemi, Bahman Gobadi, Cafer Penahi, Mohsen Makhmalbaf gibi yönetmenlerle daha da değer kazanan İran sineması bu konuda önemli örnek teşkil etmiştir. Ayrıca Güney Kore’li yönetmen Kim Ki-Duk, Dört Mevsim, Yay ve Boş Ev gibi filmlerle bahsi geçen anlayışa uygun ve özgün yapıtlar üretmeye devam etmektedir.

Edebiyatta ise dil unsurunun devreye girmesiyle, Minimalizm anlayışı doğal olarak temsil açısından görsel sanatlara göre farklılık gösterir. Bu, daha çok ifade biçimlerinden anlatım odaklı değerlendirme yapılmasını olanaklı kılar. Genellikle özlü ve kısa bir olay örgüsü içeren basit, gerçekçi bazen aşırı gerçekçi bir anlatımla ele alınmış hikaye veya romanlar bu anlayışta değerlendirilir. Bu bakımdan Jean Echenoz, Raymond

Carver, Amy Hempel, John Barth, Frederick Barthelme, Ann Beattie, Mary Robison, Tobias Wolff gibi yazarlar Minimalist olarak nitelendirilmiştir.

3.4. Müzikte Minimalizme Geçiş Sürecinde Fluxus Hareketi