• Sonuç bulunamadı

Görsel Sanatlar Eğitiminde Öğretmenlik Uygulaması Dersinin Uygulanışında

Bir öğretmenin yetiştirilmesinde en önemli aşamalardan birinin de öğretmen adaylarının okullarda uygulamalı olarak öğretmenlik deneyimi kazanması olduğu belirtilmektedir. Diğer bir deyişle öğretmen adaylarına, öğrencilik yıllarında Okul Deneyimi ve Öğretmenlik Uygulaması dersleriyle alanda öğretmenlik deneyimi kazandırılmaya çalışılmaktadır (Ünlü önen ve Boylu, 2007). Bunun sonucu olarak da Eğitim Fakültelerinin lisans programlarında öğretmen adaylarının Okul Deneyimi ve Öğretmenlik Uygulaması dersleri olarak düzenlenen okullardaki çalışmalarına daha fazla ağırlık verildiği görülmektedir (YÖK, 2010).

Öğretmenlik uygulaması dersi ise öğretmen adaylarının, öğretmenlik mesleğine hazırlanabilmeleri için okullarda öğretmen ve öğrencilerle birlikte uygulama çalışmaları yapmalarına olanak sağlayan bir derstir. Bu ders bir yıl boyunca öğretmen adayına okul yaşamına kapsamlı bir biçimde katılma olanağı sunmaktadır (Çiçek ve İnce, 2005).

34

Öğretmen adaylarının son sınıfta aldıkları bu derslerde her hafta; bir günlük plan hazırlama, hazırlanan planları uygulama, yapılan uygulamaların öğretmen, öğretim elemanı ve öğrenciler tarafından değerlendirilmesi, bu değerlendirmeler doğrultusunda gerekli düzeltmelerin yapılarak yeniden uygulanması ve tüm etkinlikleri içeren bir portfolyonun hazırlanması çalışmaları yer almaktadır (YÖK, 1998).

Öğretim programı, nitelikli öğretmen yetiştirmede özellikle alan bilgisi açısından oldukça önemlidir. Güzel sanatlar eğitimi bölümlerinden mezun olan bireylere resim-iş öğretmeni kimliğini ve öğretim sürecinde kazandıkları tüm bilgilerin büyük çoğunluğunu öğretim programına borçludur denebilir. Yani eksiksiz ve etkili bir öğretim programı demek, iyi yetişmiş ve nitelikli bir sanat eğitimcisi demektir.

2.5.1. Öğretim Elemanı Yönünden

Öğretmenlik uygulaması dersinin okullardaki uygulanışı sırasında öğretim üyeleri açısından bir takım sıkıntıların mevcut olduğu bilinmektedir. Bunlardan uygulama okulundaki uygulama öğretmeni ve öğretmen adayı arasındaki iletişim problemleri önemli bir sorun olarak belirlenmiştir.

Öğretim elemanlarının okul uygulamalarında yaşadıkları sorunlar arasında en fazla; uygulama öğretmenlerinin Okul Deneyimi ve Öğretmenlik Uygulaması ders içeriklerini bilmemeleri ve öğretmen adaylarına karşı olumsuz tutum göstermeleri yer almaktadır. Öğretim elemanlarının okul uygulamalarında karşılaşılan sorunlara yönelik çözüm önerileri arasında ise en fazla oranda üniversite ve uygulama yapılan okullar arasında işbirliğinin sağlanması ve öğretmen adaylarından sorumlu öğretmenlerin konuyla ilgili uzmanlar tarafından bilgilendirilmeleri gerektiği yer almaktadır.

2.5.2. Öğretmen Adayı Yönünden

Öğretmenlik uygulamasının gerçek ortamı okuldur. Çünkü uygulama ancak gerçek ortamda yapıldığında öğretmen adayına gerekli deneyimleri kazandırır. Öğretmen adaylarının öğreticilik becerilerini geliştirebilmeleri ve mesleğin inceliklerini kavrayabilmeleri için gerçek okul ortamında bulunmaları gerekmektedir (YÖK, 1998). Bir avukat adayı, stajını ve uygulamasını yapmadan ve mahkemeye girmeden avukatlık belgesi alamıyor, bir doktor adayı hastanede hasta ile karşı karşıya gelmeden doktor olamıyorsa, bir öğretmen adayının da uygulama ve staj etkinliğinde bulunmaksızın öğretmen olması düşünülemez. Bu nedenle belli kuramsal bilgilerin alınmasından sonra bir okul ortamında gözlem yapmak, öğretim etkinliğini planlamak ve öğretimi gerçekleştirmek öğretmen

35

eğitimi programlarının önemli bir boyutunu oluşturmaktadır (Gültekin, 1993). Bu nedenle öğretmen eğitimi programlarında uygulama etkinliklerinin stratejik bir önemi bulunmaktadır. Çünkü eğitsel bilgiler ancak uygulamalar yoluyla hayata geçirilebilmektedir. Uygulamalar, öğretmen adaylarına, yetişmekte oldukları mesleği tanıma fırsatı vermekte gerçek dünya ile karşılaşma olanağı sağlamaktadır. Bu bakımdan öğretmenlik uygulamalarının ciddi bir şekilde planlanması ve yürütülmesi gerekmektedir. Öğretmen yetiştirilen bölümlerde öğrenim gören öğretmen adaylarının öğretmenlik uygulaması ve okul deneyimi dersleri sürecinde pek çok problemlerle karşılaştıkları bilinmektedir (Azar, 1998). Özellikle bu problemler, uygulama etkinliklerinin yetersiz ve plansız düzenlenmesi, konuyla ilgili görevlilerin rehberlik çalışmalarındaki yetersizliği, öğretim araç ve gereçlerinin sayısal, işlevsel ve teknolojik olarak yetersizliği gibi faktörlerden kaynakladığını belirtmektedir (Saka, 2001). Hizmet öncesi eğitimde öğretmen adaylarına, kişisel ve mesleki bilgi ve becerilerini yansıtabilme ve geliştirebilme olanağı sağladığı düşünülen öğretmenlik uygulamaları sürecinde hedeflenen başarıya ulaşılamaması, karşılaşılan problemlerin çözümüne yönelik araştırmaların yürütülmesinin gerekli olduğunu ortaya koymaktadır. Bu bağlamda, araştırmaya yön veren temel gerekçeler; öğretmen adaylarının hizmet öncesi eğitimlerinde yer alan konu alanı bilgisi, genel kültür ve öğretmenlik formasyonu derslerinde kazandıkları bilgi, beceri ve davranışları okul ortamında etkili ve verimli bir şekilde sergileyememeleri (Shaw, 1992), okullarda yürütülen öğretmenlik uygulamaları sürecinde öğretmen adaylarının heyecanlı, kararsız, çekingen ve korkak bir şekilde tutum ve davranışlar sergilemeleri (Hacıoğlu, 1997), uygulama okullarında görev yapan personelin görev ve sorumluluklarını yeterli seviyede bilmemeleri sonucu ortaya çıkan ilgisizlik, iletişimsizlik, uygulamaya yönelik çalışmalar için gerekli ortamı sağlayamamak ve uygulamanın amaçları ve yöntemi hakkındaki bilgi eksikliklerinin olması (Tüfekçi, 1999), uygulama öğretmenlerinin öğretmen adaylarına karşı olan rehberlik görevlerini nasıl yapacakları hakkında yeterli seviyede bilgilerinin olmaması ve bundan dolayı bu tür uygulamaları zaman alıcı ve sıkıcı görerek önemsememeleri (Caruso, 1999) olarak sıralanabilir.

Öğretmen adaylarının, öğretmenlik süresince karşılaştıkları sorunlar, uygulama öğretmeni ve okulu açısından irdelenirse;

1. Uygulama öğretmenlerinin, öğretmen adaylarına karşı ilgisiz tavrı nedeniyle adayların olumsuz yönde etkilenmesi.

36

3. Uygulama öğretmenlerinin görev ve sorumluluklarına karşı duyarsız davranması. 4. Öğretmen adaylarının isteklerine karşı duyarsız olunması.

5. Mesleğini sevmeyen öğretmenlerin, adayları olumsuz yönde etkilemesi. 6. Adaylara öğretmenlik becerilerini öğretmemeleri.

7. Adayların, okulda yürütülen çalışmalar hakkında bilgilendirilmemesi. 8. Okul yönetiminin adaylara öğretmen gibi davranmaması.

Sonuç olarak, öğretmen adaylarının staj eğitimi adı altında yapılan, okul uygulamalarında en fazla yaşadıkları sorunlar arasında yardımcı personel gibi davranılması, uygulamaya devam ettikleri okul ile üniversite arasında işbirliği sağlanamamasından dolayı sorun yaşamaları ve uygulama okullarına ulaşım ile ilgili sıkıntı çekmeleri yer almaktadır. Öğretmen adaylarının okul uygulamalarında yaşadıkları sorunlara ilişkin çözüm önerileri arasında da en fazla oranda dersi yürüten öğretim elemanları ve uygulama öğretmenlerinin kendilerine rehberlik yapmaları, öğretim elemanı ve öğretmenlerin arasında işbirliğinin sağlanması ve uygulama okullarının oturdukları yerlere yakın yerlerden seçilmesi gerektiği yer almaktadır.

2.5.3. Uygulama Öğretmeni ve Okul Yönünden

Öğretmen adayları, Okul Deneyimi ve Öğretmenlik Uygulaması derslerinde bilimsel ‘ve profesyonel’ bir bilgi temeli oluşturma, bilişte ve davranışta değişimleri ve kişilerarası iletişim becerileri ‘geliştirme’ kadar duyuşsal yönlerini de geliştirirler. Sonuç olarak, Okul Deneyimi ve Öğretmenlik Uygulaması derslerinde akademik konuların ve mesleki hazırlığın iyi dengelenmesi arzu edilen öğretmen profiline daha etkin bir biçimde ulaşmamızı sağlayacaktır. Öğretmen adaylarının uygulama derslerinde mutlaka ve mutlaka rehber öğretmen tarafından kabul edilebilir düzeye gelinceye kadar eğitilmeleri çok önemlidir. İşte bu nedenle uygulama dersleri savsaklanmamalı, öğretmen adayları zorlansa bile, yılmadan uygulama eğitimi sürdürülmelidir. Böyle bir ciddi tutum, adayların çabuk olgunlaşmasına ve öğretmenlik görevlerini ciddiye almalarına temel olacaktır. Öğretmen yetiştirme politikasında, staj eğitimi adı altında verilen programda edinilen tecrübeler, bilgili, kültürlü ve becerikli öğretmenlerin oluşumunda önemli bir yere sahip olduğu gerçeği asla unutulmamalıdır.

Seçer, Çeliköz ve Kayılı (2010)’ nın,“Okul Öncesi Öğretmenliği Okul Uygulamalarında Yaşanan Sorunlar ve Çözüm Önerileri” adlı araştırmasına göre uygulama öğretmenlerinin

37

Okul Deneyimi ve Öğretmenlik Uygulaması derslerinde yaşadıkları sorunlar çeşitlilik göstermektedir. Rehber öğretmenlerin çoğunluğu öğrencilerin uygulamaya karşı isteksiz olmalarını, staja karşı isteksiz ve zorunluluktan kaynaklanan sorun olarak belirtmişlerdir. Uygulama sınıflarında öğrenci sayısının fazla olmasından dolayı disiplin boşluğu konusunda da sıkıntılar yaşanmaktadır.

Aynı araştırmaya göre, öğretmenlerin sorunları içerisinde yer alan önemli bir görüş, uygulama öğrencilerinin sorumluluklarını bilmediği, giriş çıkış saatlerine dikkat etmedikleri, uygulama alanlarında öğrenciye yakışmayacak davranışlar gösterdikleri (cep telefonuyla konuşmak ya da mesajlaşmak gibi) hususundadır. Bununla ilgili bir öğretmen “öğretmen adayları, verilen sorumlulukları yerine getirmiyorlar, ayrıca okula ve çocuklara karşı sorumluluklarını bilmiyorlar, öğretmenlerin onları hatırlamayacağını, verdikleri görevleri unutacaklarını zannediyorlar” demiştir. Öğretmen Ç “gözlem öğrencilerinin çok problemli olduğunu, oturup kendi aralarında sohbet ettiklerini, cep telefonlarının sürekli ellerinde olduğunu, sınıfın zaten kalabalık olduğunu, ayrıca aralarındaki sohbetin bir gürültü oluşturduğunu, uyarınca da öğretim elemanlarının sadece oturup gözlem yapacaklarını başka hiçbir şeye karışmayacaklarını söylediklerini” öne sürmektedir. Öğretmen J ise, “gruplar arasında bir bütünlük olmadığını, bazı grupların sabah 8.30’ da, bazı grupların saat 9.30’ da sınıfa geldiğini her seferinde uyarmalarına rağmen buna dikkat edilmediğini belirtmektedir.

Ön plana çıkan diğer sorun da öğretmen adaylarının Okul Deneyimi ve Öğretmenlik Uygulaması derslerinin içeriği hakkında bilgi sahibi olmamaları, plan hazırlamada yetersiz olmaları ve etkinliklerle ilgili bilgi sahibi olmamalarıdır. Öğretmen D, N ve E, “öğretmen adaylarının etkinliklerle ilgili sınırlı bilgiye sahip olduğunu ve plan hazırlarken etkinlik bulamadıklarını ifade ettiklerini” belirtmektedir. Öğretmen K ve M’ de “öğretmen adaylarının hazırladıkları planı öğretim elemanına göstermeden geldiklerini derse hazırlığı önemsemediklerini” vurgulamaktadır. Ayrıca öğretmen B’ de “öğretmen adaylarının sınıfta kaç saat durmaları ve neler yapmaları gerektiği hususunda bilgiye sahip olmadıklarını” ileri sürmektedir.

Öğretmenlerin ileri sürdüğü başka bir sorunda uygulama saatlerinin yetersiz olmasıdır. Öğretmen K, H ve A “Okul Deneyimi ve Öğretmenlik Uygulaması derslerinin kredisinin yetersiz olduğunu, özellikle Öğretmenlik Uygulaması öğrencilerinin sınıfa adapte olamamasının da bunun etkili olduğunu” belirtmişlerdir.

38

Öğretmenlerin belirttiği son sorun da öğretmen adaylarının çocuklarla ve öğretmenle iletişim kuramamalarıdır. Öğretmen D ve B “öğretmen adayları hem öğretmenlerle hem öğrencilerle hem de okul yöneticileri ile nasıl iletişim kurulacağını bilememektedir. Etkinlik yaptırırken öğrencinin seviyesine inemediklerini ve dikkatlerini çekmekte zorlandıklarını” belirtmektedir. Öğretmenlerin çoğunluğu üniversite ile okul arasında iletişim, işbirliği ve koordinasyon sağlanması gerektiğini önermektedir. Örneğin öğretmen A bu konudaki soruya; “üniversite hocalarının belli aralıklarla okulları ve öğretmenleri ziyaret etmesi gerektiği” şeklinde görüş bildirirken, öğretmen C ve B, “dönem başlarında düzenlenecek bir toplantı” yoluyla bunun sağlanabileceğini belirtmiştir. Öğretmenler tarafından önemsenen bir diğer çözüm önerisi ise uygulama saatlerinin arttırılmasıdır. Öğrencilerin planlarının öğretim elemanları tarafından kontrol edilmesi gerektiği konusu öğretmenlerin önerileri arasında yer almaktadır. Öğretmenlerin son çözüm önerisi de staj günlerinde öğretmen adaylarının üniversitede derslerinin olmamasıdır. Bu konuda öğretmen G ve O “öğretmen adaylarının üniversitede dersimiz var diye daha etkinlikler tamamlanmadan okuldan ayrıldıklarını bu yüzden öğretmen adayının uygulama günlerinde dersinin olmaması gerektiğini” belirtmektedir.

Sonuç olarak, okul deneyimi ve uygulama derslerine katılan aday öğretmenlere profesyonel bir şekilde rehberlik hizmeti verilmeli, bu adaylar dikkatli bir şekilde planlanmalı, organize edilmeli, düzenli bir şekilde kendilerine mesleki gelişimlerini sağlayacak dönütler verilmeli ve uygulama yaptıkları okulların gereksinimleri ve beklentileri doğrultusunda öğretmenlik mesleğini icra edecekleri fırsatlarla donatılmalıdırlar.

2.6. Görsel Sanatlar Eğitiminde Öğretmenlik Uygulaması Dersinin Öğretmenlik