• Sonuç bulunamadı

BÖLÜM 1: GÖÇ KAVRAMI VE KAPSAMI

1.5. Göçün Sonuçları

Ekonomik, sosyo-kültürel, politik ve psikolojik açıdan birçok sonuç meydana getiren göç olayı, istihdamdan ücret düzeyine, iş veya göç edilen çevreye uyum ve davranış kalıplarında değişmeye kadar birçok alanda etkili olmaktadır (Murat, 2006: 350). Uluslararası göçlerin sonucunda göç veren ve göç alan ülkeler bu durumdan hem olumlu hem de olumsuz bir şekilde etkilenmektedir.

Göç veren ülke üzerindeki olumlu etkilere bakıldığında, özellikle genç nüfusu yoğun, işsizliğin fazla olduğu ülkelerde işsizlik başta olmak üzere sosyolojik sorunların çözümüne katkı sağlamaktadır. Özellikle genç nüfusa istihdam sağlamakta yetersiz olan ülkeler bu sorunu genç nüfusun fazlasını gelişmiş ülkelere sunmakta bulmaktadırlar. Böylece göç veren ülke kendi ülkesinde hem işsizliği hem de demografik faktörlerin birleşimiyle oluşan sorunları çözebileceğini düşünmektedir. Sanayileşmesini tamamlayamamış ve toplam nüfus içinde genç nüfus oranının fazla olduğu ülkelerin göç yoluyla işgücü fazlasını gelişmiş ülkelere ihraç etmesi sonucunda uzun vadede geriye

dönen vatandaşların edindikleri bilgi, beceri ve deneyimleri sayesinde ülkeye katkı sağlayacağını düşünmektedirler (Ylıdız, 2011: 100-101).

Göç veren ülkeler açısından olumsuz etkileri değerlendirdiğinde, ülkenin sosyal ve ekonomik biriminde olan genç, vasıflı ve üretken nüfusun göç etmesidir. Bu durumun sonucunda kitlesel olarak göç eden ülkenin vasıflı vatandaşları ülkenin ekonomik ve sosyal açıdan gerilemesine yol açabilmektedir (Kaygalak, 2009: 18). Nitelikli işgücü ülke dışına göç etmesi ve sonrasında ülkeye yolladığı dövizler eğer üretim, istihdam ya da ihracatı artıracak yönde değilse bu dövizlerin ülkenin ekonomik yapısına olumlu etki etmesinden bahsetmek güçtür. Yine de nitelikli göçmenler niteliksiz göçmenlere oranla önemli miktarda ülkeye döviz kazandırdığı bir gerçektir. (Gökbayrak, 2006: 142). Bir diğer sonuç, nitelikli işgücünün daha iyi yaşam ve iş koşullarını sağlamak düşüncesiyle gelişmiş ülkeye göç etmesidir. Bu durumun sonucunda göç veren ülkede teknolojik, ekonomik ve sosyal yapı bu durumdan olumsuz etkilenmektedir (Akkuzu, 2009: 61-62). Nitelikli işgücünün önemli bir bölümünü kaybeden ülkeler özellikle sermaye getirisi sıkıntısı yaşamaktadır. Bunun yanında, ülke içindeki firmaların kaliteli işçi yetiştirmek için yaptığı eğitim masraflarının işçilerin başka bir ülkeye göç etmesi ve bunun sürekli hale gelmesiyle, firmalar yaptıkları beşeri sermaye yatırımının karşılığının almakta zorluk yaşayacaklardır. Üstelik kurumlarında eğitim gören yüksek nitelikli işçilerin göç etmesi, potansiyel mali gelirlerin kaybı yanında, toplumun yüksek öğrenime yaptığı yatım konusunda topluma olan getirisinde bir kayıp anlamına da gelecektir (ILO, 2010: 49). Göç alan ülkeler açısından olumlu etkileri, ekonomik nedenlerden dolayı göçmenler, göç ettiklere ülkeye sağlayacakları katkıların başında emek piyasasına göç ile birlikte yaşanacak insan kaynağı girdisidir. Bu bağlamda, nüfus yaşlanmasıyla karşı karşıya olan gelişmiş ülkeler için işgücü piyasalarında ihtiyaç duyulacak insan kaynağını göç yolu ile üçüncü dünya ülkelerinden transfer etmek mümkün hale gelmektedir. Bu durumun sonucunda gelişmiş ülkelere göç eden göçmenler, piyasanın düşük ve yüksek becerili alanlarındaki emek piyasası ihtiyaçlarını doldurarak yaşlanma sonucu ortaya çıkabilecek işgücüne katılım oranındaki düşüşü önlemektedirler. Bu duruma ek olarak, nüfusu yenileme, emek piyasası etkinliğini geliştirme, girişimciliği teşvik etme, kentsel yenilemeyi uyararak varış ülkeleri ve toplumlarına dinamiklik ve çeşitlilik enjekte etmek gibi birçok yolla ekonomiye katkıda bulunabilmektedir (ILO, 2010: 57; Gökbayrak, 2006: 147; Yıldız, 2011: 111). Göç alan ülkelerde büyüyen sektörlerde iş gücü kıtlığı çeken ülkeler, işgücü talebinin arzından fazla olması durumunda ortaya çıkabilecek ücret

artışı baskısının dengelenmesine yardımcı olmakta; nitelikli göçmenlerin girişimci olarak işgücü piyasasında yeni işler yaratmasını sağlamaktadır (Guellec ve Cervantes, 2002: 80). Diğer yandan göçmen işçilerin işgücü piyasasında, fırsat oluşturma yolunda yerli işçilere göre daha fazla risk alması işgücü piyasasında verimliliği ve etkinliği artırmada önemli bir rol oynamaktadır (Yıldız, 2011: 100). Ayrıca bu göçmenler göç ettikleri ülkelere kendi ülkelerinden başka insanların gelmesinin de önünü açmaktadır (Guellec ve Cervantes, 2002: 80).

Göç alan ülke üzerindeki olumsuz etkilerine bakıldığında, yapılan yoğun ve kontrolsüz göç hareketleri ülkedeki kentlerin ekonomik, kültürel, politik yapısına zarar verebilmektedir. Yapılan kontrolsüz ve yoğun göçler sonucunda bölgede işsizliğin artması, emek piyasasında ücretlerin düşmesine yol açabilmektedir. Gerçektende göçmenlerin yeni göç ettiği ülkede geçimlerini sağlamak amacıyla yerli vatandaşların çalışmaktan kaçındığı sektörlerde yerlilere nazaran daha düşük ücret düzeyinde çalışmayı kabul ettikleri varsayıldığında, göçmenler ülkede ücret düzeyini aşağı çekme konusunda etkili olduğu düşünülebilir. (Borgas, 2003:1336; Kaygalak, 2009: 19). Göç alan ülkelerde, beyin çöplüğü olarak adlandırılan, ülkedeki nitelikli göçmen işgücünün niteliklerine uygun iş bulamaması durumunda, üretken potansiyelini tam olarak kullanamadığından daha düşük nitelikteki işlerde çalışmaktadır (Lowell ve Findlay, 2002). Göç edilen ülkelerde kendilerine sunulan kamu hizmetleri, sosyal güvenlik ödemeleri gibi hizmetlerin göç ettikleri ülkeye vergi yoluyla sağladıkları katkıdan daha fazla maliyet oluşturduğu görülmektedir (ILO, 2010: 67).

Göç sonucunda pek çok yönden farklı kimliklere sahip insanlar, dil, din, gelenek ve kültür gibi bileşenler ile birlikte aynı çevrede yaşamını sürdürmektedir. Zorunlu veya gönüllü bir şekilde başka bir ülkeye göç eden insanlar yeni çevrelerinde hem sosyo-kültürel değişmlere yol açmakta hemde kendileri bu durumdan psikolojik açıdan etkilenmektedir (Aksoy, 2012: 297; Erol ve Ersever, 2014: 53). Bu süreçte nitelikli göçmenler, başta dil olmak üzere niteliklerinden dolayı uyum sürecinde diğer göçmenlere göre daha az sorun yaşadığı görülmektedir (Diaz- Briquets ve Cheney, 2002). Göçün sosyal yaşamın değişiminde göç alan ülke üzerindeki sonucuna baktığımızda, özellikle kadınların ve çocukların göç hareketleri sonucunda toplum içindeki yeri ve görevleri değişmekte sosyal ve ekonomik yaşama katkıda bulunduğu görülmektedir. Ayrıca göç hareketlerinin göçmenlerin hayat kalitesinin artmasında etkili olmakta ve göçmenlerin hayatlarının zenginleşmesine, modern bir çevrede yaşamasına ve daha üst düzeyde kaliteli bir eğitim

almasını sağlamaktadır (İçduygu ve diğerleri, 2013: 28-29). Politik açıdan ortaya çıkan sonuçlara baktığımızda mültecilerin göç alan ülkeye yaptığı baskıdır. Diğer bir sonuç ise, ülkede ortaya çıkan ırkçılık, islamofobi, içsel tartışmalar, göçmenlere yönelik kısıtlamalar ve vatandaşlığa geçişte ortaya çıkartılan sorunlardır (Arnol, 2012: 4). Kendi istekleri dışında göç eden bireyler ya da gruplar arasında göç edilen bölgedeki kültürel farklılıklar bireylerin psikolojik durumlarını olumsuz etkilemektedir. Bireyin yaşamaya başladıkları çevrede kültürel değerler benzer ise uyum süreci daha kolay kültürel farklılıklar fazla ise uyum süreci daha da zorlaşmaktadır. Bireyin yaşadığı ortamdan uzak kalması, yabancılaşma, kendini değersiz görme, yakınlarının yokluğu ve onlardan ayrılmanın verdiği pişmanlık, kendi ülkesindeki kişiliği ile göç ettiği ülkedeki kişilik arasında çatışma, yeni topluma alışabilmek için eski toplumundaki değer yarıları aşağılamak gibi etkenler kişiyi psikolojik açıdan olumsuz etkilemektedir (Şahin, 2001: 64-65).