• Sonuç bulunamadı

BÖLÜM 1 : KAVRAMSAL ÇERÇEVE

1.1. Finansal Okuryazarlık

1.1.5. Finansal Okuryazarlığın Ekonomiye Etkisi ve Katkısı

1.1.5.3. Finansal Okuryazarlığın Finansal Sisteme Etkisi ve Katkısı

Ekonomi piyasalarına olan ihtiyaç geçmişe göre çok daha fazla arttığından dolayı piyasaların düzgün ve etkin çalışmasının da önemi her geçen gün artmaktadır. Gelişen

27

piyasalar ve artan ürün çeşitliliği karşısında bireylerin de finansal bilgi düzeylerini yükseltmesi gerekmektedir. Her geçen gün, finansal piyasaların daha da karmaşık bir hale gelmesi ve bireylerin finansal kararlar için daha fazla risk almaları nedeniyle finansal okuryazarlık tüketiciyi yeterli oranda korumak ve sadece ekonomi piyasalarının değil aynı zamanda ekonominin de sorunsuz şekilde işlemesini sağlamak için gerekli görülmektedir.(Tosun,2016:49)

Finansal okuryazarlık bireyler açısından olduğu kadar toplum açısından da büyük önem arz etmektedir. Sürekli olarak finansal ürünlerin karmaşıklığının artması finansal okuryazarlılığı düşük olan bireylerin finansal güvenliğini etkilemektedir. Finansal kararlar alırlarken yapılan hatalarla, finansal geleceği tehlikeye düşen bireyler piyasa dengesinde de tehdit oluşturmaktadır.(Mandell, 2006:1).

Bireylerin finansal okuryazarlık oranı arttıkça müteselsil bir etki yaratmakta, finansal piyasaların ve ekonominin etkinliğini ve verimliliğini arttırmaktadır. Jariwala ve Sharma'ya göre makro düzeyde bakıldığında; “finansal ürün ve hizmetlere talebin artması dolayısıyla iktisadi dalgalanmalar azalır, finansal piyasa aracıları geliştirilir ve iktisadi kalkınmanın hızlandırılmasına katkı sağlanmış olur”.

Bireylerin finansal anlamda okuryazarlık seviyelerinin yüksek olması ve finansal farkındalıklarının artması, ekonomik kararlar alırlarken daha tedbirli davranmalarını , piyasa aktörlerini de olası ekonomik krizlere karşı daha temkinli davranmaları sonucunu doğurmaktadır. Çünkü kriz ortamlarında oluşan puslu durum bilgi kirliliğine zemin hazırlar. Genellikle bu dönemlerde ortaya çıkan spekülatörler, Finansal anlamda okuryazarlılık oranı düşük kişileri hataya sevk ederek fırsatçılık yapmaktadır. Bunun sonucunda zarar eden ya da zarar etme korkusu yaşayan yatırımcı piyasadan çekilince piyasa da işlerliğini yitirmeye başlamaktadır. Halbuki ekonomik anlamda okuryazarlılığı yüksek olan yatırımcılar piyasaların kötü gittiğini öngördüğü anda kendini koruma altına alırlar. Bu sayede piyasa aktörleri de yatırımcıdan aldığı bu tepkiye göre politikalar geliştirmek durumunda kalacaklardır.(Bozkurt , 2018:24)

Günümüzde, liberal ekonomiler finansal piyasaların serbestleşmesi ile bilgi ve teknolojik gelişmeler, ayrıca artan finansal ürünler ve karmaşık yapı sayesinde rekabet artmakta ve bireyler için içinden çıkılamaz hale gelmektedir.Bu sürekli gelişen de değişen piyasada hareket eden tüketicilerin karar ve davranışları, kendi finansal

28

durumlarını etkilediği gibi finansal sistemin de bütününü etkileyebilmektedir. Bu nedenle, tüketicilerin bireysel olarak kendilerini, toplumsal olarak ülke ekonomilerini ve genel olarak da finansal sistemin daha verimli çalışması için sorumlulukları hergeçen gün artmaktadır. Finansal anlamda bilgisi yüksek olan tüketiciler sayesinde finansal sistemin verimli çalışacağı da bunun doğal sonucu olacaktır. (Karataş, 2017:11).

Finansal okuryazar oranı düşük olan toplumlarda bireylerin ekonomik kararlarının genellikle hatalı olduğu tespit edilmiştir. Finansal kararları doğru alabilmek için gerekli bilgi ve deneyime sahip olunması gerekmektedir. Gerekli bilgilere sahip olmayan bireylerin hatalı kararlar vermesi kaçınılmazdır.Alınan hatalı kararlar bireylerin sadece kendilerini değil, öncelikle aileleri ve toplumları da etkilemektedir. Bu kararların örnek oluşturması ile diğer bireylerin de aynı hatalara düşmesi oluşacak etkiyi katlayacaktır.Bu etkinin neticesinde zarar gören bireyler ve aileleri yeni finansal karar almaktan kaçınarak piyasadan çekilecekler ve piyasanın daha da fazla zarar görmesine neden olacaklardır. Bu olay neticesinde de finansal piyasalarda daralma yaşanması kaçınılmaz hale gelecektir.(Gökmen, 2012:48).

Ekonomi okuryazarlılığı yüksek olan tüketiciler kaynaklarını daha etkin kullanacakları ve daha doğru şekilde tasarruf edecekleri için ekonomik büyümeye yardımcı olurlar. Örnek olarak, okuryazarlılığı yüksek bireylerin özellikle devlet katkısının da etkisi ile bireysel emeklilik sistemine katılımlarının artması ve bu sayede ekonominin gereksinim duyduğu uzun dönemli fonlar için kaynak oluşturmaları sağlanabilecektir. Ayrıca, mevduat ve tasarruflar artacağı için bankalar vb, finansal kurumların kaynak maliyeti de azalacaktır. Finansal okuryazarlığın ekonomiye bir diğer olumlu etkisi de finansal işlemlerde kayıt dışılığın azaltılması yönünde olacaktır. Yüksek finansal okuryazar bireyler ve tüketiciler, yaptıkları alışverişlerde kayıtdışılığı kabul etmeyeceklerdir. Bu şekilde işlem yapan yerlerden uzak kalacaklarından devletlerin de ekonomilerine katkı sağlayacaklardır. (Eskici, 2014:23).

Finansal okuryazarlığı Kayıtdışı ekonomi üzerindeki etkisini Satoğlu (2014) çalışmasında da değinmiştir. Bu konuyla ilgili olarak, Finansal okuryazarlığın ekonomiye katkılarından biri de kayıt dışılığı önlemesi şeklinde olabilir. Finansal sistemlerde kayıt dışı işlemlerde bulunmanın ekonomiye ve finans sektörüne olumsuz

29

etkisinin farkında olan finansal okuryazar tüketici, kayıt dışılıktan uzak durmaya çalışacaktır. Kayıt dışı işlemlerin, yasal olarak çalışan kurumları olumsuz etkileyeceği gibi, piyasanın etkin ve verimli bir şekilde çalışmasını önlemesi kaçınılmazdır. Kayıt dışı sistemde tüketiciler hakkını aramakta zorlanacak, bunun sonucunda da toplum içinde birlik ve istikrarı olumsuz etkileyecektir.(Satoğlu, 2014: 33)

Finansal okuryazarlık, son dönemde tüm dünyada dikkate alınan bir kavramdır. Kişilerin finansal okuryazar olarak yetişmesi ve bilinçli finansal kararlar almaları sadece kendilerini değil yaşadıkları toplumlarını da etkilemektedir. Bu nedenledir ki finansal okuryazarlık, artık eğitim politikalarında kendisine yer bulmaktadır. Bunun en açık örneklerinden birisi de finansal okuryazarlığın , günümüzde, G-20 toplantılarında kendisine yer bulmasıdır.Bu kapsamda OECD de 2012 yılından bu yana yaptığı sınav ve eğitimlerde finansal okuryazarlık başlığını kullanmaktadır.(Özkale , 2018:23)

Finansal okuryazarlığın, günümüzde aynı zamanda ülkelerin ekonomi politikaları içinde ayrı bir önemi bulunmaktadır. Bu duruma örnek olarak Amerika Birleşik Devletleri’nde (ABD) 2002 yılında “Finansal Eğitim Bürosu” (Office of Financial Education) kurulması örnek gösterilebilir. ABD’de finansal okuryazarlık üzerine yapılan geliştirmeler finansal eğitim bürosunun kurulması ile devam etmiş ve 2003 yılında ABD kongresi tarafından “Finansal Okuryazarlık ve Eğitim Komisyonu” (Financial Literacy and Education Comission – FLEC) kurulmuştur. Ancak , Finansal okuryazarlık kavramının önemi, 2008 Mortgage Krizi sonrası daha da önem kazanmıştır. ABD’de yapılan araştırmalarda bireylerin faizlerin artması ile yapacakları kredi ödemelerininde artacağı konusunda bilgi sahibi olmadıkları ve bu nedenle de 2008 krizinden olumsuz etkilendikleri görülmüştür. (Sezer ve Demir, 2015).

Finansal olarak iyi eğitimli bireyler ekonomik sarsıntıları önceden anlama ihtimalleri yüksek olduğundan ve ülkelerdeki piyasa şartlarını daha iyi kavramalarından dolayı, krizlerin etkilerine daha az maruz kalmaktadır. Bu durum piyasadaki sorunları da hafifletmektedir (OECD, 2005:35).

OECD’nin bünyesinde yapılan araştırmalarda Amerikada yaşanan mortgage krizi ile başlayıp tüm dünyayı etkileyen ekonomik krizin başlaması, büyümesi ve derinleşmesindeki ana etkenlerden birininin finansal okuryazarlığın düşük seviyelerde olmasından kaynaklandığı tespit edilmiştir. (Infe, 2009).

30

Toplumlarda finansal okuryazar olan bireyler arttıkça finansal kuruluşlardan talep edilecek bilgiler de aynı şekilde artış gösterecektir. Bu sayede finansal piyasaların da kendilerini kısmen de olsa şeffaf hale getirmelerini sağlayacağından, gelecek şikâyetler ve hukuki sorunlarda azalma görülecektir.

Bireylerin finansal okuryazarlıklarının yüksek olması, piyasaların düzgün çalışmasını müteselsil olarak etkileyecektir. Piyasanın çarklarının düzgün çalışmasının etkisi ile bu durumdan hem bireyler hem de toplum olumlu yönde etkileneceklerdir. Aynı zamanda toplumların refahı da bu sayede artacaktır.

Finansal piyasalarda işlem yapan ya da finansal ürün almak isteyen bireylerin, temel düzey de olsa finansal bilgiye sahip olmaları gereklidir. Finansal bilgisi olmayan tüketici ile finansal bilgili satıcı ya da finansal bir kurum aralarında ticaret yaptıklarında, bilgisi olmayan tüketici her zaman görecektir. Bu sadece kendisini değil ülke ekonomisini de olumsuz etkileyen bir durumdur. Bir tarafın bilgi avantajının olması rekabetin düzgün çalışmamasını getireceğinden olumsuz sonuçlar doğurması kaçınılmazdır. Olumsuz sonuçlar her zaman ülke ekonomilerine de zarar verecektir. Oysa ki her iki tarafın da bilgili olduğu ticaretle, pazarlıklar en üst düzeyde yapılırken, her iki tarafın da kazandığı sonuçlar ortaya çıkacaktır. (World Bank, 2009:3)

Finansal bilgisi yüksek olan bireyler, hergeçen gün karmaşık hale gelen finansal piyasaları daha iyi anlar ve adımlarını da buna göre atarlar. Bu sayede, finansal ürün sunan satıcıların kendilerini sürekli olarak yenilemelerini ve yeni ürün çıkarmalarını gerektirecektir. Finansal bilgisi olan bireyler, alacakları ürünlerin getirilerini iyi hesaplayarak, düşük gelir az risk ya da yüksek gelir fazla risk durumlarını analiz ederler. Fayda maliyet analizi yaparlar. Bu sayede, artan satıcı rekabeti fiyatlara yansır ve tüketiciler için de pozitif bir etkisi ortaya çıkar. Finansal sisteme olan bu katkılarının yanında finansal bilgili olan kişilerin tasarruf yapmaya daha yatkın oldukları gözlemlenmiştir.(Temizel, 2010:25)

31

Benzer Belgeler