• Sonuç bulunamadı

BÖLÜM 1 : KAVRAMSAL ÇERÇEVE

1.1. Finansal Okuryazarlık

1.1.5. Finansal Okuryazarlığın Ekonomiye Etkisi ve Katkısı

1.1.5.1. Finansal Okuryazarlığın Bireysel Etkisi ve Katkısı

Bireylerin fnansal okuryazarlılıkları arttıkça hem kendilerine hem de topluma olumlu katkıları olması kaçınılmaz bir sonuçtur. Bu sonuca ulaşırken, bireylerin artan ekonomi bilgilerinin artması sayesinde ekonomik refahlarının da artacağı, buna paralel olarak sosyolojik etkilerinin olumlu yönde olacağı ve aile yapılarına da pozitif etki edeceği beklenir. Hem toplumda hem de ailede oluşacak bu olumlu ekonomik hava sayesinde daha az stresli insanlar olacağından, bu kişilerin çocukları da doğal olarak bu durumdan etkilenerek özgüvenli, sosyal ve az stresli olarak büyüyeceklerdir. Ayrıca, İş hayatında ise bireyin işe devam etme oranı artar, iş verimliliği ve iş memnuniyeti artar.(Ünai, Düğer ve Söylemez 2015: 35)

Hayatı boyunca insanlar çeşitli kararlar alarak yaşamlarına devam etme durumundadır. Bu kararlardan en önemlilerinden biri de ekonomik kararlardır. Çünkü ,ekonomik kararlar bireylerin her anlamda etkilendiği sonuçlar doğurabilmektedir. Bu kararların bazıları etkisi bakımından küçük olmakla beraber bazı kararlar ise çok önemli sonuçlar doğurabilmektedir. Bu sonuçlara ulaşmanın ana kuralı ise kişilerin finansal okuryazarlılıklarından geçmektedir. Finansal okuryazar bireyler doğru ve bilinçli kararlar alırlarken, okuryazarlıkları düşük ya da olmayan kişiler tamamen tecrübe ya da çevreden duydukları ile hareket edeceklerdir. Bu durum da olumsuz durumlarla sonuçlanma riskini taşımaktadır. Sadece harcama için gerekli olmayan finansal okuryazarlık aynı zamanda tasarruflar üzerinde de son derece önemlidir. Artan finansal okuryazarlık ile tasarrufların da oranı ve kaltiesi artacak bu aynı zamanda toplumu da olumlu etkileyecek sonuçlar doğuracaktır.(Durmuş ; 2018:169)

Küreselleşen dünyada finansal sistem içinde bireylerin ve ailelerin önemi her geçen gün daha da artmaktadır. Büyük resime baktığımızda, bireylerin aldıkları harcama, yatırım, gelir ve tasarruf kararları müteselsil olarak piyasaları oluşturacaktır. Bu kararlar olumlu ya da olumsuz olabileceğinden ülke ekonomilerine de aynı şekilde etki etmesi kaçınılmazdır. Şöyle ki; ekonominin daraldığı, durumlarda bireyler de harcamalarını kısarak kendilerini koruma altına almak isteyecekler ve tasarruflarını artıracaklardır. Bu durumda zaten sıkıntıda olan ekonomide daralma hızla artacaktır. Aynı şekilde, ekonominin balon olarak büyüdüğü zamanlarda, bireyler de fazla tüketim ve az tasarffuf

23

yapacaklarından bu balonun büyümesine katkı sağlayacaklar ve sonunda balonun patlaması ile tüm toplum olumsuz etkilenecektir. (Nofsinger, 2011:1).

Günümüzde hemen hemen her birey çeşitli istek ve ihtiyaçlarını karşılamak için finansal ürün ve hizmetleri aracı olarak kullanmaktadır Finansal ürün ve hizmetlerin, bireylerin hayatına değer katması ve hayatlarını kolaylaştırması ancak finansal ürün/hizmetlerin bilinçli bir şekilde seçimi ve kullanımı ile; diğer bir ifadeyle finansal okuryazarlıkla mümkün olabilmektedir.(Küçükaslan, 2017:11)

Piyasalar hakkında yeterli bilgisi olmayan bireyler riskten korktukları için piyasadan kaçar. Fakat finansal açıdan okuryazar bir kimse elindeki parayı elinde tutmak yerine piyasada değerlendirmeyi tercih eder. Çünkü bilgisi ile ürünleri değerlendirebilir, gerekli risk-getiri hesaplamalarını yapabilir. Böylece hem bireyin bireysel refahı artar hem de piyasaya etkin bir katılım olur ve piyasa hacmi artar. (Ünal, 2018:14)

Finansal farkındalığı olan bireyler yapacakları bilinçli tercihlerle akıllı yatırımlar yapabilirler. Fakat dolaylı yönden pek çok etken yatırımcının kafasını karıştırmaktadır. Yatırım yapılacak ülkedeki değişken koşullar, ülke kredi notu , yatırımcının yaşı, cinsiyeti, eğitim durumu, psikolojisi, medyada çıkan haberler, finansal piyasaların karmaşık yapısı gibi pek çok faktör yatırımcının alacağı kararı etkilemektedir. Kişi her ne kadar finansal farkındalığa sahip olsa da içinde bulunduğu şartlardan etkilenir ve ani kararlar verebilir ya da karar almaktan kaçınabilir.(Bozkurt , 2018:25)

Finansal okuryazarlığın son yıllarda artan önemi ile birlikte, kimi akademisyenler finansal okuryazarlık konusunda bilişsel düzeyi yüksek olan bireylerin finansal ürünleri kullanımında daha ihtiyatlı tavrılar sergilediklerini ve pazara katılım konusunda daha yüksek bir yeterlilik düzeyine sahip olduklarını ifade etmektedirler (Cole ve diğerleri, 2012:27). Piyasalar konusunda yeterli bilgiye sahip olan bireyler, daha iyi, daha ucuz ve daha uygun ürün ve hizmetler talep etmektedirler. Böylece finansal piyasaların daha etkin hale gelmesi gerçekleşmiş olmaktadır. Diğer yandan, bu durum finansal kurumlar açısından duyarlılığı artırmakta ve onların tüketici taleplerine daha yenilikçi cevaplar vermesini sağlamaktadır. Böyle bir yapı ise finansal sistemin daha dinamik bir durum almasına yol açmaktadır (Widdowson ve Hailwood, 2007:38).

Finansal okuryazar bireylerin kişisel motivasyonları da okuryazar olmayanlara göre daha fazla olacaktır. Motivasypnu yüksek kişiler kendilerine olduğu kadar yaşadıkları

24

çevreye ve iş hayatına da olumlu yönde etki edeceklerdir.Geçmişte yapılan çalışmalarda, bireylerin yüksek finansal okuryazarlık düzeyleri iş kalitesi ve verimliliklerinde ekstra kazançlar sağlamaktadır.Tam tersi durumda kişisel finansal sorunları olan bireylerin iş kalitelerinin düşük olduğu, işe devam oranlarının azaldığı, yaptıkları işlerden sürekli hatalar nedeniyle tüm işyerindeki işlerin aksadığı olumsuz durumlar yaşanacaktır. (Davis ve Carnes, 2005).

Finansal okuryazar bireylerin;genel olarak bir finans uzmanı değil, kendisinin ve ailesinin finansal kararlar alabilmesine yeterli seviyedeki bilgi, tutum, davranışa sahip olması beklenmektedir. Bireylerin finansal okuryazarlık durumlarını sadece genel kültür olarak değil, edindikleri bu bilgileri yaşadıkları ekonomik durumlara yansıtarak hatalı kararlar almalarını engellemeleri beklenir. Aynı zamanda gelirini ve tasarruflarını en iyi şekilde yönetmeli, finans piyasalarında alış veriş yapma rahatlığına ve güvenine de sahip olmalıdır. Normal piyasa ekonomilerinde çok fazla etkisi olmayan finansal okuryazarlığın en önemli etkisi ekonomik krizler de görülmektedir. Yaşanacak krizleri önceden sezen bireyler buna göre hareket ederek harcama ve tasarruflarını yönetirler. Buna göre kararlar alan bireyler ise yaşanacak krizlerden minimum seviyede etkileneceklerdir.(Akdağ ,2018 : 40)

Finansal olarak cahil olan tüketici, ekonomik krizlerin ya da refah dönemlerinin olduğu zamanlarda nasıl davranacağını bilmediğinden çözüm bulma noktasında da sonuçlarını kestiremeyeceği kararları alabilmektedir. Halbuki Finansal okuryazar olan tüketiciler, hem kendilerine hem de ailelerine finansal davranışlarında birçok fayda sağlamaktadır.( Tosun ,2016:47)

Geçmişte yapılan çalışmalarda bireylerin genel olarak yaşadıkları ekonomik sorunların , gelir eksikliğinden ziyade finansal bilgi eksikliğinden yaşandığı sonucuna varılmıştır. Bu bilgi ışığında, finansal sorun yaşayan kişilere sağlanacak ekonomik yardımların kısmi ve kalıcı olmayan etkilerinin olacağı, bunun yerine bu bireylere temel düzeyde de olsa finansal eğitim verilmesinin daha olumlu sonuçlar doğuracağı düşünülmektedir. (Küçükaslan, 2017:12)

Bireylerin finansal cehaletleri nedeniyle yaşayacakları ekonomik sıkıntılar, onları genel olarak strese sokacaktır. Bu stres sonucunda sadece ekonomik olarak zayıflamayacaklar, sağlık sorunları nedeniyle de birçok hastalık ile başnaşa kalabileceklerdir. Bunun

25

yanında ailelerin boşanma sebepleri arasında finansal sorunlar da yer almakta ve bu sorunlar aile içinde huzursuzluk ve geçimsizliğe neden olmaktadır (Amato ve Previti, 2003:604).

Günümüzde özellikle sosyla medya ve telefon dolandırıcılığı çok fazla artmıştır. Bunun da ana sebeplerinden biri finansal cehalettir. Bireylerin, cehaletlerinin en önemli etkisi, bilgi sahibi olmadıkları konularda kolay kandırılabilir olmaları sonucunu doğurmaktadır. Tüm yayın organlarınca sürekli uyarılar yapılmasına rağmen Sahte isim ve ürünlerle dolandırılan bireyler karşımıza çıkmaktadır. Dolandırılan kişilerin genel olarak bilgi düzeylerinden ziyade ekonomik okuryazarlıklarının düşük olduğu açıkça anlaşılmaktadır. Finansal okuryazar birey bu durum ile karşılaştında alacağı kararlar ve tepkilerle karşısında dolandırıcıları caydıracaktır. Sayıları artan finansal okuryazar bireyler sayesinde bu tip dolandırıcılıklar azalacak ve piyasanın güvenirliliği de artacaktır. (Ünal, 2018:14)

Hane halkının, borçların yönetimi ile tasarruflar ve yatırımların yönetimi konusunda sahip olduğu bilgi düzeyi, yapacakları bütçeleri, tutum ve davranışlar finansal okuryazarlık konusunun değerlendirilmesinde kullanılması gereken tamamlayıcı verilerdir. Finansal okuryazar bireyler kendileri için oluşacak riskleri en aza indirecek karar ve davranışı tercih etmekte, kendisini ileriki yaşamlarında refaha ulaştıracak finansal uygulamalara yönelmektedir. Finansal tutum ile birey, ekonomi piyasasındaki davranışlarına yön vermekte, etkin bir rol oynamakta ya da işlem yapmamaktadır. Örneğin aile, yeni doğmuş çocuğu için bankada tasarruf hesabı açabilir, birey üniversite gitme çağı geldiğinde ailesine yük olmadan bu tasarrufu harcamalarında kullanabilir. Kişi, bireysel emeklilik gibi bireylerin ileriki yaşlarında koşullarını daha iyi hale getirebilecek ya da kasko, sigorta gibi maddi yıkıma sebebiyet verecek kayıpların maliyetini azaltıcı finansal araçlara başvurabilir. Ya da bunların hiçbirini yapmayarak, elde ettiği kazancı anlık harcamalarla tüketerek, ailesi veya kendisi için herhangi bir finansal güvence sağlamaktan çekinmektedir.(Tosun, 2016:48)

Finansal okuryazarlık bireylerin , finansal kararlar alırken en çok ihtiyaç duydukları konudur. Örneğin, konut almak isteyen ve yeteri kadar ekonomik gücü olmayan bir kişi finansman kullanma yoluna gitmek zorundadır. Ülkemizde maksimum on yıl vadeli konut kredileri sağlanmakta olduğundan ve tüketicilerin ödeme güçleri nedeniyle

26

genellikle bu vade yapısını tercih ettiği bilinmektedir. Ülkemiz gibi gelişmekte olan ülkelerde bu kadar uzun süreli finansman yapılmasının olumlu yönleri olduğu gibi riskli faktörleri de gözardı edilmemelidir. Zira, bireylerin kendi ekonomilerinin yanında genel ekonomideki dalgalanmalar, işsizlik gibi olumsuz sonuçlar doğurabilecektir. Tüketicilerin bu durumda kredi geri ödemelerinde zorlanmaları kaçınılmaz olacaktır. Finansal okuryazar bireyler , borçlanma için karar alırlarken bu durumu düşünerek daha düşük miktarlarda borçlanma ve işsiz kalma sigortaları gibi ürünleri tercih ederek olası sıkıntılı dönemleri daha rahat aşabileceklerdir.

Benzer Belgeler