• Sonuç bulunamadı

II. KURAMSAL ÇERÇEVE VE İLGİLİ ÇALIŞMALAR

2.3. Fen Teknoloji Okuryazarlığı

Fen sadece okulda öğretilen bir ders olarak görülmemelidir. Doğumdan ölüme kadar geçen süreçte yaşanılan her an Fen’in kendisidir. Alınan her nefes, yenilen, kullanılan her madde, yaşanılan dünyanın hareketi, günlük hayatta karşılaşılan hemen her türlü problem fen bilimleriyle açıklanır. Fen okuryazarı olmak hayatı daha bilinçli yaşamak olarak da tanımlanabilir. Fen ve Teknoloji Dersi özellikle öğrencilerin tüm öğrenim hayatının yönünü belirleyen ve kalıcı alışkanlıkların kazanıldığı ilköğretim çağında, iyi öğretilmeli ve sevdirilmelidir (Kurt, 2001). Öğrencilere yaşantılarında karşılaştıkları olayları, okulda öğrenilen olaylarla ilişkilendirmeyi sağlayan bir fen eğitimi verilebilirse fene yönelik ilgi ve tutumları artacak, yaşamlarının devamında bilimsel düşünen bireyler olma yolunda ilerleyebileceklerdir (Tatar, 2006).

Fen okuryazarlığı; bireylerin sorgulama, eleştirel düşünme, problem çözme ve karar verme becerilerini geliştirmeleri, yaşam boyu öğrenen bireyler olmaları, çevresi

hakkında merak duygusunu sürdürmeleri için gerekli olan fen ile ilgili beceri, tutum, değer, anlayış ve bilgilerin bir bütünü olarak tanımlanabilir (İlköğretim Fen ve Teknoloji Dersi (6, 7 ve 8. sınıflar) Öğretim Programı, 2006).

Hurd (1997), fen okuryazarı kişinin özelliklerini şöyle tanımlamıştır:

 Uzmanları bilgisiz kişilerden ayırır.

 Teorileri, efsane, doğma ve adetlerden ayırır. Kişinin hayatının bir şekilde Fen ve Teknolojiyle etkilendiğini fark eder.

 Fen’in toplumsal olaylarda siyasi, yargı, etik boyutları olduğunu bilir.

 Bilimsel araştırma hangi yollarla yapılır ve bulgular nasıl doğrulanır bilir.

 Fen bilgisini yeri geldiğinde hayati ve sosyal kararlar alırken, problem çözerken kullanır.

 Gerçek Fen’i astroloji, şarlatanlık, batıl inanç, büyü gibi sözde bilimlerden ayırır.

 Bilimin kümülatif doğasını “endless frontier” tanır.

 Bilimsel araştırmacıları bilginin üreticisi ve vatandaşları ise bilimsel bilginin kullananı olarak tanır.

 Fen veya Teknoloji bilgisiyle ilgili karar alırken boşlukların, risklerin, sınırların ve ihtimallerin farkına varır.

 Fen’le ilgili kişisel ve toplumsal içerikli sorunların, özellikle ahlaki, yargı ve politik sorunların birden fazla doğru yanıtı olabileceğini bilir.

 Bilgiyi nasıl analiz edeceğini ve işleyeceğini bilir.

 Fen kavramlarının, yasalarının, teorilerinin değişmez olmadığını ama organik bir kalitesinin olduğunu, gelişip büyüdüğünü; bugün öğretilenlerle yarın öğretileceklerin aynı olmayabileceğini fark eder.

 Neden sonuç ilişkisi olmadığı durumlarda, araştırmanın öneminin bilim adamının merakının bir ürünü olduğunu fark eder.

 Globalleşen ekonomimizin Fen ve Teknolojideki gelişmelerden geniş ölçüde etkilendiğini fark eder.

 Kültürel, etik ve ahlaki değerlerin fen ve sosyal problemleri çözerken etkili olduğunu bilir.

 Rasyonel kararlar alırken yeterli veri olmazsa güvenilir bir yargı olmayacağını bilir.

 Delilleri propagandadan, gerçekleri kuşkudan, bilgiyi düşünceden ayırır.

 Fen, toplum ve kişisel problemleri sentez gibi düşünür.

Bilimsel okuryazarı olan birey, bilimsel prensipleri kullanabilir, toplumu etkileyen bilimsel konularda tartışmalara katılabilir ve karar verebilir (NRC, 1996). Böyle bir birey bulunduğu toplumun gelişimine de katkıda bulunacak gerektiğinde yanlış giden bir uygulamayı bile durdurabilecektir. İnternetten otomobile, modern yaşamın gereklerinden, dünyanın iklimi, klonlama, AIDS, silahlanma, nükleer reaktörler gibi sosyal sorunlar bilim ve teknolojiyle yakından ilgilidir (Bell ve Lederman, 2003). Fen okuryazarı olan birey sosyo kültürel konularda da sürece dahil olabilecektir.

1950 ve 1960’larda Ulusal Bilim Vakfı (National Science Foundation, NSF) tarafından, ders içeriklerinin klasik yapı ve anlayış yerine, bireylerin yararına bilimsel bilginin kullanılması üzerinde durulmuş ve ‘tüm insanlar için bilim’ kavramına yer verilmiştir. NSF, profesyonel bilim adamı olmayacak kişiler için geleneksel Fen öğretimi üzerinde yeniden düşünmeyi tavsiye etmiştir. Bilim doğal ve sosyal bilimlerle harmanlanınca daha bütüncül olacaktır (Hurd, 1997). Fen ve Teknoloji araştırmaları giderek sosyal ve ekonomik ilişkileri hedeflemektedir. Böylece yapılan çalışmalar laboratuvarlardan “gerçek hayat”, “gerçek dünyaya” dönüşecektir (Hurd, 1997). Bilimsel okuryazarlık, ömür boyu karşılaşabileceğimiz kişisel, sosyal, siyasal, ekonomik sorunlar ile ilgili rasyonel düşünmeyi gerektiren sivil yetkinlik olarak görülmektedir (Hurd, 1997).

1996 yılında yayınlanan Amerikan Ulusal Fen Eğitimi Standartları çalışmasında öğrencilerin bilimsel okuryazar olabilmelerinin sağlanması amaçlardan biri olarak belirtilmiş ve bilimsel okuryazarlık vizyonu ortaya konulmuştur (DeBoer, 2000; Bybee, 2000).

Fen ve Teknolojinin insan yaşamlarını, geçimlerini, toplum ve kültürünü nasıl etkilediğini ve nasıl etkilendiğini anlamak üzere başlayan ve gittikçe büyüyen bir alandır. Fen-teknoloji-toplum (Science, technology and society-STS) çalışmaları, öğrencilere okul fen müfredatını hayatıyla ilişkilendirebileceği bir bakış açısı sağlayacaktır. Bir akademik program olarak STS, öğrencilerin yeni teknolojileri, siyasi ve kültürel etkileri öğrenme fırsatı oluşturmaktadır. STS, öğrencilerin bilim ve teknoloji

hakkında kamu tartışmalarında daha aktif ve etkin bir katılımcı olmalarına yardım edecektir.

Ülkemizde de 2004 yılında uygulamaya geçen Fen ve Teknoloji Dersi Öğretim Programıyla daha önceki adı Fen Bilgisi olan ders, Fen ve Teknoloji Dersi olarak değiştirilmiş ve Fen ve Teknoloji Dersi Öğretim Programı’nın vizyonu; “bireysel farklılıkları ne olursa olsun bütün öğrencilerin fen ve teknoloji okuryazarı olarak yetişmesi” olarak belirtilmiştir. 2013 yılında Milli Eğitim Bakanlığı Talim ve Terbiye Kurulu Başkanlığınca Fen ve Teknoloji Öğretim Programı kademeli olarak değiştirilmesine karar verilmiştir. Ancak İlköğretim Kurumları (İlkokullar ve Ortaokullar) Fen Bilimleri Dersi (3, 4, 5, 6, 7 ve 8. Sınıflar) Öğretim Programının vizyonu da “Tüm öğrencileri fen okuryazarı bireyler olarak yetiştirmek” olarak tanımlanmıştır.