• Sonuç bulunamadı

2.2 ÖĞRENME STİLLERİ

2.2.2 Öğrenme Stilleri Modelleri

2.2.2.2 Felder ve Silverman öğrenme stili modeli

esnasında kimi öğrenciler bir şeyler yiyip içmeyi tercih ederken bazı öğrenciler bir şeyler yiyip içmeyi tercih etmezler. Ders çalışma zamanlarında da öğrenciler birbirlerinden farklılık gösterebilirler. Bazı öğrenciler sabah erken saatlerde ders çalışmayı yeğlerken, kimi öğrenciler öğlenden sonra ya da gece ders çalışmayı tercih edebilirler.

2.2.2.2 Felder ve Silverman Öğrenme Stili Modeli

Felder ve Silverman, kişilerin bilgi alma, saklama, bilgiyi kullanma işlemlerinde kişisel dayanıklılık ve seçimlerini öğrenme stili şeklinde tanımlamakta ve öğrenmenin iki basamaklı bir şekilde olduğunu iddia etmektedirler. Birinci basamak bilgi elde etme, sonraki basamak ise elde edilen bilginin işlenmesi aşamasıdır. Bilgi elde etme basamağı, duyu organları ile dış dünyadan elde edilen ya da iç gözlem vasıtasıyla ortaya çıkarılan bilginin öğrenen tarafından kabul edilebilir hale geldiğini ifade eder. Bilginin işlenmesi basamağı ise bilginin akılda kalması, tümdengelimsel ya da tümevarımsal düşünme, analiz etme yada etkileşim halinde olma, yansıtma yada etkinlik yapma gibi işlemleri içinde barındırır (Felder ve Silverman, 1988: 674; Akt. Samancı ve Keskin, 2007: 38-39).

Bazı öğrenciler öğrenirken veriler, olaylar ve algoritmalar üzerinde düşünürken, bazıları da teorik ve matematiksel modellerde daha rahattırlar. Bazı öğrenciler şemalar, grafikler ve resimler gibi bilginin görsel şekillerine daha rahat tepki verebilirlerken; bazıları da yazılı ve sözlü açıklamaları tercih ederler. Bazıları aktif ve etkileşimli bir şekilde öğrenmeyi tercih ederken bazıları da daha kişisel ve kendi duyguları ışığında öğrenmeyi tercih ederler (Felder, 1995).

1988 yılında, R. Felder ve L. Silverman, kendi oluşturdukları öğrenme stili modelini 5 boyuta ayırmışlardır. Model, öğrencilerin,

 hangi tip bilgiyi algılamayı tercih ettiklerine göre algısal/sezgisel,

 dış kaynaklı bilginin hangi tip kaynakla etkin şekilde algılandığına göre görsel/işitsel,

 bilgiyi hangi örgütleme yolunda daha rahat ettiklerine göre tümevarımsal / tümdengelimli,

22

 bilgiyi anlamada nasıl bir yol izlediklerine göre aşamalı/bütünsel,

Sonraki yıllarda yukarıdaki gruplamadan tümevarımsal / tümdengelimli boyutu çıkarılmış, modeldeki görsel / işitsel boyutu görsel / sözel olarak değiştirilmiştir.

Tablo 2. Felder ve Silverman Öğrenme Stilleri Boyutları Algılama

Duyuşsal (somut, pratik, olay prosedür odaklı)

Sezgisel (kavramsal, yenilikçi, kuram ve anlamlar odaklı) Giriş

Görsel (gösterim, resim, akış şemaları) Sözel (Sözlü ve yazılı açıklamalar) İşleme

Etkin (Yaparak öğrenme, başkalarıyla çalışma) Yansıtıcı (Düşünerek öğrenme, yalnız çalışma) Anlama

Ardışık (doğrusal, sıralı, küçük bilgi parçaları ile öğrenme)

Bütünsel (Bütüncül, sistemli ve büyük bilgi parçaları ile öğrenme)

Algısal(Duyuşsal) ve sezgisel öğrenme stiline sahip bireyler, dünyayı ve çevreyi

algılama sürecinde çeşitlilik gösterirler. Algısal öğrenenler, somut bilgileri ve olguları tercih ederler. Ayrıca, bilgiyi duyu organlarıyla alır, olayları ve deneyleri severler. Bilgilerin gerçek yaşamla ilişkisinin kurulmasını isterler. Eğer öğrendikleri bilgilerin gerçek yaşamla ilişkisi kurulamıyor ve somut örneklerle desteklenmiyorsa öğrenmeleri zorlaşır. Belirli bir işlem ve sıra gerektiren çalışmaları rahatlıkla yapabilirler. Bu nedenle deney gibi belirli bir işlem basamağına dayanan etkinliklerde oldukça başarılı olurlar. İyi organize edilmiş metotlarla sorun çözmeyi tercih ederler. Belirsizlikten ve sürprizlerden hoşlanmazlar. Olayları hatırlamakta başarılıdır, yavaş ve dikkatlidirler. Sembolleri algılamakta ve anlamlandırmakta zorlanabilirler. Çünkü bunları öncelikle zihinlerinde canlandırmak için somutlaştırmak isterler. Sezgisel öğrenenler ise, soyut bilgileri kullanarak öğrenmek isterler. Öğrenirken ihtimalleri ve bağlantıları kavramayı, hayal etme becerilerini kullanmak isterler. Prensip ve kuramlardan hoşlanır. Sürekli ezberlemekten ve rutin hesaplamalardan hoşlanmazlar. Yaptıkları uğraşlarda farklılıklar, karmaşıklık ve şaşırma olayları yaşandığında çok sevinirler. Yenilikleri sever fakat tekrardan nefret eder. Bir performansı hızlı bir şekilde gerçekleştirebilir ancak dikkatsizlik yaparlar

23

(Felder ve Silverman, 1988: 674-676: Akt. Samancı ve Keskin, 2007: 39-40: Felder, 1988: Akt. Atman, 2009).

Görsel ve sözel öğrenme stiline sahip bireyler, bilgiyi görsel ya da sözel yol ile

almayı tercih eder. Görsel öğrenen bireyler, en iyi gördüklerini hatırlarlar. Bilginin sözel veya basılı materyaller ile sunulmasından ziyade şekil, tablo, grafik gibi göze hitap ederek sunulmasını tercih ederler. Bilgileri görsel olarak akıllarında tutma eğilimindedirler. Sözel öğrenenler duyduklarını ve okuduklarını hatırlarlar. Basılı ve sözel metin ve açıklamaları öğrenmede kullanırlar. Sözel öğrenenler en iyi başkalarına anlatırken öğrenir (Felder ve Silverman, 1988: 678-679; Akt. Samancı ve Keskin, 2007: 39-40; Felder, 1988; Akt. Atman, 2009).

Aktif(Etkin) ve yansıtıcı öğrenme stiline sahip bireyler, bilginin zihinlerinde anlamlı

bir bilgi haline dönüşmesi sürecinde farklılık göstermektedirler. Aktif öğrenen bireyler, deney yapmak, tartışmak, açıklamak ve bazı yollar ile test etmek gibi aktif deneyimlerden hoşlanırlar. Bilgiyi en iyi araştırarak, uygulayarak ve öğrendiklerini yaparak anlarlar. Sadece not alarak dersi dinlemek bu tip bireyler için pek uygun değildir. Grup çalışmasına yatkındırlar. Öğrenme sürecinde etkileşim içerisinde bulunmaktan zevk alırlar. Aktif bireyler, deneyci, fikirleri değerlendiren, karar alabilen ve organize edici bireylerdir. Yansıtıcı öğrenenler ise, gözlem yapmayı ve bilgiyi içsel bir şekilde düzenlemeyi severler. Kendi kendilerine düşünerek öğrenme konusunda heveslidirler. Sunulan bilgiler için düşünme imkanı verildiğinde daha rahat öğrenirler. Grup çalışmasını tercih etmezler, yalnız çalışmayı tercih ederler. Yansıtıcı, gözlem yapan, kuramcı, matematik modellemeleri yapabilen, problemleri tanımlayan ve çözüm üreten insanlardır (Felder, 1988; Felder ve Silverman, 1988: 678-679).

Aşamalı(Ardışık) ve bütünsel olarak öğrenen bireyler bilgileri zihinlerinde

oluştururken farklı yöntemler kullanırlar. Aşamalı öğrenenler, bilgiyi birbiriyle ilişkili küçük bölümler halinde öğrenirler. Birbirini takip eden işlemleri öğrenirken her adım bir diğeriyle anlamlı bir birliktelik içerisinde olmak mecburiyetindedir. Sorun çözerken doğrusal bir sorgulama sürecini kullanmak isterler. Bilginin tekdüze sabit bir öğrenme hızında ve zorlukta verildiği zaman ideal şekilde öğrenme gerçekleşir. Birleştirici düşünüp, analiz yapabilirler. Bütünsel öğrenenler ise, konunun detaylarını öğrenmeden önce sunulan yeni bilginin daha önceden öğrenmiş oldukları bilgilerle ve tecrübeleriyle ilişki kurmalarına ihtiyaç duyarlar. Daha