• Sonuç bulunamadı

İnkar edenler yeryüzünde yaratılmış olan delilleri görmeden geçip giderler. İman eden bir insanın bu kişilerden farklarından biri ise, Allah'ın yarattığı delilleri her an görebilmesidir. Mümin çevresindeki her incelikte Allah'ın kudretini ve sanatını görür, O'nu tesbih eder ve Allah'a yakınlaşmaya yol bulur.

Müminlerin bu vasıfları Kuran'da şöyle anlatılır:

On lar, ayak ta iken, otu rur ken, yan ya tar ken Al lah'ı zik re der ler ve gök le rin ve ye rin ya ra tı lı şı ko nu sun da dü şü nür ler. (Ve der ler ki:) "Rab bi miz, Sen bu nu bo şu na ya rat ma dın. Sen pek Yü ce sin, bi zi ate şin aza bın dan ko -ru." (Al-i İm ran Su re si, 191)

Allah Kuran'ın birçok ayetinde "düşünmez misiniz", "düşü-nenler için deliller vardır" ifadeleriyle tefekkür etmenin öne-mini haber vermektedir. Ayrıca üzerinde düşünmek için Allah sayısız delil yaratmıştır. Gördüğümüz, farkına vardığımız her-şey Allah'ın bir tecellisi ve delilidir. Bu nedenle göklerde, yerde ve bunların aralarında bulunan herşey birer tefekkür vesilesi-dir. Bir ayette şöyle buyrulur:

Onun la si zin için ekin, zey tin, hur ma lık lar, üzüm ler ve mey ve le rin her tür lü sün den bi ti rir. Şüp he siz bun da, dü şü -ne bi len bir top lu luk için ayet ler var dır. (Nahl Su re si, 11) Ayette "tefekkür konusu" olarak gösterilenlerin biri, örneğin hurma ağacı üzerinde biraz düşünelim. Ağaç, bilindiği gibi top-rağa atılan bir tohumdan ortaya çıkar. Tohum küçücük (bir santimetre küp bile etmeyen) bir cisimdir, ama o tohumun içinden kısa süre içinde 4-5 metre uzunluğunda ve yüzlerce kilo ağırlığında dev bir tahta kütlesi oluşur. Tohumun bu dev tahta parçasını yaparken kullanabileceği tek malzeme ise içine gömülü olduğu topraktır.

Pe ki ama to hum na sıl ağaç üret me yi bi lir? Na sıl olur da et -ra fın da ki top -ra ğın için de ge rek li mal ze me le ri ay rış tı rıp bun la rı tah ta do ku su oluş tur mak için kul lan ma yı "ak le de bi lir"? Üret ti -ği ağa cın na sıl bir şek le ve ya pı ya sa hip ol ma sı ge rek ti -ği ni na sıl tah min ede bi lir? Bu son so ru özel lik le önem li dir. Çün kü to -hum dan her han gi bir tah ta par ça sı çık ma mak ta dır. To hum, için de da mar lar bu lu nan, top rak ta ki mad de le ri özüm se mek

için ge re ken kök le re sa hip ve üst kıs mı da dal la ra ay rı lan son de re ce iyi düzenlenmiş bir can lı mad de üret mek te dir. İn san bi le iyi bir ağaç res mi çiz mek ge rek ti ğin de zor la nır; ağa cın kök -le rin de ki ve dal la rın da ki ay rın tı la rı çiz mek zor bir iş tir çün kü.

Oy sa to hum, çiz mek şöy le dur sun, bu son de re ce komp leks cis mi top rak ta ki mal ze me le ri kul la na rak sı fır dan üret mek te dir.

Bu du rum da to hu mun son de re ce akıl lı bir var lık ol du ğu so nu cu na va rı rız. Da ha doğ ru su, to hu mun için de son de re ce et -ki le yi ci bir akıl var dır. Pe -ki bu akıl bu to hu ma ne re den, na sıl gel miş tir? Na sıl olur da bir çe kir dek, böy le bir ak la ve ha fı za ya sa hip ola bi lir?

Kuş ku suz bu nun tek bir ce va bı var dır: Al lah to hu mu ağaç ya pa bi le cek ye te ne kle ya ra tmış, bu iş lem için ge rek li bil gi le re sa -hip ola cak şe kil de var etmiştir. Top ra ğa atı lan her to hum Yüce Al lah'ın il mi ile ku şa tıl mış tır, O'nun il mi ile bü yür. Bir ayet te bu ger çek şöy le ha ber ve ri lir:

Gay bın anah tar la rı O'nun Ka tın da dır, O'ndan baş ka hiç kim se gay bı bil mez. Ka ra da ve de niz de olan la rın tü mü -nü O bi lir, O, bil mek si zin bir yap rak da hi düş mez; ye rin ka ran lık la rın da ki bir ta ne, yaş ve ku ru dış ta ol ma mak üze re hep si (ve her şey) apa çık bir ki tap ta dır. (Enam Su re si, 59)

To hu mu ya ra tan da, top ra ğın içi ne düş tü ğün de onu ya rıp için den ye ni bir bit ki yi çı ka ran da Al lah'tır. Bu ger çek Enam Su -re si'nde şöy le ha ber ve ril mek te dir:

Ta ne yi ve çe kir de ği ya ran şüp he siz Al lah'tır. O, di ri yi ölü den çı ka rır, ölü yü de di ri den çı ka rır. İş te Al lah bu dur. Öy ley se na sıl olu yor da çev ri li yor su nuz? (Enam Su -re si, 95)

Tohum, Allah'ın evrende yarattığı sonsuz sayıdaki "tefekkür

konusu"ndan yani "iman hakikati"nden yalnızca birisidir. Kimi insanlar, akıllarını saran kalın gaflet perdesini sıyırır da, "nasıl",

"neden" gibi sorular sorarak düşünürlerse, tüm evrenin Allah'ın varlığının ve gücünün delilleriyle dolu olduğunu rahat-lıkla göreceklerdir.