• Sonuç bulunamadı

Al lah Ku ran'da alay cı lı ğın çir kin bir ah lak ol du ğu nu ve iman eden le rin bun dan sa kın ma la rı ge rek ti ği ni bil dir miş tir. Mü min ler ara sın da ala yın ye ri ol ma dı ğı nı Al lah, bir ayet te şöy le bildirir:

Ey iman eden ler, bir ka vim (bir baş ka) ka vim le alay et -me sin, bel ki ken di le rin den da ha ha yır lı dır lar; ka dın lar da ka dın lar la (alay et me sin), bel ki ken di le rin den da ha ha yır lı dır lar. Ken di ne fis le ri ni zi (ken di ken di ni zi) ya dır ga yıpkü çük dü şür me yin ve bir bi ri ni zi 'ol ma dıkkö tü la -kap lar la' ça ğır ma yın. İman dan son ra fa sık lık ne kö tü bir

isim dir. Kim tev be et mez se, iş te on lar, za lim olan la rın ta ken di le ri dir. (Hu cu rat Su re si, 11)

Bu ayet, ala yın her tür lü sün den şid det li bir ka çın ma ge rek ti rir. Bu na kar şın, ba zı in san lar alay et me yi, sa de ce önün den ge -çen bi ri ne çel me ta kıp ye re dü şün ce kah ka ha lar la gül mek gi bi ka ba hat lar la dü şü nü yor ola bi lir ler. Oy sa alay kur naz bir gü lüm se me, esp riy le yu mu şa tıl mış bir "iğ ne le me" ya da açık ça ta vır ser gi le ne me ye cek bir or tam da, ay nı alay cı his si pay la şan bi -riy le göz te ma sı kur ma şek lin de de ola bi lir. Bu tip ha re ket ler ca hi li ye kül tü rü ne ait tir ler ve mü min le rin ara sın da ya şa tıl ma la -rı da son de re ce çir kin bir ta vır olur. Öy le ki, Ku ran'da, "kaş göz işa ret le riy le alay eden"le rin so nu nun "hu ta me" ol du -ğu şöy le ha ber ver il mek te dir:

Ar ka dan çe kiş ti rip du ran, kaş göz ha re ket le riy le alay eden her ki şi nin vay ha li ne; Ki o, mal yı ğıp bi rik ti ren ve onu say dık ça sa yan dır. Ger çek ten ma lı nın ken di si ni ebe di kı la ca ğı nı sa nı yor. Ha yır; an dol sun o, 'hu ta me'ye atı la cak tır. "Hu ta me"nin ne ol du ğu nu sa na bil di ren ne dir? Al lah'ın tu tuş tu rul muş ate şi dir. Ki o, yü rek le rin üs -tü ne tır ma nıp çı kar. O, on la rın üze ri ne ki lit le ne cek tir;

(Ken di le ri de) Di ki lipyük sel til miş sü tun lar da (bağ la na -cak lar dır). (Hü me ze Su re si, 1-9)

Bu açık hükme rağmen, bir müminin alaycılık gibi Kuran ahla-kına uygun olmayan bir tavra bilinçli olarak girmesi söz konu-su olmaz. Ancak tek ihtimal yaptığı çirkinliğin farkında olma-ması ve bunu bir eğlence sanolma-ması olabilir. Böyle bir durumda ise kişinin hemen nefsini kınaması ve yaptığı bu hareketten tevbe ederek vazgeçmesi gerekir.

“VİCDANLI OLAN SÖZÜN GÖNÜL ALICI SÖYLENMESİDİR”

SUNUCU: “Değerli Hocam. Sizin güzel ahlaka yönlendirme-lerinizle kendimi çok değiştirdim. Fakat bazen boş bulunduğumda karşımdaki kişilere istediğim şekilde güzel sözle cevap veremediği-mi fark edip, rahatsız oluyorum. Sevdiğim, değer verdiğim Müslümanlarla Allah’ın emrettiği gibi en güzel sözlerle konuşmak için kendimi nasıl değiştirebilirim?”

ADNAN OKTAR: Bu, insan hayatında en hayati konulardan bir tanesidir. Mesela ben seninle konuşurken hep düşünerek hare-ket ediyorum. Yani sözün seni olumlu etkilemesi, seni rencide ede-cek herhangi bir söz olmaması, hatta mimiklerimde bile buna çok dikkat ediyorum. Bir insan vicdanını, uyanık olduğu süre içeri-sinde, sürekli kullanmak durumundadır. Mesela sabah kalktı-ğında, namaza kaldırıyorlar farz edelim, böyle üşenerek kalkıyor gibi, mesela bu namaza, Allah’a, Kitap’a karşı bir hareket olmuş olur. Yani ona karşı naz yapmış olmazsın sen. Anlamı çok anormal olur, anlatabildim mi? Veyahut iltifat ederken o sözün ikinci bir anlama gelmesi ihtimali varsa, onu da düşünmek lazım. Çok seri akıldan bunların geçirilmesi gerekiyor. Mesela bazen bir söz karşı-daki insanı tedirgin edebilir, çünkü Allah, “insan zayıf yaratıldı (Nisa Suresi, 28) diyor. İnsan alıngandır. Yani rahatça bir sözün arkasında kötü bir düşüncesi olabilir. Kötü bir ima arayabilir. Onun için sözü seçerek söylemek lazım ve yalın ve samimi ve tam anlamıyla söylemek gerekiyor. Bunu söylerken de mimikler de çok önemlidir. Yani mesela “hadi yemeğe gelin” denir. Kavga eder gibi de bunu söyleyebilir bir insan, çok gönül alıcı da söyleyebilir, vasat da söyleyebilir.

Vicdanlı olan, gönül alıcı söylenmesidir. Yani gönül alıcı bir

ton ve gönül alıcı bir yüz ifadesi. Yani ses tonu ve yüzle des-teklenmesi gerekiyor konuşmanın. “Nasılsın” diyor, ama adam mafya gangesteri gibi, öyle bir nasılsın diyor ki adamın içi titriyor yani öyle değil mi? Adam çekiniyor, yani eli, ayağı, bacağı. Ama başka insan der, bir bakışı değil mi, ses tonuyla onun çok hoşuna gider. Onun için adam diyor ki, “ben ne yaptım” diyor, “gayet nor-mal tavrım” diyor. Nornor-mal değil, öyle nornor-mal tavır olmaz. (Sayın Adnan Oktar'ın 6 Ocak 2010 tarihli Gaziantep Olay ve Samsun Aks TV röportajından)

MÜ MİN LE Rİ HOŞ LAN MA DIK LA RI