B. NAHİV İLMİNE GENEL BİR BAKIŞ
3. Osmanlılar Döneminde Şerh Geleneği
2.5. MÜELLİFİN ŞERHTE TAKİP ETTİĞİ METOT
2.5.9. Farklı Görüşlere Yer Vermesi
Arap gramercileri, bir konu hakkında eser yazarken farklı görüşleri ortaya koymak ve görüşlerini desteklemek amacıyla dil ekollerinin ve âlimlerin görüşlerine sıklıkla başvurmuştur. Şarih de eserinde dil ekollerinin ve nahiv konusunda söz sahibi olan âlimlerinin görüşlerine yer vermiştir.
1. Farklı görüşlere yer verirken bazen
لىإ بهذ
(görüşünde oldu) fiilini kullanarak farklı görüşleri yansıtmıştır. Örneğin:• Hamd kelimesinin nimet ve diğer şeylerin dil ile övülmesinin cumhurun (genelin) görüşü olduğunu,
لىإ يزارلا ماملإا بهذ
diye başlayarak (Fahreddin) İmâm er- Râzî (ö. 607/1210) ’nin, hamd kelimesinin sadece nimete mahsus olduğu görüşünde olduğunu ifade etmiştir.22. Bazen de farklı görüşlere yer verirken
لاق
(dedi) veركذ
(zikretti) fiillerini kullanmaktadır. Örneğin:•
اَّم ل
kelimesinin kullanıldığı yerlerle igili et-Teftâzânî (ö. 791/1389)’nin,اذإ
anlamında şart edatı olarak kullanılabileceğine dair görüşünüنيازاتفتلا ةم لعلا ركذ
ifadesiyle vermekte ve ardından Sibeveyh (ö. 180/796)’inاَّم ل
kelimesinin sebep sonuç için kullanıldığına dair görüşünüهيوبيس لاق
diyerek ifade etmektedir.3
1 İbrâhim Opijač el-Mostarî, Şerhu’l-Misbâh, nr. 303, vr. 96b. 2 İbrâhim Opijač el-Mostarî, Şerhu’l-Misbâh, nr. 303, vr. 3a. 3 İbrâhim Opijač el-Mostarî, Şerhu’l-Misbâh, nr. 303, vr. 6a.
100
3. Bazen de âlimlerin isimlerini vermeden görüşleri
ةاحنلا ضعب
(bazı nahivciler) veyaمهضعب
(bazıları) şeklinde ifade etmektedir. Bazen de âlimin ismini vermeden meşhur olan eserlerinin adları ile referans vermektedir. Örneğin:• İsim vermeden bazı nahivcilerin kelam ve cümle sözcüklerinin eş anlamlı olduğu görüşünde olduğunu
لىإ ةاحنلا ضعب بهذ
ifadesi ile verdikten sonra bu görüşe karşı olanlardan Sahibu’l-Mufassal diyerek ez-Zemaḫşerî (ö. 538/1144)’yi ve Sahibu’l-Lubâb diyerek de Taceddin el-İsferâyînî (ö. 684/1285)’yi kastetmektedir.1• Mefʻûl-u maah konusunda
ةاحنلا روهج
diyerek nahivcilerin genelinin âmilin, fiil olduğu görüşünde olduğunu veلىإ مهضعب بهذو
diyerek isim vermeden bazılarının âmilin, vâv harfi olduğu görüşünde olduğunu ifade ettikten sonra bunun doğru olmadığını eklemektedir.24. Nahiv ekollerinin görüşlerine de yer vermekte ve bazen bu görüşler hakkındaki tercihini ifade etmektedir. Örneğin:
• el-Muṭarrizî, fiil çeşitlerinden olan emir fiili “son harekesi sakin olan” şeklinde tarif etmektedir. Şarih, bu tarifin Basra ekolünün görüşüne bir işaret olduğunu çünkü Basra ekolünün emir fiilin sonunun sükün üzere mebni olduğu görüşünde olduğunu ve bunun doğru olduğunu ifade etmektedir. Devamında muzari fillin isme benzediği için murab olduğu görüşüyle ilgili olarak aslında muzari fiilin isme benzemediğini, Kûfe ekolünün görüşünün aksine fiillerin mebni olduğunu ifade etmektedir.3
5. Bazen de iki dil ekolünün görüşlerini verip görüş beyan etmediği de olmuştur. Örneğin:
• Mastar konusunda musannifin yaptığı “fiil, mastardan türemiştir” tarifi hakkında bu görüşün Basra ekolüne ait olduğunu, Kûfe ekolünün ise mastarın fiilden
1 İbrâhim Opijač el-Mostarî, Şerhu’l-Misbâh, nr. 303, vr. 30b. 2 İbrâhim Opijač el-Mostarî, Şerhu’l-Misbâh, nr. 303, vr. 46a. 3 İbrâhim Opijač el-Mostarî, Şerhu’l-Misbâh, nr. 303, vr. 16a.
101
türediği görüşünde olduğunu ifade etmektedir. Bu mesele hakkında iki tarafın da deliller sunduğunu ve konunun sarf ilmine dayandığını ifade ederek bir görüş beyan etmemektedir.1
6. Bazen bu ekollere ait görüşlerle beraber nahiv alanında söz sahibi âlimlerin görüşlerini de vermektedir. Örneğin:
• Musannifin fiile sakin tau’t-te’nîs bitişmesi ile ilgili verdiği
تسئبو تمعنو
örneklerinin, en doğru görüşe işaret ettiğini ve bu iki kelimenin fiil alametlerini almalarının fiil olduklarını gösterdiğini ifade etmektedir. Daha sonra (Kûfe ekolüne mensup olmasına rağmen o konuda ekolün aleyhine görüş belirtmesi nedeniyle sadece) el-Kisâ’î (ö. 189/805)’nin ve Basra ekolünün çoğunluğunun bu görüşte olduğunu ifade etmektedir.2•
لا ع ف
veznindeki kelimelerin emir fiil anlamında kullanıldıklarına dair Sibeveyh’e göre bunun her sülasi fiil için kıyasî bir kalıp olduğunu söylemektedir. Mebni olmasının sebebine gelince Basra ekolüne göre emir fiilinin yerine gelmesi, Kûfe ekolüne göre ise lamu’l-emir manası içermesi olduğunu ifade etmektedir.3•
لاإ
harfinin amel etmesi ile ilgili olarak, el-Muberred (ö. 285/898) ve ez- Zeccâc (ö. 316/928)’a göre amel edeninنيثتس أ
fiilinin yerine kullanılanلاإ
harfi olduğunu, Basra ekolüne göre öne geçen veya manasıلاإ
aracılığı ile belirlenen bir fiil olduğunu, el-Kisâ'î’ye göre iseلاإ
harfinden sonra gelen bir zamir olduğununa dair görüşleri vermektedir. Ardından Muṣannifek olarak bilinen âlimin (Alaaddîn Ali b. Muhammed el-Bisṭâmî eş-Şâhrûdî)(ö. 875/1470) Basra ekolünün görüşünün aksine el- Muberred ve ez-Zeccâc’ın görüşünü tercih ettiğini aktarmaktadır.4
1 İbrâhim Opijač el-Mostarî, Şerhu’l-Misbâh, nr. 303, vr. 50b. 2 İbrâhim Opijač el-Mostarî, Şerhu’l-Misbâh, nr. 303, vr. 14b. 3 İbrâhim Opijač el-Mostarî, Şerhu’l-Misbâh, nr. 303, vr. 35b. 4 İbrâhim Opijač el-Mostarî, Şerhu’l-Misbâh, nr. 303, vr. 67a.
102
7. Sadece bir ekolün görüşünü aktardığı yerler de vardır. Örneğin Basra ekolünün
ت نأ
denَّ ت نأ
zamirine kadar olanların aslınınنأ
olduğuna dair görüşe yer verirken Kûfe ekolünün görüşünün bulunup bulunmadığını beyan etmemektedir.18. Genelin görüşü dışında tek bir âlimin görüşüne yer verdiği de olmuştur. Örneğin;
• Üç mefʻûl alan efʻâl-i kulûb fiilllerine el-Aḫfeş el-Evsaṭ (ö. 215/830)’in
لاخأ
veنظأ
fiillerini de eklediğini söylemektedir.2•
تَح
harfine zamir bitişmeyeceğine dair müsannifin görüşünü verdikten sonra, el-Muberred’in cevaz veren görüşünü ifade etmektedir.39. el-Muṭarrizî’nin görüşlerine başka âlimlerin itirazları varsa o itirazlara da yer vermekte ve sonrasında kendi açısından açıklamalar yapmaktadır. Örneğin musannifin lâzım mebni kelimenin tarifini “harf manası taşıyan ve harfe benzeyen” şeklinde yapması üzerine bu tarifin doğru olmadığı, la-i nafiye li’l-cins’in harf manası içermediği,
تاهيه
isim fiilinin mebni olmasına rağmen harfe benzemediği ve harf manası içermediği iddia edilen itiraza yer vermektedir. Sonrasındaنببيجأو
(Ben deşöyle cevap veriyorum) diyerek bu itiraza dair kendi görüşünü belirtmektedir.4
1 İbrâhim Opijač el-Mostarî, Şerhu’l-Misbâh, nr. 303, vr. 107a. 2 İbrâhim Opijač el-Mostarî, Şerhu’l-Misbâh, nr. 303, vr. 43a. 3 İbrâhim Opijač el-Mostarî, Şerhu’l-Misbâh, nr. 303, vr. 56b. 4 İbrâhim Opijač el-Mostarî, Şerhu’l-Misbâh, nr. 303, vr. 36b.
103