• Sonuç bulunamadı

E. Diğer Unsurlar

I. Faiz Türü

İş kanunlarında işverenin temerrüde düştüğü tarih bakımından özel bir düzenleme bulunmadığından genel hükümler uygulanacaktır. Borçlar Kanunumuzun 101.maddesi uyarınca, muaccel bir borcun borçlusu alacaklının ihtarı ile mütemerrit olur. Böyle bir yasal düzenleme olsa da iş kazası nedeni ile hüküm altına alınan maddi ve manevi tazminat için davalı tarafın ihtara ve temerrüde düşürülmesine gerek bulunmamaktadır903. Olay tarihinden itibaren yasal faiz yürütülmesi gerekir904. Yargıtay da bir kararında, haksız fiil (veya akde aykırılık) sebebiyle hüküm altına alınan tazminata istek halinde temerrüde düşürme şartı aranmaksızın olay tarihinden itibaren faiz yürütüleceğini belirtmiştir905.

Manevi tazminat davalarında yürütülecek olan bu faiz, bir miktar paranın kullanılması karşılığı istenen kapital (anapara, sermaye) faizi mi yoksa borcun muaccel olduğu halde ödenmemesi sebebiyle istenen temerrüt faizi mi olacaktır ? Bu

901 Kaplan, Hukuki Sorumluluk, 141. Yargıtayda aynı fikirdedir. Y21HD, 09.07.2007, 14548/11824 sayılı kararında faiz talebi olmadığı halde faize hükmedilmesini bozma sebebi yapmıştır. Aynı yönde YHGK, 2002/9-809-802. Y21HD 24.04.2007, 7334/6788. Y9HD, 31.03.2005, 2004/20183, 2005/11297.

902 Y9HD, 24.10.2007, 5504 / 31414 . Y9HD, 24.10.2007, 5505 / 31415, kişisel arşiv.

903 Tandoğan, Mesuliyet Hukuk, 478. Tekinay/ Akman/ Burcuoğlu / Altop, 919 ve orada belirtilen Y9HD, 17.12.1964, 8660/9027 kararı.

904 Günay, Faiz, 16. Aynı yönde Y9HD. 26.02.1996, 1995/29690, 1996/2603. Y21HD, 14.10.1999, 6181/6939. Bkz. Günay, Faiz, 16.

905 Y9HD, 07.09.1990, 7401/9104. Bkz Günay, Faiz, 18.

konuda çeşitli fikirler mevcuttur. Doktrinde bu faizin kapital veya temerrüt faizi değil, üzerinde fazla durulmayan tazminat faizi olduğu belirtilmektedir906. Buna göre tazminat faizi, yaşam hakkı yada vücut bütünlüğü zarara uğrayan veya bu zarar sonucu ölen kişinin olayın vuku anında karşılanması gerekli zararının gecikerek ödenmesi karşısında, bu gecikmeden doğan ek zararı karşılayan meblağdır907. Zararın gerçekleştiği tarihten itibaren yürütülen faiz olarak da tanımlanmaktadır908. Hukuksal niteliği tartışmalı olan tazminat faizi için temerrüt faizinin (gecikme faizinin)909 bir türü olduğunu savunan yazarlarda mevcuttur910.

Bazı yazarlara göre ise bu tazminat, temerrüt faizi değil kapital faizidir.

Çünkü temerrüt için kural olarak ihtar yapılmalıdır ve ayrıca borcun ifasının mümkün olabilmesi için borç miktarının belirli yada belirlenebilir olması gerekir.

Oysa haksız fiilin meydana geldiği tarihte tazminat borcunun miktarının borçlu tarafından bilinmesi, belirlenebilir olması mümkün olmadığından burada temerrüt faizinden değil, kapital faizinden bahsedilir911.

Yargıtay ise 1989 tarihli kararında912, Borçlar Kanununda haksız fiile hükümlerinde tazminata faiz yürütülmesi ve oranı hakkında bir hüküm mevcut değildir. Alacak olay anında muaccel olup ödeme için mahkeme kararının beklediği

906 Tunçomağ, tazminat faizinin temerrüt faizinden dikkatle ayrılması gerektiğini belirttikten sonra şunu vurgular: Tazminat faizi, haksız fiil nedeniyle ödenen tazminatın bir parçasını meydana getirirken, temerrüt faizi, bir miktar paranın zamanında borçlu tarafından ödenmediğinden alacaklının uğradığı zararı karşılamaktadır. Bu sebeple tazmitan faizine haksız fiilin gerçekleştiği anda, temerrüt faizine ise temerrüt tarihinden tarihinden itibaren hükmedilmelidir. Bkz Tunçomoğ, Borçlar I, 460. Anılan faizin temerrüt faizi olmadığı yönünde ayrıca bkz Eren, I, 308.

907 Öcal, 26.

908 Arkan, 64.

909 Yargıtay temerrüt faizi ve gecikme faizi kavramlarını eş anlamlı olarak kullanmaktadır. Bkz.

Karahasan, Sorumluluk, 1535.

910 Barlas, 131. İyimaya, 196. İyimaya’ya göre tazmin borcunu doğuran sebepler bakımından temerrüt olay anında oluştuğuna göre temerrüdün oluştuğu yerde onun tipik sonucu olan temerrüt faizi gündeme gelir ve artık bu faize başka nitelik aramaya gerek ve hukuki sebep kalmaz. Yazarın faize ilişkin diğer karşılaştırmaları için Bkz aynı eser, 196 vd. Aynı yönde Tekinay/ Akman/

Burcuoğlu/ Altop, 918. Oğuzman/ Öz, 286. Feyzioğlu, 239.

911 Aşçıoğlu, 198.

912 Y11HD, 17.03.1989, 1988/5744, 1989/1723. Bkz. Akın, Maddi Tazminat ,150.

tarihi kadar mağdurun tazminat alacağını geç almasından doğan olumsuz sonucun, kanunda boşluk bulunduğu noktasından da hareketle Bk.m.72 deki faiz oranı ile doldurularak giderilmesi gerektiğinin kabulü gerekir, denilmiştir. Başka bir kararında913 manevi tazminat davalarında istenecek olan faizin temerrüt faizi olmayıp, tazminatın bir bölümünü teşkil eden tazminat faizi olduğunu zımni olarak vurgulamıştır. Yeni tarihli kararlarda açıkça tazminat faizi teriminin telaffuz edildiğini görebiliyoruz914. Fakat yüksek mahkeme 2006 tarihli bir kararında iş kazasına konu tazminata yönelik faizi tazminat faizi olarak adlandırıp gördüğü işlev ve hukuki nitelik bakımından gecikme faizi olduğunu kabul etmiştir915.

Kanımızca iş kazası tazminatlarına uygulanan faiz, kaza anında işverence bilinen yada bilinebilecek bir zarar miktarı olmadığından temerrüt faizi değildir. Bu sebeple işverenin belirli bir borcun ifasında temerrüde düştüğü iddia edilemez916. İş kazasının sebep olduğu bu tazminat davasında, işçiye ait olduğu halde işverende bulunan ve bu mahrumiyet nedeniyle faizi gerektiren bir para söz konusu olmadığı için kapital faizi de yoktur. İş kazası tazminatlarına uygulanan faizin niteliğini belirlemek için öncelikle zararın oluşum şekline bakmak gerekir. Zararın bir kısmı kaza anında yahut manevi zarar doğuracak olan eylemin yapıldığı anda doğar. Bir kısmı da örneğin ölen işçinin çocuğunun, babasının yokluğundan ömür boyu duyacağı acı gibi zamana yayılıdır. Kazalanan işçinin kendisinin veya yakınlarının mevcut veya gelecekteki zararlarının kaza anında yada manevi zarara sebep olan eylemin vuku anında doğmuş gibi değerlendirilerek tek bir tazminatla karşılanması

913 Y9HD, 14.01.1992, 1991/11606, 1992/207.

914 Y21HD, 01.02.2007, 2006/14803, 2007/1120.

915 Y21HD, 14.02.2006, 190/1165, kişisel arşiv.

916 Kılıçoğlu sözkonusu faiz için temerrüt faizi yönündeki görüşleri eleştirirken, bu uygulamanın olaya ilişkin pratik çözüm olmasına rağmen hukuki yerindeliği tartışılmalıdır der. Bkz Kılıçoğlu, M., Hesap, 103.

nedeniyle talep edilen faizinde tazminat faizi olarak değerlendirilmesi gerekir.

Zararların bir kısmı zamanla ortaya çıkacak olsa da zararı tazmin borcu iş kazası anında doğmuş bulunduğundan, kazalanan işçinin tazminatı alamadığı sürece zararı büyür. Bu sebeple derhal karşılanmadığı için zararı artmakta olan işçinin tazminatın yanında faizle de tatmin edilmesi gerektiğinden faiz tazminatın içine girer ve onun bir parçası haline gelir. Yani faiz, esas tazminatı ödemede temerrüde düşünülmesine değil, her geçen gün doğan yeni zararları telafide esas tazminata katkı sağlamaya hizmet eder917. Karahasan’ın ifade şekli ile tazminat faizi, doğan zararın geç ödenmesi nedeniyle meydana gelen ek zararın bir çeşit karşılığıdır918. İş hukukundaki tazminatlara uygulanacak olan faizin temerrüt faizi olmayıp tazminat faizi olarak değerlendirilmesi iş hukukunun kendine özgü iklimine de uygun düşmekte ve işçi yararına sonuçlar doğurmaktadır. Şöyle ki, hukukumuz da temerrüt faizine temerrüt faizi işletilmesi yasak iken919 tazminat faizi için böyle bir engel yoktur(Bk.m.104/3)920 .

Benzer Belgeler