• Sonuç bulunamadı

Faḫruddîn-i ‘İrâḳî’nin Anadoludaki Etkisi

Anadolu coğrafyasını küçük veya büyük yerleşim yeri ayırt etmeksizin en ücra şehirlerine kadar seyahat ettiği rivâyet edilen Faḫruddîn-i ‘İrâḳî’nin özellikle Konya ve Tokat’ta uzun süre kaldığı bilinmektedir. Dîvân mukaddimesindeki veriler ve Faḫruddîn-i ‘İrâḳî’nin yakınlarıyla ilgili tarihî olaylar karşılaştırıldığında Faḫruddîn-i ‘İrâḳî’nin Anadolu’ya geliş tarihi olan 666/1268 ile Tokat’ta bulunduğu671/1273 yılları arasında yani beş yıl kadar Konya’da kalmıştır. 676/1277 yılında Mısır’a giden İrâḳî beş yıl da Tokat’ta yaşamıştır. Anadolu Selçukluları devlet idaresinde oldukça önemli bir konuma sahip, devlet içerisindeki otoritesiyle padişahları bile değiştirecek kadar etkili olan Mu‘inuddîn Süleymân Pervâne’nin Faḫruddîn-i ‘İrâḳî ile olan yakın irtibatı aslında ‘İrâḳî’nin Anadolu’da yaşadığı süre zarfında azımsanmayacak bir nüfuza sahibi olduğunu göstermektedir.14 Mu‘inuddîn Süleymân Pervâne, âlimlere ve mutasavvıflara değer veren bir emîr, mutasavvıflarla iyi ilişkiler kurmuş bir devlet adamıydı. O dönemde Konya’da yaşayan iki büyük mutasavvıf olan Mevlânâ Celâleddîn-i Rûmî ve Ṣadreddîn-i Ḳonevî’yi de sıkça ziyaret edip onlardan nasihatler alan Mu‘inuddîn Süleymân Pervâne, Faḫruddîn-i

‘İrâḳîDîvânı’nın mukaddimesindeki bilgilere göre kendisine mürşit olarak Faḫruddîn-i ‘İrâḳî’yi seçmiştir. Mevlânâ’nın eserlerinde ve Mevlevîlikle ilgili kaynaklarda Pervâne’den sıkça bahsedilmektedir. Bu durum ona verilen önemi

14 Mustafa Sabri Küçükaşçı, “Konevî’nin Çağında İktidar-Sûfî Çevre İlişkilerine Dair”, I.

Uluslararası Sadreddin Konevî Sempozyumu Bildirileri, (20-21 Mayıs 2008), Konya, 2010, s. 189.

15

göstermektedir. Söz konusu kaynaklara göre Pervâne, Mevlânâ’nın mürididir. Bu sebeple onun ‘İrâḳî ile olan yakın ilişkileri bilinmekle birlikte ona mürit olduğunu söylemek teyide muhtaç bir bilgidir. Faḫruddîn-i ‘İrâḳî’nin müritlerinin sayısı veya Anadolu’da nasıl bir tarikat teşkilatlanmasına gittiği ile ilgili olarak günümüze ulaşmış herhangi bir veriye rastlanmamıştır. Fakat bir mürşit denetimi altında Hindistan’ın Multan şehrinde başladığı irfan yolunda şeyhi olan Zekeriyyâ-yı Multânî’den sonra mürşitliğe başladığı andan itibaren etrafında çok sayıda mürit olduğu Dîvân mukaddimesinden ve farklı tezkirelerden anlaşılmaktadır.15‘İrâḳî’ye gönül vermiş olan şahıslar arasında Mu‘inuddîn Süleymân Pervâne gibi Anadolu coğrafyasında etkili bir vezirin olması ayrıca Moğolların İslâm topraklarından çıkarılmasında büyük etkisi olan Mısır hükümdarı Sultan Baybars’ın da ‘İrâḳî’ye mürit olup onu Mısır’ın şeyhler şeyhi olarak ilan etmesi, ‘İrâḳî’nin hem Anadolu’da hem de Mısır ve Suriye’de tanınmış ve etkili bir mutasavvıf olduğunu göstermektedir. ‘İrâḳî’nin mutasavvıf, şâir ve bir mürşit olarak özellikle Anadolu’da bıraktığı en derin etki, onun aşk ile varlık meselesini bir arada hatta birbiriyle iç içe geçmiş bir vaziyette ele aldığı en önemli eseri olan Lema‘ât’ıdır. Anadolu’da kaleme alınmış Farsça bir eser olan Lema‘ât, yine Anadolu’da doğup büyümüş ve Anadolu irfanında önemli bir yeri bulunan Hacı Bayrâm-ı Velî’nin vesilesiyle Anadolu Türkçesine tercüme edilmiştir. Hacı Bayrâm-ı Velî’nin irşad halkalarında Faḫruddîn-i ‘İrâḳî’nFaḫruddîn-in Lema‘ât’ından oldukça fazla örnekler verdFaḫruddîn-iğFaḫruddîn-i ve Arapça ve Farsça bilmeyen Türk müritlerin böylesine önemli bir eseri anlayamadıkları için üzüldükleri rivâyet edilmektedir. Lema‘ât’ın anlaşılması konusunda samimî taleplerin Hacı Bayrâm-ı Velî’ye iletilmesi ve Hacı Bayrâm-ı Velî’nin böyle bir tercümeyi ihtiyaç olarak görmesiyle beraber eserin Anadolu Türkçesine tercüme edilmesi için Hacı Bayrâm, kendisine yakın müritlerinden biri olan İnce Bedreddîn’i bu iş için görevlendirmiştir. İnce Bedreddîn’in Lema‘ât tercümesinin tespit edilmiş yirmiden fazla istinsahı Faḫruddîn-i ‘İrâḳî’nin bir Türk tarikatı olan Bayramiyye tarikatında ve Türk müritlerin tasavvufî terbiyesinde ne kadar etkili olduğunu göstermesi açısından oldukça önemlidir.16Lema‘ât vasıtasıyla ‘İrâḳî’nin Anadolu coğrafyasındaki etkisine

15 Muhammed Eḫter Çîme, Maḳâm-i Şeyh Fahruddîn-i ‘İrâḳî der Tasavvuf-i İslâmî, Merkez-i Taḥḳîḳât-i Farsî-yi İran ve Pakistan, İslâmabad, 1994, s.49

16 Ercan Alkan, “Hacı Bayrâm-ı Velî’nin İsteğiyle Yapılan Bir Tercüme: İnce Bedreddin ve Tercüme-i Lemaât’ı”, Tasavvuf İlmi ve Akademik Araştırma Dergisi, 2013, s. 57-73.

16

bir diğer örnek olarak İstanbul’da doğmuş olan Seyyid Mehmet Hâkim Efendi’nin Lema‘ât tercümesi verilebilir. 1700’lü yıllarda yaşamış olan edip, şâir ve vak‘anüvis kimlikleriyle tanınan Hâkim Efendi, başta Gülşenî tarikatının Sezâiyye kolunun kurucusu olan Hasan Sezâi’den etkilenmiş ardından da Nakşibendî tarikatına intisap etmiştir. Faḫruddîn-i ‘İrâḳî’nin Lema‘ât’ının mensur kısımlarını da manzum olarak tercüme eden Seyyid Mehmet Hâkim Efendi, İbn-i ‘Arabî görüşlerinden etkilenmiş hatta onu kendisinin şeyhi olarak tarif etmiştir.17

Faḫruddîn-i ‘İrâḳî’nin Anadolu coğrafyasında bıraktığı ilmî ve irfanî mirasın izleri takip edildiğinde aslında ediplerin kaleme aldığı birçok eserde özellikle de vahdet-i vücûd konusunda söz söyleyen, fikir beyan eden eserlerde onun etkisini görmek mümkündür. Anadolu’da faaliyet göstermiş tarikatlardan biri olan Halvetiyye Şâbâniyye tarikat silsilesi içinde önemli bir yeri bulunan Hasan Ünsî’nin Osmanlı döneminde kaleme aldığı Sırr-ı Ahadiyyet Risalesi’nde, yazarın, İbn-i

‘Arabî’nin görüşlerinden ve Faḫruddîn-i ‘İrâḳî’nin Lema‘ât’ından oldukça etkilendiği görülmektedir. Vahdet fikrinin aşk ile birlikte ele alınması Faḫruddîn-i

‘İrâḳî’nin Lema‘ât’ında oldukça açık bir biçimde müşahede edilmektedir. Hasan Ünsî, İbn-i ‘Arabî’nin daha çok vücûd yönüyle izah ettiği varlık ve vahdet-i vücûd görüşlerini aşk ile meczeden ‘İrâḳî’den bu yönüyle etkilenmiştir.18 ‘İrâḳî’nin Anadolu irfanında bıraktığı izler Selçuklu dönemiyle sınırlı değildir. Osmanlı Devleti’nin kuruluş devrinde yaşamış olan ünlü mutasavvıf ve ilk Osmanlı müderrisi Davûd-i Ḳayṣerî19 de Faḫruddîn-i ‘İrâḳî’nin görüşlerinden ve üslubundan oldukça etkilenmiş yazarlar arasındadır.

17 Ayrıntılı bilgi için: Tuğba Tan, Hâkim Mehmed Efendi’nin Lemeât ve Istılâhât-ı Sûfiyye Tercümeleri, Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Marmara Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, İstanbul, 2019.

18 M. Nedim Tan, “Vahdet Fikrinin Osmanlı Tasavvuf Literatüründeki Yansımalarına Bir Örnek:

Hasan Ünsî’nin Sırr-ı Ahadiyyet’i” Osmanlı’da İlm-i Tasavvuf, İsâr, İstanbul, 2018, s. 298.

19 Mehmet Bayraktar, “Sadreddin Konevî ve Davûd El-Kayserî”, I. Uluslararası Sadreddin Konevî Sempozyumu Bildirileri, (20-21 Mayıs 2008), Konya, 2010, s. 34.

17

BİRİNCİ BÖLÜM

1. FAḪRUDDÎN-İ ‘İRÂḲÎ