• Sonuç bulunamadı

Finansal krizler işletmeler üzerinde; yönetsel, örgütsel ve diğer işletme fonksiyonları(üretim, pazarlama, finansman, muhasebe, insan kaynaklar, vb.) açısından bir takım olumlu ve olumsuz etkiler meydana getirebilmektedir. Kriz dönemlerinde işletmelerin satış düzeylerindeki azalma ve stok artışları, işletmelerin finansal yapılarını ve yatırım kararlarını olumsuz etkileyebilmektedir. Bu dönemde finansal sorunların artması, karlılığın düşmesi, işletmelerde sabit giderlerin ve atıl kapasitenin artması gibi sorunlara neden olmaktadır. Bu durumun sonucu olarak işten çıkarmalar artmakta ve örgüt içi çatışma ve gerilimin artması çalışan motivasyonunu olumsuz yönde etkilemektedir (Titiz ve Çarıkçı,1998: 205-207).

Đşletmeler açısından; genel ekonomik dalgalanmalar en önemli risk unsurlarından biri olarak görülmektedir. Dışsal şoklar ve hükümetlerin parasal ve mali politikaları, vergi ayarlamaları, transfer harcamaları ve diğer faktörler ekonomiyi canlandırmakta veya ekonomide gerilemeye sebep olmaktadır. Özellikle resesyon ihtimali, firmaların bir çoğunu etkilemektedir. Kriz dönemlerinde işletmeler karlılıklarını korumak için üretim ve istihdamı azalttığı bilinmektedir (Birgili ve Tunahan, 2002: 2).

Son yıllarda sık sık tekrar eden krizler ve reel sektörde yaşanan yoğun iflaslar nedeniyle, krizlerin işletmeler düzeyindeki olumsuz etkilerinin daha belirgin olduğu söylenebilir. Finansal krizlerin işletmelerin finansal tablolarında meydana getireceği etkileri, bilanço ve gelir tablosundan yola çıkarak; dönen varlıklar, duran varlıklar, kısa ve uzun vadeli yabancı kaynaklar, özkaynaklar ve dönem net karı kalemleri olmak üzere beş başlık altında incelenebilir.

Finansal krizler, etkisini öncelikle işletmelerde dönen varlıklar üzerinde göstermektedir.Dönen varlıklar bir işletmede brüt işletme sermayesi olarak da adlandırılmaktadır. Đşletme sermayesi unsurları, nakit, menkul kıymetler, alacaklar, stoklar, peşin ödenmiş giderlerden oluşmaktadır (Büker, vd., 2010: 206). Dolayısıyla işletme sermayesi, bir işletmenin günlük faaliyetleri olarak adlandırılan işlemleri yerine getirebilmesi için gerekli olan fon tutarıdır. Đşletmelerde işletme sermayesi unsurlarının bilânço büyüklüğü içerisinde gereğinden fazla bulundurulması yatırımlarından sağlanabilecek getiri düzeyinin azalmasına neden olurken, yetersizliği ise işletmelerin

45

günlük faaliyetlerini yerine getirememesine ve dolayısıyla faaliyetlerinde devamlılığını sağlayamamasına neden olabilmektedir (Büyükşalvarcı ve Abdioğlu, 2010: 48).

Kriz dönemlerinde işletme sermayesi pozisyonunun bozulması nedeniyle, işletmelerin faiz ödemelerini karşılayamaması var olan borç düzeyinde artışlara yol açmaktadır. Fon yetersizliği nedeniyle kredi sağlayanlara yapılan ödemelerde meydana gelen gecikmeler, istenmeyen kredi şartlarına yol açmaları sonucunda kredi maliyetlerinde artışlar yaşanmasına neden olmaktadır (Ata, 2009: 34).

Krizlerle birlikte ortaya çıkan ekonomik durgunluk dönemlerinde, fiyat artışlarının yaşanması işletmelerin çalışma sermayesi ihtiyaçlarını arttırmakta ve bu durum satış güçlüklerinin olması nedeni ile stok ve alacak devir hızlarının azalmasına, şüpheli alacakların artmasına ve işletmede işletme sermayesi temininde sorunlar yaşanmasına yol açmaktadır (Akgüç, 1998: 209).Bu durumda toplam varlıklar, toplam borçlardan fazla olsa dahi işletmeler vadesi gelen cari yükümlüklerini karşılayamadığı taktirde likidite sorunu oluşmaktadır.

Finansal tablolarda, krizlerden etkilenen bir diğer kalem duran varlıklardır. Duran varlıklar, uzun vadeli alacaklardan ve fonlardan, bağlı menkul kıymetlerden, iştiraklerden, maddi duran varlıklardan ve maddi olmayan duran varlıklardan oluşmaktadır(Ceylan, 2001: 35). Duran varlıklar, dönen varlıklara kıyasla likiditesi daha düşük olan varlıklardır. Kriz dönemlerinde duran varlık yatırımı kararı alınması; eldeki sınırlı fonların israfı, üretim maliyetlerinin yükselmesi, işletmelerin büyük kayıplarla karşılaşmasına yol açabilmektedir. Çünkü talebin daraldığı dönemlerde, yatırımlardan beklenen getiri oranı azalmakta ve faaliyet kaldıracı etkisi nedeniyle sabit maliyetleri karşılamak güçleşmektedir. Bu dönemde likidite sorunlarından dolayı eldeki fonların uzun dönemde nakit girişi sağlayacak yatırımlara aktarılması nakit sıkışıklığını daha da arttırmaktadır. Bu nedenle kriz dönemlerinde, işletmeler mali durumlarına ve yatırımlarının aşamasına bağlı olarak sabit varlık yatırımlarını azaltmaktadır (Ata, 2009: 39).

Đşletme bilançolarının aktifini oluşturan yatırım unsurlarının finansmanında kullanılan ve işletme dışından sağlanan kaynaklar uzun ve kısa vadeli yabacı kaynaklardır. Yabancı kaynaklar bir işletmenin borçlarını kapsar ve bilançoda vade esasına göre sıralanırlar. Kısa süreli ya da uzun süreli yabancı kaynaklar genelde banka

46

kredileri ve ticari borçlar grubunda toplam borcun önemli bir kısmını oluşturmaktadır. Bu nedenle kriz dönemlerinde borçların kullanım düzeyleri işletmelerde krizlerin etkilerini belirlemek açısından önemli olmaktadır.

Kriz dönemlerinde faiz oranlarında meydana gelen artış, bankalar için kredi vermenin marjinal maliyetini artırmaktadır. Bu da işletmelerde “aracı ile elde edilen finansman”ın maliyetinin yükselmesine neden olmaktadır (Birgili ve Tunahan, 2002: 6).Sonuç olarak işletmelerin finansal kriz dönemlerinde borç bulması güçleşmekte ve borçların, borç veren kuruluşlar tarafından geri çağrılma riski ortaya çıkmaktadır (Galimidi, 2010: 43).

Finansal kuruluşlarda kredi temininde yaşanan zorluklar ve artan güvensizlik ortamında işletmeler satıcı kredilerine yönelmektedir. Böylece işletmeler vadeli alımlar yoluyla riski tedarikçilere aktarıp, yaratılan kaynaklarla banka kredilerini azaltma yoluna gitmektedir. Ekonomik hayatta yaşanan olumsuzluklar nedeniyle tedarikçiler, aktarılan bu riski karşılamak için vade farkı talep etmek kısa vadeli kredi koşullarını zayıflatmaktadır. Satıcı kredilerinde vadenin kısalması ile birlikte kriz dönemlerinde satış hacmini arttırmak için kredili satışların vadelerinin açılması sonucun ortaya çıkan vade uyumsuzluğu nedeniyle işletmelerde likidite problemlerini daha da arttırmaktadır (Ata, 2009: 41).

Özsermaye işletme sahip ve ortakları tarafından sağlanan ve uzun süreli yatırımların finansmanında kullanılan kaynaklardır. Özsermaye işletmelerin ekonomik durgunluk dönemlerinde, varlıklarını tehlikeye düşürmeden ve iflas olasılığı ile karşılaşmadan faaliyetlerini sürdürebilmeleri açısından önemli olmaktadır.Ülkemizdeki işletmelerin krizlere karşı kırılganlığını arttıran sebeplerden en önemlisi, özsermayelerinin yetersiz olması ve daha çok kısa süreli kaynaklar ile faaliyetlerini sürdürmeleridir. Özsermayenin toplam varlıklar içersindeki payının azaltılması ve işletmelerin varlıklarını daha fazla oranda yabancı kaynakla finanse etmeleri finansal yapılarının zayıflamasına neden olmaktadır. Böylesi bir yapı, işletmelerin riskini artırırken, aynı zamanda finansman giderlerinin yükselmesine ve kârlılığın azalmasına neden olmaktadır (Aşıkoğlu ve Ögel, 2006: 9-18).

47

ĐKĐNCĐ BÖLÜM

FĐNANSAL ANALĐZ

Đşletmelerin var olma nedenleri amaçlarına ulaşmaktır. Genel olarak işletmelerin nihai amacı, işletme değerini maksimum kılmak olarak nitelendirilmektedir. Đşletmeler bu amaca ulaşıp ulaşamadıklarını görebilmek için, faaliyetlerinin etkinliğini ve başarı derecelerini analiz ederek değerlendirmelidir. Finansal analiz, işletmenin performansını aynı endüstrideki diğer işletmelerle ve geçmiş dönem verileri ile karşılaştırmayı kapsamaktadır. Bu da işletme yönetimi tarafından işletmenin eksik ya da aksayan yönlerinin belirlenmesine ve işletme performansının geliştirilmesine yardımcı olmaktadır.

Çalışmanın bu bölümünde finansal (mali) analiz konusu çerçevesinde; finansal analizin kapsamı, amacı, günümüze kadar olan gelişimi ve finansal analize etki eden faktörler, finansal analiz türleri ve teknikleri genel hatları ile ele alınmakta ve işletmelerin temel finansal göstergeleri olan finansal tablolara değinilmekte, finansal krizlerin işletmelere etkilerini belirlemede kullanılan oran analizi yöntemi açıklanarak, temel finansal oranlara yer verilmektedir.

2.1 FĐNANSAL ANALĐZĐN TANIMI

Genel olarak analiz, herhangi bir konuyu önceden belirlenen şartlar altında çeşitli yönleri ile incelemek ve sonuca varmaktır (Çetiner, 2005: 7). Finansal analiz, çeşitli analiz yöntemlerini uygulayarak analiz sonuçlarının bulunması, bu sonuçların eleştirilmesi, yorumlanması ve değerlendirilmesi, analizi yapılan işletmenin çalışma, gelişme durumu ile karlılık ve borç ödeme durumunun saptanması, herhangi bir sorun varsa ortaya çıkarılması ve giderilmesi için alınması gereken önlemlerin belirtilmesini içerir (Durmuş ve Arat, 2000: 115). Finansal analiz, farklı yazarlarca çeşitli şekillerde tanımlanmıştır:

Finansal analiz, finansal tablolardaki verilerin önemini ve anlamını saptamak için yürütülen bir faaliyettir (Yalkın, 1981: 45).

Finansal analiz, bir işletmenin finansal tabloları yardımıyla işletmenin, finansal durum ve performansını analiz ederek gelecekteki finansal performansını tahmin etmektir (Subramanyam ve Wild, 2009: 13).

48

Finansal analiz, bir işletmenin finansal durumunu, faaliyet sonuçlarını ve finansal yönden gelişmesini değerlendirebilmek, gelişme yönlerini saptayabilmek ve o işletme ile ilgili geleceğe dönük tahminlerde bulunabilmek için, finansal tablolarda yer alan kalemler arasındaki ilişkilerin ve bunların zaman içinde göstermiş oldukları eğilimlerin incelenmesidir (Akgüç, 2002: 1).

Finansal analiz ile işletmenin finansal durumu, karlılık durumu, mali yönden gelişmesinin yeterli olup olmadığı gibi konular incelenerek mevcut ve geçmişteki durum saptanmaktadır (Akdoğan ve Tenker, 2007: 549).

Finansal analiz, işletmenin iç ve dış kaynaklardan sağladığı veya sağlamayı düşündüğü fonların kullanma anlamına göre değerlendirilmesi, diğer bir ifadeyle finansal yapılarını, mevcut koşullar altında incelemek ve gelecekteki koşullara göre projeksiyonda bulunmaktır (Akıncı ve Erdoğan,1995: 212).

Açıklanan tüm bu tanımlamalara göre; işletmelerin finansal tablolarının finansal analiz gereksinimlerini karşılayacak biçimde düzenlenmesi gerektiği, finansal analiz yöntemlerinin işletmelerin finansal tablolarına uygulanması sonucunda geçmiş, bugün ve geleceğe yönelik yorumlama, eleştiri ve değerlendirmelerin yapılamasına olanak sağladığı sonucuna varılmaktadır.

Đşletmelerin finansal oranlarını değerlendirebilmek temel finansal tabloları bilmek ile mümkündür. Đlgili tablolar: Bilanço ve Gelir Tablosu olarak ifade edilebilir. Bu tablolar ‘Finansal Analizde Kullanılan Temel Finansal Tablolar’ bölümünde açıklanacaktır.