• Sonuç bulunamadı

Denizli’de kızların evlenme çağı (15-18), oğlanlarda (18-25) yaştır. Yaşları 25 veya daha fazla olan kızlara genellikle ve de kalmış olarak görürler. Bazen kızların (12-15), erkeklerin de (16-18) yaşında evlendikleri de görülmektedir.299

Köylere baktığımız zaman düğünler hafta içi salı günü başlar ve iki gün iki gece devam ederdi. Düğünlerde davul zurnalar çalınır, civar köylerden gelen okucu olarak tabir edilen hısım- akrabalar karşılanırdı. Salı günü başlanan düğünlerde oğlan evinde yemekler yenir, kuran ve mevlit okutulur ve aynı gün davul zurna ile kız evine oğlak götürülür, kız evinde oğlak kesilerek eti hemen pişirilir ve misafirlere ikram edilirdi. Bu arada zeybek oyunları da oynanırdı.

Çarşamba günü ise erkek ve kadınlar öğle vakti davul zurnalar eşliğinde kız evine gidilir, burada daha önceden hazırlanmış olan çeyiz tabir edilen geniş alanda düğün yeri kurulur oyunlar oynanırdı. Belirli bir saatten sonra tekrar geri dönülerek gençler tarafından beldenin belirli yerlerinde bulunan ve dibek taşı denilen yerlerde keşkek adı verilen ve buğdaydan yapılan bir tür yemek için sembolik olarak buğday dövülür ve bu buğday daha sonra yemek yapılarak misafirlere ikram edilirdi.300

294

Özgül Yayınları, a.g.e., s.111.

295

Yurt Ansiklopedisi, a.g.m., s.2190.

296

Özgül Yayınları, a.g.e., s.111.

297

T.C.D.V., a.g.e., s.192.

298

Tarhan TOKER, Denizli İli Kültür Hayatı, Yeni Cumhuriyet Matbaası, Denizli, 1992, s.82.

299

AYKOTA, a.g.e., s.176.

300

H.Hüseyin AYDOĞDU, Kızılhisar Tarihi, Muğla Gazetecilik ve Matbaacılık A.Ş., Muğla, 1979, s.110.

O günün akşamında tekrar kız evine toplu halde gidilir ve oyunlar eşliğinde kına gecesi merasimi yapılırdı. O gece gelinin elerine ve ayaklarına ve orada bulunan kızların ellerine kına yakılırdı. Kına yakma işi devam ederken diğer misafirler kadın ve kızlar leğen çalarak türküler söyleyerek maniler okuyarak eğlenirler. Bu kadınlarının düğün boyunca yaptıkları eğlencenin de sonudur.301

Bundan sonra kız evinden oğlan evine tekrar dönülerek sabaha kadar erkeler içki içerler ve saz eşliğinde oynarlardı. Geceleri kız evine gidilirken bütün gençlerin elinde yanan çıralarla beraber kız evini avlusunda büyük bir ateş yakılırdı.302

Perşembe günü öğleden sonra oğlan evinden ayrılan düğün alayı kız evine yaklaşılır. Silâh seslerini, naraları, çalgı gaydalarını duyan kız evi taraftarları oğlan evini ve düğün alayını karşılamaya hazırlanır. Alaya kız evi erkekleri yer gösterirler. Gelenlere şeker, lokum, sigara ikram edilerek yerlerine yerleştirilirler. Sonra zeybek oyunları coşkulu bir şekilde oynanmaya başlar. Bir taraftan kız evi gelenlere ayrıca hürmette kusur etmemeye çalışırken, oyuncular kalabalıktan istifade ederek en iyi oyunlarını özenle oynamaya devam ederler.

Kız evinde bir saat kadar eğlence yapılıp, vakit geçirildikten sonra, bu süre İçinde hazırlığım bitiren gelinin hazır olduğu kızın babasına, yoksa en yaşlı ve en yakın akrabasına haber verilir. Bu kişi gelinin bulunduğu odaya girer. Gelin en yakınlarının, büyüklerin elini öper, hayırduaları edilerek gelinin duvağı örtülür. Bu sırada gelinin bineceği süslenmiş at odanın dışına getirilmiştir. Gelinin iki koltuğuna yakın akrabaları girerek, ata doğru getirirler.

Hayvanın yanına gelinin kolay binebilmesi için binek taşı veya sandalye konur. Gelinin bunun üzerine çıkarak üzengiye ayağını basar, gelinin etrafında bulunanlar ata binmesine yardımcı olurlar. Gelin ata bindikten sonra, kızın anası başından ufak madeni para, kuru, üzüm, buğday, nohut, şeker karışımını serper. Gelinin atını ya sağdıç veya oğlan evinden hatırlı bir kişi çeker. Dua edilerek, düğün alayı geldiği yolun aksi bir yoldan oğlan evine doğru yürümeye başlar. Bu sırada çalgılar, sözleri yukarıda verilen Cezayir Türküsü’nü çalarlar. Bazı yerlerde durarak oyunlar oynamak, silahlar atmak, türküler söylemek suretiyle oğlan evine gelinir. Gelin-düğün alayı oğlan evine gelince, “Güveyi” (Damad) gelinin başından, para, şeker, buğday serper. Bunun bolluk ve bereket getireceğine inanılır. Gelinin atı merdivenin yanına çekilir.

Gelin bu halde attan indirilmeyerek oğlanın babasına ve anasına geline “İndirmelik”

301

AYKOTA, a.g.e., s.83.

302

denilen adetle, civcivli tavuk, inek, bağ, bahçe, ev, meyveli ağaç bağışlattırılır. Bunun üzerine dua edilerek gelin attan veya arabadan indirilir. Gelini attan damadın babası, anası, yakın akrabaları indirirken güveyi-damad merdiven. Başında beklemektedir. Gelini merdiven başında karşılayan damad koluna girerek odasına götürür. Oda da gelin ayakta bekletilir. Damad gelinin duvağını açarak, geline “Yözgörümlüğü” adı ile bir hediye verir. Bu hediye gümüş bilezik, gremise altın, aynalı veya başka bir ziynet eşyası olabilir, Damad bundan sonra dışarı çıkar, beklemekte olan anasının, babasının elini öper. Daha sonra avluda topluca bulunan gelin alayındaki erkeklerin ellerini öper. Bundan sonra herkes damadın babasına “Gelinin, hayırlı, olmasını” dilerler, kutlarlar. Damadı arkadaşları alarak ya bir eve veya bir bahçeye götürürler. Orada yatsı namazına kadar eğlenilir.

Yatsı namazı vaktinde, yakın arkadaşları, sağdıç ile ve komşu erkekleriyle topluca, damad camile namaza gider. Namazdan sonra bütün cemaat ellerinde birer çıra, mum olduğu halde ilahiler söyleyerek, imamla birlikte damadı eve getirirler. Evde hocanın duasından sonra, dini nikâh merasimi yapılır. Bundan sonra damat babasının elini Öperek odasına yönelince, arkadaşları damada bir kaç yumruk savururlar, yumruklardan kurtulmak için damad sıçrayarak odasına koşar ve herkes oradan dağılırlar.Bazı yörelerimizde dini nikâh kıyılırken gelinin ayağına damad basar ki bu eve erkeğin hakim olması manâsına gelir Yatsı namazından da mumlar meşaleler, maytaplar, renkli Işıklar ve mantar tabancaları atılarak damadı eve getirirler.

Güveyi odasına girince 2 rekat, gelinle birlikte namaz kılarlar. Kız evinden gelen tavuklu pilav, tatlı, birlikte yenilir. Diğer 2-3 gün de gelin duvağı ile birlikte süslü olarak durur. Yine bazı yörelerimizde gelin gerdeğe girmeden önce kucağına, doğacak ilk çocuğun oğlan olması için, bir oğlan çocuğu verilir. Gelin attan inmeden bir koyun kesilerek, uğurlu olması inancına göre koyunun kanına gelinin ayağı bastırılır. Gelin kız evindeki odasından önce, kardeşleri tarafından’ kapısı tutulur. Buna “Kapı tutma” denir. Gelin almaya gelen oğlan evinden bahşiş almadan kapı açılmaz. Gelin oğlan evindeki odasına girerken kapı eşiğine “Yağ gibi geçinsinler inancı” ile yağ sürülür.303