• Sonuç bulunamadı

1. GİRİŞ

1.8. İstenmeyen Öğrenci Davranışları ile İlgili Kuramsal Çerçeve

1.8.1. İstenmeyen Davranışlara Neden Olan Etmenler

1.8.1.3. İstenmeyen Davranışların Ortaya Çıkma Nedenleri

Disiplin sistemleri sınıflardaki istenmeyen öğrenci davranışlarını ortadan kaldırmak amacıyla kullanılır. Donanımlı bir sınıf ve okul ortamında, bu disiplin sistemlerinin var olduğu sınıflarda öğretmenin eğitim – öğretim faaliyetlerini yürütmesini engelleyen tek etmen istenmeyen öğrenci davranışlarının varlığıdır.

Öğretmenlerin öncelikli görevleri bu olumsuz öğrenci davranışlarını en az çaba ile ortadan kaldırmaya çalışmaktır. Çağdaş eğitim felsefelerinde, istenmeyen öğrenci davranışlarını ortaya çıkaran nedenler önem taşımakta,bu davranışların eğitim ve öğretimin niteliği, öğretmen ve yönetici davranışlarının kalitesi, sosyo-ekonomik çevre yapıları, okul-aile işbirliği gibi etmenlerle arasındaki bağlantılar geniş çerçevelerde incelenmektedir.

Okul var olduğundan beri sınıf içerisinde öğrencilerin gösterdikleri istenmeyen davranışlar öğretmenlerin, anne ve babaların kaygılandıkları konuların en başında gelmektedir(Cairnes, 1988; Akt. Mursal, 2005,s. 26). Bu nedenle eğitim ve öğretim etkinliklerindeki başarı, öğretmenin sınıf yönetimindeki ustalığına bağlıdır.

İstenmeyen davranışların öğretmenlere eğitim-öğretim etkinlikleri sırasındabüyük zorluklar yaratması, öğrenmeyi olumsuz yönde etkilemektedir. Öğretmenin disiplini sağlamadan derse başlamaması çok önemlidir. Sınıf disiplininisağlarken başarılı olabilmenin ön koşulu “istenmeyen davranışlar” diye nitelendirilebilecekdavranışların neler olduğunun belirginleştirilmesidir(Sayın, 2001;

Akt. Mursal, 2005,s. 27 ).

Önemli ya da önemsiz birçok istenmeyen öğrenci davranışı eğitimin her kademesinde gözlenmektedir. Öğretmenlerin bu konudaki deneyimleri ya da deneyimsizlikleri sınıflarında çeşitli istenmeyen davranışlarla karşılaşmalarına engel değildir. Davranışın istenilir olup olmamasının ölçütü davranışı yapana, karsısındaki kişiye, davranışın oluştuğu ortamın özelliklerine, toplumun kültürüne göre değişebilir(Mursal, 2005,s. 27). Öğrencilerin “geçici ilgisizliklerinden” kaynaklanan istenmeyen davranışlara derste dışarıyı seyretme, hayal kurma, ıslık çalma, bir işi oyalanarak yapma, sırayı dizleriyle kaldırma gibi davranışlar kısa süren, öğrencilerin geçici ilgisizlikleri sonucu ortaya çıkan istenmeyen davranışlara örnek olarak verilebilir(Kerr ve Nelson, 1989;Akt. Mursal, 2005, s. 27 ).

Geçici ilgisizliklerden kaynaklanan davranışların dışında istenmeyen davranışların bir kısmı da “ders dışı davranışlardır”. Bağırarak konuşma,gürültü çıkararak giriş çıkışlarını belli etme, ders esnasında bir şeylere vurarak ses çıkarma, izinsiz yer değişikliği, şiddet kullanarak başkalarının eşyalarını sahiplenme, kopya çekme, içeriğin dışında konuşma, izinsiz yeme-içme davranışı,yüksek sesle gülme,

sürekli tuvalete gitmek için izin isteme gibi davranışlar öğrencilerin ders dışı davranışlarına örnek olarak verilebilir(Tertemiz, 2000,s. 54).

Öğretmenin dersi anlatmasını ve öğrencilerin çalışmasını engelleyen davranışlara; saygısızca davranma, sınıf içi görevlerden kaçma, sürekli şikayet etme, sürekli itiraz etme, derse geç girme, derse hazırlıksız gelme, eksik araç gereçler, sınıf kurallarına uymama, arkadaşlarına ve onların eşyalarınazarar verme, izinsiz konuşma, uygunsuz konuşmalar, yalan, sürekli sınıf içinde gezinme isteği, okula oyuncak getirme gibi davranışlar da örnek olarak verilebilir(Mursal, 2005,s.28).

İstenmeyen öğrenci davranışları öğretmen ve yöneticilerin sıklıkla karşılaştığı bir durumdur. Öğretmenler ve yöneticiler zamanlarını öğretim faaliyetlerini yerine getirmekten ziyade, bu davranışları kontrol etmek için zaman harcamak zorundadır.

Fakat istenmeyen davranışların çok az yaşandığı sınıflarda, öğretime daha çok zaman ayrılmakta ve öğrenciler zamanlarını öğrenme görevlerine aktif bir şekilde yoğunlaşarak geçirebilmektedirler.

Bu nedenle, sınıf içinde yaşanması istenmeyen davranışların engellenmesi diğer öğrencilerin bu durumdan etkilenmemesine yardımcı olacaktır.

İstenmeyendavranışları engellemenin ya da değiştirmenin yolu, o davranışın nedenini önceden kestirebilmektir(Tertemiz, 2000,s. 55).

İstenmeyen davranışların kaynaklandığı nedenleri; “Aileden kaynaklanan nedenler”, “Öğrenciden kaynaklanan nedenler”, “Plan ve öğretim yöntemlerinden kaynaklanan nedenler” ve “Öğretmenden kaynaklanan nedenler” olmak üzere dört baslık altında toplamak mümkündür.

İstenmeyen davranışlara neden olan etmenlerden bazılarına şu başlıklar da eklenebilmektedir:

ƒ Derste sıkılma,öğrencilerin ilgi ve ihtiyaçlarına hitap etmeyen, öğrenci merkezli olmayan, öğrencilerin yeteneklerinin dışında kalan dersler onların ilgilerini dağıtmakta ve başka faaliyetlere yöneltmektedir. Motivasyon eksikliği, öğretmenin araç ve gereçleri etkili şekillerde kullanamaması, dersi işleyiş sürecinin monoton olması, öğretmenin akademik yetersizliği, dersin ilgi çekici olmaması sınıfını ve öğrencilerini tanımaması da öğrencilerin sıkılmasına yol açmaktadır.

ƒ Otoriteye karşı gelme isteği; Belirlenen kuralların kendisini sıktığını, sınırladığını düşünen öğrenci otoriteye karşı gelerek güç gösterisinde bulunmaktadır.

Bu durumu ortadan kaldırmak için ise, otoriteye karşı gelme isteğinin etkisiyle ortaya çıkan davranışları öğrencinin kuralların belirlenmesinde kararlara katılması, onların da görüşlerinin alınarak karar verilmesi onların, ilgi ihtiyaç ve beklentilerine uygun bir eğitim ortamının sağlanmasıönerilmektedir.

ƒ Kuralların olmayışı veya öğrenci tarafından bilinmemesi; Kurallar açık ve anlaşılır bir şekilde öğrenciye ifade edilmediği sürece istenmeyen davranışlar ortaya çıkacaktır. Bu nedenle kurallar öğrencilere öğretmen tarafından açıklanmalı, onların kuralları benimsemesi sağlanarak bu sorun çözülmeye çalışılmalıdır.

ƒ Akademik başarı eksikliği; Öğrencilerin akademik benlik algılarının olumsuz etkilenmeleri istenmeyen öğrenci davranışlarının ortaya çıkmasının diğer bir nedenidir. Öğretmen başarı duygularını arttırmaya yönelik çözümler sunduğu sürece bu tür öğrencilerin istenmeyen öğrenci davranışları da en aza inecektir.

ƒ Duygusal sorunlar; Öğrencilerin duygusal boşlukları, problemleri okul hayatının sorumluluklarıyla çelişmekte ve beraberinde istenmeyen öğrenci davranışlarını da getirmektedir. Bu tip öğrenciler dikkat çekmeye çalıştıklarından istenmeyen davranışları göstermektedirler. Öğretmenler bu durumda hangi davranışların sorun

yarattığını tespit etmeli ve problemin çözümünde profesyonel yardım alması için öğrenciye yardımcı olmalıdır(İlgar, 2005,s. 168).

Birey, aile ve sosyal çevresindenedindiği değerlerle davranış kalıplarının öğrenme ortamında kazandırdıklarının uyuşmasını bekler. Uyuşmadığı zaman ortaya çıkançatışma sınıfta en fazla karşılaşılan problemlerden biridir. Bu durum çocuğun bir bocalama yaşamasına ve nasıl davranacağınakarar verememesine neden olduğu gibi, okula uyumunun sağlanmadığı durumlarda çocuğun duygusal yapısında veöğrenme yaşantısında ciddi sorunlar gözlenebilir.

Aile, çocuğun bilişsel, duyuşsal, psikomotoryönlerden gelişmesini ve sosyalleşmesini sağlayan ilk ve en önemli kurum olma konusunda ön plana çıkmaktadır. Bu nedenle çocuk okula başlayıncaya kadar içinde bulunduğu ailesinin yasam biçimine uygun kişilik, ilgi, sevgi, tutum ve davranışlar geliştirir(Yavuzer, 1993,s. 139). Anne babanın çocuklarına karşı sergiledikleri farklı tutumlar da okulda istenmeyen davranışlara neden olmaktadır. Bunlara örnek olarak anne-baba ve çocuk arasındaki zayıf ilişkiler, ayrılık, terk etme, boşanma, ailebireylerinden birinin ölümü, babanın işsiz olması ve ailede yaşanan ekonomik sıkıntılar,anne babanın istenmeyen davranışları, kardeşler arasındaki rekabet vedüşmanlık verilebilir(Tertemiz, 2003,s. 75). Ailede sosyo-ekonomik çevrenin getirdikleri doğrultusunda ortaya çıkan moral bozukluğu, kalıplaşmış davranışlar, baskıcı tutumlar öğrencilerde istenmeyen davranışlar görülmesine neden olur(Ada, 2004,s.

200). İlköğretim çağında gözlemlenen, öğrencilerin gelişim özelliklerinden kaynaklanan, dikkati çekme isteği ile ortaya çıkan istenmeyen davranışlar, sevgi ve ilgi görme ihtiyacı olan her yaştaki öğrencide mevcuttur(Erden ve Akman, 1998,s.

253). Okuldaki yaşantıların büyük bir çoğunluğu da öğrencilerin istenmeyen davranışların sergilenmesine neden olmaktadır. Öğrencinin öğretmeninden, yazılı ya

da sözlü sınavlardan, derse katılmaktan korkması özgüvenini yitirmesine neden olmaktadır. Bunun yanı sıra öğrencilerin ilgi ya da seviye grupları oluşturularak düzenlenmesi gereken oturma düzeninin öğrenciler için uygun olmaması durumunda öğrencilerde saldırganlık ya da sürekli olarak sessiz kalma gibi davranışlar ortaya çıkabilir(Tertemiz, 2000,s. 56).

İstenmeyen davranışlara yol açan bir başka neden öğretmenin mesleğin getirmiş olduğu alışkanlıklarından dolayı her gün aynı biçimde ders anlatması, öğrencilere benzer sorular sorması olarak ifade edilebilir. Bu durum tekdüzeliği, öğretim sürecini sıkıcı hale getiren en önemli faktörlerden biri haline getirmektedir.

Öğrencinin yalnızca izleyici konumunda olduğu derslerde dalgınlık, hayal kurma, esneme, uyuma, dışarıyı seyretme, arkadaşlarına sataşma gibi dersten sıkılma sonucu istenmeyen davranışlar yaşanmaktadır. Sunulan öğretim materyallerinin öğrenciyi motive edebilmesi, dikkatini çekmesi, sınıf ortamını öğrenci merkezli hale getirmekte ve tekdüzeliği ortadan kaldırmanın en önemli yoludur(Özyürek, 1997,s.

81). Bu nedenle öğretmenlerin uygulayacakları çalışmayı; öğrenci düzey ve özelliklerine göre, hangi davranışları kazandırmak için, hangi araç-gereç ve yöntemlerle, koşul ve ilkeleri göze alarak, nasıl kullanacağını önceden belirlemeleri ve bu konuda hazırlık yapmaları gerekmektedir. Kırk, elli dakikayı gerektiren sürekli ve dikkat gerektiren öğretme-öğrenme işi sınıfça gerçekleştirilmektedir. Böyle bir işin sınıftaki kalabalıklık dikkate alındığında sınıfça gerçekleştirilecek olması öğretmenin işini daha da zorlaştırmaktadır. Bu şekilde sınıftaki her öğrenci derse kendini tam olarak verememektedir.Bu durumun yol açtığı can sıkıntısı ve bıkkınlık bir anlamda tekdüzeliğin en önemli nedeni haline gelmektedir(Toprakçı, 2008,s.

418). Öğretmenin, öğrencilerinin istenmeyen davranışlarda bulunmalarını, sınıf yönetimini olumsuz etkilemelerini önlemek ve yalnız dersle ilgilenmelerini sağlamak

için, öğretim yöntemleri konusunda daha etkin olması ve sürekli kendini geliştirmesi gerekmektedir. Aynı öğretim yöntemini her derste kullanmadan öğrencileri devamlı etkin kılan, sınıf çalışmalarının kesintisiz sürmesini sağlayan, öğrencilerin ilgi ve gereksinimlerine yanıt veren, onları uyanık tutan, hedef davranışlara uygun yöntemler sayesinde istenmeyen davranışlar en az çaba ile önlenebilmektedir.

Öğretmenin nitelikleri, özellikleri ve sınıf yönetimi etkinlikleri çerçevesinde sınıfta sergilediği davranışlar, öğrencileri çok yönlü olarak ve yakından etkiler. İstenmeyen öğrenci davranışlarının ortaya çıkmasında etkili olabilecek öğretmen davranışları iki gurupta incelenebilmektedir. Bunlar; öğretmenin sosyal beceri yetersizliğinden kaynaklanan davranışlar ve öğretmenin öğretimle ilgili beceri yetersizliğinden kaynaklanan davranışlardır(İlgar, 1996,s. 146).

Okulda ya da sınıf ortamında karşılaşılan pek çok sorunun, öğretmen ile öğrenci arasındaki iletişim bozukluğundan kaynaklandığı bilinen bir gerçektir. Kolay çözümlenecek sorunlar iletişimsizlik ya da yanlış iletişim sonucu büyük sorunlara dönüşebilmektedir. Sınıfta öğretmen-öğrenci ilişkisini belirleyen önemli etmenler;

öğretmenin sözel olmayan davranışları, özellikleri ve öğrenci özellikleridir.

Öğretmen, iyi bir gözlemci olarak öğrencilerinin sınıf içerisindeki davranışlarını kontrol etmekte, onlar hakkında bir değerlendirme yapmakta ve bu değerlendirmeye göre bir tepkide bulunmaktadır(Erden, 2008,s. 86). Öğretmenin alay edici tavırlar sergilemesi, öğrenciler arasında kıyas yapması, kuralları uygularken ve öğrencilere örnek olmaya çalışırken tutarsız davranması, öğrencilerin bir kısmını diğerlerinden üstün tutması, öğrencilerini önemsiz görmesi,pekiştireç kullanmaması,öğretmenin kaba davranışlar sergilemesi, öğrencilerin bireysel farklılıklarının dikkate alınmaması,ceza yöntemini bilinçsizce kullanması, iletişim becerilerinin eksik ya da yetersiz olması, öğrencilere karşı mesafeli davranması gibi davranışlar, öğretmenin

sosyal beceri yetersizliğinden kaynaklanan ve öğrencilerin istenmeyen davranışlarının nedeni olabilecek davranışlardır(İlgar, 1996,s. 146).

Öğretmenin öğretimle ilgili beceri yetersizliğinden kaynaklanan ve sınıfta sorun yaşanmasına neden olabilecek davranışları ise; kuralları açıkça ifade edememe, derse hakim olamama, disiplini sağlamadan derse başlama ve disiplinsiz bir ortamda dersi sürdürmeye çalışma, zamanı verimsiz kullanma, tekdüze şekilde ders anlatma,amaçsız ve anlaşılır olmayan ödevler verme, sınıfın fiziksel düzenini öğretim için uygun hale getirmeme, öğrencilerini notla tehdit etme, ses tonunu ayarlayamama, öğrencilerine istenilen davranışlar için model olmama, öğretim yöntemlerini gerektiği şekilde seçememe, verilen ev ödevlerini kontrol etmemedir(Ataman, 2000,s. 177). Gerçekleştirilen öğretimin içeriğinin ve yönteminin öğrencinin zihinsel kapasitesinin üzerinde etkili olduğu düşünülecek olursa sınıf içerisinde gerçekleştirilen bir öğrenme faaliyetinin, öğrencilerin farklı özellikleri de dikkate alınarak zengin içerikli ve işbirliği olan yöntem ve tekniklere dayalı olması gerekmektedir(Toprakçı, 2008,s. 414).