• Sonuç bulunamadı

2.1.3. Fen Sınıflarında Etkileşim

2.1.3.2. Etkileşim modelleri

Literatürde sözü edilen ve okullarda öğretmenler tarafından sıkça kullanıldığı belirlenen etkileşimin en ayırt edici modeli Lemke’nin (1990) üçlü diyalog dediği üç-kısımlı karşılıklı söyleşi yapılarıdır. Bu model ilk olarak IRF (Sinclair ve Coulthard, 1975) ya da IRE (Mehan, 1979) olarak tanımlanmıştır. İki yazar için de I (initiation) başlatmayı (öğretmen tarafından sorulan bir soru yoluyla) ve R (response) karşılığı (bir öğrenci tarafından) simgeler. Üçüncü tepkiyle ilgili olarak, Mehan (1979) değerlendirmeye (E-evaulation) değinirken, Sinclair ve Coulthard (1975) geri dönüte (F-feedback) değinmişlerdir (Akt. Scott ve diğerleri, 2006).

Wells (1999: 200), öğretmenin üçüncü tepkisinin farklı işlevlere hizmet edebileceği üzerinde vurgu yapmıştır. Bazı durumlarda baskın bir değerlendirme işlevi varken, bazı durumlarda ise üçüncü tepki ünite boyunca öğrencilerin bütün deneyimlerinin farklı kısımlarıyla bağlantı yapabilmek ya da öğrencinin verdiği cevabı genişletebilmede daha çok bir fırsat işlevi görür (Wells, 1999: 200). Scott ve diğerleri (2006) tarafından etkileşim modelleri olarak, üçlü IRE modelleri ve Wells’inkine benzeyen bir yaklaşım benimsenmiştir.

2.1.3.2.1. I-R-E modeli

Bu etkileşim modeli, öğretmen–öğrenci–öğretmenden gelen ifadelerle üçlü I-R-E etkileşimi olarak ele alınmıştır. Bu başlatma-karşılık– değerlendirme modeli okullarda oldukça yaygın olup, öğretmenler

tarafından sıkça kullanılmaktadır. Çoğu otoriter etkileşimler I-R-E modelini içerir (Scott ve diğerleri, 2006). Yani öğretmen sıfına soru sorar (başlatma), öğrenciler yanıt verir (karşılık) ve öğretmen bu yanıtı değerlendirir (değerlendirme). Bu modelde genellikle öğretmenin sorduğu sorular kapalı uçludur ve öğretmenin amacı kafasındaki doğru cevabı almaktır. Doğru cevabı aldığında ise dönüt vererek etkileşimi bitirir.

2.1.3.2.2. Açık ve kapalı zincir örnekleri

Etkileşimin alternatif bir biçimi de, öğrencinin cevabına karşılık bir değerlendirme yapmak yerine, öğretmenin öğrencilerin bakış açılarını geliştirmelerini desteklemek ve böylece etkileşimi sürdürmek için öğrencilere geri dönüt verdiği zaman gerçekleşir (örn. Bu çok ilginç, bunu biraz daha açar mısın? gibi.). Bu yolla, öğrenci düşüncelerini detaylandırma ve netleştirmede öğrenciler desteklenmiş olur. Bu alternatif etkileşim modeli normalde (P’nin desteklemek anlamına geldiği) I-R-P-R- P-R şeklini alan etkileşim zincirlerini oluşturur. Burada öğretmen tarafından yapılan destekleme hareketini öğrenciden gelen sonraki bir karşılık takip eder [R] ve böyle devam eder. Bazı etkileşim zincirleri herhangi bir son değerlendirme yapılmadan açık kalabilirken (I-R-P-R-P-R), bazıları da öğretmenin yaptığı son bir değerlendirmeden sonra kapanır (I-R-P-R-P-R- E). Bazı öğretmen destekleri öğretmenin daha ileri derecede detaylandırmalarını içerebilirken, bazıları sadece öğrencilerin verdiği karşılıklardan alınan sözcükleri içerebilir. Sınıfta üçlü olmayan modellerin ortaya çıkabileceği başka yollar da vardır. Örneğin, öğretmenden ziyade öğrenciler bir soru sorarak bir diziyi başlatabilirler. Alternatif olarak, farklı öğrenciler bir I-Rs1-Rs2-Rs3 (Rsn’nin belirli bir öğrencinin verdiği karşılık anlamına geldiği biçimi oluşturarak) öğretmenin sorduğu aynı soruya cevap verebilirler. En sonda 3. öğrencinin verdiği cevap öğretmenin sorduğu başlatma sorusuna bir cevap niteliği taşımayabilir, bir önceki öğrencinin verdiği cevaba karşılık bir yorum da olabilir. Bu gibi durumlarda etkileşim modelleri oldukça karmaşık bir hale gelebilir (Scott ve diğerleri, 2006).

Sorgulama Aşamalarının İletişimsel Yaklaşımla Eşleştirilmesi

Scott ve Ametller (2007) anlamlı fen öğretiminin gerçekleşebilmesi için, diyalojik ve otoriter yönlerin her ikisini de içermesi gerektiğini vurgulamışlardır. Örneğin, eğer tartışmalar diyalojik yaklaşımla açılır ve öğrencilere farklı fikirler üzerinde çalışma olanağı sağlanırsa, bazı noktalarda da tartışmalar otoriter bir yaklaşımla kapatılmalıdır. Kapatma aşaması çok önemli olabilir (örneğin, öğrencilerin günlük bilgileriyle bilimsel bilgilerin arasındaki farkı açıklarken).

Hackling, Smith ve Murcia’ a (2010: 19) göre, öğretmenlerin diyalojik etkileşimli iletişimsel yaklaşımın kullanabilmeleri için;

 öğrencilerin bir dizi görüş ve inanç ifade etmelerini destekleyen açık uçlu sorular sormaları,

 öğrencilere cevap oluşturma ve yanıtlarını detaylandırma fırsatı tanımak için daha uzun bekleme zamanları kullanmaları,

 üzerinde düşünülmesi için öne sürülen bir dizi fikri sınırlayacak olan cevapların doğruluğu ve kabul edilebilirliğini değerlendirmeden kaçınmaları,

 fikirlerin açıklanması ve sınıf tarafından ele alınması için alternatif fikirleri araştıran takip soruları sormaları gerekmektedir.

Otoriter etkileşimli bir yaklaşım uygulamak için ise öğretmenlerin;

 amaçlanan sonuca götüren bir konuşma dizisi geliştirmek için odaklı ve kapalı uçlu sorular sorması,

 sorulara bağlı olarak bekleme zamanını değiştirmesi,

 görüşlerin açıklanması ve gerekçelendirilmesi için takip soruları kullanması,

 hangi fikrin bilimsel olarak kabul edilebilir olduğuna ilişkin belirsizliği ortadan kaldırmak ve bilgileri açıklamak için öğrencilere değerlendirici dönütler vermesi gerekmektedir.

Etkili öğretmenler çoğunlukla konuşma boyunca ortaya çıkan görüşleri gözden geçirir veya tartışmanın sonuna doğru geliştirilmiş açıklamaları özetler. Öğretmenlerin bu gözden geçirmesi ve özetleri, bilimsel bilgiyi özetlemesi yani otoriter etkileşimsiz yaklaşımla elde edilir. Diyalojik etkileşimli ve otoriter etkileşimli iletişimsel yaklaşımları uygulamadaki anahtar stratejiler ise Çizelge 2.4’de gösterilmiştir.

Çizelge 2.4. İletişimsel yaklaşımı uygulamak için gerekli soru tipleri, bekleme süreleri ve söylem hamleleri

İLETİŞİMSEL

YAKLAŞIM SORU TİPLERİ BEKLEME SÜRELERİ SÖYLEM HAMLELERİ

Diyalojik etkileşimli Çok fazla açık uçlu sorular ve daha az kapalı uçlu sorular

Uzun süre bekleme

Öğrenci cevaplarının daha az değerlendirilmesi. Öğrencilerin fikirlerinin ortaya çıkarılması ve fikirlerin açıklamalarını arayan daha fazla takip soruları sorma. Otoriter etkileşimli Çok fazla kapalı

uçlu sorulara odaklanma

Kısa süre bekleme

Öğrenci cevaplarının daha fazla değerlendirilmesi.

Fen öğretimde etkin sorgulamanın gerçekleşmesi için temel ilke, sorgulama sürecinde fikirlerin araştırılmasını, alternatif açıklamaların kıyaslanmasını, fikirlerin test edilmesi ve değerlendirilmesini, görüş ve kanıtlarla mantık yürütülmesini destekleyen tüm sınıf ve küçük grup söylemi için fırsatlar içermesidir. Dolayısıyla bekleme zamanı, söylem adımları ve soru tipleri iletişimsel yaklaşım açısından önem taşımaktadır.

Öğretmen ve öğrencilerin diyalojik etkileşimli iletişimsel yaklaşımı etkili bir şekilde kullanmalarını destekleyen müdahaleler ve keşifçi konuşmalarının, öğrenme süreci ve ürünü ile öğrencilerin bilişsel gelişimi üzerinde önemli ve olumlu etkilerinin olduğu belirtilmektedir (Mercer ve diğerleri, 2004).